CİLALI BAŞ DEVRİ 21. YÜZYILDA İNSANLIK:

Kitaplar BEDAVA

Kitaplarımın hiçbiri kesinlikle satılık değildir; ama bazlarını internetteki kitapcılşarda bulabilirsiniz. 

Gerçi birkaç öğrenciye burs vermek için  bir banka hesabında yeterince para ayırdım. Fakat daha fazla sayıda öğrenciye burs vermeme katkıda bulunmak için eft ile (alıcı: irfan erdoğan, açıklama: burs hesabına öğrencilere burs vermeye katkı, 
İban no: TR46 0010 9000 4000 8638 0500 01 
bursa katkı için para gönderenlere,  istedikleri kitabımı/kitaplarımı  teşekkür için bedava göndereceğim.

Burs katkıda bulunacak durumda değilseniz, bana adresinizi yazarsanız,  size istediğiniz kitabı bedava gönderirim. 

NASIL?  EPOSTAMA İSTEDİĞİNİZ KİTABIN ADINI  ve kendi adresinizi yazın.  epostam: erdogan.irfan@gmail.com (isterseniz telefon edebilirsiniz: 536 957 2447)



ŞU AN ELİMDE OLAN KİTAPLAR:
1.     Diktatörlüğün Medyası    (2018; yeni basıldı)
2.     Televizyon haberleri: Kirletilmiş ruhun günlük gıdası    (2018 yeni basıldı)
3.     Pozitivist Metodoloji ve Ötesi
4.     İletişimi Anlamak
5.     Teori ve Pratikte Halkla  İlişkiler
6.     Kapitalizm, Kalkınma, Post Modernizm ve İletişim
7.     Sinema ve Müzik
8.     Ampirik Araştırmalarda sorunlar
9.     Media and Ethics
10.  Çevre Sorunları
11.  Ekoturizm

NEDEN ve NASIL?

Başlangıç olarak birkaç üniversite öğrencisine burs vermek istedim. Bunun için irfan Erdoğan Öğrenci Yardım Vakfı adıyla bir vakıf kurma girişimine başladım. Epey karmaşık bir süreç, ama inatla her aşamada önüme çıkan sürprizlerle gelen sorunları çözmeye başladım: Bu sürprizlerin önemlilerini sıralayayım: (Yıl herhalde 2018'di). 
1.     Yardım vakfı kurmak için en az 60 000 (altmış bin) lira bankaya Vakıf için yatırmak gerekiyormuş. Onu yaptım. (Şimdi 2025de herhalde 1 milyon falandır)
2.     Vakıf senedi hazırlanıp noterde tasdik ettiriliyormuş. Eh, birkaç yüz liraya falan olur düşüncesiyle gittim noterlere. En az 1200-1500 lira olur dediler. Ona da tamam dedim.
3.  Ben vakıf kurunca vergi verilmez sanıyordum. Evet öyle, ama vakfın vergiden muafiyeti için en az 550 bin lirası olması gerektiğini ve bazı diğer koşullar olduğunu öğrendim. İlgili birileriyle konuştuktan sonra, güçsüzsen ve vakıf kuracaksan vergi ödersin, güçlüysen (ve vergi kaçırmak ve de diğer bazı kirli işler yapmak istiyorsan) vergi falan ödemezsin hem de mali destekler de alırsın. Hatta  "vakıf adı altında üniversite falan kurarsın, hem öğrenci velilerini hem de devleti soyarsın (Vakıf, bedavaya yapılan hizmeti anlatır. Ama soyguncuların ve vurduncuların sisteminde, kamu mallarına devlet eliyle meşrulaştırılmış çökmeyi ve kurulan vakıf yoluyla soygun ve vurgun işi yapmayı anlatır. Bu nedenle Vakıf üniversiteri denen soyguncu ve bütün ailesini ve yakınlarını kullanarak dolandırıcılık yapan "özel çıkar şirketleri" kesşnlikle kapatılmalıdır.  Onlara peşkeş çekilmiş araziler ellerinden alınmalıdır).
4.     Vergi vereceğimi öğrendikten sonra, bana defter falan tutulması gerektiğini ve bu işi muhasebecinin yapmasının gerektiği söylendi. Tahmini ne kadar dedim: Ayda 400 lira kadar dediler. Dört yüz liraya ayda bir öğrenciye bur veririm dedim. Yanıt, "muhasebeciler de kazansın" oldu. Muhasebeciler zaten kazanıyor! 
5.   İlgili yerlerden benden yeni noter işleri (imza yetkisi gibi şeyler) eklediler. Noter ve devlet, “mahallenin köşebaşına yola taş dizerek gelip geçenden taşın üzerinde atladı parası alan yeniçerileri kıskandıracak yollarla harçlar, vergiler, düzenleme ücretleri ve bir sürü ücretler aldığı için kafam iyice bozuldu: Onlara niye para vereyim ki, onlara vereceğimi bir öğrenciye veririm.
6. Tüm kitaplarımın tüm gelirlerini, kitapları bastırmak için harcadığım para dahil, vakfa bağışlayacağımı ve böylece vakfa gelir sağlayacağımı ve daha çok sayıda öğrenciye burs vereceğimi düşündüm. 
7. Kitaplarımın satılması ve vergiden muaf olması ile ilgili olarak, “eser” olduklarını belirten bir yazıyı Kültür bakanlığından alıp vergi dairesine vermem gerektiği söylendi. Bakanlığa gittim. “Kaç kitap var” diye sordu memur. 13 kadar dedim. Eser olduğu yazısı için “her biri için 143 küsür lira ödemem gerektiğini söyledi. Yani, en son iki kitabın biner tane basımına 15 bin lira verdim. Şimdi her biri için % 14.3 “eser olduğu” yazısı almak için vereceğim. Zaten vergisi % 17 lira. "eserdir" yazısını alıp vergi dairesine gittiğimde, dilekçe için de para isteyeceklerdir. Yani, her adımda bir şekilde soyulduğumu hissetmeye başladım, ben “hayır işi yaparsan” meşrulaştırılmış-soygun/haraç çok az olur sanıyordum. Ama, ilgili bir yerdeki müdür, incelenme bekleyen dosya dolu dolapları göstererek, vakıf işinin "vakıf yoluyla dolandıtıcılık, sahtekarlık, para aktarma, kara para aklama gibi işler olduğunu dolaylı olarak anlattı.    
8. Sonunda, parayı defter tutma, muhasebeci gibi şeylere ayda 400-500 lira verme ve her adımda meşrulaştırılmış haraç alanlara verme yerine, öğrencilere veririm diyerek vakıf kurmaktan vazgeçtim.
9.  Onun yerine, bankaya ayırdığım 60 bin lira ile başlangıçta üç öğrenciye, her birine ayda  500 lira tutarında bursu kendim doğrudan vermeye karar verdim.
10. Kitaplarımı da dağıtıcıya verip satma işine girişmiştim. geçmişte, Kaynak, Ümit ve İmge kitabevi dışında kitaplarımı bastırdığım kitapçılardan  telif kontratı imzaladığım halde hiçbir para alamadım. Bu nedenle kardeşim kişisel bir kitap basım şirketi kurdu ve dağıtıcılara verdi. Ama “iş adamı olma” bilgi, yetenek ve beceri yokluğu nedeniyle, kitaplar satıldı, ama zarar edildi. Muhasabeci vergiyi ödemediği ve kardeşim  bilmediği için, tüm kitap satışlarından elde edilenden çok daha fazla ceza ödedik. Kardeşim işi bıraktı ve kapattı. Ben de ilgilenemedim. Denedim, ama solcu diye bilinenlerin de birincil amaçlarının "çıkar hesaplarına uygun seviyede para kazanmak olduğunu görünce onlara kitap bastırmaktan ve dağıtım çabasına başlar başlamaz  son verdim. Solcu veya diğer kapitalistlere bir kuruş bile para kazandırma yerine, isteyene bedavadan kitaplarımı göndermeye karar verdim (Bu karar ile, PTT gibi devlet kurumlarını soyanlara "kargo ücreti yoluyla zorunlu olarak para katkısında" bulundum. Öyle sahtekarlar ki, kitp gönderme indirimli diyorlar ve geçersiz bahaneler uydurarak ucuza göndermeyi engelleyerek avantalarının azalmasından vazgeçmiyorlar. 
11.  Dağıtım çabama başladığımda, öğrencilere vereceğim bursun sayısını ve/veya miktarını artırmayı düşündüm.  Dağıtım işinde sürekli dürüstçe ve gereği gibi işler yapılmadığı için, güvenilir yol aradım. Güvenilir olanlar da büyük dağıtıcılar. Büyük dağıtıcılarla ilgili topladığım bilgi beni şaşırttı:  Büyükler  bireysel olarak kitap bastıranlar ve küçüklerin kitaplarını dağıtmak istemiyorlar. “Sanki mal ellerinde kalacakmış ve çürüyecekmiş veya imajları sarsılacakmış --bu olabilir-- gibi, küçük sayıdaki şeyleri satmaya da tenezzül etmiyorlar.  “Neden?” diye sorduğumda, “büyük dağıtıcılar uğraşmak istemiyor” gibi yanıtlar verildi. Buna benzer bir yanıtı da “özel üniversitede bölümü büyütmek istemeyen” bir bölüm başkanından aldığımda ağzım açık kalmıştı. ” “Uğraşmak istememek de ne demek?  Kısa yoldan köşeyi dönerek vurgun vurma işinin egemen olduğu ortamda, ufak şeylerle ve ufak getirilerle uğraşılmaz. Basmayı ve satmayı kabul eden küçük yerler de, genellikle zor durumda oldukları için, “ne vururlarsa kar” diyerek “hocam cumartesi gel telifi/parayı vereyim” diye "hiç gelmeyen o cumartesi" işiyle işlerini yürütürler. Bundan elbette, arada bir dürüst olan çıkarsa, onlar zarar görür.
12. Zaten dağıtım şirketleri %35 ile % 50 kadarının kendilerine ayırıyorlar. (Telif haklarının, yazar haklarının ve yazarak geçinme gibi şeylerin ne tür "gasplara" maruz kaldığını  anladım böylece).
  
DAHA FAZLA SAYIDA ÖĞRENCİYE BURS VEREBİLMEME YARDIM ETMEK İÇİN BURS HESABINA  PARA YARDIMI GÖNDERENLERE TEŞEKKÜR İÇİN İSTEDİKLERİ KİTABI  BEDAVA  GÖNDERECEĞİM. (Bu çalıştı mı? Şimdiye kadar gönderilenlerin toplamı bir öğrencinin bir yıllık bursunu bile karşılamadı: "Dilenciye para vermeyin, dilencilerin cebinde ve banka hesabında bir sürü para var" dedikten sonra, bağılarımızı örgütlü soygunculara vermemizi söyleyerek beyin ve davranış  yönetimi yaapan ortamlarda, başka şey beklenmez. Türkiye'de "yardım kuruluşlarını ve vakıfları özel çıkarlara hizmet eden şirketlere dönüştürenlerin, amacı kime ve neye hizmet olabilir? Diyelim ki, kendileri fosur fosur sigara içerken, sigara şirketlerinin üretime son vermesini savunma yerine sigara içmeye karşı kampanya yapan Yeşilay ve benzeri örgütlerin yıllık toplam paralarının yüzde kaçı "o örgütün gerçek hedef kitlesine gitmektedir acaba? Yüzde kaçı da yönetim ve çeşitli masraflar altında "birilerinin cebine gitmektedir? Örnek, New York Times New York kentindeki evsizler için her gün para toplardı ve bunu da her gün yayınlardı.  Merak ettim ve öğrencilere   New York Times, New  York Polisi dahil "evsizlere ve benzerlerine yardım eden kuruluşların sahip oldukları yıllık gelirlerin yüzde kaçını hedef  olan insanlara verdiklerini" araştırmalarını istedim. Hatırmaldığım kadarıyla, gelirlerin %70 ile % 85 arası kurumun günlük çalışması için harcanmaktadır). Türkiye'de durumu bilen var mı? Masa başında data üreten ve data analiz eden örgütlü yapılarınm egene olduğu ülkelerde, bunu doğru bilmemiz olasılığı sıfıra yakındır.    

AYRICA, "BENİM KİTAP ALACAK DURUMUM YOK"  DİYENLERE BEDAVA GÖNDERECEĞİM.  (Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinde, böyle yapıyordum. Birinde üç öğrenci geldi ve bedavadan üç ayrı kitap aldılar (9 kitap) ve çıktılar. Hatırlamadığım bir nedenle, ben de arkalarından çıktım. Biraz ileride merdivenlerde inerken, aralarında "benim ne kadar enayi olduğumdan" bahsediyorlardı, çünkü ödeyecek durumumuz yok diye beni kandırmışlardı. Dolayısıyla, kandırılmaya ve enayi olmaya açığım! Gerekirse, posta/kargo parasını da öderim. FAKAT ELİMDE SINIRLI SAYIDAKİ KİTABIN GERÇEK İHTİYACI OLANA GİTMESİNİ İSTERİM. BU NEDENLE, DURUMUM KÖTÜ DİYENLERİN  BANA ŞU BİLGİLERİ VERMESİ GEREKİR: Adı ve soyadı, Cep telefonu, Eposta, Devam ettiği okul, fakülte ve bölümü, sınıfı ve ekonomik koşulunu açıklayan bir epostayı bana göndermesi gerekir (Okula gittiği yerde İkamet durumu, yaptığı herhangi bir iş, yaz aylarında ne yaptığı, sigara içiyorsa, bırakmayı hiç düşünüp düşünmediği, nasıl geçindiği, ailenin ortalama aylık geliri, baba veya annenin adı ve telefon numarası gibi bilgiler).

"KİMSE BİR ŞEY GÖNDERMEZ" DİYORLAR. UMURUMDA DEĞİL. BEN YİNE KENDİ ÇABAMLA VE İMKANLARIMLA AMACIMI GERÇEKLEŞTİRİRİM.
DENEYİMİNİ PAYLAŞMAK VEYA YOL GÖSTERMEK İSTEYEN OLURSA, BANA TELEFON EDEBİLİR: 536 957 2447
Share:

Bu Blog'da Ara (search in this blog)

Translate (Başka dile çevir)

Çok Okunanlar

YENİLER

Labels Etiketler

Burs ve Kitap

Kitaplar BEDAVA

Kitaplarımın hiçbiri kesinlikle satılık değildir; ama bazlarını internetteki kitapcılşarda bulabilirsiniz.  Gerçi birkaç öğrenciye burs v...