ANADOLUNUN ÜZÜCÜ DURUMU:
Özellikle 1980lerden beri, cehalete bilgiçlik taslatan, demokrasinin ve özgürlüğün, seçimin ve seçmenin ve seçilmenin ne olduğu hakkında en küçük doğru/geçerli bir bilgiye sahip olmayan mankafalığı yücelten sosyalleştirilmişlik ortamında:
(a) CHP kendi oyunu en fazla birkaç ötesinde
artıramaz (2023 ortamında).
(b) Millet ittifakının gerçekleri açıklamasının, ölçütleri "gerçekler olmayan" ortamlarda hiç bir oluumlu anlamı ve etkisi yoktur. Kılıçtaroğlu, bırakın acı gerçekleri sunmasını, beş vakit namaz kılsa, her
Cuma farklı bir kentin camisinde Cuma namazı kılsa, hatta Hacca gidip gelse
bile, Kılıçtaroğlunun, Anadolu’da egemen olan “mantık ötesinin mantığı ele
geçirmiş” olması, yani mantığın yerini metafiziğin, hürafelerin, elbette irrasyonel ve bencil bireysel çıkar hesaplarının alması gibi nedenlerle; ve bunlara ek olarak binlerce yıldır
“geliştirilmiş bahaneler, geçersiz gerekçeler” ve “egemen çevre baskılarının
caydırıcılığı” sayesinde, anlamlı sayıda destek alma olasılığı yoktur.
(c) CHP
muhazafakar sağ denenler ile ortaklıklar kursa bile, ve Kürt halkının ve benim
gibi çok acil durumlar dışında CHP’ye oy vermeyenlerin oylarını alsa bile, Aziz
Nesin’in bir cümleyle betimlediği beyinsel yapıya sahip kitlelerden oy alamaz.
Eğer kazara % 50 +1 üzerinde oyu bu ortaklıklar nedeniyle alabilirse, bu bir
mucize olur. Depremler, açlıklar, sefaletler olsa bile. Neden? Bir Arjantinli-Amerikalı arkadaşımın
söylediği ile yanıt verip bitireyim: Arjantin halkı çelme takılarak çamur
balçığı içine düşürülse bile, o çamur içinde sürüne sürüne ve o balçığı yiye
yiye hayatına devam eder. (Elbette bu sırada Tanrıya kendisini bu çamurla
sınadığı, terbiye ettiği için dua eder, çünkü çaresiz bırakılmışa bırakılan tek
soyut sığınak duaları ve beddualarıyla Tanrıdır).
Son bir söz; Kılıçtaroğlu ve millet ittifakı, seçilseler de seçilmeseler de, dünyadaki ve özellikle Türkiyedeki ekonomik durumun ciddi şekilde kötüye gideceği bir yaz mevsimi ve daha kötüye gidecek sonbahar ve sonrasında, büyük kapitalistler için yeni soygun fırsatları elde edeceği ve küçük kapitalistler ve kitleler için ciddi felaketlerin yaşanacağı bir yıl geliyor. Kendi kölelik ve sömürü koşuluna isteyerek ve arzuyla katılanlar, başlarına geleceklerini hazırlayan ve destekleyen koşulları da yarattıkları için, hak ettiklerini, tarih boyu olduğu gibi, alacaklardır: Daha çok sefalet, daha çok kin, nefret ve saldırganlık. Fakat, haketmeyen insanlar elbette, cehaletin, kötülüğün, vicdansızlığın ve kötülerin egemenliğinde yaşamayı hak ediyorlar mı?