tag:blogger.com,1999:blog-88232650942348329272024-03-13T01:17:14.839-07:00Prof. Dr. İrfan Erdoganİnsan, toplum ve iletişim, medya ve siyaset, bilinç yönetimi, algı yönetimi, ideoloji, televizyon, sinema, internet, siyasal ekonomi, ekonomi, sosyoloji, din, inanç, Marx, Marksizm, emperyalizm, faşizm, egemenlik Unknownnoreply@blogger.comBlogger226125tag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-48125312008542469012023-05-24T04:22:00.011-07:002023-05-28T11:12:52.521-07:00Anadolu'nun üzücü durumu<p> <br /></p><p class="MsoNormal"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"></span></b></p><table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left;"><tbody><tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCsK5FdC0pD_KKeVMV3xR3rhsWzGKar54gAgXmxebQoLCxPwoeoPELEo5r9ReS_AZ1wD2pzZaSaBZESuK2MfQtj2FpARLULZXLtRYZCNmuCnaWs635nDsN5ag34rJ4fy2HMZDr6BJB1PMVVIPAQYBdCKVnUV6ff6w-hCCgJjIM95oyewY_Oczd3OL63g/s161/cartoonhayret.jpg" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="161" data-original-width="155" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCsK5FdC0pD_KKeVMV3xR3rhsWzGKar54gAgXmxebQoLCxPwoeoPELEo5r9ReS_AZ1wD2pzZaSaBZESuK2MfQtj2FpARLULZXLtRYZCNmuCnaWs635nDsN5ag34rJ4fy2HMZDr6BJB1PMVVIPAQYBdCKVnUV6ff6w-hCCgJjIM95oyewY_Oczd3OL63g/w193-h200/cartoonhayret.jpg" width="193" /></a></td></tr><tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Atı nasıl aldı ve Üsküdara <br />nasıl geçti acaba?</td></tr></tbody></table><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"> ANADOLUNUN
ÜZÜCÜ DURUMU: <o:p></o:p></span></b><p></p>
<p class="MsoNormal"></p><p class="MsoNormal"><b><span lang="TR">Batılı
Emperyalistler ve ortakları Anadolu’dan kovuluşlarının intikamını “100 yılın
intikamı” olarak alacak ve Anadolu’yu Orta Doğu cehennemine katacaklar mı?</span></b></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Benim yanıtım, böyle bir olasılık artıyor.
Peki, neden? Çünkü uygun koşulları İkinci Dünya Savaşından beri oluşturdular ve
geliştirdiler. Böylece, Anadolu’da devlet dışı ve devlet kurumları içi, çok
uzun zamandır başarıyla sürdürülen, belli biliş ve davranış yönetimi
biçimleriyle “günümüzdeki düşünsel ve davranışsal egemenliği büyük ölçüde
sağladılar. Güçsüzleştirilmiş kitleri bir taraftan maddi olarak giderek daha
çok yoksullaştırırken, aynı anda, onları soyut değerlerle düşünsel, duygusal ve
vicdansal olarak hunharlaştırıp sefilleştirerek yoksunlaştırdılar: Kendilerini
bu hale getirenlere kurtarıcı gibi sarılan bilgiçlik taslayan cehaleti yaygınlaştırdılar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Özellikle 1980lerden beri bu tür koşulları
yaratma nicel ve nitel olarak yaygınlaştırıldı. Bu cehalete bilgiçlik taslatan,
demokrasinin ve özgürlüğün, seçimin ve seçmenin ve seçilmenin ne olduğu
hakkında en küçük doğru bir bilgiye sahip olmayan mankafalığı yücelten sosyalleştirilmişlik
ortamında: <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">(a) CHP kendi oyunu en fazla birkaç ötesinde
artıramaz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">(b) Millet ittifakının gerçekleri açıklamasının, ölçütleri "gerçekler olmayan" ortamlarda hiç bir oluumlu anlamı ve etkisi yoktur. Kılıçtaroğlu, bırakın acı gerçekleri sunmasını, beş vakit namaz kılsa, her
Cuma farklı bir kentin camisinde Cuma namazı kılsa, hatta Hacca gidip gelse
bile, Kılıçtaroğlunun, Anadolu’da egemen olan “mantık ötesinin mantığı ele
geçirmiş” olması, yani mantığın yerini metafiziğin, hürafelerin, elbette irrasyonel ve bencil bireysel çıkar hesaplarının alması gibi nedenlerle; ve bunlara ek olarak binlerce yıldır
“geliştirilmiş bahaneler, geçersiz gerekçeler” ve “egemen çevre baskılarının
caydırıcılığı” sayesinde, anlamlı sayıda destek alma olasılığı yoktur.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>(c) CHP
muhazafakar sağ denenler ile ortaklıklar kursa bile, ve Kürt halkının ve benim
gibi çok acil durumlar dışında CHP’ye oy vermeyenlerin oylarını alsa bile, Aziz
Nesin’in bir cümleyle betimlediği beyinsel yapıya sahip kitlelerden oy alamaz.
Eğer kazara % 50 +1 üzerinde oyu bu ortaklıklar nedeniyle alabilirse, bu bir
mucize olur. Depremler, açlıklar, sefaletler olsa bile.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Neden? Bir Arjantinli-Amerikalı arkadaşımın
söylediği ile yanıt verip bitireyim: Arjantin halkı çelme takılarak çamur
balçığı içine düşürülse bile, o çamur içinde sürüne sürüne ve o balçığı yiye
yiye hayatına devam eder. (Elbette bu sırada Tanrıya kendisini bu çamurla
sınadığı, terbiye ettiği için dua eder, çünkü çaresiz bırakılmışa bırakılan tek
soyut sığınak duaları ve beddualarıyla Tanrıdır).<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR">Son bir söz; Kılıçtaroğlu ve millet ittifakı, </span>seçilseler de seçilmeseler de, dünyadaki ve özellikle Türkiyedeki ekonomik durumun ciddi şekilde kötüye gideceği bir yaz mevsimi ve daha kötüye gidecek sonbahar ve sonrasında, büyük kapitalistler için yeni soygun fırsatları elde edeceği ve küçük kapitalistler ve kitleler için ciddi felaketlerin yaşanacağı bir yıl geliyor. Kendi kölelik ve sömürü koşuluna isteyerek ve arzuyla katılanlar, başlarına geleceklerini hazırlayan ve destekleyen koşulları da yarattıkları için, hak ettiklerini, tarih boyu olduğu gibi, alacaklardır: Daha çok sefalet, daha çok kin, nefret ve saldırganlık. Fakat, haketmeyen insanlar elbette, cehaletin, kötülüğün, vicdansızlığın ve kötülerin egemenliğinde yaşamayı hak ediyorlar mı? </p><br /><p></p>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-31022240318652664202023-05-02T23:17:00.017-07:002023-05-04T22:54:58.635-07:00Ümmet ve millet olun! Sefalet, felaket tellalcıları! "Vur de vuralım, öl de ölelim" hastalığı! "Gitmem, valla gitmem" diyen 100 yılın intikamcıları <p></p><br /><div style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-jxZT97YSk0qBry2OYmFkv997KlaaYICZBZGz7IO_ZrYPPH2O91D-8McMl3bMMvWOwIDZBP4dzjVJ155RaArxy-n_U6QAeEEzqYMJn-MTjF7MvHgJYjU3gAFVCV7oXyL1P5zaUumQb9XFb5xBK8h2tPvuvGeOTa7YgiWEBZ30Kiz3SrMWmfoURS3M7w/s220/%C3%A7alisma.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="220" data-original-width="200" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-jxZT97YSk0qBry2OYmFkv997KlaaYICZBZGz7IO_ZrYPPH2O91D-8McMl3bMMvWOwIDZBP4dzjVJ155RaArxy-n_U6QAeEEzqYMJn-MTjF7MvHgJYjU3gAFVCV7oXyL1P5zaUumQb9XFb5xBK8h2tPvuvGeOTa7YgiWEBZ30Kiz3SrMWmfoURS3M7w/w182-h200/%C3%A7alisma.jpg" width="182" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: justify;">İsrafla, hırsızlıkla, çevre talanıyla, vurgunla, kitleleri yoksulluğa ve bilişsel yoksunluğa mahkum eden "özel teşebbüs sistemi" soygunuyla dümenlerini tarih boyu yürütenler ve onların pis islerini yapan siyasal güçler ve medya endüstrilerinin cambazları, geniş ktlelere "Aman tek bir lokmayı bile israf etmeyin! Tabağın yarısını yiyip yarısını çöpe atmayın! Suyu, elektriği tasarruf edin; Bizim israf ve insanfsızlığmız, hep sizin israf ve insafsızlık özlemlerinizi hissederek doyurmanız için!" gibi laflar ediyor insanlıktan nasiplerini almamış, ama soygundan nasiplenen birileri, büyük soygunu yapan ekonomik ve siyasak güçler için. (Aslında bu tür sözleri düşünen, propagandasını tasarlayan ve gerektiğinde birbirini yiyenler, daima ücretli/maaşlı köleler olmuştur, efendilerinin önlerine attığı kırıntılar için). Şu yazacağımı günümüzde bu ülkenin çoğunluğu her zaman yaşıyordu ve şimdi daha çok kötü durumda yaşıyor: Benim en çok sevdiğim, çeşmeden bir kaseye su doldurmak, suyun içine şeker atıp karıştırmak, kuru ekmeği küçük parçalara bölüp suya atıp, afiyetle kaşıkla yemekti. Ben nasıl israf yapabilirdim ki! İnsanların israf yapabilmesi için, önce yeterli yiyeceklerinin olması gerekir; sonra da yukarıdaki sözleri söyleyen insanımsılar gibi olmak. Biz "israf olmasın" diye, dört kardeş aynı yatakta yatardık, hem köydeki eşkiyaların girip soyduğu "in evinde" hem de Ankara'daki "buz gibi rüzgar geçirerek" bizi doğayla içi içe olmaktan mahrum etmeyen bol fareli evde. </div></div><div style="text-align: justify;"> </div><div style="text-align: justify;">Abartıyorum! Hatta yalan söylüyorum; Ne ekonomik sefalet içinde ne de düşünsel, duygusal, vixzdansal ve davranışsal olarak sefilleştirilmiş millet ve ümmet var! Bu onurlu millet ve ümmet, ayrıca şikayet edip günah da işlemezler asla. Dikkat, kemik atıyorum, yakala, tarih boyu yaptığın gibi kemire kemire Diriliş ve Uyanış dizilerini izle, şükret, sınandığını unutup şikayet ederek kafir olma. </div><div style="text-align: justify;"><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6D9g_VyHGyaJX47RiSD3CkklSAe35NhbPhWI3yJKOpcoPosGtZxIduaGl9YHY9ZglzYndxi_Or7btqJZntOsmdSo5hLjJnZlAl_t8NNVtvm5K5YyitS-jnY1GSx_v8JleCL5NOITSM_GC/s300/4665-Expert-In-Hypnotism-Waving-A-Clock-Back-And-Forth-Clipart.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="159" data-original-width="300" height="107" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6D9g_VyHGyaJX47RiSD3CkklSAe35NhbPhWI3yJKOpcoPosGtZxIduaGl9YHY9ZglzYndxi_Or7btqJZntOsmdSo5hLjJnZlAl_t8NNVtvm5K5YyitS-jnY1GSx_v8JleCL5NOITSM_GC/w202-h107/4665-Expert-In-Hypnotism-Waving-A-Clock-Back-And-Forth-Clipart.jpg" width="202" /></a></div></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Eyyy yöneticiler, o anketlerin sonuçlarına bakmayın; "yüzde 20 kararsız var" demek, o araştırma geçersiz demek. Hiç kaygın olmasın; Biz Asla CHP ve benzeri nifakçılara ölür de oy vermeyiz. Bir Arjantinli "Arjantin halkını sırtından vurup çamur içine ağız üstü yere sersen, o çamurun içinde o çamuru yalayarak sürünmeye ve büyüklerine dua etmeye devam eder" demişti. Arjantinliler de ne ki! Biz aç ölürüz; çamuru bile israf etmeyiz, vurguncular yıkılan binalar ve "kentsel dönüşüm" diye meşrulaştırılmış gasplar yapsın diye; Biz vefalı, inançlı ve gözü tok kullarız, sadık milletiz, imanlı ümmetiz. "Padişahım sen çok yaşa" demek için, hayallerimizin gerçekleşmesi için, 29 Ekim 2023 yılını sabırsızlıkla bekliyoruz: Vur de vuralım, öl de ölelim ki, siz ekonomik ve siyasal büyüklerimiz bizim sayemizde zenginlik, güç ve şaşa içinde yaşayın her zamanki gibi. Biz de size bakıp, öbür dünyadaki Hurileri ve Nurileri de sizin sömürünüze sunarak, mutlu olalım. Biz sizin için var olduk ve varız. Onbinlerce yıldır böyleyiz ve dayanamayıp şikayet edenlerimiz olsa da, biz "düzenden" vazgeçmeyiz. "Alışmış kudurmuştan beterdir" derler. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Güç ile gelen alışkanlık güç kaybında, eskiden intihar ile kabullenme arasında bir yere düşen davranış türü getirirdi. Siyasal (ve ekonomik) güç kaybını hazmedemeyenler günümüzde ellerinden gelen her türlü pisliğe başvurmakta ve sahtekarlığın 1001 yolunu kullanma yolunu seçerek güçlerini sürdürmeye çalışmaktadır. Öyle ki "muhalefet bizi yerimizden etmek istiyor" diyerek muhalif olanları ezmeyi müşrulaştırmaya kadar giden hasta bir "sahiplik, haklılık, doğruluk" düşüncesini, hırsını, ihtirasını ve kanserini yaymaktadır: "Ben sinin evini de satarım" diye kaynanasının evini satma hakkına sahip olduğunu ısrarla iddia eden gelinlere karşı, o televizyon programını yönetenin "bunu yapamazsın, çünkü o kaynananın malıdır ve ayrıca yasalara da aykırıdır" demeyi aklına getirememesi --veya bilerek söylelemesi-- bu yayılmış kansere bir örnektir. Bir diğer örnek de "diğer partililere, farklı görüşte olanlara, farklı giyinenlere" saldırmayı müşrulaştıran, haklı çıkaran, doğru gören hastalık, kendinden olmayana yaşam hakkı tanımayan insanımsılığı/hayvanımsılığı (daha yavan sewviyesine bile gelmemişliği) anlatır. Bu hastalık bencilliğin ve ötekileştirmenin tavan yaptığı, mantıklı düşüncenin askıya alındığı ve onun yerine bağımlılığı meşrulaştıran, haklı çıkaran, doğrulayan, doğruyu ve iyiyi kötüleyen veya onunla alay eden mantıksızlığın yerleştirildiği, insanın kendi vücuduna, başka insanlara ve çevresine kötülükler yaptığı, vcdansızın vicdanlılık ve kölenin özgürlük tasladığı bir durumu anlatır. Caniliği, huhharlığı ve vicdansızlığı yüceltenlerin "vur de vuralım, öl de ölelim" diyenlere, "merak etmeyin o da yakın" diye "kendini ve aşkasını ne için ve kimler için öldürmeye hazır hale getirilmişleri umutla besleyen ve onlara hazır olmalarını söyleyenler uzun zamanlardan beri vardı. Ama günümüzdeki kadar güçlü hissetmeyle, kin ve düşmanlıkla dolu olmayla gelen pervasızca insanları diğer insanlar üzerine saldırtmaya hazır yönetici kadroların olduğu bir zaman, orta çağlarda bile yoktu diyebiliriz: Güç ve çıkar için hiçbirşeyden kaçınmayacaklar --örneğin Trump ve onun dünyadaki kopyaları--, güçlerini ve pozisyonlarını yitirmemek için ellerinde nükleer silah varsa, "ben kaybedersem, herkes kaybeder" diyerek dünyayı cehenneme çevirirler hiç tereddüt etmeden. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Cep telefonuma bu tür mesajlar ve elbette bize krediler bahşeden bankaların bizi ne kadar düşündükleri mesajları sürekli gelmekte. Onlar bize konuşmakta, ama biz onlara bir türlü konuşamamaktayız; onlar bize erişiyor, ama bizim onlara erişimimiz engellenmiş. Ne demokrasi ve özgürlük değil mi! Ama CHP veya benzeri bir ittifak sayesinde liberal çoğulcu katılımcı demokrasi geldiğinde, bu sorunların hepsi ortadan kalkacak; ele ele mutlu bir şekilde güneşin batışını seyrederek filmi bitireceğiz (kim dedi "hadi ordan be" diye? "Güneşin batışı" ile, ilk karaklık çağdan daha karanlık ve hunhar olacak olan İkinci Karanlık Çağı mı ima ediyorsun yoksa? Yooo, ikinci karanlık çağın alacakaranlığında olduğumuzu söylüyor gibi geliyor bana. "Okumanın" "anlama" yapıldığı çok gelişmiş cehalet çağı demek istiyor olabilir mi? Tüh, bir türlü, "derin anlam" çıkaramadık gibi geliyor bana!)</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Brilerinin seçim heyecanı birilerinin seçim oyunları ve birilerinin seçim savaşı devam ediyor. Ocak 21 2021'deki yazımda, Trump seçimi kazanana koltuğu verecek mi, yoksa, ABD Hıristiyan Evangelist Cumhuriyetini ilan edebilecek mi? diye sormuştum. Trump'ı koltuktan kopardılar kolayca, çünkü Trump ABD devletinin her kurumunu ele geçrimemiş, her kurumunu adamlarıyla istila etmemişti (aslında edememişti). Edebilseydi, İncil'i elinde sallayarak, Amerikaya kan kustuırarak devam eden teoloji cumhuriyetini kurmuştu ve ölünceye kadar yönetiyor olurdu, öldükten sonra da oğlu devam ederdi. Türkiye gibi ülkelerde, birbiriyle kıran kırana çıkar yarışındaki güçlerin bir kısmı, Amerika ve Avrupa ülkelerindekinini aksine, kapitalist sınıf diktatörlüğünün devletini ve sistemini meşru olarak kabul etme yerine, o sınıf diktatörlüğüne örgütlü dinin cübbelilerinin ve sarıklılarının siyasal egemenliği ele geçirerek, on binlerce yıldır yaptıkları gibi, ortak olmak istemektedirler. Kapitalistler için hava hoş, çünkü onların yönetimi için ümmet, durmadan özgürlük, haklar, demkrasi gibi şeylerle kapitalist soygunu rahatsız eden bir kısım milletten çok daha işlevseldir: Bu durumu 1970lerde anlayan Amerikayı yönetenlerin ilk yaptıkları işlerden biri de yoğun bir şekilde Müslümanlığın ABD'de yayılmasını sağladılar. Bunu dünya'da geliştirmek için Kör İmam'ı ABD'ye getirip görevlendirdiler. Kör imam 1992'de İkiz Kuleleri uçurmaya çalışınca (veya birileri Medeniyetler çatışması teorisini gerçekleştirme işinin bir parçası olarak öyle planladığı için), Kör İmamı ve yakınlarını suçlayıp defettiler. Onun yerine, Kör İmamın dünyadaki işini başarıyla yürütecek olan Fettullahı getirdiler. O ölünce de bir başkasını getirirler kolayca. </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Seçime on gün kaldı. Herkes merakla bekliyor: Seçimde ve sonrasında neler olacak diye.</div><div style="text-align: justify;">Benim tarihsel olaylardan ve Türkiyede özellikle son 8 yılda yapılanlardan hareket ederek yaptığım tahmin şu: İncilli Trump Türkiyedekileri kıskanacak, çünkü ya son kalan cepheyi de, sandık demkrasisinin sandıklarını "kafirlerin oyunu" diye çöpe atacaklar amaçlarına ulaşacaklar ya kısa süren bir kargaşa sonucu başarılı olacaklar, ya Türkiye Orta Doğu cehennemini yaşayan bir ülşkeye döndürülecek ya da kısa dönemli başarısız bir denemeden sonra Trump ve adamşları gibi bertaraf edileceklerdir. Önde gelen olasılık, Türkiye, Erdoğan'a "seçimi kazanması için çok yardım ettik" gibi sitem eden Alman Merker gibilerin (yani Batının ve ABD'nin bazi güçlerinini yardımıyla, hem Batılılrı hem de Osmanlıları tahtlarından eden Kurtuluş savaşı sonrası kurulan siyasal sistemden "100 yılın intikamını" alacaklardır. </div><div style="text-align: justify;"> </div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;">Mayıs 3 2023, </div><p></p>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-80329753877094379822023-05-02T23:16:00.006-07:002023-05-04T22:55:21.970-07:00 Yasaları çözüm sananlara: yasalar güç mücadelesindeki dengesiz dengeyi ifade eder; egemenliği meşrulaştırır; güçsüzlerin güçsüzleştirilmişliğini anlatır <p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLgqwLByBk0hbLBiJ93dB_Dk-hVWXI_c5kudwyVsSt9CrnKJ2gF5rEtII9D0Og4y4MqHkKMYAboDyRzjzSvNePkI65MzIxAzv8l6WlepWr8niQUtd_gFyGiEX-hXUNa4kdyVHOn2U7LPKuZUDxtO_Kd2SOmZhnopeu3cNIYedFPBTGHauWZ6Yfn-oNpQ/s240/Blindjustice1.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="240" data-original-width="220" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLgqwLByBk0hbLBiJ93dB_Dk-hVWXI_c5kudwyVsSt9CrnKJ2gF5rEtII9D0Og4y4MqHkKMYAboDyRzjzSvNePkI65MzIxAzv8l6WlepWr8niQUtd_gFyGiEX-hXUNa4kdyVHOn2U7LPKuZUDxtO_Kd2SOmZhnopeu3cNIYedFPBTGHauWZ6Yfn-oNpQ/w194-h200/Blindjustice1.jpg" width="194" /></a></div><br /><p> <b style="text-align: justify;"><span lang="TR">Meşrulaştırılmış gayrımeşruluk ve sahje imajlarla yönetme</span></b></p><p><b>Hukuğun Üstünlüğü:</b> Kimin hukukunun üstünlüğü? Böyle bir hukuk ancak devletin gerçek sahiplerinin kitleler olduğu koşulda olabilir ki, böyle bir olasılığın gerçekleşmesi, örgütlü yaşamın son 10 bin yılından beri ve bu yüzyıldaki gelişmelere (aslında geliştirilmelere) bakıldığında, hiç bir zaman engelleyemedikleri ve şimdiye kadar elde edilen kazanımları sağlayan karşı mücadelelere rağmen, pek de olası görünmemektedir. Elbette, mücadeleler, birileri istese de istemese de, devam edecektir, insanların beyinlerini mikroçiple veya herhangibir bio-tech yolla kontrol etseler bile. </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div style="text-align: left;"><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Örnek: İstanbul sözleşmesi çözüm mü getirir yoksa demokrasi ve özgürlük duygusu veren meşrulaştırma mı? Yanıt: "Neden" "yasalar olmadığı için, dolayısıyla asıl nedenleri ortadan kadıran koşullar egemen yapılmadığı (süregetirilen ilişki kültürü sürekli yeniden üretildiği) için, yasalar hem sahte çözüm duygusu verir hem de dev bir suş ve ceza yapısının daha da güçlenmesine katkı yapar.</b></div><div><div style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"><br /></span></div><div style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"><a href="https://drive.google.com/file/d/1X7aOtMrFxtkwvrwm-sH7qDVLQBFKQ6Jf/view?usp=sharing">İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN</a><br /></span></div><div style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"><br /></span></div><div style="text-align: justify;">Yasal kurallar ve yasal reformlar dahil her tür reform birçok nedenle yapılır. Fakat bu nedenleri, örneğin, tek bir faktör altında toplayabiliriz: Reform gereksiniminin çıkması. Gereksinimin ortaya çıkması için çeşitli nedenler vardır. Ama ilşk soru kimin/kimlerin gereksinimi? Halkın gereksinimi? Tarihin hangi zamanında ve hangi yerinde halkın gereksinimini karşılamak için (daha doğrusu, halk “köyümüzü sular altından bırakmayın” veya “siyanürle altın arayarak hem çevreyi hem de çevredeki insanları kanser yapmayın” gibi taleple geldiği için) yasalar yapılmıştır? Çok ender olarak. Dolayısıyla, reform gereksinimi (1) egemen güç yapılarının ortak çıkarlarını düzenlemek ve bu düzenlemeden geçerek meşrulaştırmak için yapılır. Fakat bu, “genelin çıkarına” kılıfı içinde sunulur. Ortak çıkarları düzenleme gerçek anlamıyla güçlüler arası rekabette/yarışta gerçek anlamıyla ilişksel bir yapı getirerek aralarındaki ilişki ve faaliyet düzenlemesini yapar. Bu düzenlemeler çoğu kez güçlüler arası yarışın dinamik bir ifadersidir: Güç kompozisyonu değiştiğinde, “reformlar” yapılır, yani güç kazananların çıkarına uygun uyarlamalar yapılır. (2) aslında büyük çoğunlukla geniş kitleler için geçersiz ve anlamsız olan genel ifadeler getirilir: Örneğin, “herkes seyahat özgürlüğüne sahiptir”, “herkes eğitim hakkına sahiptir” veya “herkes özgürdür” gibi yasal ifadeler böyledir. Bu ifadeler, geniş kitleleri uyutmak işlevinden öte ve özgürlüksüzlüğü meşrulaştırma görevinden öte hiçbir geçerliliğe sahip değildir, çünkü insanların bu özgürlükleri veya halkarı kullaqnabilme olanakları ortadan kaldırılmıştır: Geniş kitlelerin “şöyle bir dinleneyim veya gezip göreyim” diye bir yerlere gitme mali olanakları ve “özgür/serbest zamanları” yoktur, bu olanaklar çok düşük ücretler ve yılda bir verilen izinler nedeniyle çok büyük ölçüde sınırlanmıştır. Anayasalarda belirtilen ifade özgürlüğü diğer yasalardaki ciddi cezalar getiren kurallar ile ortadan kaldırılımıştır.</div><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Gelelim, şu sıralar tartışılan “hukuk reform yapacağız” sözüyle gelen tartışmalara: (1) Tarihin her döneminde ve yerinde, “hukuk reform yapacağız” diye gelenlerin amacı, kendilerinin ve ortak güçlerin çıkarlarını sağlama ve yapacaklarını meşrulaştırma temeli üzerine inşa edilir. Bu nedenle ki “yasalar gücün ve güç ilişkilerinin meşrulaştırılma işlevini görürler; kısaca, güç ilişkilerinin yasal olarak belirlenen ifadeleridir.” Dolayısıyla, “ne tür hukuk reform yapılacağı” ya da “hukuk reformu yapma” gibi söylemin sadece laftan ibaret olma olasılıklar hakkında doğru tahminler ve geçerli tartışmalar sunabilmek için, “reform yapacağız” diyenlerin şimdiye kadar neleri nasıl yaptıklarına, reform yapmak veya sadece taktik olarak söylemek gereksinimini veya ortaya çıkaran “karşılaştıkları zorluklara ve girdikleri girdaplara” eğilmek ve onlar üzerinden hareket ederek tartışma sunmak gerekir. (2) “(sanki yandaş olmama mümkünmüş gibi) yandaş olmayan medyada” sunulan reformla ilgili eleştirilere ve tartışmalara bakıldığında hemen hemen hepsi, “kendilerinin reformdan ne anladıkları” üzerinden hareket ederek tartışma sunmaktadırlar. Bu tartışmalar asıl üzerinde durulması gerekenden uzak bir eksen üzerinde dönmektedir: Asıl yapılması gereken önce “reform yapacağız” diyenlerin neden bu gereksinimi duydukları ve ne tür meşrulaştırmalar getirmek ve karşılaştıkları ne tür engelleri ortadan kaldırmak, bertaraf etmek, gayrimeşrulaştırmak, bastırmaları gerekenleri ezmek için çalışma yaptıklarını ve dolayısıyla, amaçlarını anlamak ve irdelemek gerekir. Önce bu yapılmalı ki yapılmamaktadır. Ardından da, bu sıralar sunulanlar üzerinde eğilmek gerekir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Hukukun ve yasaların her şeyi çözeceği yanlış düşüncesi<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Hukuk reformu söyleminden beri, yandaş olmayan medyada bol bol hukuk reform başladı. Yandaş denen medya üzerinde durmuyorum; çünkü onlar her zamanki kullandıkları klişe kavramlarla suçlamalar ve saldırıları yapan, geçersiz ve düşmanca söylemler ötesine gitmemeltedir. Ötekileştirilmiş olan ve düşman ilan edilen medyadaki sunumlar üzerinden duruyorum. Bu sunumların en önde gelen sorunlarından biri de şudur: Sanki sorun, hukuk ve yasaları, demokratik ve özgürlük yasaları konursa ülke refaha, özgürlüğe ve demokrasiye kavuşurmuş gibi, var olan yönetimin özgürlükleri ve baskıları gibi konular üzerinde durararak “hukuğun yok edildiği” feryatları yükseltmektedirler. Büyük çoğunlukla saçmalık. Sorun hem güç yapısında egemen olan insanlarda hem de onların yerini alacak olanların onların aynadaki ters yansıması olmasındadır (onlardan farklılıklarının, onlardan farklı olmamasındadır). Dolayısıyla, çözüm “Aktif özne olma” gibi bir özellliğe sahip olmayan yasalarda veya kurallarda değildir. Yani, çözüm de, bir şeyleri yapan veya yapmayan, yani düşünen, kendi ve ortaklarının çıkarına göre karar veren ve uygulayan (aktif özne olan) insanların “çözüm olacak farklılaşmasında” yatar. Dürüstlüğü veya sahterakrlığı, sözünün eri olmayı veya ikiyüzlü ve kalleş olmayı, başkalarını sömürerek vurgunla ve soygunla kendini ve ortaklarını zenginleştirmeyi ve geniş kitleleri aç ve yoksul duruma düşürmeyi veya tersini, insanlar (ve insanımsılar) yasalar olduğu veya olmadığı, din ve iman olduğu veya olmadığı için seçmezler. İyi, dürüst, doğru, diğer insana karşı anlayışlı, hoşgörülü ve duyarlı olan insan, yasalar olsa da olduğu gibi olacaktır, olmasa da. Siyasal, eknomik ve kültürel güç yapılarındaki vurguncu, soyguncu, sömürgen, hunhar ve vicdansız insanların (insanımsıların) olmasını belirleyen veya engelleyen hukuk ve yasalar değildir. Zaten yasalar onların çıkarları için yapılır ve onların çıkarlarına aykırı yasalar onların bir şekilde kırması için vardır; bu yasaları kırma, bükme, altından, üstünden ve çevresinden geçme işini de, onların hizmetindeki “bağımsız adalet sistemindeki ücretli/maaşlı “kendini devlet sananlar” yoluyla gerçekleştirirler.</span> </p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Adalet sistemi, kontrol ve yönetsel güç bağı<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR; mso-fareast-font-family: Garamond;">Adalet<span style="letter-spacing: 2.25pt;"> </span>sistemi güç yapılarının ve güç ilişkilerinin bütünleşik bir parçasıdır. Bu nedenle,<span style="letter-spacing: 0.9pt;"> </span>güç<span style="letter-spacing: 2.25pt;"> </span><span style="mso-font-width: 114%;">yapılarının<span style="letter-spacing: 0.55pt;"> </span>çıkarlarından<span style="letter-spacing: -0.35pt;"> </span></span>ve<span style="letter-spacing: 1.55pt;"> </span><span style="mso-font-width: 112%;">amaçlarından<span style="letter-spacing: 0.2pt;"> </span></span>yalıtılmış ve bağımsız olarak düşünülemez. Bu system, etkisinde olduğu <span style="mso-font-width: 113%;">uluslararası<span style="letter-spacing: 0.2pt;"> egemenliğin ve </span></span>bulunduğu siyasal, ekonomik ve kültürel yapının koşullarına ve <span style="letter-spacing: 0.05pt; mso-font-width: 112%;">amaçların</span><span style="mso-font-width: 112%;">a<span style="letter-spacing: 1.45pt;"> </span><span style="letter-spacing: 0.05pt;">uygu</span>n<span style="letter-spacing: 1.55pt;"> </span></span><span style="letter-spacing: 0.05pt;">bi</span>r<span style="letter-spacing: 2.25pt;"> </span><span style="letter-spacing: 0.05pt;">şekild</span>e <span style="letter-spacing: 0.85pt;">biçimlenir</span><span style="mso-font-width: 109%;">.<span style="letter-spacing: 1.55pt;"><o:p></o:p></span></span></span></p><p class="MsoNormal"><span style="mso-fareast-font-family: Garamond;">Adaletin kurumları</span><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR; mso-fareast-font-family: Garamond;">,<span style="letter-spacing: 1.45pt; mso-font-width: 111%;"> </span><span style="letter-spacing: 0.05pt;">ayn</span>ı <span style="letter-spacing: 0.05pt; mso-font-width: 112%;">zamanda, </span>eğitim<span style="letter-spacing: 0.3pt;"> </span>kurumlarının topluma “yararlı” olarak hazırlayamadığı<span style="letter-spacing: -0.6pt; mso-font-width: 111%;"> </span>veya <span style="letter-spacing: 0.35pt;">“</span>eğitemediği”<span style="letter-spacing: -0.25pt;"> </span><span style="mso-font-width: 112%;">insanları </span>veya sosyal <span style="letter-spacing: 0.8pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span><span style="mso-font-width: 116%;">yapı</span>nın<span style="letter-spacing: 2.1pt;"> </span>kendi <span style="letter-spacing: 0.75pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span>içinde <span style="letter-spacing: 0.75pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span><span style="mso-font-width: 110%;">mülkiyet<span style="letter-spacing: 0.9pt;"> </span>ilişkilerine<span style="letter-spacing: -0.55pt;"> </span></span>zarar<span style="letter-spacing: 2.4pt;"> </span>getiren <span style="letter-spacing: 0.9pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span>kişileri<span style="letter-spacing: 1.55pt;"> </span>cezalandırma <span style="mso-font-width: 112%;">aygıtlarıdır.<span style="letter-spacing: 0.6pt;"> </span></span>Adaletin propagandası yapılan ideal amacı, önleme/caydırma/durdurma, ceza evlerinde uygulanan politikalar yoluyla<span style="letter-spacing: 0.65pt;"> </span><span style="mso-font-width: 101%;">“iyileştir</span>me,<span style="letter-spacing: 1.85pt;"> </span>ıslah”<span style="letter-spacing: 1.85pt;"> </span><span style="letter-spacing: 0.65pt;">(</span><span style="mso-font-width: 108%;">rehabilitasyon)<span style="letter-spacing: 0.1pt;"> </span></span>ve<span style="letter-spacing: 1.2pt;"> </span><span style="mso-font-width: 112%;">topluma<span style="letter-spacing: -0.8pt;"> </span>yeniden<span style="letter-spacing: 0.45pt;"> </span>kazandırmadır.<span style="letter-spacing: -0.15pt;"> </span></span>Ne<span style="letter-spacing: 0.25pt;"> </span><span style="mso-font-width: 116%;">yazık<span style="letter-spacing: -0.25pt;"> </span></span>ki,<span style="letter-spacing: 1.15pt;"> </span>adalet tüm<span style="letter-spacing: 1.1pt;"> </span><span style="mso-font-width: 112%;">dünyada<span style="letter-spacing: 0.5pt;"> </span>çok </span>ender <span style="mso-font-width: 113%;">olarak<span style="letter-spacing: 1pt;"> </span></span>“ıslah eden ve topluma yeniden kazandıran bir işleve sahip olamamıştır. Onun <span style="mso-font-width: 114%;">yerine,<span style="letter-spacing: 0.95pt;"> </span>büyük<span style="letter-spacing: 0.95pt;"> </span></span><span style="mso-font-width: 110%;">ç<span style="letter-spacing: -0.1pt;">o</span></span><span style="letter-spacing: 0.15pt;">ğunlukl</span>a, işkenceyi ve kötü muameleyi de içeren<span style="letter-spacing: 1.1pt;"> </span><span style="letter-spacing: 0.15pt;">hapi</span>s <span style="letter-spacing: 0.15pt; mso-font-width: 110%;">yoluyl</span><span style="mso-font-width: 110%;">a<span style="letter-spacing: 2.5pt;"> </span><span style="letter-spacing: 0.15pt;">“toplumda</span>n<span style="letter-spacing: 0.2pt;"> </span></span><span style="letter-spacing: 0.15pt;">tecrit</span>”<span style="letter-spacing: 2pt;"> </span><span style="letter-spacing: 0.15pt; mso-font-width: 108%;">biçimind</span><span style="mso-font-width: 108%;">e<span style="letter-spacing: 2.35pt;"> </span><span style="letter-spacing: 0.15pt;">çalışmaktadır</span>.<span style="letter-spacing: 1.15pt;"> </span></span>Bu durum, adalet sisteminin kurum olarak hacimce büyümesini ve yaygın bir endüstrinin ve yan endüstrilerin gelişmesini de beraberinde getirmiştir. Kamu düzeni diye sunulan system koruma işiyle yükümlü olan polis gücünün sayısının ve uzmanlaşma alanlarının artışı da buna bir örnektir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu devasalaşan sistemin gücü ve sürekliliği, hızla tırmanan yasal kurallar sayısıyla da beslenen suç ve suçlu üretimi ve yeniden üretimine kaçınılmaz olarak istese<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>de istemese de katkıda bulunmaktadır. Yani, bu adalet sisteminin varlığı ve sürdürülebilirliği suç ve suçlunun (müşterinin) artmasına bağlıdır.</span><span style="text-align: justify;"> </span><span style="text-align: justify;"> </span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Suçla beslenen bir adalet sistemi çözüm getiremez</span></b> </p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Örnekle başlayalım: Yasalarla kişilere belli haklar tanınır veya kişilerin belli hakları kısıtlanır. Diyelim ki, Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddesine şöyle bir ekleme yapılsın: eşini döven, erkeklere 50 yıl hapis cezası verilecek. Bu yasa kadının durumunu azıcık bile olsa değiştirebilir mi? Kesin bir cevap vereyim: kesinlikle hayır. Bu ancak adalet sistemindekilere maddi çıkar sağlar. Fakat kadına şiddeti ortaya çıkaran ve besleyen koşulları değiştirmediği için, anlamlı bir değişim asla getiremez. Birçok ülkede, bizde de, kadınlara yasal eşitlikler verilmiştir. Sonuç ne? O yasal eşitlik verilmesini gerekli kılan olumsuz koşullar değiştirilmiş mi? Değiştirilmiş olsaydı, feminisme ve kadın hakları mücadeleslerine gerek kalmazdı. Amerika'da kadının ve çocuğun kılına bile dokunmak erkek için kendi başına büyük dert açmak demektir. Bu Amerika'da kadına şiddeti azalttı veya durdurdu mu? Hayır. Ayrıca, sen, kadın olarak kocanın sana veya çocuğuna dayak attığını nasıl polise şikayet edebilirsin? Eğer ekonomik olarak kendini ve çocuğunu besleyebilecek gelir getiren bir işe sahipsen, şikayet edersin ve hatta boşanırsın. Ama, polisin neden bu işkenceyi çekiyorsun, şikayetçi ol, atalım içeri” dediğinde, “yapamam çünkü eve ekmeği getiren o” dediği gerçeğinde olduğu gibi, çoğu fukara ailelerde kadınlar ya çalışmamakta ya da hem kendi hem de kocası çalıştığı halde zor geçinebilmektedir. Dolayısıyla, şiddeti yaratan koşullar yanında, şiddete ses çıkarmama koşulları da şiddetin sürekliliğine katkıda bulunmaktadır. “Bekara eş boşaması kolay gelir”, ama gerçek hayatta sorun çözme öyle, şiddet gören kadına, “kadın sığınma evlerine, git” demek kolaydır; ama o kadına hayatı boyu “kadın sığınma evleri” bakmayacaktır; ama “kadın sığınma evleri” felaketten ve faciadan yararlanarak birilerinin para kazanmasını ve birilerinin zengin olmasını sağlayacaktır. “Eşim çovuğumuzu dövüyor” diye şikayet edemezsin (eğer riskleri ve başına gelecek zorlukları göze almazsan), çünkü birçok ülkede devlet senin elinden çocuğunu dövülmesi nedeniyle alır. Susup gaddarlığa sessizlikle katılarak sen de suç işlemek zorunda kalırsın ya da riskleri göze alıp harekete geçersin. Ama koşullar “susmayı” beraberinde getirmektedir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi de öyle: Bu bildirge, güçlüyü insanlık dışı güç uygulamalarından vazgeçirecek bir koşulu getirmez ve yaptırım uygulayamaz. Yasalarla verilen hakların hangisinin kullanım koşullarını ve olanaklarını toplumsal çevre, endüstriyel yapılar ve devlet sağlamaktadır ki? Yasa koymakla iş bitmez. Bu yasaların gerçekleşmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve geliştirilmesi, kaynakların ve olanakların bu yasalardan faydalanacak kişilere veya örgütlere sağlanması zorunludur.</span> </p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Hukuk ve yasalar olmasın mı?<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">O zaman, yasalar olmasın mı? Bu soru Türkiye'de özel televizyon olup olmaması tartışması gibi tartışmalara benzer. Sen (veya ben) istesen de olacak, istemesen de, çünkü bu örgütlü egemenlik ilişkilerinin tarihsel bir gerçeğidir. Bu, güç ilişkilerinin ve mücadelenin bir neticesidir. Güçlüler kendi işine gelen yasaları koymaya çalışır, karşı mücadelede olanlar da bunu engelllemeye ve kendi çıkarlarına uyanı koymaya uğraşır. Karşı mücadeleciler başarı kazanıp, örneğin kadın haklarını tanıyan bir yasa elde ederlerse, güçlüler hemen bu yasanın kullanılma olanaklarını pratikte engelleme yollarını ve mekanizmalarını kurarlar ve olan mekanizmaları da güçlendirmeye çalışırlar. Karşı mücadelede olanlar ise kendi mekanizmalarını kurmaya çalışırlar. Bu sadece her alanda ve her seviye ve boyutta olan mücadelelerin bir bölümüdür. Her seviyede ve alanda, önemsiz ve neticesiz gibi görünse bile, mücadele şarttır.</span> </p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Yasalar ve aylıklı serbest kölelerin güç uygulaması</span></b><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">: <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">Ben devletim!</b><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Evet, yasalar yukarda belirttiğim gibidir. Fakat bunu bilmek yasaları elde etmenin ne demek olduğunu anlamak ve bu yasalarla gelen durumla nasıl bir mücadele etmek gerektiğini gösterir. Nurdan evlendikten sonra yeni nüfus kağıdı almak için Fatih Nüfus Memurluğuna gider. Erkek memura, kadınlar için yeni çıkan kanundan faydalanarak kendi soyadını kullanmak istediğini söyler. Memur da sırıtarak, "o kanun ünlüler için. Ancak onlar kendi soyadlarını kullanabilirler" der. Memurun bu davranışı, egemen ideolojiyi benimseyen erkeğin verilen hakları hazmedememesini ve kadına verilen hakkı kadının kullanma olanağını kadının elinden almasını ifade eder (O memurun bu dediğimin farkında olduğunu hiç sanmıyorum; onunki yalın bir güç uygulamasından geçerek, güçsüzlüğünde güç uygulama fırsatını kullanarak, onun tadını çıkarmaktır). Nermin de evlendikten sonra kendi soyadını kullanmak için müracat etmiş, müracaatına cevap bile vermemişler. Nüfus kağıdını kocasının soyadına göre düzenleyip vermişler. Nermin New York'da konsolosluğa gidip kendi soyadını korumayı istediğinde, orada çalışan kadın hince bir gülümsemeyle "demek ki evliliği Amerika'da oturma izni almak için yaptın da onun için böyle istiyorsun" der. Bu kadının kendi psikolojik hastalığına göre kanunu yorumlayarak, kadına verilen hakkı kullanıp kullanmamasında karar vermesi hakkını kimse ona tanımamıştır. Ama güç yapılarının bürokrat köleleri güçlünün çıkarlarını güçlü yararına korumak için ve bazen de rüşvet almak için, canla başla uğraşırlar. Bizim bürokrasinin psikolojisi çok nadir görülen bir hastalığa sahiptir: Bu bürokrasiye gittiğinde bu hasta psikolojideki bürokrat senin işini kolaylaştırmak ve yapmak için çaba harcamaz, tam aksine nerede bir pürüz bulurum da zorluk çıkarırım diye yırtınır. Amaç yapmak değil, yapmamaktır. Bir pürüz bulamaz ve yapmak zorunda kalırsa kafası bozulur. Tatmin olmaz. Kendini rahat hissetmez. Çay ve sigara içmeye başlar yatışmak için. Yaptığını bir kenara bırakır; yanındakilerle konuşmaya da başlar. Sen beklersin. İçinden bu adi yaratığın boğazına sarılıp tavuk gibi çekip koparmak bile gelebilir. İnsanlığını muhafaza edersin. Senin beklediğini bilir. Sinirlendiğini de. Çayından bir yudum daha çeker. Durumdan zevk alarak, büyük rahatlık hissetmeye başlar. Çaydan değil tabi; seni ezdiğinden. Bununla yetinmez ve sana çıkışır bile. Nasıl olur da sen herşeyi böyle tamam ve eksiksiz getirebilirsin! Kendinin ücretli veya maaşlı köle olduğunun farkında bile değildir. Polis gibi devlet kurumlarında çalışanların taşıdığı "kanun benim" ve “ben devletim” psikolojisi gibi hasta bir psikolojiyle diğer insanlara gaddarlık ederler.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Bu anlattıklarımın anlamı, asla “yasalar gereği gibi uygulanırsa, sorunlar ortaya çıkmaz” demek değildir: kölenin efendisi ve kendi hasta psikolojisini tatmin için, yasaları ve kuralları hiçe sayarak, güçsüz birilerini ezmesidir. Ne olursa olsun, yasalar egemen düzenin yasalarıdır. Egemen düzenin çıkarlarına aykırı bir yasa ise kullanılma olanakları çeşitli yollarla kısıtlanarak geçersiz yapılır.</span> </p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Yasalar ve Eşitsizliklerin ve egemenliklerin yeniden üretimi<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Örnekle devam edelim: evlilik ve boşanmayla ilgili yasaları düzenleyenler arasında kadın varmıydı acaba? Kadın olsa bile ne fark ederdi ki zaten? Hiçbirşey çünkü o kadın da, o örgütlü yapının iş yapış biçimi içinde, erkekler gibi egemen güç ilişkilerini destekleyen yasaların formüle edilmesinde katkıda bulunurdu. Boşanmanın çeşitli kurallarla zorlaştırılması (örneğin dilenci gibi nafaka alma hakkı) gerçekte kadın düşünülerek yapılmış birşey değildir. Gerçekte, kadının özgürlüğünü elinden alan evlilik kurumu getirdiği kaidelerle bu esaret düzenini korur: Evlenirken ölünceye kadar birlikte olmaya and içildiğinde, gerçekte bu kadının ölünceye kadar kendi köleliğini kendisinin tastik etmesidir. Devletin rolü eşler arasındaki yapılan kontratı ve kontratla ilgili kuralları meşrulaştırmak ve gözetmektir. Örneğin, bir kişinin boşanmadan bir başkasıyla evlenmesini engellemek gibi (engelliyor mu? Türkiyede ne kadar hoca nikahıyla evlenenler var dersin?).<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Yasa önünde kadın ve erkek eşittir. Bu eğer, mahkemede eşittir ise, bu büyük çoğunlukla geçerlidir. Ama iş dünyasında, yasaların söylediği eşitlik eşitsizliği meşrulaştırma işlevine sahiptir.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Birçok ülkede kadını döven erkek yasalara göre<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>cezaya çarptırılır. Fakat yasaların olması ille ki o yasaların günlük gerçek hayatta işledikleri anlamına gelmez. Yasalar kadınları dayaktan korumada hiç denecek kadar az rol oynar. Karısını (eş kavramını kullanmıyorum, çünkü kavramın kendisi dövmeyi ve eşitsizliği dışarıda bırakır) dövenlerin çok azı kadının isteğiyle hapse atılır. Hapse atılan varsa eğer, onlar da çıkar ve tekrar döver. Kadınların dayağı yiyip yatmalarının baş nedeni evlilik düzeninde ve ekmeğini kazanmada ekonomik ilişkilerin oynadığı roldür. Kadınların iş bulması, iş bulsalar bile yaşamlarını bağımsız olarak sürdürebilecek miktarda ücret alabilmeleri erkeklere nazaran oldukça kısıtlanmıştır pratikte. Bunun yanında çocuk, sosyal ve ahlaksal baskılar ve kadına yükletilen geleneksel görev ve sorumluluklar, kadının erkeğin (ve iş yerindeki yöneticinin) baskısına başkaldırmasını büyük ölçüde önler. Kadının başkaldırma olarak kullandığı yöntemlerse çoğu kez geri teper.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span> </p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Yasalar ve ilişkisel yapının meşrulaştırılması<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Yasalar boşanmada kadına erkeğin maaşından bir bölümünü vererek, erkeğin egemenliğini ve kadının acizliğini kanıtlar ve meşrulaştırırlar. Yasalar erkeğin ekonomik gücü tuttuğunu varsayar ve kadını erkeğe bağımlı olarak düşünür.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Kadının boşanmada dilenci durumuna düşürülmesinin etkilerinden biri de, kadına kendi kendini ve erkeğe de kadını aşağı görmesi psikolojisini aşılamasıdır. Kadının nafaka parası bir bakıma onun esaretinin ücretidir: Çok ucuz bir ücret. Böylece düzen tasdik edilir ve haklı çıkarılır (meşrulaştırılır).<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Boşanmada kocadan çocukların bakımı için para vermeye zorlama aile kurumunda önceden hazırlanmış görev ve sorumlulukların, bu kurum çökse bile, devamını sağlar. Bu, gerçekte ekonomik güçten yoksun olan çocukları korumak amacıyla hazırlanmıştır. Fakat bazen kadınlar bunda erkekten intikam alma fırsatı bulurlar; Herifin gırtlağını bu şekilde yıllarca bırakmamaya karar verirler. Kadınların bence bu iğrenç ve acınacak durumu kendilerine verilen bu rolü benimsemeleri ve iştahla oynamalarıdır.</span> </p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Burjuva düşünü tarzının çıkmazı: Çözüm olmayan çözüm üretme<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Burjuva düşünü tarzı --ki hemen herkeste değişen ölçülerde vardır-- kadının babasına ve kocasına tutsaklığının ortadan kalkmasına çare olarak yasalar değiştirip, yasalar koyma ardından koşar. Böylece kadının boyunsundurulması ve boyun eğmesine ve, dolaylı olarak aile kurumunun despot bir biçim almasına son vermenin yolu olarak, kadın için yasasal eşitliklerin getirilmesi gerekliliğini bütün burjuva feministler mücadelelerinde ana hedef olarak alırlar. Burjuva femistler nadiren evlilik kurumunu ve toplumsal yapıyı direk olarak ele alıp eleştirirler. Bunun yerine, erkek suçlu olarak nitelenir ve kadın erkek eşitliğinin sağlanması için yasasal değişiklikler ve yasasal yenilikler isterler. Üzerine eğilinen sorun ve konu aile ve evlilik kurumu değil, erkeğin sosyal üretim ilişkilerinde ekonomik, eğitim, öğretim, çalışma ve profesyonel alanlarda kadından çok daha imtiyazlı bir durumda olduğu ve duruma yasaların aracılığıyla son verilmesi gerektiğidir.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Peki aile ilişkileri? Burjuva feministlerine göre, kadın aldığı haklarla genel çevrede eşit muamele görürse, bunun neticesi sonunda ailede de görülür. Burjuva kadın dergilerinin hemen hepsi kadınsal bireycilik, özgürlük, bağımsızlık, seksüel devrim laflarıyla kadınlara burjuva kitle kültürünü ve bu kültürün ürünlerini kakalarlar: Kadının durumuna niteliksel bir değişme sunulmaz. Geleneksel kadın "kocasının evine" kapalı, ev işleri ve çocuk bakımıyla hayatını tüketen, hisli, gözyaşı dolu, mutsuz "evdeki tutsaktır." Burjuva kitle kültürünün feminizmi ise bu kadına daha çok duygululuğu (Tv dizilerini düşün), kişisel zevki ve hırslı tüketimi getirdi: Ye, iç, eğlen! Özgürsün sen! Satın al! Onu da al! Bunu da! Bağımsızsın sen! Şunu da satın al!</span> </p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Kapitalist düzen ve kadının esareti<o:p></o:p></span></b></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Kapitalist siyasal ekonomi insan ırkının yarısını, yani kadınları, üretim araçlarını (ekonomik gücü) ve üstyapıyı (siyasal gücü) kontrol eden erkeklerin tutsağı olmasını sağladı veya, eğer zaten tutsağıysa, tutsaklığı sürdürmeye devam etti: Ailenin evi kocanın evi ve kadının ise hapishanesi olarak... Kapitalist sistem ne tür yasalarla gelirse gelsin, kadının (ve erkeğin) evlilik kurumu içindeki hapisliğini daha da perçinleştirir. Daha kötüsü, kadın çalışmak zorunda kalarak, kapitalist sistemle, bir başka terröristin pençesine düşer: “işveren” denen sömürgen ve onun yönetim işini yapan yüksek ücretliler. Kadınının bu terrör altına girmesini de kadın özgürlüğü olarak yutturmaya çalışır. kapitalist düzen, evliliği daha da ezici bir şekilde ekonomik aranjman haline sokar: Yaşam savaşında hem kadın hem de kocası çalışmak zorunda kalırlar. Bazen öyle olur ki biri bitkin uyurken diğeri işe gider. O geldiğinde de eşi işe gitmiş olur. Aşk ve sevişme, Amerikada olduğu gibi, eğer mümkünse, hafta sonuna (ya Cuma veya Cumartesi gecesine) sıkıştırılır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Baskıcı düzenin yasaları topal eşeğe vurulan nal gibidir: topal eşek yine seke seke gider. Faydası? Topal sekerek gider, bir agacın altına gölgeliğe çöker. Nalına bakar, "üf be, iyi çaba gösterdim bunu almak için" der ve mutlulukla gülümser. Ama nallayanın onu neden nalladığının bile farkında değildir, ne yazık ki.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Dolayısıyla, “hukuk reform” laflarıyla gelenlerin neyi, kimleri, ne amaç ve sonuçlar düşünerek ve hangi koşullar içinde “nallamaya kalktığına” bakmaksızın, gerçeği yakalayamayız.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Örneğin, hukuk reformu torba paketi içinde dip bir köşeye, kadınları hem cehennem ateşinden korumak hem de korona virisüne karşı dayanıklı olmalarını sağlamak için, “sıkı sıkı örtünmeleri, örtünmeden<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>sokağa çıkmamaları, açık seçik sokağa çıkanlara ceza olarak korona virüsü enjekte etme” üzerine kurulu bir yasal reform hediye edilebilir. Niye olmasın ki!<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span> </p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"> 3 Mayıs 2023 updated</span></p></div></div></div>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-79580217173585343802023-05-01T20:00:00.001-07:002023-05-04T19:21:42.508-07:00Deprem: Ölenler ve öldürenlere ne olur?<p><b>Türkiye "asrın depremi"diye "bize vuran bir piyango" gibi sunulan bir deprem yaşandı 2023 yılında. </b></p><p><b>Deprem "felaket" olarak nitelendi. Deprem nasıl oluyor da bizde felaket oluyor, ama Japonya'da binaların çökmediği ve kimsenin ölmediği olagan, rutin bir doğal olay oluyor? </b></p><p><b>Yanıt oldukça açık: Tedbir almayanlar ve gereğini yapmayanlar için felaket olur. Dolayısıyla "deprem felaketi" diye depremi suçlamak, sorumlu yapmak geçersizdir.</b></p><p><b>Deprem oldu. Büyük olasılıkla 100 binden fazla kişi öldü. Depremde göçük altında kalanlar feryatlar ederek öldüler, çünkü yardım zamanında gitmedi, yardım araçları ve imkanları orada yakında olsa bile kullanılmadı, hatta cep telefonları bile çalışmadı. Siyasal muhalefet ve medyada sürekli "yönetimin beceriksiz, bilgisiz, tedbirlerden haberi olmayan lar olarak niteledi ve eleştirdi. Sorun beceriksizlik, hazır olmama, bilgisizlik ve buna benzer şerler mi? Hyır değil. Asıl neden "krizleri fırsata çevirme" temeline dayalı bir çıkar ve düşünce ortamının belli çevrelerde egemen olmasıdır. Kısaca, bu tür ortamlarda, "para gelmeyecek, çıkar sağlanmayacak ve hatta çıkar olasılıklarını azaltacak birşeyler yapmak, "bu ortamların normal çıkar, çözüm, düşünce ve davranış kalıplarına aykırı düşer. Örneğin, dev seyahat gemileri olan bir zenginin gemisini kullanılmasını istemesinin yaıtsız kalması ve gemisinin depremzedeleri barındırmak ve yiyip içirmek için kullanılmaması "beceriksizlik veya bilgisizlik değildir: Kurnazca uygulanan rekabetçi çıkar politikasıdır. o adamın gemisinin kullanımı birilerine para kazandırmadığı için (rüşvet dahil), o gemiye izin verileceği düşünülemez. Bana "İrfan, eğer ben yardım içinde olsaydım, o zaman senin "işçiler fedakarca çalışıyor, saat ücretlerini 25 cent artırarak ödüllendir" dediğinden çok daha fazla para verirdim; ama ben para kazanma işindeyim" diyen amerikalı iş adamı için öncelik, bu ülkeyi soyan siyasetçilerin ve kapitalistlerin yaptığını yapmaktır: Bunu da deprem sırasında çok başarılı bir şekilde yaptılar. Cep telefon sinyallerini kestirenler, zamanında müdahale etmeyenler, müdahalede "tercihli yardım" yapan ve yavaş olanlar, çok hızlı bir şekilde "felaketi fırsata çevirme işinde" (özellikle binalar yaparak milyarlar vurma işinde) çok hızlı davrandılar; aspest denen öldürücü maddeyi içeren enkaz yığınlarını her zaman yapyıklarını yaparak sorumsuzca etrafa yığdılar.</b></p><p><b>Kısaca, sorun beceriksizlik değil, becerikli bir şekilde çıkar gerçekleştirme sorunudur: Aslında deprem sadece kitleler için sorundur; krizi fırsata çevirenler çıkar yapıları için, ekonomik çıkarlar sağlayan "Allahın onlara lütuflarından" biridir. </b></p><p><b>Türkiyede deprem olduğunda daha önceki depremde (veya madendeki işçilerin zehirlenerek, yangında veya göçük altında kalarak öldürülmesinde) olduğu gibi daha önce aşaıda yazdıklarımda belirttiğim "tarih kasıtlı ve bilinçli olarak tekerrür ettirilir": </b></p><p><b>Türkiye!de yine deprem oldu. Medyada yine aynı haklı şikayetler ve yakınmalar. </b></p><p><b>Bu binalara izin verenlere, denetleme yapanlara, binayı yapanlardan avanta alanlara, binayı tasarlayan ve inşa edenlere ve sahiplerine Türkiye'de ne olmaktadır? </b></p><p><b>Bunun yanıtını insan olan herkes bilir ve insanımsılar da bahaneler uydurur. Aşağıda dört bin yıl kadar önce, bina herhangi bir nedenle yıkılırsa, binayı yapana uygulanan cezalar yazılıyor.</b></p><p><b>Buna benzer veya bundan esinlenen bir yasa Türkiye'de olsa ne olur? Zaten var olanlara ne oluyorsa o olur: Yasa iki şekilde uygulanır: (1) Bina yapanlardan meşrulaştırılmış ve gayri-meşru (rüşvet, hediye) para almak için kullanılır; (2) Bina yapanlar en ucuza mal etmek için her türlü düzenbazlığa başvurur (örneğin malzemeden çalar; kötü malzeme kullanır). </b></p><p><b>Bina çöker ve insanlar ölürse ne olur? Ölürler ve hak ettiklerini bulurlar: Onlar da sağlam ev satın alsınlar veya sağlam evde kirada otursunlar. Bu tür lafları söyleyenlere, o ölenlerin yakınları falan "başmızdan Allah eksik etmesin" diye sürekli oy verirler. </b></p><p><b>Peli bina çöktü, bu binayı bu şekide yapanlara ne olur? Uzun senelerdir ne oluyorsa, o olur: Hiç bir şey olmaz; hatta millet vekili bile olurlar. </b> </p><p><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJRTbzeBnn-Xh9tt_V80HhOErs2vEP-jD4LT2PduY2iZz4yyNUoJLe0FvbJ3PidX51NGpQx-f6KclY_n07lpJZ05cDwa32iI2hcshI57-sXOUJqR6W8Qmg5qYAGfPVWKjVODH0S-ArxDWf/s1600/4000yillikyasa.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="360" data-original-width="640" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJRTbzeBnn-Xh9tt_V80HhOErs2vEP-jD4LT2PduY2iZz4yyNUoJLe0FvbJ3PidX51NGpQx-f6KclY_n07lpJZ05cDwa32iI2hcshI57-sXOUJqR6W8Qmg5qYAGfPVWKjVODH0S-ArxDWf/s640/4000yillikyasa.jpg" width="640" /></a></p>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-26860953758814951642022-10-04T04:02:00.000-07:002023-05-02T23:58:27.475-07:00Diriliş Ertuğrul: Hunharlığa, Vicdansızlığa ve Batıla Övgü<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXOpc-f8OSPnTIeNbDKyOL6GUGzJpJAvPqzOxpxujp6ToWNkiQsTmDHy2Nkp6dVvjTP4YS8zjm4aLZLToFWpzJqdKr-RreXRuDzTr9_C3KLYWduRaM5OGrBc4pvb8KkBQozYM_HBZpcZPE/s400/40086amzilzsib4.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="250" data-original-width="400" height="125" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiXOpc-f8OSPnTIeNbDKyOL6GUGzJpJAvPqzOxpxujp6ToWNkiQsTmDHy2Nkp6dVvjTP4YS8zjm4aLZLToFWpzJqdKr-RreXRuDzTr9_C3KLYWduRaM5OGrBc4pvb8KkBQozYM_HBZpcZPE/w200-h125/40086amzilzsib4.jpg" width="200" /></a></div><div style="text-align: justify;"> <span face="Arial, sans-serif" style="font-size: 12pt;">Bilimsel araştırma kullanılarak beyin ve davranış yönetimi yapma işinde kullanılan kurmaz yollardan biri de şudur: Araştırmaya yanıt veren insanlara öyle bir şekilde soru sorulur ki, yanıt veren mecburi olarak “istenen seçeneği” seçer. Şöyle denir: “Siyasette sahtekar bir adayı desteklemek vatan hainliğidir. Sahtekarlığı kanıtlanmış başkan adayı Çokkaypak Namusluoğlu’na oy vermeyi (a) düşünür müsünüz ve (b) tasvip eder misiniz? Evet, Hayır”. Diriliş Ertuğrul gibi dizileri yapan yapımcılar bu oyunu (bilerek veya bilmeyerek) çok kurnazca bir şekilde uyguluyorlar dizilere: İzleyicilere aşılamak istedikleri her şeyi, Ertuğrul gibi önemli tarihsel bir ünlüyü kullanarak ve aşılamak istedikleri her şeye Allah’ı ortak ederek (Allah’ın istediği olarak sunarak) yapıyorlar. Allah’a “adını yüceltmek için çıktığım bu yolda” diye sürekli dua eden Ertuğrul</span><span face="Arial, sans-serif" style="font-size: 12pt;"> </span><span face="Arial, sans-serif" style="font-size: 12pt;">bu işi kılıçla kan dökerek yapmaktadır. Bu kan dökme ve istila işine Allah’ı ortak etmiyor; Allah’a (ve bize) Allah için yaptığını söylüyor:</span><span face="Arial, sans-serif" style="font-size: 12pt;"> Bu tür söylemle ve iddiayla gelenlerin davasına karşı gelmek (veya barışı ve insanlığı savunmak) demek, Allah’a karşı gelmek demektir. Bu söylemler ve dava hemen her örgütlü dinde ve propagandada kutsal kitaba bağlandığı için, barış istemek bile, Tanrının buyurduğu davaya karşıtlığı ifade eder. Şu sözler, bu “egemen yaratılmış-gerçeğin”</span><span face="Arial, sans-serif" style="font-size: 12pt;"> </span><span face="Arial, sans-serif" style="font-size: 12pt;">karşısında ya hiçbir anlam taşımaz ya da, en iyi şekliyle, “günah”, ve en kötü şekliyle, “münafıklık veya kafirlik” olarak nitelenir: Kılıçla (katliam yaparak) barış ve Tanrının düzeni gelmez; insanımsılık tarihini yapanların ve yazanların ve onları destekleyenlerin düzeni gelir. Her şeye kadir olan (</span><span face="Arial, sans-serif" style="background: white; color: #4d5156; font-size: 12pt;">her şeye gücü yeten, kuvvet ve kudretine hiçbir sınır olmayan)</span><span face="Arial, sans-serif" style="font-size: 12pt;"> Allah (veya Tanrı) isterse bu dünyayı istediği gibi yapamaz mı?</span><span face="Arial, sans-serif" style="font-size: 12pt;"> Soyguncu ve katil kapitalistlere, onların pis işlerini yapan siyasetçi, yönetici, din adamı ve medya profesyoneli (ve yönetici) denen hasta ruhlulara ihtiyacı olacak kadar kudretsiz mi? (Demek istediğim şu: Bu bilgiçlik taslayan hunhar cahiller güç ve ihtirasları için “Allah için kutlu davasında kılıcıyla şehit olmaya can attıklarını” söylediklerinde, Allah’a “sen beceremiyorsun, senin için biz yaparız” gibi şeyler dediklerinin farkında bile değiller. Böyle söyleme yerine, yani “Allah için” deme yerine “padişah için, kral için, hükümdar için, kapitalistler için, yöneten güçlüler için” dersek, işte o zaman tarih boyu süre getirilen gerçek, asıl gerçek ortaya çıkar. Allah/Tanrı da, bu asıl gerçeği gerçekleştirmede insanların birbirini öldürmesi için “kullanılan ikna araçlarından en güçlü bir tanesi” olarak karşımıza çıkar, ne yazık ki. </span></div><div style="text-align: justify;"><span face="Arial, sans-serif" style="font-size: 12pt;"><br /></span></div><h3 style="text-align: justify;"><span face="Arial, sans-serif" style="font-size: 12pt;"> (devamını okumak için: </span><a href="https://drive.google.com/file/d/13SEXp0fmtpAKdUCfF4Xl0eait8kMASCY/view?usp=sharing"><span style="text-align: left;"> </span><b>Hunharlığa ve Batıla Övgü: Diriliş Ertuğrul</b></a></h3><div style="mso-element: footnote-list;">
<a href="https://drive.google.com/file/d/13SEXp0fmtpAKdUCfF4Xl0eait8kMASCY/view?usp=sharing"><!--[endif]-->
</a><div id="ftn1" style="mso-element: footnote;">
<p class="MsoFootnoteText"><br /></p></div><div id="ftn2" style="mso-element: footnote;">
</div>
</div>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-9436138349238093202020-10-21T09:07:00.003-07:002020-11-07T12:36:44.752-08:00Maaşlı/ücretli köleler: Amerika ve Türkiye farkı<p class="MsoNormal"><b>Maaşlı/ücretli köleler: Amerika ve Türkiye
farkı<o:p></o:p></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div>Aşağıda vereceğim
örnekler elbette herkes için aynı değildir, ama genel özellikleridir:<o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span lang="TR"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj47g0gzhaA9t4TO35BnL07G5jz2Nm2H8g_DdC9tpHMNPNhqXPifvybdlPg-0II4v1w37g5HrAIT8J5GoZqWEZp0b8z9ESKJhlKkNLUPAxgUjudfuNhkTCo6zW1OOTvW_YJd8CnAjrKYW5Q/s298/aYellow%252520Nose.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="187" data-original-width="298" height="126" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj47g0gzhaA9t4TO35BnL07G5jz2Nm2H8g_DdC9tpHMNPNhqXPifvybdlPg-0II4v1w37g5HrAIT8J5GoZqWEZp0b8z9ESKJhlKkNLUPAxgUjudfuNhkTCo6zW1OOTvW_YJd8CnAjrKYW5Q/w200-h126/aYellow%252520Nose.jpg" width="200" /></a></span></div><span lang="TR">Dört ay kadar önce
öğrencilere kitap göndermek için Yaşamkent’teki PTT’ye gittim. Kitapları tartınca,
parası ne kadar dedim. “16 TL” dedi. Ben de, “hayır 3.5 TL” dedim, “uzun
zmandır böyle” dedim. “Kampanya bitti” dedi. Ben bizim ülkemizdeki çalışanların
genel karakterini bildiğim için, ısrar ettim, ama “artık kampanya yok” dedi ve
diğer çalışan da onu destekledi. Ben göndermedim. Ümit köydeki büyük PTT’ye
gittim ve 3.5 TL’ye gönderdim. Bir başka zaman “Allah kahretsin” dedim kendi
kendime ve ödeyip gönderdim. Bugün, yine dört ayrı öğrenciye kitap göndermek
için Yaşamkent PTT’sine gittim. Kız bana “bir kitap” 5 TL, iki tane olursa, 16
TL” dedi. Ben “1 kiloya kadar 3.5 Tl” dedim. Kız arkasına döndü ve oradan geçen,
müdürü olmalı, iri kıyım adama sordu ve gelip bana “1 kitap 5 Tl, ikisini
gönderirsen 16 TL dedi.” Ben de göndermedim, çünkü dediğim gibi ben “bu
ülkedeki ücretli kölelerin kölelik psikolojisini çok iyi biliyorum”: Bizim insanımız bilmez,
bilmek de istemez, hatta kendini soyan şirket için müşteriye şirketin soygun fiyatının üstünde
fiyat ödeterek kendini soyana hizmet eder; bilerek veya bilmeyerek müşteriye atılan
kazığa biraz daha ekleme yapar. <o:p></o:p></span><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">20 yıl kadar
önceydi (Nedense AKP hükümetiyle birlikte bu durum olumlu bağlamda çok değişti.
Elbette her yerde değil: X Üniversitesinde verdiğim ders ücreti verilmedi.
Almak için gittiğimde, Çalışan kızlar paramı almam için her belgeyi hazırladılar,
son aşamada benden bir şey için bağış istediler; ne kadar diye sordum minimum
100 Tl dediler. Ben vermemek için her numaraya başvurdum, onlar da almak için.
Sonunda vermedim, ama ceremesini de çektim: Paramı alma işlemini yapıyor gibi
yapıp, oruç tutmayıp bağış vermeyen kafirin işini yapmadılar. Herhalde iki sene
sonra, rektörlerine epey ağır mektup yazdıktan sonra alabildim. Bir başka özel
okulda herhalde 40 saat kadar eksik ödediler ve asla alamadım, onlar çok azgın ve
kurnaz laiklerdi, vazgeçtim. Bir başkasında da saatine 100 Tl yerine 38 Tl ödediler
ve onu da alamadım. Bunu o okulların sahipleri yapmıyor; onların muhasebe
işiyle ilgili ücretli köleleri yapıyorlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Yine 20 sene kadar
önce, Maliye’ye gitmem gerekti, çünkü hakettiğim bir para vardı. Hukukçu
arkadaşım dedi ki “İrfan, çok sakin ve yumuşak ol, memura”. Ben de “niye ki,
alacağım var, verecek.” Arkadaşım “yok, vermemek için elinden gelen her şeyi
yapacak” dedi. Ben de “Cebinden çıkmıyor ki, devletin bana yapacağı ödeme”
dedim. “O memur, kendini devlet olarak görür ve cebinden çıkıyor gibi hisseder;
sakın sinirlenme, alttan alarak, paranı almaya çalış” dedi. Dediğinin hepsi
oldu. Memur bana benim paramı vermemek için her türlü pisliği yapmaya başladı.
Ben biraz yumuşak davrandım, ama sonunda patladım. İşe müdürleri falan karıştı ve
o parayı ter dökerek aldım. Başka zaman ben iki kez mahkeme tarafından bilir kisi
atanmıştım; para veriyorlarmış, gitmedim almak için. Devletin memurları da bana
getirmedi; ama devletin memurları devletin senden alacağı olunca peşini bırakmazlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Şimdi gelelim
Amerika örneğine. Birinci örnek: New York kenti. Birbirinden 30 metre kadar uzakta
iki manav. Birinde muz 59 cent, öbüründe 69 cent ve böyle fiyat farkları var.
Düşük fiyat veren Yunanlı Amerikalı ve diğeri de Italyan Amerikalı. Bir ara
nedense şüphelendim ve sonunda şunu öğrendim: Yunanlının manavında (belki de Türk
veya İspanyoldu, hatırlamıyorum) çalışan iki şeyi aynı zamanda yapıyordu:
Terazide sahtekarlık yapıyordu ve de para üstünü verirken. Amerikalı asla
paranın üstünü saymaz ve terazide sahtekarlık yapacaklarını aklının köşesinden
bile geçirmez. Türkler New York’a “hava parası” almayı ve araba istasyonlarında
benzine su katmayı öğretti. Bunlar Amerika’daki Yunanlılar, Türkler ve Güney
Amerikalı İspanyollar. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Şimdi ciddi fark
örneği. İkinci örnek: Fatih New York’da emekli maaşını almaya başlamak için
müracaat ediyor. Kızı da yanında. Evrakları dolduruyor Amerikalı (Çin kökenli) kadın
ve Fatih imzalıyor. Her şey bitiyor. O sırada kadınla konuşuyorlar. Tam kalkıp
giderken, kadın “bu senin kızın mı?” diye soruyor. Fatih “evet” deyince, kadın “dur
bir dakika, kızın da 18 taşına gelinceye kadar, senin ayda aldığının yarısı
kadar aylık alır; bunu bilmiyorsun değil mi?” diyor. Fatih şaşkın. Niye
dersiniz? Çünkü bu Türkiye’de olsaydı, memur asla ona kızının da emeklilikten
yararlanacağını söylemezdi. Hatta Fatih kızının yararlanacağını bilse bile,
memur zora koşmak için elinden gelen her şeyi yapardı. Yani, Amerikalı memur
senin işini sana elinden gelen her yardımı yaparak bitirir. Türkiyeli memur ise
senin işini öyle bitirir ki anandan seneler önce emdiğin sütü ağzından geri getirir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Elbette her ülkede
iyi ve kötü insanlar vardır. Ama bazı ülkelerde biraz ve hatta birazdan daha
fazladır bunlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Yarın Yaşamkent PTT’ye
gideceğim. O müdürü çağıracağım. Göndereceğim kitaplar arasından iki kitabı
vereceğim ve kaça olduğunu soracağım. Sonra da “PTT’nin yeni değişikliğine göre
artık kitap göndermede 1 kiloya kadar 5 TL ve bir kilodan fazla olunca % 50
indirim var” diyeceğim. Israr ederse, bana ya PTT’nin bunu yazan belgesini getirmesini
ya da bana söylediklerini yazmasını ve imzalamasını isteyeceğim. Bakalım ne
olacak. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Köle köleliğini
kendine bahşedilmiş bir özgürlük veya imtiyaz gibi görmeye başladığında,
efendisinden daha efendi ve efendisinden çok daha zalim olur; ayrıca, kendini
soyan efendisini çıkarını artırmak için müşteriyi “fazladan soymaktan” asla
geri durmaz. Bu vicdansal ve duygusal bağımlılık nedeniyle ki, örneğin üç tane genç
çalıştıkları alışveriş marketinden bir iki avokadoyu (avokadoydu herhalde) birisi
çaldığı için yanıp duruyorlardı, sanki avokadoyu çalan onlardan çalmış gibi.
Adamı ele geçirseler herhalde paralarlardı. Sürekli yanmalarına çok bozulduğum
için “niye yanıp duruyorsunuz, bu marketin sahipleri sizi ve bizi soyarak
milyarlar vuruyor, bir iki avokado ile fakir düşmezler” dedim. “Ama onlar bu
dükkanı bize emanet ediyor, biz hıyanet edemeyiz” gibi bir şeyler söylediler. Ben
de “sen birkaç kuruşunu bu marketin sahiplerine emanet et bakalım, ne olur” gibi bir şeyler söyledim. Hemen düşüncelerini,
duygularını ve vicdanlarını değiştirdiler. Bana onları aydınlattığım için
teşekkür ettiler ve bundan sonra oylarını CHP’ye vereceklerini söylediler.
Böyle bir şey olmaz. Zındıkların CHPsi ne kadar doğru ve iyi şeyler söylerse
söylesin hiçbir işe yaramaz, çünkü sorun bilmeme veya yanlış bilme değil, sorun
yoğun duygularla doldurulmuş beyinler; bu beyinlerin değişmesi doğruyu anlatmayla
veya göstermeyle değişmez; farklı bir günlük ilişkiler ve anlayış ortamına girmeleriyle
olabilir. Yani, ya o insanı farklı ilişkiler, duygular, duyarlılıklar ve
düşüncelerin egemen olduğu bir çevreye taşıyacaksın (örneğin göç edecek) ya da
yaşadığı çevredeki duygu, ilgi, düşünce ve davranış biçimlerinin değişmesini
sağlayacaksın. Türkiye’yi yöneten güçler çevreyi bu şekilde dönüştürme/değiştirme
işinde sınıfta kaldılar, çünkü bazılarının böylesi işine geliyordu, bazılarının
da umurunda bile değildi. Şimdi o umurunda olmayanların bazıları derin derin
şikayet ediyor ve yakınıyorlar: Kırk haramiler mağaralarında değil artık. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Avokado meselesine
dönelim: Hırsızdan ve vurguncudan çalmak, “çalmak” olur mu? Hollywood
filmlerinde uzun zamandır bu, “meşru hırsızlık” olarak niteleniyor. Bence de doğru, çünkü
hırsızdan ve vurguncudan çalmak, “çalmak” değil, “kurtarma, özgürleştirme (liberating) olarak nitelenebilir. Böyle düşünen insanlar
çok olsaydı, ücretli/maaşlı köleler efendilerinin çıkarlarını gerçekleştirmek
için yırtınmayı bırakırlar ve, en azından, Amerikalı memurun yaptığı gibi hakkı
olana hakkını gizlemeden, saklamadan, vermemek için zora koşmadan, zevkle
verirdi. Ama gel sen bunu kendini devlet sanan ücreti/maaşlı çağdaş kölelere ve
kendini köle/kul gibi kullananlara kılınarak “vur de vuralım, öl de ölelim” gibi
hislerle dolu hastalığa kadar giden çeşitli hastalıklara yakalanmışlara anlat:
Anlatamazsın. Kapı kulu olmaya ve hem kendisini olmayan hem de kendisinin
köleliğini ifade eden o kapıyı canı pahasına korumaya alıştırılmış ve öyle
yetiştirilmişlerden farklı bir şey bekleyemezsin.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">PTT örneği ve benzerleri
hem bilme/öğrenme gibi bir ilgisi ve çabası olmayanların hem de aynı zamanda
doğruyu yapma umurunda olmayanların insanları soymaya nasıl katıldıklarını
anlatır. Karnını doyurabilme koşulları
elinden alınmış kölenin zincirine vuruluşu ve onu zincire vuranlara kılınışı
denir buna. Bu tür vuruluş hakkında ayrıntılı bilgi için bakın: İrfan Erdoğan, “İnsanın
Zincirine Vuruluşu.” Amaan boşveeer. Sen çağdaş özgür insansın; hatta okulu
bitirip işsizliğin ne olduğunu tatmaya başladığında, “özgürlüğün en yalın
biçimini yaşayacaksın”, “elbette, babam sağ olsun” diyebileceğin, sana iş
kapılarını açan “vasıflı ve becerikli” bir baban yoksa. Bu durumda, birileri
parası kadar, sen de baban kadar özgürsün. Diriliş Ertuğrul dizisinde Ertuğrul’un
dediği gibi “ağaca yaslanma çürür, babana yaslanma ölür.” Obayı aile şirketi şeklinde
yöneten Ertuğrul şunu saklıyor: Bazı ülkeler, babasına yaslanarak aile
şirketleri ve aile devleti kuranların ve ailece yönetenlerin (nepotizm) ve de
onlara kulluk ederek öbür dünyada Huriler ve Nuriler hayaliyle bu dünyayı
kendilerine ve başkalarına zindan edenlerin zindan etme işini yapan
sefilleştirilmişlerin ülkesidir. </span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR"> </span></p>
<p><span style="text-align: justify;">İrfan Erdoğan, Ekim
21 2020 Ankara</span> </p>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-34007200498520930042020-09-09T14:13:00.098-07:002020-11-07T12:38:03.073-08:00Magazin Programları: Ünlüler Ne Dedi, Ne Yedi, Ne İçti ve Ne Yaptı <div class="separator"></div><div style="text-align: left;"><b>MAG</b><b>AZİN PROGRAMLARI</b><span lang="TR"><b> </b></span><span lang="TR"><b> </b></span></div><span lang="TR"><b><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><span lang="TR"><b> </b></span><span lang="TR"><b>Ünlüle</b></span><span lang="TR"><b>r N</b></span><b>e Dedi, Ne Yedi, Ne İçti ve Ne Yaptı </b></div></b></span><p class="alntbalkaltnda" style="line-height: 16pt; margin-left: 134.7pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: left; text-indent: -92.15pt;"><span lang="TR" style="font-size: 12pt;"><i></i></span></p><div style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: left;"><span lang="TR" style="font-size: 12pt;"><i> Önce olguları topla, sonra onları istediğin
gibi çarpıtabilirsin.</i></span><span lang="TR"> </span><span lang="TR" style="font-family: "Georgia",serif;">Mark Twain</span></div><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"> Bu bölümde, magazin programlarında seçilen
konular ve bu konuların içeriksel inşası yoluyla izleyicilere işlenmeye
çalışılan bilişler belirlendi ve analiz edildi.</p><p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"></p>Eski ve yeni, tüm magazin programları aynı
şeyleri sunuyorlar, çünkü çerçevenin içine girenler sadece o tür şeylerdir.<p></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Haberler içinde “magazin haberi” olarak da yer
alan bu tür programlarda iyi ve güzel insanların yaptıklarıyla ilgili olarak
bazen duygulu ve yücelten, bazen de hararetle öven haber-dedikodulara yer
verilir. Sürekli olarak showmenler, şarkıcılar, mankenler, artistler veya
sporcular ele alınır ve onlarla ilgili “dedikodu-haberler” verilir. Onların
yaşam biçimleri, aşk ilişkileri, birbiriyle çekişmeleri, dostlukları ve
düşmanlıkları, iyilikleri, şık ve rüküş giyinişleri, ne yaptıkları/yapmadıkları
ve başlarına gelenler izleyicilerin ilgisine ve bilgisine sunulur. Medya
profesyonelleri bu tür programlar yoluyla sadece bazı ünlülerin gündemde
kalmasını sağlamazlar, aynı zamanda ilgi yönetimi ve moda ve eğlence
endüstrilerinin promosyonunu da yaparlar. <o:p></o:p></span></p>
<span face="Arial, sans-serif" lang="TR"><div style="text-align: justify;">Gündelik yaşam pratiklerimizin şekillenmesinde önemli bir yere sahip
televizyon, çeşitli program türleri üzerinden satmak istediği mal, hizmet ve
düşünsel olanı -ideolojiyi, bilişi, bilinci- sunarak pazarlar. Bu program
türlerinden birisi de “renkli ve tatlı haber” olarak nitelendirilen sosyete
dedikodularından, ünlülerin yaşamına, farklı mekan tanıtımlarından skandallara,
çeşitli yemek tariflerinden yıldız falına, eğlence mekanlarından ünlülerin moda
anlayışına kadar çeşitli haberlerden oluşan magazin programlarıdır....</div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><b> <a href="https://drive.google.com/file/d/1B2xMD7mY8S4RihrvmSjzsJR0Z_smd9mj/view?usp=sharing">TÜMÜNÜ OKUYUN/İNDİRİN</a></b></div></span>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-9472735128492783142020-09-09T13:42:00.003-07:002020-11-07T12:39:27.075-08:00Medyada Spor <h3 style="text-align: left;"> MEDYADA SPOR: Çağdaş Kuru Ekmek ve Sirk Politikası</h3>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Televizyonda spor, önde gelen tüm türleriyle,
farklı kapsamlarda haberlerde, magazin programlarında, spor (tartışma)
programlarında ve elbette spor müsabakası yayınlarında karşımıza çıkar. Sporun
iletişimi, medyada, spor gösterilerinin canlı yayını dışında, örgütlü dedikodu
ve olmuş üzerine laf söyleme biçiminde yürümektedir. Akademide ise, en iyi
biçimiyle anlamlı araştırmalar yanında, değer yargılarına dayanan sistemli övgüsü
veya eleştirisi yapılır. Nasıl ele alınırsa alınsın, spor/oyun belli örgütlü
yer ve zamandaki üretim biçimi ve ilişkilerinin bütünleşik bir parçasıdır: Ne
ekonomiden, ne siyasetten ne de kültürden ayrı veya bağımsız bir şey değildir.
Sporun ekonomisinde ve siyasetinde baş döndürücü meblağlar dönmektedir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Spor programlarında, mülk elde etme (spor
tesisi kurma veya satın alma, sporcu kiralama veya alma) ve kullanma ve de el
değiştirme (mal ve sporcu satma) ilişkileri olağan olduğu için ya hiç
konuşulmaz ya da “futbolcu transferi” gibi farklı kavramlar kullanılarak
gündeme gelir. Sporda mülkiyet yapısı hem pazar ilişkilerinin nasıl olduğunu
gösterir hem de yasal ve ilişkisel düzenlemelerin çerçevesini çizer. Televizyonda
bun yapıyla ilgili haberler sadece “süreçler” (örneğin kulüp başkanı seçilmesi)
gibi normalleştirilmiş çerçeveler içinde ele alınır. Şu anlatacaklarımın
hiçbiri, televizyon programlarında tartışma konusu olarak ele alınmaz: Sporda
mülkiyet, ister şirket isterse dernek/vakıf statüsünde olsun, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>öncelikle spor takımının kendisidir ve sporcularıyla
takım (ulusal-uluslararası) piyasalarda bir değere sahiptir. Bu organizasyonun
mal varlığı örgütsel taşınabilir veya taşınamaz mülkleridir. Mülkler arasında
değeri üretim performansına göre değişen sporcular en görünenidir. Sporcu, takım
yöneticilerinin alıp sattığı çok değerli bir maldır/emtiadır. Bu mal/emtia
insandır; emek kiralanmasıyla yapılan ve özgür olarak nitelenen fakat ücretli
kölelik biçimini ifade eden kapitalist pazar yapısında, sporcu ücret köleliği
yanında, tarih boyu süregelen mutlak köleliğin de ilginç bir biçimi olarak
ortaya çıkar. Bu biçimde transfer ve kontrat sistemiyle gelen emeğin yanında,
kişinin vücudunu kullanma (bedensel yetenek) hakkına sahip olma ve bunu
pazardaki alışveriş mekanizmasının bir parçası olarak kullanma şeklinde
karşımıza çıkmaktadır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Spor bize eğlence, boş zaman etkinliği ve
vücut ve ruh sağlığını geliştirme faaliyeti olarak ve bireyselleştirilerek
sunulur. Televizyonda spor “şahane seyirlik gösteriye” dönüştürülür; maç
kazanma ve kaybetme izleyen seyircide bile içselleştirilir ve duygusallaştırılır.
Maç sonrası spor tartışma programlarında, özellikle hakemlerin ve VAR sistemi
ve hakemlerinin) “taşlanan keçi olarak” kullanıldığı ve tartışmanın eski
futbolcu, eski hakem, spor yazarı ve yorumcusu olan kişiler maçtan alınmış
çekimler de izleterek “uzman görüşlerini, eleştirilerini, yanlış hakem
kararlarını tartışırlar. Hele bir de seyircilerin taşkınlığı olduysa ve sahada
oyuncular birbirine girdiyse, tartışmalar daha da hararetlenir. Bu hararetli tartışmalar
sürerken ve biz televizyonun başında bunun heyecanlı taraf olurken, spor
pazarında kimin kime ne kadar milyonlar ödediği, daha çok pay alma kavgaları ve
yarışı, siyasetle olan ilişkiler ve seçimlerde ayak oyunları, (muhtemelen) kara
para aklama, dış piyasadan kaliteli mallar (yabancı sporcu) ithal etme ve mal
ihraç etme, televizyonlarla ve ürün ve hizmet şirketleriyle sponsorluk
anlaşmaları ile süregelen endüstriyel spor faaliyetleri devam eder. Biz
izleyiciler de, bir takımı tutan taraftar olarak sahte sahiplik duygusuyla
yanıp tutuşuruz, spor denen şirketler dünyasına sanki bizim dünyamızmış gibi
sarılırız. Öyle sarılırız ki hem duygusal bakımlardan bizim olmayanla düşünsel
ortaklık kurarak derin duygularla dolarız hem de yüksek fiyatlarla taraftar
olduğumuz takımın dükkanlarından formalar ayakkabılar falan alarak materyal
olarak soyulmamıza canı gönülden katılırız. Taraftarı olduğumuz takım için
sadece paramızı değil, canımızı da veririz. Ama bu tek yönlü destek ilişkisi,
asla tersine (ben taraftarınızın zor durumdayım, bana yardım edin gibi
bağlamlarda) çalışmaz ve zaten çalışması da düşünülmez, çünkü düşünülmesi bile
abestir: biz veririz onlar alır. Karşılığında da soyut duyguları kemire kemire
caka satarız. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR"><a href="https://drive.google.com/file/d/18uFqLoS4QBcASBlc0O1SedrR4WdKeJIf/view?usp=sharing"><b>Tümünü okuyun/indirin</b></a></span></p>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-66783718074517083382020-09-09T13:28:00.012-07:002020-11-07T12:41:08.746-08:00Medya Gerçeği ve Medyayla Gerçeğin Katli<div style="text-align: justify;"><h3>MEDYA GERÇEĞİ VE MEDYAYLA GERÇEĞİN KATLİ</h3><p class="CHAPTER"><o:p></o:p></p>
<p align="center" class="Normal1" style="text-align: center;"><b><span lang="TR">Katleden medya mı yoksa medya profesyonelleri mi?<o:p></o:p></span></b></p></div><div style="text-align: justify;">Kitle iletişim araçları, insanlarda belli
amaçlara uygun farkındalıklar yaratmak ve işlevsel olmayan farkındalıkları
ortadan kaldırmak veya marjinalleştirmek için kullanılan araçlardır.
Dolayısıyla, kitle iletişiminde örgütlü biliş ve davranış yönetimi
faaliyetleriyle kitle iletişim endüstrilerinin ve bu endüstrileri var eden ekonomik,
siyasal ve kültürel yapıların yeniden üretimi yapılır. Bu yeniden üretimde
gerçek yaşam yapıları ve ilişkileri hakkında, insanın dünü, bugünü ve geleceği
hakkında, iyiler ve kötüler hakkında, özlüce yaşamla ilgili her şey hakkında
“imajlar” yaratılır. Bu imajlarla gerçek tanımlanır ve açıklanır. Bu “imal
edilmiş gerçekler” yoluyla insanlar belli amaçları gerçekleştirmede kolayca
kullanılırlar. İnanlar sadece gerçek faaliyetler içinde değil, aynı zamanda
kendileri için yaratılan temsiller, çabalar ve yarışlar dünyasında
oyalandırılarak mutlu edilirler. Bu süreçte, örneğin, “kadının sesi, çocuğun
sesi, sporun sesi, halkın sesi, doğrunun sesi” olduğunu iddia eden programlar hem
sorunların neler olduğunu seçer, böylece bizim üzerinde düşünmemiz, tartışmamız
ve yapmamız gereken günlük gündemlerimizi, iyilerimiz, kötülerimizi,
ilgilerimizi, sevilerimizi ve tercihlerimizi belirlerler, hem de sorun çözümleri
ve davranış biçimlerini gösterirler. Bu sırada, hem hayali ve gerçek sorunlar
yaratırlar hem de sorunun kendisi olurlar: Telefonda ve stüdyoda kavga eden
çiftler, anneler ve kızları, kadınlar ve eşleri sıkça izlememiz için sunulur. Bireylere
ekranlar vekaleten doyum ve deşarj olma sağlanır. İstediği gibi
şekillendiremediği yaşamın yarattığı eziklikleri, moral bozukluklarını ve
öfkeyi ya hayali olarak giderme işlevi gören medya dünyası içine çekerler, ya
öfkeleri, eziklikleri ve moral bozukluklarını belli yönlere yönlendirerek milliyetçilik,
ırkçılık, mezarları bile tahrip ettirecek ve ölülere bile işkence yaptıracak
derecede hunharlık ve düşmanlık aşılarlar ve bu düşmanlıkları sürekli
beslerler, ya ezikliklerini ve moral bozukluklarını modaya, gösteriş için
yemeye, içmeye ve giymeye, kozmetik ürünleri kullanmaya, vücutlarına çeşitli
takılar takmaya ve düğmeler yaptırmaya, evlerindeki banyolarını, hastalık
saçan, birçok kimyasal pisliklerle doldurmaya, internette sayısız türde oyunlar
oynatmaya yönlendirerek hem insanların kendilerini bu yollarla tatmin
etmelerini sağlayan bağımlılıklar yaratırlar hem de endüstriyel yapıların mal
ve hizmet satışlarının sürekliliğini sağlarlar: iyi gitmeyen herhangi bir
ilişkinin yarattığı baskıyı ve bunalımı, huzur verici olduğu vaat edilen hizmetler
satın alarak faaliyetler yapma, AVM’ye giderek veya evde internet yoluyla ürün satın
alma ve kullanma ile giderme pompalanır. Aslında bunların hepsini ve burada
yazmadığım bir çok şeyleri her gün 24 saat yaparlar.</div>
<p class="Normal1" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Medya dünyasının profesyonelleri çeşitli
ilgiler, düşünceler, değerler, duygular, ilgiler, tercihler ve davranışlar
aşılama işiyle, aynı zamanda, avuntular ve oyalanmalar dünyasının
“zenginleştirilmesinde ve yaygınlaştırılmasında” en ön safta yer alırlar.
Örneğin, annem televizyonu hep açık tutar ve sesini de yükseltirdi. Evin
neresine giderse, gitsin evde insanlar olduğunu hissederdi ve bu annemin evdeki
yalnızlığına karşı terapi gibi gelirdi. Televizyonun (şimdi de cep telefonunun
ve internetin) bu ve benzeri olumlu işlevleri elbette olacaktır. Elbette,
televizyon (cep telefonu ve internet) bizim gözümüzün ve kulağımızın teknolojik
uzantılarıdır. Bu teknolojik uzantıların, özellikle cep telefonun ve internetin
bize sağladığı yararlar inkar edilemez. Fakat bu yararlarla koca örtüler
örerek, maddi ve maddi olmayan yoksulluklar yaratan bir örgütlü ilişkiler
sisteminin hizmetindeki yönetsel araç ve gereçlere sıkı sıkı sarılmak, çeşitli
renklerle boyanıp üzeri kapatılmış ve yağlarla parlatılmış yılana “iyi ki
varsın” diye kurtarıcı gibi sarılmaya benzer. Bu yılan farklı bir yılan, seni
sokup öldürmez, seni sarıp sarmalar ve yılanın sahiplerinin işine yaradığın
sürece seni su üstünde ölmeyecek durumda “Allah razı olsun” dedirte dedirte
tutar. <o:p></o:p></span></p><p class="Normal1" style="text-align: justify;"><span lang="TR" style="font-size: x-large;"><b> <a href="https://drive.google.com/file/d/1Mmm57vyGarcyRzRRlESbRGaoeddWGNom/view?usp=sharing">Tümünü okuyun/indirin</a></b></span></p>
<div style="mso-element: footnote-list;"><div id="ftn1" style="mso-element: footnote;"><p class="footnote" style="text-align: justify;"><br /></p>
</div>
</div>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-29576603236627585822020-08-20T09:56:00.064-07:002020-11-07T12:42:31.626-08:00Medyada Ücret Politikaları ve İş ilişkileri<div class="separator"><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span style="text-align: left;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEio3zkwOW6avHxwM4e1aAsXFWCmq1RBaug5DdfutapQct88jv7NKtZG2kAmaL4nHSWHQf32bJsyUgkG7-3wPd5_fxqDvsOd4NdzbCK-_VdDQdwz_0QgN0cetXgr_DDmVXHfCbHUGsbOy7ul/s320/Blue%252520Feet.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="285" data-original-width="320" height="111" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEio3zkwOW6avHxwM4e1aAsXFWCmq1RBaug5DdfutapQct88jv7NKtZG2kAmaL4nHSWHQf32bJsyUgkG7-3wPd5_fxqDvsOd4NdzbCK-_VdDQdwz_0QgN0cetXgr_DDmVXHfCbHUGsbOy7ul/w128-h111/Blue%252520Feet.jpg" width="128" /></a></div>Türkiye gibi ülkelerde, yönetici sınıfı oluşturan güçlerin yönetim işini önce aç bırakıp sonra ücretle işe aldıkları işçi sınıfının içinden gelen ve bol maaşla satın alınan siyasal, ekonomik ve kültürel örgütlenmelerdeki yöneticiler yapar. Peki, yönetici sınıflar ne yaparlar? Onlar spor takımları satın alırlar, spor kulüplerinin başkanlığını yaparlar, şirketlerini yöneten zengin köleler çevreyi ve insanları katletmeye devam ederken, onlar da çok özel çevre koruma yemeklerine ve toplantılarına katılırlar; şirketleri insanları asgari ücrete ve işsizliğe mahkum ederek insan haklarını çiğnerken, onlar insan hakları toplantıları ve zirveleri düzenler, katılır ve desteklerler; şirketleri norm kadro ve esnek yönetim denilen ve birkaç kişinin işini bir işçinin yaptığı iş politikası uygulamalarıyla yoksulluğu ve yoksunluğu yaygınlaştırırken, onlar yoksulluğa, açlığa ve sefalete çözüm için vakıflar kurarlar, yardım kampanyalarına katkıda bulunurlar, yardımseverlik yaparlar, sempozyumları desteklerler. Bu sınıfın kadınları da eşleri gibi çok çok duyarlıdırlar. Kadın hakları, fukaralara yardım ve hayvan hakları gibi kendi sınıflarının iyi ve duyarlı görünmesini sağlayan birçok faaliyetlere katılırlar. Bu sınıfın insanları çok kibardır; ince ruhlu ve zariftir; sinirlenmezler; seslerini ükseltmezler; kandan, vahşetten ve şiddetten tiksinirler; asla ellerini kirletmezler. Onlar için baskının, soygunun, sömürünün, ekosistemi talanın, katliamın, yiyecek ve içeceklerle zehirlemenin yönetimini ve akla gelebilecek tüm vahşi ve pis işleri, çoğu işçi sınıfından gelen, ama her şeyiyle işçi sınıfından kopmuş olan siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda çalışan üst yöneticiler planlar, programlar ve uygulatır/yaptırırlar. Bu üst-yöneticiler de kibarlıkta efendilerini taklit ederler; efendilerinden en büyük farkları, bireysel çıkarları için yapmayacakları hiç bir şey yoktur; ikiyüzlülüğün, kalleşliğin ve en yakınındakileri tereddüt etmeden harcamanın kitabını yazmışlardır; yani, bu üst yönetici kadrolar “gerekirse işçi sınıfının yarısını, diğer yarısını öldürmek için kiralarım” diyerek gerçeği söyleyen yönetici sınıf mensuplarının maddi çıkarlarını artırmak için en vicdansız baskı ve sömürü yollarını sürekli geliştirip uygulatarak, üretim, dağıtım, kullanım ve faydaların bölüşümü işini yürütenlerdir. Bu yöneticilerin en üst seviyesindekilerin bir kısmı yönetici sınıftan gelir ve diğer bir kısmı da, üretim ve yönetici sınıfa hizmet işinde bol para ile ödüllendirilenlerden oluşur. </span></div><div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: left;"><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><br /></div></div><div style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><a href="https://drive.google.com/file/d/1oq4ekDEgJsL17IMHXGHehoNcDVyUM0lN/view?usp=sharing">TÜMÜNÜ OKUMAK/İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN</a></div></div><p style="text-align: justify;"><br /></p>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-79384728472022842072020-08-20T07:56:00.005-07:002020-11-07T12:43:53.863-08:00Sömürenin Borazanı Olma: Üretim ve Üretim İlişkileri<p></p><p style="clear: both; text-align: left;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifU8Wxdk5udE69-a0fv5ZuTVR3VXvL5HK5uLcnz0YsPDigZyXz8Ic5dJM8c43azcwJvuqNA489bRdP2_VR1nZEB2xibG_0Vtp79iSDZT1eVqD42DHEepkC3_fsQTzdwAbLiWp0IbBIUoNv/s400/32376sm07gzzlrg.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="267" data-original-width="400" height="134" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifU8Wxdk5udE69-a0fv5ZuTVR3VXvL5HK5uLcnz0YsPDigZyXz8Ic5dJM8c43azcwJvuqNA489bRdP2_VR1nZEB2xibG_0Vtp79iSDZT1eVqD42DHEepkC3_fsQTzdwAbLiWp0IbBIUoNv/w200-h134/32376sm07gzzlrg.jpg" width="200" /></a>Ülke içinde ve ülkeler arasında süregetirilen çıkar yarışının günlük yaşamımızda ilk bakışta görünen kısmı, kapitalist güçlerin çıkar ortaklığının temsili olan (ve elbette kapitalistler arası yarışta çıkar gerçekleştirmede üstünlük sağlamak için kullandığı) devletin yönetim işini yapan hükümetlerdir. Yani, hükümetler ülkeleri yönetiyorlar. Hayır, hükümetler, (ister kapitalistlerin kendilerinin doğrudan yer aldığı veya temsilcileri tarafından oluşturulan kimselerden oluşsun), kapitalist çıkar yarışının ve ortak çıkarlarının gerçekleştirilmesinin yapıldığı bir yönetsel örgütlü ortamı anlatır. Bu ortam, kapitalist sistemin siyasal ekonomisinin gerçekleştirildiği, devlet yapısının sürekliliği için gerekli tüm işlerin yürütüldüğü her şeyi içerir. Kurnazca yaratılmış yanılsamada, biz ülkeleri yönetenler arası yarışın, siyasal partiler arası yarış olduğunu sanırız. Seçim süreçlerini demokrasi ve özgürlüğün ifadesi olarak niteleriz. Oy vererek seçtiğimizi sandığımız temsilcileri, bizi temsil ediyor sanırız. </p><p></p><div style="text-align: left;">Küresel ve küreseli oluşturan yerel yapılardaki örgütlü üretim, dağıtım ve bölüşüm pratiklerinin doğasının incelenmesi, toplumu kontrol edenlerin yarattıkları ve sürdürdükleri maddi ve maddi olmayan (düşünce, inanç, duygu, duyarlılık, ilgi, tercih ve davranış gibi) koşulları, bu koşulların yarattığı insanlık durumunu ve bunun sonuçlarını anlamak için gereklidir. Bu düşünce tarzı, dünyada küçük bir azınlığın büyük çoğunluğu yoksun bırakan bir üretim biçimine ve bu biçimi (sahteyi, baskıcı olanı, sömüreni ve serbest-köleliği) destekleyen medya ve resmi eğitim yapıları gibi örgütlü biliş ve davranış yönetimi yapılarına karşı duran bir temele dayanır. Bu temel de dünyada herkesin insanca yaşamaya hakkı olduğu ve var olan teknolojik seviyenin bunu kolayca sağlayabileceği gerçeği ve vicdanı üzerine kurulmuştur. Bu düşünce tarzı, vicdansızlığın insanın düşüncesini ve vicdanını esir aldığı koşullara ve bu insanlık dramını yaratanlara ve destekleyenlere karşı bir “yeter artık” feryadıdır en azından. Ne yazık ki, on binlerce yıldır, bu feryatlar bastırılarak, mızraklanarak, kılıçtan geçirilerek, kurşunlanarak yok edilmeye çalışılmaktadır. İşte eski ve yeni medya denen örgütlü yapılarda çalışan profesyoneller, günümüzdeki ikiyüzlülüğün (çifte-standart) en güzel örneğini vererek, bir taraftan kendilerini, halkın gözü ve kulağı olarak sunarlar; öte yandan, kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için çalıştıkları örgütlü medya yapılarının ve diğer egemen yapıların çıkarlarını gerçekleştirmek için düşünsel üretim yaparlar.</div><p> <a href="https://drive.google.com/file/d/10xSm3lmMUYyeMGtHoJGW_tzAvmbsbMRo/view?usp=sharing">Tamamını okumak/indirmek için tıklayınız</a></p>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-38044103938425728392020-08-20T06:47:00.055-07:002020-11-07T12:45:44.112-08:00Diktatörlüğün medyasını anlamak<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: right;">Kendim için özgürlük istiyorsam, bu istediğim özgürlüğü herkes için de istemeliyim; aksi takdirde özgürlükten bahsedemeyiz; bahsedersek,<span style="text-align: center;">gasp edilmiş özgürlükler üzerine kurulmuş egemenliği savunuruz.</span></div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Medyayı anlamak, birbirinden sadece incelemek için ayırdığımız (soyutladığımız), bir bütünleşik yapıyı oluşturan iki öğeyi ve onları oluşturan alt-öğeleri anlamayı içerir: </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">(1) Medyanın maddi yapısı ve </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">(2) Maddi olmayan ürün yapısı.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://drive.google.com/file/d/1TjoDStM2RVcLNA-jo_jhJMrmb-TMaZ_9/view?usp=sharing">AYRINTILI OKUMAK/İNDİRMEK İÇİN tıklayın</a></div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><p></p>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-72558961338970625772020-08-20T06:20:00.001-07:002020-08-20T06:24:32.215-07:00Karşılıklı Bağımlılık ve Kültür Emperyalizmi<p><b style="text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 14pt;"></span></b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b style="text-indent: 42.55pt;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0jJrJhckh9Aveyd-A1UiVKqHVxxbnTNjQ3TOY9HlG98qDJbRnFij-ljz-8QWgIN6FULvHV8TG8QHJo9PeNzqM7xtUbNpujzLB0zZ5dm7en9kerkmHltj7kqRxzsX0J4aZxltlF8d5qunE/s147/workforce.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-indent: 56.7333px;"><img border="0" data-original-height="119" data-original-width="147" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0jJrJhckh9Aveyd-A1UiVKqHVxxbnTNjQ3TOY9HlG98qDJbRnFij-ljz-8QWgIN6FULvHV8TG8QHJo9PeNzqM7xtUbNpujzLB0zZ5dm7en9kerkmHltj7kqRxzsX0J4aZxltlF8d5qunE/s0/workforce.jpg" /></a></b></div><b style="text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 14pt;">Küresel Karşılıklı Bağımlılıkta Kültür Emperyalizmi</span></b><p></p><p></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Verdana;">İrfan Erdoğan</span></b></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;"><b style="text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 14pt; line-height: 107%;"><br /></span></b></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;"><b style="text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 14pt; line-height: 107%;"><br /></span></b></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;"><b style="text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Bildiklerimizin
Geçerliliği Üzerine</span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Kültür emperyalizmi gibi bir konuyu
gereği gibi anlayabilmeyi engelleyen en temel koşullardan biri de (aslında her
şeyde olduğu gibi) bildiğimizi soruşturmayı asla akla getirmemektir. Hatta en
kötüsü de soruşturmayı gereksiz görmek, günah saymak, suçlu hissetmek gibi
“içimizde taşıdığımız temelsiz düşünceler, duygular ve inançlardır”. Kendini,
ilişkilerini ve dışını soruşturmanın bittiği yerde, insan olma da hızla ortadan
kalkar. Elbette çok daha önce ortadan kalkmadıysa ve kendini insan sayan (he de
diğer insanlardan daha insan sayan) insanımsılardan biri değilsek. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Elbette insanla, örgütlü yapılar ve
ilişkilerle bildiklerimizin (bilincimizde yerleşmiş olanların) hepsinin doğru
ve hepsinin yanlış olma olasılığı yoktur. Doğruyu ve yanlışı belirleyen gerçek
belirleyici ana birim bildiklerimizin tekabül ettiği her neyse onun doğasıyla
örtüşmesidir: Açıkladığı/anlamlandırdığı neyse onu ne ölçüde geçerli olarak
açıkladığıdır. Bunun anlamı da şudur: Açıkladığının doğasıyla ne ölçüde
örtüştüğü düşüncemizin ve açıkladığımızın geçerliliğini gösterir. Örneğin,
Yirmibirinci yüzyılda artık karşılıklı bağımlılık içinde olan bir dünyada
yaşadığımız “masalı” böyledir. Sömüren ile sömürülen, güçlüyle güçsüz, patron
ile çalışan, ABD ile Türkiye gibi ülkeler arasında karşılıklı bağımlılık
olduğunu iddia etmek için ya ahmak olma gerekir ya da birilerini ahmaklaştırmak
amacı gütmek gerekir. Kapitalist sınıfın dünyadaki<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>diktatörlüğü ortadan kalktığında sömürülen
kitleler aç ve yoksul kalmaz, bir sömürgen sınıftan ve onun yönetici
aslaklarından kurtulurlar. Ama sömürülen kitleler olmazsa, kapitalist sınıf
çalışan kitleleri çalıştırarak yaratılan zenginlikleri gasp edemeyeceği için,
yok olur. Yani, tarih boyu süregetirilen egemenlik ilişkilerinde karşılıklı
bağımlılık değil, yoksul ve yoksun bırakma vardır. Kapitalist sınıfla (veya
krallar ile) geniş kitleler arasındaki ilişki meşrulaştırılmış gasp ve baskı
ilişkisidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-indent: 42.55pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Kültür,
emperyalizm ve kültürel emperyalizm<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Konumuz “kültür” “emperyalizmi”
olduğu için, soruşturmayı bu bağlamda yaparak işe başlayalım: Bize öğretilen “kültür
anlayışı” gerçekten de kültürü mü açıklıyor yoksa çarpık egemenliklerin çarpık
davranış biliş ve davranış yönetimini mi anlatıyor? “Maganda kültürü ve
kültürsüz gibi kavramlarla gelen ve insanları/grupları kötüleme ve aşağılama
gibi değer yargılarına sahip bir kültür anlayışı geçersizdir. Aynı zamanda
insan ilişkilerinde sömürüyü, emperyalizmi, “böl, birbirine düşür ve yönet”
biçimindeki kimlik politikalarını destekleyen bir karaktere sahiptir. Kültür en
yalın şekliyle, örgütlü yaşamda (toplumda) insanların kendilerini
gerçekleştirme tarzlarını anlatır. Biraz daha açıklayayım: Kültür insanın
düşünsel, duygusal, vicdansal, inançsal ve maddesel olarak neden ve nasıl
ürettiğini anlatır. İnsanın kendini neden ve nasıl ürettiğinin elbette
sonuçları olacaktır. Bu sonuçlar maddi ürünler ve maddi olmayan ama hem maddi
olanı hem de maddi olmayanı anlamlandıran düşünsel ve duygusal ürünlerdir. Dikkat
edersek, maddi olmayana “ideoloji” demiyorum, çünkü “ideoloji” kavramı hem
sadece düşünceye indirgenmiştir hem de egemen pratikler yoluyla ciddi şekilde
çarpıtılmıştır. Onun yerine “maddi olmayan” diyorum ve böylece içine
düşünceleri, duyguları, inançları, vicdanı, beklentileri, sevileri, tercihleri
ve akla gelen diğer beyne işlenen her şeyi (dolayısıyla, tüm bunların egemen
güçler ve onlara hizmet edenler tarafından işlenmesini) içerecek biçimde
kullanıyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Kültür farklılığı kendini maddi ve
maddi olmayan biçimlerde üretim farklılığıdır. Bu üretim farklılığı, ekonomik,
siyasal ve diğer tüm ilişkilerde egemenliklerin ve mücadelelerin dinamik
doğasını belirler. Kendi koşulları üzerinde düşünüp o koşulları değiştirme
çabası sergilemeyenler (ve sergilemesi engellenenler), kaçınılmaz olarak bu
çabaya giren ve üretimi kontrol edenlerin egemenliği altına gireceklerdir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Gelelim emperyalizme; Emperyalizm
imparatorluklar (devletlerarası) makro-ekonomik ilişkilerin belli koşullardaki
karakterini anlatır. Bu kavrama “kültür” kavramı eklendiğinde, makro seviyede
“kültürel emperyalizm” demek, eski doğrudan sömürgecilik koşullarında, sömürgedeki
yönetici/üst kademedeki güçlerin (işbirlikçi yöneten sınıfın) sömüren gücün
yönetim, düşünce ve ilişki tarzını benimsemesi ve yaşamında uygulaması
demektir. Yeni-sömürgecilikte ise, bu benimsemeye, bir taraftan Amerika
karşıtlığı ve milliyetçilik taslarken, aynı zamanda “meclis start aldı” gibi
melez bir dil ve duyarlılık taşıyan (savunduğu kimlik ile pazarladığı kimlik
arasında ciddi çelişki olan) siyasetçiler ve aydınlar katılır. Bu da yeterli
değildir: kendini sömüren ve ezene öykünerek yaşayan ve kendi değerini “göğsünde
İngilizce sloganlar sergileyen” giysilerde bulan nesiller de buna eklenir.
Böylece, günümüz kültürel emperyalizmi, “küresel sermayenin mal ve
hizmetleriyle “kafa bulan” ve “kendini gerçekleştiren” kitleleri de içeren bir
karaktere sahip olur. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Kültür Emperyalizmi ve Maddi Sömürü Düzeni Bağı<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Kültür emperyalizmi maddi ilişkiler
ve meşrulaştırılmış soygun yapılarının bütünleşik bir parçasıdır. Eski
sömürgecilerin günümüzdeki gibi geniş çaplı bir biliş ve davranış yönetimine
gereksinimleri yoktu. Günümüz emperyalizminde sermayenin diktatörlüğü birbirini
tamamlayan iki ana bağdan geçerek gerçekleştirilir: (1) özel mülkiyet
ilişkileriyle meşrulaştırılmış gasp, soygun, vurgun ve terörizm yoluyla
kitleleri kendilerinin en temel ihtiyaçlarını bile üretme koşullarından mahrum
edilmesi; (2) Maddi yaşamını üretme koşullarından mahrum edilerek “çalışıyorsa
ücretli köle” ve “çalışmıyorsa işsiz serbest köle” durumuna düşürülmüş kitlelere,
belli amaçlara hizmet eden kültürün işlenmesi. Bu işleme ile hem maddi
ilişkiler düzeni meşrulaştırılır ve desteklenir hem de bu egemen düzenin
düşünsel ve duygusal dünyası kendini yeniden üretir. Bu işlenen yaşam ve ilişki
kültürü yoluyla, bu kitlelerin bireyinin “ücretli köle veya serbest köle”
kavramını kullananlara düşman kesilmesini ve sömürü ve vurgun düzeni ile özgürlük,
demokrasi, insan hakları, fırsat eşitliği gibi insanların özlediği her şey
arasında olumlu bağ kurması sağlanır. Elbette, güçlüysen çalabilirsin” ve “kısa
yoldan köşeyi dönme” gibi haksız kazanç elde etme de genel geçer yapılır. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Dikkat edersek, kültür emperyalizmi
yoluyla hem maddi düzen hem de düşünsel düzen desteklenir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Şunu da unutmayalım: Maddi düzeni destekleyen
kültürel çıktıların üretilmesi gerekir. Bu da karşımıza Hollywood’dan “team
park” ve cepte internet denen, kitlelerin eline kuru ekmeği verip gece gündüz
nerede olurlarsa olsunlar cep telefonu kullanarak sirke gönderme işinde,
kapitalizmin “imtiyazlı ücretli köleleri” kapitalist soygunda ve talanda
Romalıları yaya bırakacak gelişmeler sağladı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif;">Kültür Emperyalizminde Politika Oluşturma <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; text-indent: 42.55pt;">Kültür
emperyalizminin politikaları tek merkezli oluşturulan politikalar değildir. Çok
merkezlidir. Bu politikaları planlı bir şekilde oluşturanların başında, bu işi
ciddi şekilde ele alan ve devletlerden ve özel kuruluşlardan dudak uçuklatacak
miktarda paralar alan “düşünme biçimlendirme örgütleri” (örneğin think tanks)
gelir. Onların dışından devlet kurumları iletişim politikaları, medya
politikaları ve eğitim politikalarıyla bu işi planlı olarak düzenler ve
desteklerler. Bu güçlerden sonar gelenler, oluşturmadan çok, ürettikleri
ürünler ve ilişkiler yoluyla bu politikaların dolaşımda tutulması, yayılması ve
benimsetilmesi işini görürler. Örneğin, “Üniversite Radyosu” biçiminde
oluşturulmuş ve sürekli yabancı müzik yayınlayan ve üniversitedeki eğitime
katkıda bulunma gibi hiçbir faaliyeti olmayan radyolar böyledir. Dinleyicilerin
hemen hepsinin sabit gelirli çalışanlar, emekliler veya işsizlerin olduğu
radyoların bazılarının spikerlerinin “bol kazançlar” dileğiyle programlarını
kapatması, düşünsel ve vicdansal dumura uğratılmış bireysel seviyenin örgütlü
yayından geçerek “kendinin ve geçerli</span><span style="font-family: Verdana, sans-serif; text-indent: 42.55pt;">
</span><span style="font-family: Verdana, sans-serif; text-indent: 42.55pt;">sandığı bir çok işlevsel ahmaklıklardan birini yayması da böyledir.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif;">Kültürel
emperyalist politikalar hep bizim için değerli olanları kendine mal ederek iş
görür: Demokrasi, özgürlük insan haklarını sürekli çiğnedikleri ve dünyada her
yerde terör estirdikleri halde tüm bu özlenen ve aranan şeyleri gasp ederler.
Siz hiç iş bulamama terörü, işini kaybetme terörü, aç kalma terörü, sokağa
düşme terörü yaşadınız mı? Kötü olan ve tehlikeli olan her şey de, tesadüf
olmalı, hep Amerika ve Batı Avrupa dünyasının düşman ilan ettikleri oluyor.
İşte bu tür politikalardan biri de kimlik politikalarıdır. Kimlik politikaları
emperyalizmin böl, güçsüzleştir, birbirine düşür ve kolayca yönet
politikalarının en gözde olanlarından biridir günümüzde. Feminist Burjuva feminizmi
ile kadın erkeğe düşman edilir, erkek dışlanır, aşağılanır. İnanca dayanan
kimlik politikalarıyla örgütlü dinler ve tarikatlar arası çatışma işlenir ve bu
işleme de çoğu kez “dinler arası diyalog”<span style="mso-tab-count: 1;"> </span>
gibi söylemler ile yapılır. “Savulun Lan Gavur Batı, biz geliyoruz,
Müslümanlığı dünyaya hakim kılacağız” diyen düşünsel ve duygusal sefiller
beslenir ki hıristiyanlarda da aynı duygular yoğunlaştırılsın ve kendi dilini
konuşan birine “bu ülkede bizim dilimizi konuşun” diye saldırtılsın. Sporla
ilgili kimlik politikalarında tanrı tutar gibi spor kulübü tutma ve seyirci
kitleler arasında kavga ve düşmanlık işleme işi, örneğin, seyirciler stadyumda
düşman gruplar olarak yerleştirilerek ve medyada sürekli olarak “futbol
holiganları” gibi haberler verilerek desteklenir. Alt-kimlikler ve
üst-kimlikler diye ayırımlar yaparak ve insanlardan belli davranışlar
işleyerek, mümkün olduğu kadar çok düşman veya rakip kimlikler oluşturulur. Bu,
müzik alanı da dahil yaşamın her alanında yapılır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; text-indent: 42.55pt;">Bu politikalarla
ekonomi alanında, biliş ve bilinçlerde var olanlara yoğunlaştırıcı vurgu yapılır;
var olan ama işlevsel olmayan her şeyi marjinalleştirilir, kötü ve istenmeyen
yapılır; var olan değersizleştirilir ve yerine “belli çıkarlara işlevsel olan
yenileri” yaratılıp dolaşıma sokulur; şirketler ve şirketlerin devleti için
bireye kadar inen bir sürü sahte değerler yaratılır; böylece şirketler
dünyasının insanı ve dünyayı paçavra haline getiren ve kullanıp atan iğrenç ve
hastalıklı beyninin ve vicdanının kopyaları kitlelerin beyinlerine ve
vicdanlarına işlenir. Öyle ki, kendini özgür sanan bireyler, çalışıyorsa
ücretli köleliğinde veya çalışmıyorsa serbest-mutlak köleliğinde birbirine
karşı özgürlük taslarlar. Aralarından birileri özgürlükleri yok eden ve insanın
karnını doyurma olanaklarını bile elinden alan ve doğayı mahveden
insanımsıların yaptıklarına ve yapmadıklarına karşı çıktığında, insanımsıların
insanımsılığını korumak için bu özgürlük vesaire taslayan sefiller
"özgürlük ve diğer bazı soyut şeyler adına" karşı çıkanları ezme,
gazlama, kurşunlama, hapsetme ve asma işini zevkle ve coşkuyla yaparlar. Aferin
bile almazlar, eğer bu sırada ölmezlerse. Bu özgürlük vesaire taslayan
sefillerin en yüksek seviyede alçalmışları olan eğitim ve medya
profesyonellerinin asla söylemediği gerçeği, örneğin, bu insanımsılığı ekonomik
alanda sürdürenlerden bazıları bazen söylerler: Her yıl on binleri geçen
grevler ve başkaldırılar karşısında, insan mı yoksa insanımsı mı olduğunu
bilmediğim bir gazeteci, Amerikan demiryolu kralı Jay Gould'da basit bir soru
soruyor: Bu durum hakkında ne düşünüyorsun?. Gould, bize filozof ve bilim adamı
diye kakalanan Avrupalıların ve onların Türkiye gibi ülkelerdeki
ezberci-maymunlarının düşünemediği (günümüzde de yoğun bir şekilde sürdürülen)
tarihsel gerçeği çok yalın ve açık bir şekilde açıklıyor: "Gerekirse, işçi
sınıfının yarısını, diğer yarısını öldürtmek için kiralarım". Bu işi zaten
Tarih boyu ordusuyla, polisiyle ve diğer "güvenlik" örgütleriyle
yapıyorlardı; Gould zamanında da yaptılar ve günümüzde de yapmaya devam
etmektedirler. Katil kapitalistlerden biri olan Gould'u, bu sözü nedeniyle
"komünist misin lan? Bölücü müsün sen?" diye kimse hapse atmadı,
dövmedi, katletmedi, suçlamadı. Ama bu sözü o gazeteci söyleseydi, o
gazetecinin başına gelebilecekleri herhalde tahmin edebilirsiniz. Burada,
emperyalizmin ve kapitalizmin (adı ne olursa olsun fark etmez, şimdiye kadar
kurulmuş her soyguncu egemenliğin) biliş ve davranış yönetimiyle gelen bir
gerçeği daha sırıtır: Güçsüzleştirilmişler güçlülere karşı olumsuz bir sözel
veya başka türlü davranışta bulunursa, kiralanmış ve kiralanmamış diğer
güçsüzler tarafından, dövülmez, linç edilmez veya katledilmezlerse,</span><span style="font-family: Verdana, sans-serif; text-indent: 42.55pt;"> </span><span style="font-family: Verdana, sans-serif; text-indent: 42.55pt;">en azından "doğruyu söyleyeni dokuz
köyden kovarlar" sözüyle tanımlanacak karşıtlıkla yüz yüze gelirler. Bu “öykündüklerine
ve efendilerine dil uzatana haddini bildirme” işinde, güçlü suçlular orada
değildir; onlar insan hakları ve çevre koruma gibi iki-yüzlülüklerini
kanıtlayan toplantılarda, yemeklerde ve seyahatlerdedir.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><b style="text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Emperyalist Kültürü Üreten, Yayan ve Yaygınlaştıranlar</span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Yukarıda anlatıdan da kolayca
çıkarabileceğimiz gibi, kültürel emperyalizm günün 24 saati üretilen ve
yeniden-üretileni anlatır: Üretilenler temel olarak somutu destekleyen soyut
olan her şeydir: Elbette tarihsel olarak, egemenliğin sürekliliğini sağlamaya
yardım işinde “somut için soyutu üretenlerin” başında örgütlü din, örgütlü
siyaset, örgütlü ticaret (endüstriyel yapılar), örgütlü kültür ve örgütlü
eğlence gelir. Tüm bu örgütlü soygun ve gerektiğinde de katliam (doğanın
katliamı dahil) işini yapanların en gözde araçları da iletişim araçlarıdır. Bu
araçların günümüzde başında da medya denenler gelir. Bu medya denenlerin önde
gelenleri ise, bildiğimiz gibi, internet ortamı, televizyon, radyo ve özellikle
gençlerin gözde aracı cep telefonu gelir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Sinema, televizyon, radyo, gazete, dergi, reklamcılık ve halkla
ilişkiler endüstrileri hem kendilerinin öznel çıkarları için hem de kendilerini
ortaya çıkaran ve destekleyen genel sistem için yaygın biliş, düşünce, duygu,
inanç, beklenti, tercih ve davranış yönetimi (kültürel sömürünün ve kültürel
emperyalizmin düşünsel üretimi ve dolaşıma sokulması) işini yaparlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Kültürel emperyalizmi destekleyen
düşünce, duygu ve davranış biçimlerinin örgütlü üretimi ve çeşitli medya
yoluyla dolaşıma sokulması “insan biçimlendirme” sürecinin başlangıcıdır. Bu
sürecin dolaşımda kişiler arası ilişkilerden geçerek çoğaltılması ve
yaygınlaştırılması gerekir. Bu işi de bizler giydiklerimiz, yediklerimiz, içtiklerimiz,
sevdiklerimiz, sevmediklerimiz, tercihlerimiz ile gündelik hayatta
sergilediğimiz her şeyle yaparız: Biz bu sergilediklerimizle, kültürel
emperyalizmin hem tüketen taşıyıcıları hem de bireysel ilişkilerden geçerek
yaygınlaşmasını sağlayan “iletenleriyiz”, “iki ayaklı yürüyen reklam
tahtalarıyız”; en yakınımızı bile etkilemek için çeşitli baskılar kullanan “kapitalizmin
yayıcı-ajanlarıyız”; “yaydıklarımız ve tercihlerimiz ve yaşam biçimimizle
endüstriyel yapıların sadık maymunlarıyız: “Herkesin kendi düşüncesi kendine aittir”
veya “herkes düşünce ve ifade özgürlüğüne sahiptir” diye bilgiçlik taslayan (ne
dediğini bildiğini sanan) maymun. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Elbette bu “biz” dediklerime ben ve
sen asla dahil değiliz! <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">İstesek de istemesek de değişen
ölçüde dahil olmak zorundayız, çünkü, yaşamak için yemek, içmek, giyinmek ve
çalışmak zorundayız. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Neyin, nerede, hangi koşullarda ve
nasıl üretileceğine karar veremeyen biz kitleler, o ürünlerin üretimini yapan
emeğiz. Dolayısıyla üretilenin doğasına karar veremesek bile, toplumsal maddi
ve maddi olmayan üretimi emeğimizle gerçekleştirdiğimiz için (kapitalist düzen
bizsiz üretim yapamaz, otomasyon gelişse bile), sevelim veya sevmeyelim, o üretilenler,
maddi faydasının büyük kısmı ürettirenler tarafından gasp-edilmesine rağmen,
hala toplumsal ürünlerdir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Dolayısıyla, çözüm ancak egemen
üretimin tarzlarının insana ve doğaya zarar vermeyecek biçimde, insanı insanlıktan
çıkaran ve yoksun ve yoksul bırakan sonuçları getirmemesi biçiminde
değiştirilmesi üzerinde değiştirilmesi için mücadele vermeyi gerektirir. Böyle
bir amaca ve isteğe “hayır” demek ve “karşı çıkmak” ancak iki ayaklı insanımsı
olmayı gerektirir; ne yazık ki bu iki ayaklı insanımsıların egemenliğinde, insanlık
tarihi kötülüklerin, sefilleştirmenin, yoksul ve yoksun bırakmanın tarihi
olmuştur ve olmaya devam etmektedir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Dikkat edersek, kültürel emperyalizm
veya kültürel sömürü belli düşünsel, duygusal, inançsal, vicdansal ve ilişkisel
dünya inşa eder. Bu inşa o denli güçlüdür ki ilk okuldan başlayarak durmadan
tarih kitaplarında “savaşlar, nedenleri ve anlaşmalar” okur ve ezberleriz.
Aklımıza hiç bir zaman “savaşla kimler ne kazanıyor, ne kaybediyor, bunu savaşa
katılarak ölenler ve öldürenler ve geri kalanları için anlamı ve sonuçları ne”
gibi sorular gelmez. Temel nedeni, biliş, düşünce ve duygu yönetimiyle oluşan
“bilinç çerçevelenmesi (beynin biçimlenmesi) ile ilgilidir. Bunu bireyin, aynı
ortamda ve ilişkiler yapısında kırabilmesi düşünülemez, çünkü kırabilmesi için,
örneğin, inandığı doğruyu ve herhangi bir ilişkiyi, “kendini-haklı çıkaran
sahte soruşturma ötesine geçip, soruşturması gerekir ya da bir şekilde onu
meşrulaştırma yapamayacağı soruşturmaya iten bir şeylerin olması gerekir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Kültürel Emperyalizmin Dili <o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Kültür emperyalizminin dili bir şeyin
iyi ve faydalı olduğunu dinleyene işleyen, medya profesyoneli, reklamcı,
akademisyen, meşhur ve güvenilir kılığındaki iki yüzlü dolandırıcının dilidir.
Bu dil, bize sanki bizimmiş gibi, bizim içinmiş gibi ve iyiyi, doğruyu ve
haklıyı sunuyormuş gibi görünür. Bu sahtekar dillilerin çoğu kez yüzü güleçtir,
sözleri olumludur, vaatleri bizi heyecanlandırır. Bizi notla, işsizlikle, işten
atmakla korkutan terörlerini, ölçme ve değerlendirme olarak sunarlar.
Bazılarının yüzleri ve dilleri ancak “düşman” hakkında konuşurken hırçınlaşır.
Bize “sen sensin, senden daha değerlisi ve iyisi yoktur” denir önce. Hemen ardından
da “ama değerini korumak veya kendini daha değerli yapmak için, şunları almalı,
şunları sürmeli, giymeli, takınmalı, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>şunları
şuralarda yemeli ve içmelisin” denir. Bu “deme” bazen en yakın arkadaşımız
yolşyula söylenir.. Bu satın alma, kullanma ve benimsemeyle biz sürekli
tekrarlanan bir doyumsuzluk ve yetersizlik döngüsü içine sokuluruz: Dönme
dolaptayız, dolap döndürülüyor, inmeyi bile düşünemeyiz; düşünenlerin de vay
haline.” Özel teşebbüs sisteminin kirli işlerini yönetmek için birbiriyle
yarışa girenlerin bizi yalanlarla doldurduğu seçim sistemi, demokrasi ve
özgürlük olarak yutturulur. “Sen her şeysin, sen tüketen kralsın, sen
izlemezsen biz olamayız, biz senin isteklerini yerine getiren ve sana hizmet
vereniz; sana daha iyi hizmet vermek için, (seni daha iyi soymak için), esnek
üretimi getirdik; senin tercihlerin için ürün farklılaşmalarını getirdik;
çoğulcu demokrasiyi oluşturduk; (ne kadar yer üstü ve yer altı zenginlikler
varsa onları yabancı sermayeye ve işbirlikçilerine, elbette kendi avantamızı da
alarak peşkeş çekerek) özelleştirmeler yoluyla devlet denen baskıcı güçten seni
kurtardık; (Parantez içinde laf sokan bölücülere, teröristlere, birlik ve
dirliğimizi bozanlara sakın kulak asma; onları biz ceplerinden vurarak
hallederiz); bak, daha dün 50 kuruş olan domatesi şimdi 6.99 liraya yiyorsun;
bu, kişi başına düşen gelirin arttığını ve refah seviyemizin ciddi şekilde
yükseldiğini gösterir. Kısaca, bu sahtekar, düzenbaz, dolandırıcı, iki yüzlü ve
çatal dilli egemenliği sürdürme diline binlerce örnekler verebiliriz.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Kültürel emperyalizmin dili
gerçekleri çarpıtır. Gerçeğin yerine sahte gerçekmiş gibi poz atarak dolaşır.
Doğrunun yerini yalan alır. İyinin yerine iyilik taslayan kötü yerleştirilir.
İlişkisel gerçekler yozlaştırılır ve uydurular ilişkisel gerçekleri temsil
etmeye başlar. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Kültürel emperyalizmin dili kendine
işlevsel olmayan kavramları, yok sayabilirse ve gizleyebilirse, dolaşımdan
kaldırır. Dolaşımdan kaldıramıyorsa, olumsuz anlamlar yükleyerek
yeniden-dolaşıma sokar. Ben New York’ta bir derste tahtaya 20 kelime yazdım
(örneğin indoctrination) ve öğrencilere bunları bilip bilmediklerini, duyup
duymadıklarını sordum. Yanıt bilmiyorlar ve hiç duymamışlar.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Microsoft Word programında boyunsunma,
sefilleştirme ve insanımsı gibi kavramları yazın ve bakın bakalım dilbilgisinde
(veya eş anlamlılarda) bu tür kavramlar var mı? New York kütüphanelerinde,
Marks ve Marksizmle ilgili kitaplar bilgisayarda var görünür, ama rafta yoktur;
sorduğunuzda “bir okuyucunun aldığı” söylenir. Aslında o kştaplar birileri
tarafından bir şekilde dolaşımdan fiilen kaldırılmıştır. Türkiye’de? <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Birkaç örnekle devam edelim:
Emperyalizmin bittiği onun yerine “herkesin birlikte karşılıklı bağımlılık
içinde yaşadığı küresel bir dünyanın aldığı” işlenir. Ama bu işlemede küresel
dünyanın emperyalist güçlerin ve onların işbirlikçilerinin dünyası olduğu
söylenmez. Bu ve, örneğin, kültürler arası diyalog gibi saçmalıklar biliş ve
davranış yönetiminden geçerek egemenlikleri pekiştirme yollarıdır. Zaten
insanlar tarih boyu savaş dahil çeşitli biçimlerde birbiriyle ilişkide bulunmuştur.
Bunun bir anlamı da kültürler arası ilişkinin kaçınılmazlığıdır.
“Kültürler/medeniyetler arası diyalog” gibi şeylerden bahsetmek, diplomatik ve
siyasal biliş işleme dilidir. Aslında, “diyalog“(karşılıklı) konuşma” veya
“birbirini anlama” değildir. Diyalogun olması için tarafların hepsinin de
ilişkiyi/iletişimi başlatabilme, sürdürebilme, durdurabilme, içeriğini,
konusunu ve amacını değiştirebilme olanaklarına ve haklarına sahip olması ve
bunlara kullanabilmesi gerekir. Aksi taktirde, o konuşma veya ilişki egemenlik
ve mücadele ilişkisidir, dostça veya düşmanca olsa bile. Amerikan yöneticileri
ve uluslararası şirketler ile Türkiye yöneticileri ve şirketleri arasında
“kültürel diyalog” yoktur ve “farklılıklarla bir arada yaşama” diyaloğu değil,
kültürel sömürüyü, kültürel egemenliği, kültürel emperyalizmi anlatır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;"><o:p> </o:p></span></b><b style="text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Soyut İşlevsel-Saçmalıklarla Desteklenen Egemenlik</span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Dolayısıyla, “kültür insanın kendini
maddi ve maddi olmayan biçimlerde nasıl yeniden-ürettiğini hecelediği için,
“kültürsüzlük” (veya iletişimsizlik), “kültürel farklılıklar” ve “medeniyetler
arası diyalog” gibi kavramlar basit saçmalıklardır. Bu saçmalıkların merkezine
yerleştirilmiş olan ve insanımsılığı heceleyen bir kaç örnek verelim:
“kapitalizmin köleliğe son vermesi”; istilacıların Demokrasi ve özgürlük
sevdalısı olması; bir sınıfın diktatörlüğünü temsi eden) hukuk devleti; oyla
seçilen temsilcilerin, (bir yandan “biz çevremizde bu katil şirketleri
istemiyoruz” diye iradelerini açıkça dile getiren halkı gazlatırken, yüksek
basınçlı suyla yıkatırken, kurşunlatırken ve hapse attırırken, uluslararası
şirketlerin ve yerel şirketlerin soygunundan avantalarını alırken, öte yandan
da), halkın iradesini temsil etmesi (Tarihin hiçbir döneminde, çok ender birkaç
istisna dışında, yöneten güçler halk için yönetmemişlerdir; kendileri ve
kendilerini var eden sistemin sahipleri için yönetmişlerdir); “ben devletim” düşüncesine
sahip potansiyel katillerin beslenmesi; Batı’nın demokrasinin beşiği olması”,
Amerika’nın dünya’da “demokrasi ve özgürlük getirmesi (bunu pek yutan yok
artık); bir zamanlar Nikaragua’yı kurtarmak için savaşan özgürlük savaşçısı
Johny’ler ve şimdi de Suriye’ye özgürlük getirmek için savaşan “özgürlük
savaşçıları”; endüstriyel yapıların ürettikleri, özellikle “mevsimlik
sürüleştirme” işi yapan moda endüstrilerinin ürettikleri içinden seçtikleriyle
“bireysel özgürlük, bireysel ifade ve kendi modasını kendisi yaratan (ve
endüstrilerin maymunu olduğunun farkında bile olmayan) “çoğulcu demokrasinin
özgür bireyi; 4 veya beş yılda oy vermeye indirgenen “demokrasi”; internette
laf söylemeyle oluşan “katılımcı demokrasi”; tüketimdeki nicel çokluğu “çoğulcu
demokrasi” ve “fırsat çokluğu” ve de fırsat eşitliği varlığı (iddiası); aynı
vurguların ritmik farklılığıyla yenilik ve değişim iddia eden popüler kültür ve
birçok diğer şahane, çekici, özlenen, öykünülen, peşinden gidilen, deli gibi
korunan düşünsel saçmalıklar. Bu düşünsel saçmalıklar, maddi sömürü düzeninin
egemenliğini ve sürekliliğini sağlamasının tarih boyu garantisi olmuşlardır. Bu
garantileme de, maddi olarak yoksun ve yoksul bırakmayla desteklenmiştir: Maddi
hiçbir değere ve zenginliğe sahip olmayanlar manevi soyut zenginlikler,
değerler ve hayal olan hayaller ile doldururlar. Bu nedenle ki, eskiden Tom
Miks, Texas, Zagor ve Süpermen ve de kılıcını bir sallayışta ve bir haykırışta
binlerce kafiri telef eden Hz Ali ve benzeri hikayelerle beslenenlerin, şimdi
bu meşgalelerden çok daha güçlü ve yaygın olan cep telefonu ve internet ile
gelen meşgalelerle zaman harcayanların (aslında hayatını harcayanların) bana ve
benim gibi açıklamalarla gelenlere düşman olması ve düşman edilmesi
kaçınılmazdır: Avunmaları için onlara bahşedilen ve sömürenlere hizmet eden
hayaller/soyutlar onların hayatlarına anlam verdikleri şeyler. Tek sahip
oldukları, aslında onların olmayan değerler ve inançlar soyutları, “kötü,
zararlı, sömürgenlerin sömürü araçları” gibi sözlerle eleştiremezsin.
Vazgeçebilmeleri için, düşünsel alışkanlıklarını ve tarzlarını değiştirmelerini
sağlayan bir şeylerin olması ve “bir zamanlar hayal olan şeyleri düşlüyordum,
şimdi gerçekleri düşlemeye başladık” diyebilecek değişim beklentilerinin
oluşması gerek.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Asla unutmayalım, dünya bu tür saçmalıkların
yaygın egemenliğiyle desteklenen maddi soyguncular tarafından yönetilmektedir:
Tarih boyu köle, yarı köle, özgür ve halk gibi isimlerle adlandırılan
insanlara, “egemen bir azınlığın somut çıkarlarını destekleyen soyut ve çoğu
kez ulvi duygularla beslenen insanımsı değerler” işlenmiştir; bu değerlerin de
yardımıyla insanlar kolayca yönetilmiş, birbirine düşürülmüş, birbirini yemiş
ve yemeye de devam etmektedir: Suriye’de ve başka yerlerde soyut bir şeyler
adına katliam yapan Dünyayı sömürenlerin ve onların işbirlikçisi güçlerin demokrasi
savaşçısı, özgürlük savaşçısı, terörist gibi isimlerle isimlendirilen yoksul ve
sefil katil sürüleri buna en somut örnektir: Soyutu haykırarak ve bu sırada ona
ödül olarak verilen anlık talan, katliam ve soygun ile gelen güç duygusunu da
tadarak, kendi gibi diğer sefilleştirilmişleri de öldürme ve onlar tarafından
öldürülme ötesine asla geçemezler; çünkü asıl somutu alanlar ve paylaşanlar
orada savaş alanında değildir; onlar ekonomik savaş alanında zenginliklerini ve
güçlerini pekiştirme ve yaygınlaştırma yarışı içindedirler: Piyonlar onlar için
ölür, ama devlet kursalar bile, örgütlü yapılarda yerleştirildikleri çeşitli
seviyelerde birbirine yiyen piyonluklarına devam ederler: Pastayı paylaşan
egemen güç düzenindeki ilişkiler yapısı buna izin vermez.</span><b style="text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;"><o:p> </o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Son Sözler<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">İlginç bir ülkede yaşıyoruz (olumsuz
anlamda ilginç): Egemen bilinç yönetiminin ve kültür emperyalizminin kendine kolayca
yayılma ve benimsenme ortamı bulduğu bir ülke. Yayma ortamların başında da
medya ve üniversiteler gelmektedir. Bu ortamların profesyonelleri (ve onların
yaydığını daha da yayan halk denen “izleyici bizler”), örneğin kapitalizmin ne
olduğunu bilmeden, kapitalizme düşman olur ve kapitalizmi yererler. Marksizmin
ne olduğunu bilmeden, Marks ve marksizmi kötülerler. Elbette medya biliş
yönetimi ve kültürel emperyalizmin birinci seviyedeki üreticilerinin ve
dağıtıcılarının küçük bir azınlığı ne yaptığının çok iyi bilincindedirler.
Fakat bu birincil seviyedekilerin geri kalanları ya öznel çıkarı nedeniyle
“güçlünün borazanını çalarak” dümenlerini yürütürler, ya “gerçek inananlardır”.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Benim Türkiye’deki düşünsel ve
ilişkisel ortamda insanlardan “öğrendiklerim” (ben herkesten çok şey öğrendim)
büyük çoğunlukla insanlığın geleceği için pek de umut verici şeyler değil.
Bunun temel nedeni, tembellik ve öznel çıkarları için her şeyi yapan tembeller
arası işbirliğinden geçerek oluşturulmuş egemen bir üniversite ortamıdır. Bu ve
benzeri ortamlarda, kültürel emperyalizm gibi şeyler sadece hoş veya karşıt
olunan söylemler olarak kalır. Ne karşıt olanların önemli bir kısmı ne de
destekleyenler için söylemsel ifade ötesinde bir anlam taşımaz: Kervanın itleri
ve kervana karşı olan birkaç birbirine havlar ve gerektiğinde birbirini yer: Kervan
yürür ve yürüyor da. Fakat farkındaysak, tarih boyu kervanlar aynı şekilde
yürümüyor ve yürütülemiyor. Bunun en önde gelen nedeni de, tarihin ve değişimin
itici güçleri olan “mücadele veren” insanlardır. İyi ki vardınız, varsınız ve
var olacaksınız. Yoksa, sekiz saat çalışma, bayram tatili, asgari ücret, fazla
mesai ve çalışanların günümüzde sahip olduğu hakların hiçbiri olmazdı. Bu ve
diğer dergiler basılamaz ve bu tür yazı yazılamazdı: Bu tür ve diğer mücadeleci
yayınları okuma da kolay olmazdı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;">Kendi varlığının kanıtını
“düşünüyorum, o halde varım” diye düşünceye indirgeyen, hatta “tüketiyorum o
halde varım” diye “gösteriş ve fiziksel-psikolojik doyuma sarılarak yanıtlayan
bir egemenlik altında yaşıyoruz. şahane ve büyülü saçmalıkların yaygın dolaşıma
sokulduğu ve aynı zamanda kendi varlığının kanıtının ve anlamının “somut
varlığın kendisinde ve ilişkileriyle yaşanan somut koşullarda olduğu” düşüncesinin
neden “istenmeyen kötü ve tehlikeli düşünce” olarak ilan edildiği konuları, kültürel
emperyalizm konusunda da olduğu gibi, egemenliği sürdürme ve yaygınlaştırma ve
buna karşı mücadele ile ilgilidir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif; line-height: 107%;"><span style="font-size: x-large;">Kaynakça</span><o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR">Web sayfamda oldukça çok kaynaklara ulaşabilirsiniz. <o:p></o:p></span></p><b style="text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 14pt;"></span></b><p></p>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-21866155950497417362019-10-29T09:23:00.001-07:002019-11-01T13:43:04.346-07:00Şanghay: Çin komunistlerinin azgın ve kudurmuş küresel kapitalistlerle dansı <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dxCPUuWaJROP7Kna_8DCi9CbNuhx_QcNdbYVdta6Yi-faqok48ur85g0KGUewFz96DJI6gRRkYvIVsembyFaA' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe><br />
<br />
Şanghay Shanghai (Çin) kenti yanında New York, Londra ve Paris birer köhne kasaba kalırlar. Batı kapitalistlerini kıskandırmak için yapılmış sanki...<br />
<br />
Şanghay uluslararası şirketlerle dolu. Giyecekten yiyeceğe kadar bu şirketlerin ürünlerinin "İNDİRİM VAR" fiyatı bile tam bir soygun fiyatı!<br />
<br />
BLT Çiftlik market'te, fiyatlar dudak uçuklatıcı: Fiyatlar ya yarım kilo, ya 200-330 gramlık paketler halinde. Resme basıp büytürseniz miktar ve fiyatı görebilirsiniz.<br />
.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiv2czrdGayj3e5ANmY6ckVWFBhdau-i8Wsq4upgWY14_BdsOFGd_2DqY4peqYWUqKNHJH5rzo1m4LHR3qLS9yk8zaKdmTSnd1KUalp2A1N2z8uhiWNan5PUFAmhTg9sKELpwMyJtQDeSaN/s1600/20190627_134153.mp4_000004204.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="480" data-original-width="856" height="179" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiv2czrdGayj3e5ANmY6ckVWFBhdau-i8Wsq4upgWY14_BdsOFGd_2DqY4peqYWUqKNHJH5rzo1m4LHR3qLS9yk8zaKdmTSnd1KUalp2A1N2z8uhiWNan5PUFAmhTg9sKELpwMyJtQDeSaN/s320/20190627_134153.mp4_000004204.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKgob7aoMhPTl6tnSUn5nTeZpBb1fSswW_0rIOJfLlq2u6uc0eknXK5JRK3VINvH2nGeakSRWK4DjdoHPC4E_qyVdrnb0tPxxPZXgA-d673Pxj8A6sR2x7ZsuwH8pjtwkNrSrBQHCBiJPn/s1600/20190626_125156.mp4_000441969.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgKgob7aoMhPTl6tnSUn5nTeZpBb1fSswW_0rIOJfLlq2u6uc0eknXK5JRK3VINvH2nGeakSRWK4DjdoHPC4E_qyVdrnb0tPxxPZXgA-d673Pxj8A6sR2x7ZsuwH8pjtwkNrSrBQHCBiJPn/s400/20190626_125156.mp4_000441969.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
Üzüm paket: 128 Yuan (100 yuan 80 TL)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxlslnu3QwAcrW3obg3CznlkR4Awe67qWC-9oqDAgOvLkhyphenhyphenXEaLAoNpQcpYFzlzQzyro_jIRtREI25aU_-DGYBIA47Vd4YIzwaJraCzZjeqcuWJ_mDwnNI0-G0bya9_H4r4QiG6pnwwV5h/s1600/20190626_125156.mp4_000474929.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxlslnu3QwAcrW3obg3CznlkR4Awe67qWC-9oqDAgOvLkhyphenhyphenXEaLAoNpQcpYFzlzQzyro_jIRtREI25aU_-DGYBIA47Vd4YIzwaJraCzZjeqcuWJ_mDwnNI0-G0bya9_H4r4QiG6pnwwV5h/s400/20190626_125156.mp4_000474929.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
Havuç: yarım kiloso 17-19 Yuan (semt pazarında 2-3 yuan)<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi2N-mc6JelOS_0PkGR4tamwLjF9lc3ugZjM8qIePFhQqjhAu4v6LhgnCrauCKf75DFp2Rfzdv1L5LhEfJWjPCbXxx-sQNZ2a3EoKI27cokSRMnKZ5t03_EAhyUJVF98TPOsa4Jl8aRvHV0/s1600/20190626_125156.mp4_000504357.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi2N-mc6JelOS_0PkGR4tamwLjF9lc3ugZjM8qIePFhQqjhAu4v6LhgnCrauCKf75DFp2Rfzdv1L5LhEfJWjPCbXxx-sQNZ2a3EoKI27cokSRMnKZ5t03_EAhyUJVF98TPOsa4Jl8aRvHV0/s320/20190626_125156.mp4_000504357.jpg" width="320" /></a></div>
Domates pakette 23 yuan. (Semt pazarından 5-6 yuan)<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhr_f9AmCdQMkdZO865VhqPup_YYYHRHiYcujy5xgl_OmW_LXJ1sK1MGobNOUP_pQPVYo9IWLu_qjD56vB9M-rT61x0QAumsY8aT48TeEjAjeM8lvLZ79Qz2m78uC4FyAGgrmUtrAJZ6wBV/s1600/20190626_125156.mp4_000523953.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhr_f9AmCdQMkdZO865VhqPup_YYYHRHiYcujy5xgl_OmW_LXJ1sK1MGobNOUP_pQPVYo9IWLu_qjD56vB9M-rT61x0QAumsY8aT48TeEjAjeM8lvLZ79Qz2m78uC4FyAGgrmUtrAJZ6wBV/s320/20190626_125156.mp4_000523953.jpg" width="320" /></a></div>
Biber ve patlıcan 200 gram paket: 15 - 17 yuan<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_VAsKuLFA3GNR6MPOv6gFQ_686_IqNVpsWmh8PVBe7gCTQGnUnMdbXu1NuZIrTQpfnT_lF42aLPKqYh7VlJGKAAeq30dDQB1HjjFVXFFfc4xs_bWTtDjReCKismF_YsCnraJsWnUEVu1a/s1600/20190626_125156.mp4_000525252.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_VAsKuLFA3GNR6MPOv6gFQ_686_IqNVpsWmh8PVBe7gCTQGnUnMdbXu1NuZIrTQpfnT_lF42aLPKqYh7VlJGKAAeq30dDQB1HjjFVXFFfc4xs_bWTtDjReCKismF_YsCnraJsWnUEVu1a/s320/20190626_125156.mp4_000525252.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Patlıcan 200 gramı 16 yuan (kilosu 80)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtklGkh5NNn6n_w96AsyfpaM_FgqiamAr2SDLSRXIJqhTK8wDci44Hr3bzow9_2hVa0COiTfedxKdrcvBjvIujUREJ1QLyIzzmqztC-O4Ql8GcUqwCLl9uMWGPvhwL81Q06XdwoULMmEVr/s1600/20190626_125156.mp4_000532418.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtklGkh5NNn6n_w96AsyfpaM_FgqiamAr2SDLSRXIJqhTK8wDci44Hr3bzow9_2hVa0COiTfedxKdrcvBjvIujUREJ1QLyIzzmqztC-O4Ql8GcUqwCLl9uMWGPvhwL81Q06XdwoULMmEVr/s320/20190626_125156.mp4_000532418.jpg" width="320" /></a></div>
Dolma Biber 200 gram paket: 16.80 Yuan<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9c37veo_Owu2gCMyeddvma3sCvnUn3p_oMSwXIpSxKbeHkhVBp3HpGxkBv7_W3IPQtxBXlwV_bC5KYPpSk7tHAkn_eQDfWgx9r7tX8_ZaDjzjroACM89PPJpCW98ro2uq3_vKO3_uVoW_/s1600/20190626_125156.mp4_000559812.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh9c37veo_Owu2gCMyeddvma3sCvnUn3p_oMSwXIpSxKbeHkhVBp3HpGxkBv7_W3IPQtxBXlwV_bC5KYPpSk7tHAkn_eQDfWgx9r7tX8_ZaDjzjroACM89PPJpCW98ro2uq3_vKO3_uVoW_/s320/20190626_125156.mp4_000559812.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Yumurta 10 adet 32.80 Yuan. Dediğim gibi İNDİRİMli fiyatlar<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiADk2jCKV-1m5nrmisHHuhV8bsmyiLvRBLtp6XON1h2akSOBeVPC43j8pKqiMjoVa5gBmBAeD7ExNmLfk9iw4OcReju1dC5VqEwfRVB8S3P9aVPV7Sz7-LEm8C_EDsg-r4mcs2dJ58PReA/s1600/20190626_125156.mp4_000575009.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiADk2jCKV-1m5nrmisHHuhV8bsmyiLvRBLtp6XON1h2akSOBeVPC43j8pKqiMjoVa5gBmBAeD7ExNmLfk9iw4OcReju1dC5VqEwfRVB8S3P9aVPV7Sz7-LEm8C_EDsg-r4mcs2dJ58PReA/s320/20190626_125156.mp4_000575009.jpg" width="320" /></a></div>
Yumurta 38.80 den indirimli soygun ile 32.80 yuan<br />
yapmışlar. Ne kadar da zarif ve düşünceliler değil mi?<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh45QsMezxBbGkA38Whgjll5XgyXVuINjAioRbEwKv_l5sdYbdavHJ9GJumh8i-qvtY8KxJZDKC7xJo0R1V8sIi6Tfy__jMofT5XnJwKS1XGcNDW3c0VxSsSvyvatYSbHi0Y3p9xvy3l354/s1600/20190626_131246.mp4_000008951.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh45QsMezxBbGkA38Whgjll5XgyXVuINjAioRbEwKv_l5sdYbdavHJ9GJumh8i-qvtY8KxJZDKC7xJo0R1V8sIi6Tfy__jMofT5XnJwKS1XGcNDW3c0VxSsSvyvatYSbHi0Y3p9xvy3l354/s320/20190626_131246.mp4_000008951.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Bu herhalde şeftali. 6 tanesi 49 yuan.<br />
Sempt pazarinda 4.99 yarım kilosu.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2PizHXuf4hCKujEhDuId04BGCzeGr52EB2hFaOBh9I8mVWMVWC6D7Kiq1B3vvv7DhYRWO15WYKKAyAm7s-LMwiWx5NI4wfwXdi2baVG6FZ8lJ575qx4XW7fOzEArgo-Z2HX89GemUY0EQ/s1600/20190626_131246.mp4_000029547.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2PizHXuf4hCKujEhDuId04BGCzeGr52EB2hFaOBh9I8mVWMVWC6D7Kiq1B3vvv7DhYRWO15WYKKAyAm7s-LMwiWx5NI4wfwXdi2baVG6FZ8lJ575qx4XW7fOzEArgo-Z2HX89GemUY0EQ/s320/20190626_131246.mp4_000029547.jpg" width="320" /></a></div>
Bunun ne olduğunu unuttum. Ama 6 tanesi 69.80 yuan<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLb9K70WOHEQWPaUUbLwewEb-H95WEcDj2Bp5I4AwnUQQIndBt3Pn4YfmZ7oUPaeDYknHjj3EdnSulIWiHMghL_OuTg3zA_XHbFKuCEhuKgFi-HAWao6bRFKjfO8cRLd9-38DcRLZRHyb7/s1600/20190626_131246.mp4_000032113.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLb9K70WOHEQWPaUUbLwewEb-H95WEcDj2Bp5I4AwnUQQIndBt3Pn4YfmZ7oUPaeDYknHjj3EdnSulIWiHMghL_OuTg3zA_XHbFKuCEhuKgFi-HAWao6bRFKjfO8cRLd9-38DcRLZRHyb7/s320/20190626_131246.mp4_000032113.jpg" width="320" /></a></div>
Kivi 8 tanesi 99.80 yuan (100Yunadan az! Ucuz!)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjszrqv90Xz6Wg0n2LUEbvXLmTKZa74-VXBUMRYCQ5un2sFVtCiBQkIL7MlZlWaj-m_QHCg4pDgb37HBJFdBupzsBI2tMDSWXcXMY6-Cyb7X7EmFjC0OM3InYMZ1Zp4hxFI181BtOlmXJTe/s1600/20190626_131246.mp4_000068793.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjszrqv90Xz6Wg0n2LUEbvXLmTKZa74-VXBUMRYCQ5un2sFVtCiBQkIL7MlZlWaj-m_QHCg4pDgb37HBJFdBupzsBI2tMDSWXcXMY6-Cyb7X7EmFjC0OM3InYMZ1Zp4hxFI181BtOlmXJTe/s320/20190626_131246.mp4_000068793.jpg" width="320" /></a></div>
Sütün fiyatı 28-32 yuan<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWSH1eYWoLAtlVmXiaRn9_wM6mVLPiiPPlZcdGmyvkwwck822QtN8C_oLVySN0wuvtcwxxuPHy56MQfEaM3r8DMsi4tB46O3b6XSLakPsFTsoQ65y8d1uNS7-ZyOC2R4JjYkNFWVdRNsIk/s1600/20190626_131801.mp4_000006806.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWSH1eYWoLAtlVmXiaRn9_wM6mVLPiiPPlZcdGmyvkwwck822QtN8C_oLVySN0wuvtcwxxuPHy56MQfEaM3r8DMsi4tB46O3b6XSLakPsFTsoQ65y8d1uNS7-ZyOC2R4JjYkNFWVdRNsIk/s400/20190626_131801.mp4_000006806.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
Yogurt bedava!: 200 gramı sadece 96 yuan!<br />
(kim yiyebiliyor acama bu fiyata. Demek ki birileri<br />
satın alıyor. Zaten markettekiler de zaten semt<br />
pazarındakilere hiç benzemiyorlar.<br />
<br />
Bir de zeytin yağlarına bakayım dedim:<br />
Bizdekinin en az dört misli fiyattalar.<br />
<br />
<br />
Walmart marketi gördüm: Ne iyi Miami'deki fiyatlarla karşılaştırırım dedim. Amerika'daki fiyatları getirip Şanghay'a uygulamışlar: Yani, ne almak istediysem, vazgeçtim, çünkü Türkiye'de çok ucuz. En ucuz ekmek semt pazarındaki tandır ekmeğiydi. Onun dışında bizdekinin üç misli.<br />
<br />
Carrefour gördüm. Ah, ne güzel, bizimle karşılaştırırım dedim: Aynı soygun!<br />
<br />
İngiliz ve Amerikan eğitimli akademisyenlere (Birisi London School of Economics mezunu) asgari ücreti sordum, bilmiyorlar.<br />
<br />
Çinde Amerikanın ve Avrupanın üniversiteleri cirit atıyor. Çinli ortaklarıyla ortaklaşa beyin igfali ve kültür çökerrtme ve kapitalist pazar kültüürünü aşılama işini yapıyorlar. Amerikan ve İngiliz Ünversiteleri Şanghay'a ve diğer kentlere yayılmışlar. Ne dersiniz? dedim. Şaşkın bakışlarla karşılaştım: "Normal bir şey soruşturulur mu?" der gibi baktılar bana: Demek ki post-modernizm ve liberal çoğulcu görüşün aydınlatıcı ışığında kültür emperyalizmi akla bile gelmiyor.<br />
<br />
Gençlerin bazıları ağızlarını kapatan maske kullanıyorlar. "Hava kirliliğindendir" dedim kendime, ama hava da kirli falan değil ki. Sordum: modaymış, çünkü yüzü küçük gösteriyormuş. Metroda yanımda oturan Çinli genç biri ingilizce konuşuyordu. Ona "niye maske takıyorsun" dedim. "Hoşuma gidiyor, seviyorum" dedi. Üzücü ve ürpertici bir durum! Moda, "cola", "fast-food", kozmetik ve diğer endüstriler için ENDÜSTRİLERİN MAYMUNU zavallı (ve aynı zamanda duyarlılıklarıyla kendine ve başkalarına gerektiğinde tehlikeli) insanı yaratma işindeki başarıyı görüyoruz bu durumda.<br />
<br />
Şanghay televizyonları kalitesizlik ve saçmalık (yani kozmetik, moda, soda, giyim, eğlence vesaire endüstrilerinin geri zekalılaştırma işini yapma) bağlamında bizdeki televizyonları yaya bırakır (tek istisna, cinler ve şetanlar ile vaaz verenler ve reklam yapanları görmedim; ama o da olacak zamanı geldiğinde).<br />
<br />
Gençler metroda cep telefonuyla arkadaşlık ediyorlar ve yaşlılara falan yer verme akıllarından bile geçmiyor. Bana, 20 kez kadar metro seyahatimde 6-7 kez orta yaş ve üzerindekiler yer verdiler.<br />
<br />
Ben otele yakın bir yerde semt pazarı buldum: orada fiyatlar yarım kilo fiyatları olduğu için, bizdekinden iki misli kadar pahalı. Yeşillikler ucuz.<br />
<br />
İki Şangya var: Yok eden ve yok edilen. Yok edilen Şanghay'ın eski püskü ve yoksul iş yerleri ve çevrelerinden geriye kalanlar da kısa bir zamanda<br />
ortadan kaldırılacak. Tarihi evler ve binalar, tam Türkiye'de Turizm adına (kentsel dönüşüm, renevasyon gibi kılıflarla) yapıldığı gibi, kullanılıyor: Turist çekme tuzağı olarak kullanılıyor. Birileri para kazanıyor, ama o kazananlar o bölgede yayşayan yerel halk değil, tüm dünyada olduğu gibi. <br />
<br />
Merak ettiğim şuydu: O yoksul evlerde yaşayanlara, birkaç metre karelik dükkanda kendi emeğiyle yaşamını sürdürmeye çalışan insanlara, yaşam ortamları dev binalarla istila edildiğinde ne oluyor acaba? New York'da 1970'lerde semt parklarından yatan ecsiz ailelere ender rastlanırdı, 1980lerde ve sonrasında, o parklarda evsiz ve işsiz aileler sayısı hızla artmaya başladı. Şanghhay'da sadece mal varlığı vücuduna doladığı yorganı olan bir kadın gördüm. Aynı zamanda, akşam bir kadının çöp kusundan yiyecek aradığını da gördüm. Kadının her iki ayağında farklı paçavra ayakkabiler vardı. Kapitalistlerin ve yöneticilerinin zalimliği ver açgüzlülüğü sonucunda, Şanghay insanı sefaletin ve açlığın ne olduğunu çok daha fazla yaşayacaklar. Uluslararası sermaye, içteki işbirlikçileriyle birlikte Çin komünizmini de çökerttiklerinde, işte ondan sonra, Çin halkının büyük çoğunluğu hem maddi hem de düşünsel yoksunlukla sefil bir hayat sürmeye başlayacak. <br />
<br />
Asgari ücrettten habersiz ve ilgisiz olan imtiyazlı akademisyenler ve entellektüeller ve Şanghay gençleri ve onlara özenenlerin yardımıyla Batının kudurmuş kapitalistleri, büyük olasılıkla Çin sistemini çökerttiklerinde; dünyada döndürmedik taş bırakmama işini tamamlayacaklardır. Sonrası? bakalım ipeği ve sözü yumuşak Çinli yöneticilerin, en küçük çıkarı için kuduran kapitalist yöneticilerle dans etmeyi ne kadar sürdürebilecekler?<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<br />irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-36659088677035653302019-10-29T05:05:00.003-07:002020-11-07T12:48:32.962-08:00Forged Factoids: Social Media, Social Software etc<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIqtI3Cehdkl1YoyfUt6tp1VyR9g4CE1KO_Xh1DbwF5eZyK75U_YctsnG2g0LND73r-tbiXvFteXvS9gmZzh5BnagubGZEpFNZdsRnGvZFpyZP5t6_wVwaxOUYWHqYez1U3EMyKs2xnU95/s1600/52801gleecohfqt.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="351" data-original-width="400" height="175" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIqtI3Cehdkl1YoyfUt6tp1VyR9g4CE1KO_Xh1DbwF5eZyK75U_YctsnG2g0LND73r-tbiXvFteXvS9gmZzh5BnagubGZEpFNZdsRnGvZFpyZP5t6_wVwaxOUYWHqYez1U3EMyKs2xnU95/s200/52801gleecohfqt.jpg" width="200" /></a></div>
<div style="text-align: right;">
<span style="font-size: x-small;"><a href="https://drive.google.com/file/d/1GZhH87-mPoQHebPs3W_Ob_pi2my_9x01/view?usp=sharing">Tap here to download</a></span></div>
<div style="text-align: right;">
<span style="font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div style="text-align: left;">
</div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial;">Forged Factoids:
Social Media, Social Software etc <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 16.0pt; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial;">Irfan
erdogan, june 2019<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 8.0cm;">
<span style="background: #a9e2f3; color: #222222; line-height: 150%;">Lets ask ourselves about the rights we have now that other people died
for before; and rights some others are denied. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 8.0cm;">
<span style="background: #a9e2f3; color: #222222; line-height: 150%;">But nobody died for social media: It is the most functional mind and
behavior management by-product of the capitalist war industrial complex.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 8.0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
What I kindly want from you students is this: Let’s question
together by reflecting our thoughts on our own ideas and the daily organized
life;… and participate by expressing your opinions. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Couple weeks ago, a journalist working for an alternative
media called me for an interview. His concern was that lately the number of
foreign blogs, web journals and journalists in Turkey are increased. He wants
to get rid of them. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
One of the main problem of media professionals (academics,
intellectuals, politicians in Turkey and in Trump’s world) is this: they want
freedom of speech for their own selves, but they cannot stand those who criticize
them. <span style="background: #a9e2f3; color: #222222;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">I will start with brief conceptual explanations of
social, social software and social movement under the title of struggle over
meaning. Then, I will talk about some important issues related with social
software and social movements. While doing so, I will also provide brief explanations
related with Turkey. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l13 level1 lfo12; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">1.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span></b><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Appropriation
and struggle over meaning<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo4; text-indent: -14.2pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">a.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Social</span></b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">:
when the term “social” is used, it automatically excludes political, economic
and cultural. Actually, social includes everything related with life in
society. So, we cannot keep politics, economics and cultural out of social. In
my speech, whenever I use social, please include everything in daily life. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>(show
slide 3) His word about Obama indicates dirty politics in the USA.<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo4; text-indent: -14.2pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">b.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Software</span></b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">:
It simply refers to <span style="background: white; color: #222222;">the programs
in computer mediated communication technology. It includes </span><span style="background: white; color: #545454;">a set of instructions to operate technological
gadgets and execute specific tasks. Software is a finished product and lets us
interact with a device to perform tasks, access other devices, play games, and
connect and communicate with others.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="background: white; color: #545454; line-height: 150%;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(SHOW
SLİDE 4) </span></b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Nothing can be used without a software in social
media.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">(SHOW SLİDE 5)</b> Now
social software. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
We put “Social” and “software” side by side, We get “<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">social software</b>”. At first glance, it looks
meaningless and absurd to say “social software.” You can say “computer software
or cell phone software or machine software.” <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Concept of “social software” is a magical construct to
create fantastic fancy image in a person’s mind. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Stupefying bedazzlement by impressive words that makes a
person as if he/she is thinking and saying something magnificent. I call it, ignorance
that fancies itself as knowing something that is most profound. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Definitions of “social software” are related with the
running and/or using internet hardware. Examples of <b><span style="color: #6a6a6a;">social software </span></b>include, for instance, instant
messaging, email, internet forums, web blogs, chat rooms and the likes. Are
they “softwares”? for instance, is “internet forum” a software?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“internet forum” is an organized platform. It has its
organizer, its hardware, its software,<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>its participants, and goals of everyone involved in it.. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
None of the above means “software”. İnstant messaging, email
and chatroom activities in cyberspace are not “social softwares”; they are
communicative actions that are realized through internet. Furthermore, communicative
action per se (such as sending and receiving messages, encoding and decoding,
construction and deconstruction) is not communication. “Chat rooms” refers to
organized space, not software. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraph" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
To me, concept of “social software”, just like virtual
reality and cyberspace, is cleverly forged to disguise the mechanisms of control
that are applied through tools of promotion and marketing of material and
immaterial products. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Mystical, magical, enchanted and fascinating concepts are
used in mind, interest and behavior management, in order to create kind of
ignorance that replaces the facts, reality, logic and knowledge. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Software, just like other commodities, is a social product that is
appropriated by the private owners. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo4; text-indent: -14.2pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">c.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Social media</span></b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">:
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">“Social media” is another cunningly forged and widely accepted concept.
This concept breaks the rules of scientific categorization (just like the other
ones); Social media is a subcategory of a conceptual unit. What is the name of
the unit? What are the names of the other sub-categories beside social media? I
donot know. ASK THEM!!<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Is it non-social media?<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Are there sub-categories of a conceptual unit such as social media,
cultural media, economic media and political media? Scientific category
requires mutually exclusiveness that is based on a theoretical definition of a
unit. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Let’s look at the next slide: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">SLİDE 6:<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>talk about it! ASK….<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Definitions of social media are mostly invalid, because excluded and
included indicators mostly are based on invalid reasoning and invalid
indicators.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">In fact, social media includes all kinds of media in human life, because
you can exclude nothing from social if it is part of the human relations. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(SHOW SLİDE 7: Talk about
it. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 39.3pt; mso-add-space: auto;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Let’s look at the slide:<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l10 level1 lfo14; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">1.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span></b><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Which
one is not social media?<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l10 level1 lfo14; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">2.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span></b><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">It
says “the evolution of communication” Is it the evolution of communication? <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">NEXT SLİDE 8: (Talk about
it</span></b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">): <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">The department I worked was named as “Public Relations and Promotions
Department”. What is wrong with it? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Then, problem is with conceptual level of scientific grouping. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">NEXT SLİDE 9: Talk about
it.<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(SHOW NEXT SLİDE: 10: Talk
about <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(Talk about it): What makes
a communication two or one way is not the mechanical flow of communication; it
is the nature of the relationship of</span></b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"> communication: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">A boss says something and worker answers; worker ask something and boss
answers. Perfect instant two-way flow that spells democracy, horizontal communication,
dialog. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Right? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Wrong, because there is an organized power relations. Talking or conversing does not mean dialog.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(SHOW NEXT SLİDE: 11 and talk
about slides…. <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial;">Up till slide 20 (</span></b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial;">e. social
movements)<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<h2>
Other forged factoids about social media:<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 57.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l6 level1 lfo13; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; line-height: 150%;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Bottom-up and side-to-side communication,
not just top-down information transmission.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 57.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l6 level1 lfo13; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; line-height: 150%;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Dialogue and conversation rather
than monologue<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 57.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l6 level1 lfo13; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; line-height: 150%;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Content is produced and used by
produsers<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 57.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l6 level1 lfo13; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; line-height: 150%;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">No or few gatekeepers restricting
access and flow<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(SHOW NEXT SLİDES UP to
slide 20</span></b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo4; text-indent: -14.2pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">d.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial;">Social
movements</span></b><span style="font-size: 18.0pt; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial;">: (<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">SHOW slide 20)</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Social movements sound like an umbrella term that covers all
kinds of movements. This is a misconception, because we live in a world of
strategically forged and widely circulated products that play mind, interest
and behavior management roles. That’s why, I learned that if a book like “Four
theories of Press” or writers/scholars like MCQuail, Giddens, and Habermas are
put in wide circulation all over the world, we should ask ourselves: “Why are
they widely circulated? Let’s give an example in order to find the answer to this
question: I am using Giddens as typical example. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Please pay attention to the way the social movements is
framed: <o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(SHOW NEXT SLİDE 21) (defining social movements slide)<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">“S<span style="color: #404040;">ocial movements are collective attempts to
further a common interest through actions outside of established institutions.”
<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="color: #404040; line-height: 150%;">Let’s see the implications and outcomes of this kind of
social movements: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="color: #404040; line-height: 150%;">They mostly cultivate wrong ideas and images. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 39.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l4 level1 lfo15; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #404040; line-height: 150%;"><span style="mso-list: Ignore;">a.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><span style="color: #404040; line-height: 150%;">Concept of “c<span style="background: lime; mso-highlight: lime;">ollective
attempts”</span> in fact is not collective attempts of all or for all people,
but collective attempts of a group. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 39.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l4 level1 lfo15; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #404040; line-height: 150%;"><span style="mso-list: Ignore;">b.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><span style="color: #404040; line-height: 150%;">Concept of “Common interest” is not the common interest of
general public, but common interest of a certain group. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 39.3pt; mso-add-space: auto; mso-list: l4 level1 lfo15; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #404040; line-height: 150%;"><span style="mso-list: Ignore;">c.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><span style="color: #404040; line-height: 150%;">Concept of “furthering common interests outside of established
institutions” means </span><span style="background: white; color: #373d3f; font-family: "georgia" , serif;">non-institutionalized activity in which some people
voluntarily engage. It</span><span style="color: #404040; line-height: 150%;"> sounds like pluralistic and/or
post-modern society or new social movement society. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 21.3pt; mso-add-space: auto;">
<span style="color: #404040; line-height: 150%;">This kind of conceptualisation has very functional implications
and outcomes: because if a group wants to further its common interests thru
action outside of established institutions, it means that their action is
directed to other people or other groups. Namely, It means that this kind of
social movements serve the ongoing dominant policy of “divide and set them against
each other.” It is an effective supplementary policy to the policy of “hiring
half of the working class in order to coerce and kill the other half, if
necessary”. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Let’s continue: according to Giddens-like mind management propaganda, social
movements operate primarily following areas in contemporary societies:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(SHOW NEXT SLİDE 22)<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 72.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l7 level1 lfo8; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">1.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Democratic movements:</span></b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"> <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>democratic movements that <b style="mso-bidi-font-weight: normal;">work for political rights</b>. (a) This kind of approach reduces social
movements to democratic movements”; namely to the movements that are functional
to the dominant system, or are legitimized or accepted as legitimate by the
existing legal order. Then, if it is against Trump, it is Against America. Contrary
to this kind of representation, social movements include any and every kind of
movement.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>(b) democratic movements are
defined as movements that work for political rights”. This kind of definition,
too, limits the political movements to “work for political rights”. Namely,
others are either not worthy to mention, illegal, dangerous, disruptive,
subversive or anti-democratic.) <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 72.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l7 level1 lfo8; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">2.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Labor movements: </span></b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Labor
movements<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> </b>that work for control of
the workplace. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>(This description of <span style="background: white; color: #545454;">“labor movements” limits the struggle to
the control of the workplace. It represents the labor movements that are
functional to capitalist system and work for personal interest of the small
ruling groups that run the labor unions. It</span> is not a proper description of
labor movements; rather, it is normalization and propaganda of labor unions
such as t<span style="background: white; color: #545454;">he American Federation of
Labor (AFL) and Congress of Industrial Organizations (</span><em><b><span style="background: white; color: #6a6a6a; font-family: "arial" , sans-serif;">CIO</span></b></em><span style="background: white; color: #545454;">). Let give two examples how the idea of
the control of the workplace works: I was kicked out of the job because we
slowed down the assembly line when the management speeded up the assembly line
from 40 units to 50 units a day, in a factory in West Lafayette, Indiana. Our
union, CİO, did not do anything about it; but, few months later, sent us mail,
threatening us that we should pay union dues. Other example: My AFL member
union in NY helped my employer to fire me, because I organized the work place
and unionized it, as a result, the vice president and few others in the union
lost the kickbacks they used to get (it was one hundred dollars cash gift a
year to the vise president). Here is another feature of this kind of Labor
movements: According to the AFL union book, you cannot be a union member if you
are a communist. </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l7 level1 lfo8; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">3.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="background: white; color: #545454; line-height: 150%;">E</span></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">cological movements:</span></b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"> It
is defined as “ecological movements that are concerned with the environment”. (Here
the ecological movements are narrowed down to sole concern about environment. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l7 level1 lfo8; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">4.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="background: white; color: #545454; line-height: 150%;">P</span></b><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">eace movements:</span></b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">
that work toward peace. (here, the international problems are reduced to war;..and
betterment of life on earth is reduced to peace movements. The rest is ignored
or de-legitimized). <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l7 level1 lfo8; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">5.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">New social movements:<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">They are mostly based on
extremely functional identity politics. Surely, not functional for me.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">We like it or not, there were, are and will be micro, meso and macro
level organized or unorganized reactions and movements. The problem is not the
very existence of such movements. Problem starts with propagating the idea that
defines and imprisons social movements within the confines of reactions that
are functional to the culprit system. These kinds of concerns focus on problems
at a symptoms level and recommend “aspirins” as solution. Aspirin deals with
symptom, not with the causes of symptom; so, it not only perpetuates the system
that creates problems and symptoms, but also, it helps the system to expand: Think
of a spiral that extremely functional for legitimizing and expanding industrial
practices. The same industries pollute the rivers and provide the technological
means for water treatment plants. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">“Social” in social movements, misleads us and excludes especially
political, confines the opposition within, for instance personal civil
obedience and activities of non-governmental organizations. I do not consider some
NGOs as the part of struggle for better human life on earth: They are mostly
the functional structures for the prevailing order of domination and, if they
are presented as some kind of alternative organizations, they generally
represent the nicely forged alternatives that justify and promote the existing
structure of relations. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(SHOW NEXT SLİDE 23) <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l13 level1 lfo12; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">2.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span></b><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Social
software and social movements<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">The title sets the frame: We will talk about social
software and social movements within the framework of social software. It means
that we will talk about<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>domination and
struggle over internet and/or cyberspace in Turkey with specific reference to
social software. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: lime; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-highlight: lime;">I am not going
to reiterate a history of internet software and social movements in Turkey. We
can find various versions of it in internet </span><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">However it is necessary to
provide a very brief evaluation:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">We cannot talk about the development of internet
software in Turkey, just like in most countries, because web/internet software
are produced and controlled by certain countries. Who produces software for
facebook, twitter, email, chat and the rest? Some large corporations. The
dominant practices in production and control over software do not permit others
beyond use of the software.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Regarding social movements: Historical development
of social movements in every country has a long and bloody past and it still
continues. Turkey is not an exception. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">if we start with Ottoman Empire, social movements have
a long and violent history full of human sufferings. İf we start with Turkish
republic, the establishment of the republic was the first important victory
gained against Euroepan imperialist Powers right after the Soviet revolution. In
mid 1960s, socialist/communist movement in Turkey, especially among students,
picked up speed. In a few years, revolutionary labor union movement also gained
strength. 1970s were the times of widespread struggle, including limited armed
struggle in the large cities and some rural areas. In 1960s and 1970s, our
concern as revolutionary youth and concern of some labor unions were to get rid
of the capitalist-like system of production and production relations, and
establish a system of production and distribution that is based on socialist
economy, politics, culture and life. We could not use mass media. Mass media
were not for us and not with us. Ours were less words and more action.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">In order to save Turkey from the mounting social
movements, the army, supported by the Western interests, took over in 1980. As
they did it in Latin America and elsewhere, Jails were full of with youngsters.
There were widespread of torture, unaccounted murders and missing persons.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>The history
of oppression and coercion tells us how the ruling forces with the support of
security forces, academicians, researchers, intellectuals and media, used and
advanced the ways and means to deal with the ever growing opposition.
Historically prevailing method is the justified coercion and killing by
weapons, hanging and covert operations. Physical individual and mass
elimination never accomplished much, mainly because the roots of opposition and
struggle are imbedded in the social system itself: The existence of opposition
and struggle are undesired and unwanted byproducts of<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>the daily production relations of the
existing structure of a society. It means that you have to change the system in
such a way that it will not produce dysfunctional outcomes. Realizing this fact
of organized life, the ruling forces learned, advanced and applied some of the
classical methods besides coercion and torture: That is “divide an set them
against each other”. At least few methods are used by the ruling forces against
the opposing movements (I will call them alternatives): <span style="background: aqua; mso-highlight: aqua;">(when I say ruling forces please include not only
organized forces of coercion, but also formal educational structures,
especially universities and old and new media of communication</span>): <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 48.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l14 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">(a)<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">creating
their own controlled alternatives: These alternatives are put forward in order
to place<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>fake oppositions in place of
genuine ones. This kind of control is geared towards the control of the ideas,
interests, attentions and behaviors. Social media are full of such alternatives,
especially in the form of blogs. Once, I was a member of an environmentalist
group in internet until I realized that it was a fake environmentalist group.
Another ones are News groups that are supported by some rich people or by
intelligence agencies. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 48.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l14 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">(b)<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Infiltrating
within the genuine alternatives for at least few purposes: (1) distrupting, (2)
spying, (3) occupying the top positions or getting close to the top positions
in order to control the daily, short term, mid term and long term agendas,
policies and activities of the opposing groups. (4) provocation for (a) illegal
decisions, illegal activities, engaging in activities that divert the
organizational policies and daily agendas from their original purposes. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 48.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l14 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">(c)<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Funding,
supporting, promoting and widespread distribution of some alternative (reformist)
ideas, products and organizations that are actually functional to the interest
of ruling systems and ruling relations.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">In 1980s, neo-liberal politics and practices all over the world,
including Turkey, were initiated: These politics came up with very aggressive
policies of liberalization, coercion and control mechanisms. These policies
also included mind and behavior management through newly defined and
circulated<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ideas such as
democratization, civil society, public space, liberalization, pluralizm, end of
ideology, ldentity politics, feminism, post-modernism, post-structuralism,
death of grand theories, death of author, consumer independence,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>and many more fancy factoids. Social
movements presented as practices of non-governmental organisations and
collection of people. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>When the internet
and web arrived to Turkey, prevailing policies and practices of domination and
struggle extended to the new media. Every new media tricks that were applied
all over the world were copied and used by the political and cultural power
holders and their paid personnel in Turkey in order to thwart, marginalize and
demonize social movements in the cyberspace. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Prevelant organized structures that use the web in Turkey are formal and
informal theological schools and teological cults. They stand for (a)
reactionary forces against the infidels and heretics, (b) against communist demons
and (c) placing god’s rule and god’s state by overthrowing an heretic or
secular system. In 1992, the capitalist West killed the demon, that is Soviet
Russia. Throughout the history, the ruling forces always needed demons as means
of keeping the masses scared and ready for demon bashing and killing. They cannot
feel safe without having demons. So, they created their own functional demon, that
is Islamic terrorists. The new demons are tightly controlled and used wherever
needed.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">In Turkey other NGOs that are active in cyberspace are trust foundations.
They include all private schools and private universities, and charitable
foundations that are organized mostly for tax evasion, money laundering,
larceny, theft, and meeting political and economic ends. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Sure, in Turkey, we have political parties, labor unions, voluntary
associations, nonprofit organizations and professional associations, including
media associations. They are also in internet. Whenever they feel that it is
good for their interest, they organize and participate in social movements. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">In Turkey, probably the best organized ones are theologic groups/sects
and present ruling political party. They can mobilize large number of people in
a short time by using the web. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">The web, especially instegram and twitter are vastly used by youngsters.
But their uses do not constitute social movement. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">However, the potential of sudden transformation to political protests
and other social movements definitely exists. This potential is extremely high
among the right wing youngsters as compared to others, because they are tightly
organized.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">In 1980s, moving away from social class based movements that focus on
emancipation from the dictatorship of capitalist class domination has planned,
orchestrated, started, promoted and funded. Disassociated, dispersed,
micro-level, gender and ethnic based social movements emerged and cleverly
named, for instance, “new social movements”. Most of these social movements can
be considered as “functional alternatives to the interest of ruling forces.” <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Neo-liberalism created its own neo-fascists and neo-conservatives, Post-structuralism,
post-positivizm, post-modernism, post-industrialism, glocalism, and gender and
minority based theories are widely supported and promoted to sustain and
advance the image of pluralism and democracy under the widespread neo-cold war
attacks of global capitalism.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Under the ever expanding false-images and factoids world, ideas of class
struggle are declared outmoded and obsolete and newly forged discussions on democratic
public space, identity politics, civil society with elected popular civil dictators
are made contemporary social, political and cultural fashion of contemporary
world. This fashion found its most effective communication and distribution
channel: İnternet. Internet is stripped off being a war machine and economic
marketing tool; and presented as means of realizing participative democracy,
creator of knowledge society, enabler of new and uncontrolled free public space
of pluralist debates, and many more exaggerated and mostly fabricated
attributes. I will repeat this: The valid and important thing is not the
attributes, possibilities and potentials of an instrument. The important thing
is existing dominant nature of production, nature of use, nature of actual
outcomes, and nature of distribution of material wealth created in internet.
Here is my most general conclusion: The mediated communication by new
technologies has extended ongoing dominations and struggles to the cyberspace.
The rest generally is the similar euphoria and promotion that has been used for
every new medium. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l13 level1 lfo12; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">3.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Positioning
ourselves within “computer/internet mediated communication” and within social
movements: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Recenty in turkey, a peasant woman among the ultra-right crowd who
forced the main opposition party leader, Kılıçtaroglu, to take refuge in a
villager’s house, was screaming “burn that house! Why didn’t you still burn the
house! Burn it!” She is an uneducated villager and position herself within a
movement and political party. She represents the historical organized reality
of general public: They are deprived of material goods, but are granted many
immaterial values. They only have gods, nation and abstract values to protect
against each other. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Now, let’s see, where we actually stand in cyberspace and social
movements:<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(SHOW NEXT SLİDE 24<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 18.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo10; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">1.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span></b><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Organizing
phase<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="color: black; line-height: 150%;">We, as individuals can produce a
software, only if we know the computer language. Next step is to put this
software in use. At this stage, we should establish our own software production
and distribution organizations, if we have the means to do so. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<span style="color: black; line-height: 150%;">In organizing social movements through
internet, we have at least two choices: 1. to participate in an existing
movement or 2. start a new one. </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo10; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">2.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span></b><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Production
and distribution phases <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">“Social software” sounds like
software produced by social; produced for social;<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>not economic, not political, not private, not
for private interests, belongs to everybody. Let’s give an example: Let’s think
about the google, facebook or instegram: We are talking about structures that
are organized for organizing and producing hardware and software for certain
private purposes.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Organizations are formed to produce
services or material goods. Or both. Let’s position ourselves within the
production phase of software first, and then within social movements. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">I do not and cannot decide on the
nature of software; where, how, when and under what conditions to produce them,
to distribute them, and to share the benefits/wealth created, because I do not
own or control the means of software production. I do not work as VİP at a
software production company. So, I am outside of the software production phase.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Here another question rises: Do I
or not defend the software freedom, rights and<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>benefits of the producing powers as against those who struggle for
having access in decision making and software production.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<span style="background: white; color: black; line-height: 150%;">Because I cannot decide on the nature of the software, I
cannot manipulate the software beyond the structured and defined framework of
use. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Now, let’s talk about, production
phase of social movement: The only and foremost producers of the social
movements are ruling structures; they produce the cause for the social
movements; there would be no opposition and movement if they did not create the
poverty, exploitation, coercion, environmental destruction and so on. They are
the primary culprits. The producers of poverty, unemployment, injustice, racism
and justified murder perfectly know that oppositions are inevitable. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">So, what is our position in social
movements: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(a) We, part of general public,
can be hired to protect the system from some of US and from THEM and coerce the
participants of a demonstration. (THEM, indeed, most of the time are some of US
defined as enemy).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">(b) We can be active participant
of a demonstration or also participant of organizing the social movement.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>(c) We can participate by viewing television news and participating by placing
ourselves on the side of the ruling forces or on the side of demonstrators. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 48.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l14 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">(d)<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">We
donot give a damn about anything beyond our own personal life.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 48.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Namely, we reproduce the ongoing practices of
domination and struggle by positioning ourselves, even if we say “we do not
care about anything”. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Can those who engage in social
movements produce software? It requires knowledge of the computer language, You
can learn it. If you learn it, can you create software? Yes you can. Producing
a software has no meaning, if you cannot put it in use in cyberspace. Can you
do it. You can to a certain extent. However main question is: can you use it
for widespread use in internet? I donot think so, because well established
organized entities either buys you out, or kicks you out or makes you remain at
the very marginal level. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">However, you can use your software
in clandestine operations or to communicate with your own social environment.
if you are the part of organized struggle like </span><em><span style="background: white; color: #6a6a6a; font-family: "arial" , sans-serif;">Redhack in Turkey, you can produce your own software
and or manipulate the exisiting softwares for the sake of struggle. (Readhack </span></em><span style="background: white; color: #545454;">is a Turkish
Marxist-Leninist computer hacker group founded in 1997).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">No technological tool on circulation can escape
from being object of domination and struggle. Namely, regardless of the nature of
ownership of a technological medium, there are always relations of control
concerning the production, distribution, use, actual and potential outcomes to
varying degrees. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">The dominant structure makes it
better, practical and a lot more pragmatic to use their existing services and
programs. In short at the organizing and production phases of software for the
sake of struggle and social movement, You, as an anti-establishment person,
have little chance to establish software production organization, unless you
have necessary finance or financial support <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>to start and sustain production. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo10; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;"><span style="mso-list: Ignore;">3.<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><span style="background: white; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Software use phase<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Social software is in fact refers to software of computer,
cell phone and web based technologically mediated communication tools. Software
is the coded language used to run the means of communication. For us, as users
of internet and web, software is the finished-product of technological
domination. We learn “how to use” these finished products in order to complete
the process, reach our own personal goals of buying, diversion, free time
activity, playing, listening, watching, connecting and, as a final outcome, to reproduce
the conditions of domination and struggle. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white;">I finish here and open the
discussion with my question.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: black; line-height: 150%;">Internet
was developed in order to solve the problem of the linear communication structure
in a war. The solution was the web that broke the dependency to the linear
connection. Here is my question: Does an American internet user have a web that
is not dependent on linear communication? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: black; line-height: 150%;">I
am breaking the customary rule of interaction and asking the question. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="background: white;">Thank you for listening.<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">References<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 1.0cm; text-indent: -1.0cm;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Ataman,
B.,& B. Çoban (2018). Counter-surveillance and alternative new media in
Turkey (alternative media and networked social movements). Information,
Communication & Society, 21(7): 1014-1029.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 1.0cm; text-indent: -1.0cm;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Berberoglu,
B. (2019) The Palgrave Handbook of Social Movements, Revolution, and Social
Transformation. Palgrave Macmillan Publishers.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 1.0cm; text-indent: -1.0cm;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Erdogan,
İ. (2018) Diktatörlüğün Medyası: Maddi Yoksulluğun Düşünsel ve duygusal
Yosullukla Desteklenmesi (Media of Dictatorship: Supporting Material Poverty
with mental and emotional poverty). Ankara: Pozitif.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 1.0cm; text-indent: -1.0cm;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Erdogan.
İ. (2001) Teknolojini getirdiği özgürlük üzerine: Cep telefonuya dolan ve
boşalan cepler ve bilinçler (on freedom technology brings about). Bilim ve
Ütopya,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>83: 10-13.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 1.0cm; text-indent: -1.0cm;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Farro,
A. L., & Demirhisar, D. G. (2014). The Gezi Park movement: a Turkish
experience of the twenty-first-century collective movements. <i>International
Review of Sociology</i>, 176-189.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 1.0cm; text-indent: -1.0cm;">
<i><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Gaby,
S. and N. Caren (2016). The Rise of Inequality: How Social Movements Shape
Discursive Fields<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Mobilization: An
International Quarterly 21(4): 413-429. </span></i><a href="https://mobilizationjournal.org/doi/abs/10.17813/1086-671X-21-4-413"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">https://mobilizationjournal.org/doi/abs/10.17813/1086-671X-21-4-413</span></a><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 1.0cm; text-indent: -1.0cm;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Giddens,
A. & P. W. Sutton (2013) (7<sup>th</sup> edition). Sociology. Cambridge:
Polity Press. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 1.0cm; text-indent: -1.0cm;">
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><a href="https://arxiv.org/pdf/1406.7197"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">https://arxiv.org/pdf/1406.7197</span></a><span class="MsoHyperlink"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"> <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 1.0cm; text-indent: -1.0cm;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Open
Texbook Project (2012). </span><em><span style="background: white; color: #373d3f; font-family: "georgia" , serif;">Introduction to Sociology – 1st Canadian
Edition. Chapter 21. Social Movements and Social Change.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></em><a href="https://opentextbc.ca/introductiontosociology/chapter/chapter21-social-movements-and-social-change/">https://opentextbc.ca/introductiontosociology/chapter/chapter21-social-movements-and-social-change/</a><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 1.0cm; text-indent: -1.0cm;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Serpil,
Ç. (2009) “Political-Social Movements: Revolutionary: Turkey”, in: Encyclopedia
of Women & Islamic Cultures, General Editor Suad Joseph. Consulted online
on 12 May 2019 </span><a href="http://dx.doi.org/10.1163/1872-5309_ewic_EWICCOM_0135k"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">http://dx.doi.org/10.1163/1872-5309_ewic_EWICCOM_0135k</span></a><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 1.0cm; text-indent: -1.0cm;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Şimşek,
S. (2004). New Social Movements in Turkey Since. 1980. <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Turkish Studies, 5(2): 2004, 111–139 </i></span><a href="https://www.iemed.org/documents/novesrealitats/Henkel/a1.pdf"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">https://www.iemed.org/documents/novesrealitats/Henkel/a1.pdf</span></a><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 1.0cm; text-indent: -1.0cm;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Varol,
O. et. Al. (2014) Evolution of Online User Behavior During a Social Upheaval.
WebSci’14, June 23–26, Bloomington, IN, USA. </span><a href="http://dx.doi.org/10.1145/2615569.2615699"><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">http://dx.doi.org/10.1145/2615569.2615699</span></a><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<span style="font-size: x-small;"></span>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-30116589978352773652019-10-29T04:41:00.001-07:002019-10-29T05:10:19.821-07:00Mind Management via technology mediated communication: Control of Knowledge Production, Distribution and Use <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSA-f1suMUMxZRT3OdGwQ_5yxy8cReNgCsFZUyqZxnXftkkoxtOCn9oUXXhB3LxdP5zMEXBHBLWJjFGVMjOMWKWeMFTT6xWMcEFXysPaKRhAr0onAk3-EtkRX1TTbevfbShCp7z49LQddf/s1600/ANNESON.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="294" data-original-width="525" height="111" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhSA-f1suMUMxZRT3OdGwQ_5yxy8cReNgCsFZUyqZxnXftkkoxtOCn9oUXXhB3LxdP5zMEXBHBLWJjFGVMjOMWKWeMFTT6xWMcEFXysPaKRhAr0onAk3-EtkRX1TTbevfbShCp7z49LQddf/s200/ANNESON.jpg" width="200" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: right;">
<span style="font-size: x-small;"><a href="https://drive.google.com/file/d/1l7bb_iUhaO4GZ9DpkMRxjy6HVHupcvqa/view?usp=sharing">Tap here to download<span id="goog_171251971"></span></a></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: right;">
<span style="font-size: x-small;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Mind
Management via technology mediated communication: <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Control
of Knowledge Production, Distribution and Use <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Irfan
erdogan, 2019</span></b><span style="color: red;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 35.45pt;">
<b><i>Summary: <br />
The ownership of material means of production is fortified and sustained
through the control of knowledge production, distribution and use.<o:p></o:p></i></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 35.45pt; text-indent: .55pt;">
<b><i>Science
is used to </i></b><i>produce and advance knowledge on technical goods in order
to serve the dictatorship of a private class that plunders the world.<o:p></o:p></i></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 35.45pt; text-indent: .55pt;">
<i>Social
science is used to reproduce widespread functional ignorance and mind and
behavior management to serve the same class.<o:p></o:p></i></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 35.45pt; text-indent: .55pt;">
The ownership
of means of production and production processes are justified, normalized,
universalized, eternalized and advanced
through the control of social sciences (and communication channels ).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 35.45pt; text-indent: .55pt;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Material
plunder and the prevailing conditions of life on earth are defended and
sustained by the immaterial plunder of minds and conscience. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 35.45pt; text-indent: .55pt;">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Technology
Mediated Communication in Terms of Content and Public Policy is the integrated
part of organizing, running, managing and advancing the prevailing conditions
of life under the dictatorship of capitalist class. <o:p></o:p></span></div>
<h2 style="margin-left: 21.3pt; mso-list: l28 level1 lfo10; text-indent: -21.3pt;">
<!--[if !supportLists]-->I.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->COMMUNICATION<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">All definitions of communication that takes a
moment of human interaction and defines communication accordingly are invalid,
because what they define is not communication but an instance of communicative
action. <o:p></o:p></span></div>
<h2 style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l28 level1 lfo10; text-indent: -36.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->II.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->MEDIATION (in communication)<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Mediation in communication includes every factors
that shape needs, thinking and decision processes, communicative and
non-communicative activities and communication. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Mediation assumes (1) a tilted state and (2) an
unmediated, true and normal state of relationship. This assumption is very
functional to the side of the power structures, because the normal state almost
always is a state that serves the dominant side. Even if we complain that
police applied disproportionate use of force, our mediating statement functions as legitimization of the use of
force, as well as a stupefying statement that replaces meaningful ones. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Intervention of police means applying a mediating
factor to a social demonstration in order to disseminate them and make sure
that their message is not heart. Police mediates against mediation that
disturbs the status que.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">A media professional who thinks that “we know what
they want, we won’t fell in their trap” makes a news saying that “demonstrators
caused disorder in the daily life.” He/she is both an influential mediator
negatively intervening to the demonstration via news making and positively
intervening to the reproduction of a system through mind management of
audience.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Mediators can also be causal factors, rather than
negatively or positively intervening ones. Furthermore, an outcome can be a
causal or intervening factor of other outcomes.<o:p></o:p></span></div>
<h3 style="margin-left: 46.4pt; mso-list: l12 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->a.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->Mediation: Natural<o:p></o:p></h3>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Natural mediators are biological features of a body
and external physical environment.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">It sounds wrong to say “natural mediation or
natural mediator” at first glance. Let’s take “voice” as a necessary means of
speech communication. If there were no physiological mediation, e.g., everybody
would have “indistinguishable voice.”<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Natural mediators that are necessary conditions of
communication that range from physiological structure and brain to external
factors such as air.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">The very characters of communication makes it
impossible to have a single necessary condition that is also sufficient conditions of communication. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">In fact, we are talking about the nature (of mode
and relations) of life, when we talk about natural mediation at macro level.<o:p></o:p></span></div>
<h3 style="margin-left: 46.4pt; mso-list: l12 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->b.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->Mediation: immaterial<o:p></o:p></h3>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Immaterial mediation refers to ideology, ideas,
emotions, motivations, interests anything related with non-material conditions
and relations in human life<o:p></o:p></span></div>
<h3 style="margin-left: 46.4pt; mso-list: l12 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->c.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->Mediation: Material and Technological <o:p></o:p></h3>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">A tree branch is part of the nature. Using a dry
tree branch as a stick or as a broom means that we are doing something by using
a natural object. That object is a natural mediator we use.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">A human voice is natural. Activity of pushing
someone by hand, is mediated by natural human organ.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Once we shape the dry tree branch and make a
hunting spear, from that moment on, that tree branch is not the natural object
anymore; it is a technological tool for hunting, and “hunting communication” is
technologically mediated communication.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">So, every cultural artifact is an outcome of
reshaping or recreating of nature and natural things by human made processes. <o:p></o:p></span></div>
<h3 style="margin-left: 46.4pt; mso-list: l12 level1 lfo11; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->d.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->No mediation and other factoids<o:p></o:p></h3>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">In order to talk about “mediation,” there must be
an activity of some kind. Then, there is no “mediation” if a person does
nothing? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">No! We have thinking, feeling, beliefs, and
self-communication, etc: They all are mediated not only by physical nature of
existence but also everything that we gain/lose in life. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Namely, there is nothing that can be considered
unmediated, once a person starts thinking and talking, acting and involving in
interaction with others.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Let’s take a non-communicative action itself:
Walking. Is there anything “mediating” in walking? We cannot achieve walking if there is no
biological communication and socialized self-communication. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Contrary to the idea on wide circulation,
technological or communication breakdown mean transition or change from one
mode of “conditions and relations” of communication to another one. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">WE do not interact with objects in communication;
we use objects.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Objects, ideas, discourses manifested in text or
language do not “use” us, we “use” others or are used by others through
objects, discourses and language.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Organized time and organized space exist and they
are the integrated part of the relations of domination and struggle. <o:p></o:p></span></div>
<h2 style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l28 level1 lfo10; text-indent: -36.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->III.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->TECHNOLOGICALLY MEDIATED COMMUNICATION <o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Technologically mediated communication refers to
communication that is realized, controlled, shaped and run through use of
hardware and software. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">The above definition of communication mediated by
technology be valid only if we apply this abstraction to some sub-structures of
a society, such as mass media, internet and cell phone industries and
organizations. Because, at macro level, technology refers to the nature of
society at a certain time and place, at a certain dominant and struggling mode
and relations of human life; and technologically mediated communication refers
to the nature of communication at a certain development stage of a society. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">We knowingly or unknowingly use the term of
“technology” as tools to produce, disseminate and use. The worst is that these tools
are used as stripped off the ownership and control properties. <o:p></o:p></span></div>
<h3 style="margin-left: 54.0pt; mso-list: l6 level1 lfo12; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->a.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->Technology<o:p></o:p></h3>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">In this speech, because of the character of the
topic, technology is considered as the organized and controlled structures that
are integrated part of other organized structures in the business of producing
and disseminating material and immaterial communication products. In this sense,
technology refers to few things:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l22 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;">1.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Organized
structures and structural relations that employ technological tools and
knowledge to produce tools of communication<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l22 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;">2.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">These
produced tools of communication are used by corresponding organized structures
in order to produce:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 72.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l22 level2 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;">a.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Software
and user information to run the hardware,<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 72.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l22 level2 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;">b.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Produce
immaterial content to disseminate<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 72.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l22 level2 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: Arial;">c.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Dissemination
of immaterial content requires tools to carry or relate the content. It means
production of tools of recording, keeping,
carrying and relaying the content of communication. These tools varies from
clay tablets and papyrus used in old empires, to harddisk, DVD, USB and cloud
in our times. <o:p></o:p></span></div>
<h3 style="margin-left: 54.0pt; mso-list: l6 level1 lfo12; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->b.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->New technology, old ones and transformation of
society <o:p></o:p></h3>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Each tool is related with the previous ones. This
relation can be grouped under 4 categories: (1) a dependence of existence. (2) co-existence
(3) marginalizaton and (4) replacing and disappearance. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">We still have film industry producing for
traditional movie theaters, televisions and internet. Newspaper and tv
organizations extended their production and dissemination activities the
internet. However, USB replaced all the previous related-tools. Cloud most
probably will replace all the storage tools.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Let’s ask the question that has a fascinating
answer in wide circulation: Did television or internet caused revolutions and
changed the prevailing mode of production and production relations in any
country? Answer is definitely, no.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Did television and internet changed the main nature
of the distribution of wealth? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Did television create information society and internet
created knowledge society? In order to answer yes, we have to have people who are
rational and pragmatic beings, who seek, find, process and use information in a
most logical and productive way to enhance their life and relations.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">How can we talk about a knowledge society wherein Donald
Trump or Theresa May or neo-nazi rulers disguise as democrats and patriots? How
can we talk about knowledge society if “enemy of people” blame others as enemy
of people? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Only in Orwellian society, controlled through
creation and maintenance of widespread functional ignorance, unemployment,
hopelessness and minimum wage policies, we can have people waste their life in
front of television watching soap operas and other functional junk, and young
kids (and adults) waste their life in cyberspace constantly playing games,
chatting, twitting, watching and doing similar activities, <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Did internet changed the film industries, magazine,
newspaper and televisions organizations and political structures in such a way
that nature of content of communications they produce and disseminate
transformed into something different than what they were before internet? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Did the prevailing policies of cultural, economic
and political organizations change their prevailing policies of cultivating and
maintaining certain ideas, beliefs, feelings, sensitivities, interests,
preferences and behaviors, because of television or internet? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">My answer to these questions and similar ones is
this: Television, internet or any media have capacities and potentials, and
present some possibilities. That’s all. Nothing more. Internet or any
technological tool cannot do nothing. Because it has no private interests, it
has no bloody sick mind, no greed, no obsession, no goals and ambitions to
appropriate everything for itself and deprive of others from the most basic
necessities of life.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Technological tools are produced and run by tightly
organized groups of professional humanoids who consider themselves most
advanced humans. Or we can say like this: The technological tools are not
active agents with social, cultural, economic and political personal interests.
The active agents are human beings who create and use technological tools. It
means that technological tools are means that are used by humans for certain goal
attainment.<o:p></o:p></span></div>
<h3 style="margin-left: 54.0pt; mso-list: l6 level1 lfo12; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->c.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->Who needed communication technology for what? <o:p></o:p></h3>
<div class="MsoNormal">
According to the widespread propaganda, public demand rules;
namely, people needs and demands communications technologies and services, and
industrial structures meet these demands by supplying technology and providing
services. This phony explanation is totally wrong. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Let’s first look
at radio as an example, then the internet..<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Any action or
any communicative action has always one or more reasons that we may or may not
aware of it. Reasons are tied to known and unknown needs. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Who needed
radio and for what? The common story goes like this: Someone, generally a
dropout from the university or high school, wants to invent something for the
good of everybody in his (not her) basement and invents the radio. Or it
happens suddenly just like it happened to Jimmy. Jimmy was snoozing under an
apple tree during the lunch break; a huge apple fell on his head and he heard
birds singing inside his head; He screamed: “Eureka!, a singing radio is
possible!”. Then, he ran to his humble basement, ignored his wife’s complaints,
and invented the radio. Other accounts provide slightly different story: A
young men, called McLuhan, was playing “world of warships game” in 1901.
Warships in ocean were communicating among themselves by using mirrors with
morse alphabet during the sunny days and pigeons during the nights and cloudy
days. McLuhan thought about finding a way to get ahead of the enemy by
improving communication capacity of his warships. He called Jimmy and hired him
to invent the radio. After Jimmy invented the radio, McLuhan fired Jimmy and
got the patent for the radio for himself. He talked to the CİA and pentagon
about the invention and first, navy started using radio in peace mangling,
blackmail and war making business. Other sections of military followed the
navy. It is the private enterprise world: All the revenue potentials were
explored beyond military; and radios were sold to schools, later to businesses
and lastly to individuals. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: red;">Let’s check the internet
example: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
İnternet is the best example of university, pentagon and
private industry cooperation for enhancing the US military domination to serve
the corporate interests all over the world.
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
The organizing, funding and ruling part in the
creation of internet was the Defense Advanced Research Projects Agency,
(DARPA). The agency was an advanced-technology branch of the U.S. Department of
Defense. The DARPA established the Advanced Research Projects Agency Network
(ARPANET) in 1960s. The creation of ARPANET<span style="font-family: "calibri" , sans-serif; font-size: 13.5pt; line-height: 150%;"> eventually evolved to the Internet
we know today. </span><span style="background: white; color: #333333;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #333333;">The first name in the triad cooperation is </span><span style="font-family: "calibri" , sans-serif; font-size: 13.5pt; line-height: 150%;">J. C. R. Licklider who worked at the MIT university. His
first important military connection started in early 1950s and led to the
creation of the Lincoln Laboratory that produced the Semi-Automatic Ground
Environment system design. It was called SAGE program. The program was
"established in 1954 by the US Air Force to develop a continental air
defense system to protect against a nuclear bomber attack from the Soviet
Union. In 1962 Licklider became the director of the Information Processing
Techniques Office at DARPA.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "calibri" , sans-serif; font-size: 13.5pt; line-height: 150%;">The second name in the cooperation was Paul Baran from
RAND corporation. The RAND corporation was (and still is) a </span><span style="background: white; color: #545454;">global policy
think tank created in 1948 by Douglas Aircraft Company to offer research and
analysis to the United States Armed Forces. </span><span style="font-family: "calibri" , sans-serif; font-size: 13.5pt; line-height: 150%;">Paul Baran’s work led to </span><span style="background: white; color: #333333; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10.5pt; line-height: 150%;">the foundation for the World Wide Web.</span><span style="font-family: "calibri" , sans-serif; font-size: 13.5pt; line-height: 150%;"> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "calibri" , sans-serif; font-size: 13.5pt; line-height: 150%;">I am not going to bore you with details of cooperation
among pentagon, university and private corporations. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "calibri" , sans-serif; font-size: 13.5pt; line-height: 150%;"> The basic aim of the ARPANET was to develop </span><span style="background: white; color: #222222;">a defense
network that could function in the time of a nuclear war. The main mode of
communication in war was centralized and linear. It means, for instance, that
if a break happens in the linear connection, it was impossible to get in touch
with other troops in the battle field. The basic question was this: </span><span style="background: white; color: #333333; font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10.5pt; line-height: 150%;">How could any sort of “command and control
network” survive during and after the war? </span><span style="background: white; color: #222222;">To answer this problem, they created
network of communication links that remind an advanced spider net. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #222222;">Now, we have internet at home. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #222222;">Do we really have internet at home like spider net? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #222222;">Let’s spend few minutes on this question. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<h2 style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l28 level1 lfo10; text-indent: -36.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->IV.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->ORGANIZING FOR CONTENT PRODUCTION <o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
Organizing for content production in traditional mass media
requires (a) establishment of a media organization and (a) hiring personnel and
division of labor. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
In internet, we have organizations that (a) provide service
for hardware connection, (b) provide
service for software for users to produce content and (c) provide content.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Internet content
providers (ICPs) are website or
organization that handles the distribution of online content such as blogs,
videos, music or files. This content is generally made accessible to users and
often in multiple formats, such as in both texts and videos. There are several
different types of ICPs. Many of these providers are news sites, which provide
up-to-the-minute information on breaking news, or in-depth commentary on
current issues. Other providers focus on entertainment, such as Netflix, which
allows users to watch movies and some TV shows online over the Internet. Some
other content providers offer informative content about varieties of topics by
hiring freelance editors and writers to write, edit and provide quality
content.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 10.5pt; line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial;">Most ICPs make money through advertising on their sites. They may elect
to use an advertising network, or sell ads privately. Some providers also have
premium memberships which require a set fee per month in order to access
exclusive content. This is known as a paywall. Non-paying members are kept out
or only given limited access.<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; line-height: 19.2pt; margin-bottom: 6.75pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.75pt; vertical-align: baseline;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif; font-size: 10.5pt;">Many content providers
are also developing content unique to them and only available to members.
Traditional media providers such as TV and newspapers are also either working
with these providers or competing against them by providing their own online
content.<o:p></o:p></span></div>
<div style="background: white; line-height: 19.2pt; margin-bottom: 6.75pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 6.75pt; vertical-align: baseline;">
<span style="font-family: "arial" , sans-serif; font-size: 10.5pt;">(SKİP BLUES in
presentation)<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
Internet content providers include:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 49.65pt; mso-add-space: auto; mso-list: l5 level1 lfo14; text-indent: -14.2pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]-->Traditional media companies that offer resources
on the Internet (e.g., <i>New York Times, Wall Street Journal,</i>book
publishers, music companies)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 49.65pt; mso-add-space: auto; mso-list: l5 level1 lfo14; text-indent: -14.2pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]-->New media companies (e.g., Apple, Netflix,
Rhapsody) that provide content produced by other companies or individuals<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 49.65pt; mso-add-space: auto; mso-list: l5 level1 lfo14; text-indent: -14.2pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]-->Web syndicators (in which syndicates partner
with content producers to help them distribute their work)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 49.65pt; mso-add-space: auto; mso-list: l5 level1 lfo14; text-indent: -14.2pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]-->Aggregators (companies that collect content from
various online and offline sources)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 49.65pt; mso-add-space: auto; mso-list: l5 level1 lfo14; text-indent: -14.2pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]-->Curators (companies or individuals that
continually search the Web to find the best information about a particular
topic)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 49.65pt; mso-add-space: auto; mso-list: l5 level1 lfo14; text-indent: -14.2pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]-->Content farms (companies that employ many
freelancers to create large amounts of content quickly)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 49.65pt; mso-add-space: auto; mso-list: l5 level1 lfo14; text-indent: -14.2pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]-->Individuals who create their own content (blogs,
books, apps, music, online games and Web comics) for publication on the Web.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 49.65pt; mso-add-space: auto; mso-list: l5 level1 lfo14; text-indent: -14.2pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]-->Theological and metaphysical interest
organizations and sex merchants that
have their own services or create their own content. <o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<h2 style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l28 level1 lfo10; text-indent: -36.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->V.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->NATURE OF CONTENT <o:p></o:p></h2>
<h3 style="margin-left: 54.0pt; mso-list: l11 level1 lfo24; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><b>a.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;"> </span></b><!--[endif]--><b>Basics <o:p></o:p></b></h3>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
Production of the content includes:<o:p></o:p></div>
<ol start="1" style="margin-top: 0cm;" type="a">
<li class="MsoNormal" style="line-height: 107%; mso-list: l20 level1 lfo17; tab-stops: list 36.0pt; text-indent: -18.0pt;"><b>what</b><b><span lang="TR"> to produce</span></b>: includes
types and character of content <o:p></o:p></li>
<li class="MsoNormal" style="line-height: 107%; mso-list: l20 level1 lfo17; tab-stops: list 36.0pt; text-indent: -18.0pt;"><b><span lang="TR">how
to produce</span>:</b> refers to <span lang="TR">organization
of production </span>processes and<span lang="TR"><o:p></o:p></span></li>
</ol>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%; margin-left: 36.0pt; text-indent: 0cm;">
producing according to prevailing <span lang="TR">Professional
practices and professional ideology.</span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>………..<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
The First Products
are carriers of the content.<br />
They are <span lang="TR">outputs such as </span>news
report<span lang="TR">s</span>, ovie<span lang="TR">s</span>, television program<span lang="TR">s</span>, magazine article<span lang="TR">s</span>, newspaper column<span lang="TR">s</span>, music video<span lang="TR">s</span>, youtube videos, and all kinds of internet
outputs.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>……….</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="line-height: 150%;">The Second Product is the content that media product
carry </span></b><span lang="TR" style="line-height: 150%;"><br />
</span><b><span style="line-height: 150%;"> The content is constructed in order
to <br />
cultivate (create) <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="line-height: 150%;"> maintain (sustain)<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
<b> expand and advance<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
<b> revise, if necessary<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="line-height: 150%;"> discart and replace, if
necessary<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="line-height: 150%;">…………<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="line-height: 150%;">Contents embedded in the carrying products are to
create or reproduce: <br />
. </span></b><span style="line-height: 150%;">Ce</span><span lang="TR" style="line-height: 150%;">rtain
ideas, thoughts, beliefs<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<i><span style="line-height: 150%;">. Certain preferences,
interests, </span></i><i><span lang="TR" style="line-height: 150%;">expectations</span></i><span style="line-height: 150%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
<i>. Certain </i><i><span lang="TR" style="line-height: 107%;">behaviors</span></i><i> at work and leisure time</i><span style="line-height: 107%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
<i>. Certain
behaviors in every moments of daily life </i><span style="line-height: 107%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
<i>. Certain
demands for production of products and services<o:p></o:p></i></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
<i>……….</i><span style="line-height: 107%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%;"> . Certain types of </span><span lang="TR" style="line-height: 150%;">customers, viewers, readers, users</span><span style="line-height: 150%;"><br />
<i>.
Certain types of v</i></span><i><span lang="TR" style="line-height: 150%;">oters, followers, fans</span></i><i><span style="line-height: 150%;"><br />
. e</span></i><i><span lang="TR" style="line-height: 150%;">nemies, friends, </span></i><i><span style="line-height: 150%;">(</span></i><i><span lang="TR" style="line-height: 150%;">us and
them</span></i><span style="line-height: 150%;">)</span><span style="line-height: 150%;"> </span><span style="line-height: 150%;"><br />
. and
many more…<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="line-height: 150%;">……………..<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="line-height: 150%;">What are the prevailing outcome of such cultivation <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="line-height: 150%;">Outcome is a typical individual who</span></b><span style="line-height: 150%;">: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">a.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">perceives
himself/herself as a free flowing entity for himself/herself, and additionally
for his/her country. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<span style="line-height: 150%;">……………….<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">b.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">seeks to gain self-worth,
self-actualization, interpersonal importance, coolness, statue and the like
through buying, using and consuming products and services of cosmetic, fashion,
food and beverage and warfare industries.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%;">……………..<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraph" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">c.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">eagerly supports
and is ready to participate in political activities that coerce and even murder
those who are declared as enemy, “dangerous other”, infidel, heretic, anti-Christ
or the like.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">d.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">talks about
freedom of thought and expression for himself/herself as a media professional,
but cannot stand anybody who criticize him/her. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">e.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">defends
women/men/child/gay rights in such a way that he becomes a part, peon or
trigger puller of “divide, set them against each other and rule” policies. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">f.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">thinks that
he/she is defending democracy, freedom and his/her country by displaying
hostile attitude towards people who demonstrate against any kind of injustice,
inequality, discrimination, poverty, minimum wage.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">g.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">thinks he/she is
against fascism, but supports anti-humanism under the pretext of nationalism,
patriotism, being true believer, etc. (example: invited to speak in a meeting
organized by a state agency to open the protected area for tourism. Question:
the environmentalist? No, human? You? No
answer. Insisted: Elhadulillah Muslim. But aren’t you human being first? No
answer). <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">h.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">spends most of
his/her leisure time in the Shopping Malls and buys things because he/she likes
it at the moment, not because he/she needs it.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">i.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">spends good
amount of his/her daily interactions
with friends, relatives and familiar people by talking about the things that
soap opera characters wear, eat, drink and do.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">j.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">buys “quality
things” in order to show his/her love and affection, rather than “doing
something for or sharing something with” the loved ones: Buys love and
affection through buying industrial products.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">k.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">eats, drinks and
wears not only to meet his/her physical need, but get high gratifications from
eating, drinking and wearing “status.”
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">l.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">is not only a
good customer and consumer, at the same time he/she is a loyal repeating
audience, listener, facebook user and habitual Amazon, Walmart and Ebay
customer.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">m.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">is democrat and
modern in outlook, but also an devoted conservative, truly religious and a patriot.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l29 level1 lfo23; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">n.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">has no idea at
all why he has a beard like ISIS or EL-Kaide terorists. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<span style="line-height: 150%;">İn short, he/she is a
special person of interest who has been molded to be very functional for the
ruling forces not only now, but throughout the human history. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%;">…………………..<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%;">Media professionals and
owners pursue certain feedbacks from their listeners, audience and users.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%;">Let’s look at the purpose of
media content in terms of “feedbacks sought”<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="line-height: 150%;">……………………..<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
<span lang="TR">feedbacks that are expected </span>from people: <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
1. <span lang="TR">to view</span>, use, read, download <span lang="TR"> again</span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
<span lang="TR">2. to acquire certain ideas,
attitudes etc. </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
<span lang="TR">3. to reproduce the </span>agendas set by <span lang="TR">media </span>via<span lang="TR"> daily social relations </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
<span lang="TR">4. to employ relational
pressures to others</span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<span lang="TR">5. To act and force others to act according to
media induced ways in buying and consuming. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 107%;">
<span lang="TR">--------------</span><o:p></o:p></div>
<h2 style="margin-left: 36.0pt; mso-list: l28 level1 lfo10; text-indent: -36.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->VI.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->C<span style="font-size: 20.0pt; mso-bidi-font-size: 18.0pt;">ONTENT
CONTROL AND PUBLIC POLICY</span><o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
Content control of media and internet products can be
grouped under following way: <o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 103.1pt; mso-add-space: auto; mso-list: l22 level3 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->(1)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span><!--[endif]-->Organizational
control thru professional practice and professional ideologies <o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 103.1pt; mso-add-space: auto; mso-list: l22 level3 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->(2)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span><!--[endif]-->Control
embedded in inter organizational (business) relations <o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 103.1pt; mso-add-space: auto; mso-list: l22 level3 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->(3)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span><!--[endif]-->Control
by state agencies (via laws and regulations; secret and clandestine activities)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 103.1pt; mso-add-space: auto; mso-list: l22 level3 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->(4)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span><!--[endif]-->Control
by interest groups and pressure groups (i.e., trade associations, profession
groups, audience groups, NGOs)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 103.1pt; mso-add-space: auto; mso-list: l22 level3 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->(5)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span><!--[endif]-->Audience/user
control via induced-preferences.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 103.1pt; mso-add-space: auto; mso-list: l22 level3 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->(6)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span><!--[endif]-->Control
of user (through organizational and legal control) <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Application of
control points: <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 103.8pt; mso-add-space: auto; mso-list: l27 level1 lfo26; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #222222; font-size: 10.5pt; line-height: 150%;">a.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="color: #222222; line-height: 150%;">before production processes: It is exclusion at the
mental/conceptual level. It is the screening and excluding through ideological
and personal vested interests. It is also legal screening to escape from
punishment. </span><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 103.8pt; mso-add-space: auto; mso-list: l27 level1 lfo26; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #222222; font-size: 10.5pt; line-height: 150%;">b.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="color: #222222; line-height: 150%;">during production processes: If any problem emerged that
requires exclusion and revision during the production, control intervention is
applied. Content control for serving the special and other dominant interests
at this stage is the most crucial one that pronounces the success and failure
in mind and behavior management business. Prevailing content production method
at this stage is to catch the fish by construction of content in such a way
that fish doesn’t feel like he/she is caught, but he/she prefers it by
employing freedom of choice. That’s why the most effective censorship is the
conquest of mind, conscience, interest
and preference that are cultivated through communications media. </span><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 103.8pt; mso-add-space: auto; mso-list: l27 level1 lfo26; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #222222; font-size: 10.5pt; line-height: 150%;">c.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="color: #222222; line-height: 150%;">After production: (1) You write/produce your piece and editor
asks for revisions or takes it and throws it into garbage or takes it, says
nothing, and next day you see that your piece is not published. (2) State
agencies asks you to submit it to them before publication. (3) State agencies
tells you not to publish it; (4) you get a call from your boss or from someone
who makes you an offer that you cannot refuse. </span><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 103.8pt; mso-add-space: auto; mso-list: l27 level1 lfo26; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #222222; font-size: 10.5pt; line-height: 150%;">d.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">After publishing and
distribution: It is easy in internet: Service manager or state authorities
blocks any access to it. In mass media tv and radio broadcasting of it stops;
screen blacks out; suddenly, a new program starts. Some screens on movies are
removed or it is totally taken out of circulation. Books are collected, dumped
or burned. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 103.8pt; mso-add-space: auto; mso-list: l27 level1 lfo26; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #222222; font-size: 10.5pt; line-height: 150%;">e.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">During and after user
access: The later access is terminated, blocked, refused. Or if he/she accesses
same content more than few times, he/she is punished, even put in jail for
terrorist activities. If it is a book or magazine, he is punished for having
it. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: #222222; line-height: 150%;">All kinds of content control are related with promoting <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 70.9pt;">
<span style="color: #222222; line-height: 150%;">dominant
ideas, beliefs, <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 70.9pt;">
<span style="color: #222222; line-height: 150%;">prevailing
moral and ethical values, <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 70.9pt;">
<span style="color: #222222; line-height: 150%;">emotions,
preferences, interests, <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 70.9pt;">
<span style="color: #222222; line-height: 150%;">good and bad,
foe and friend and, <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 70.9pt;">
<span style="color: #222222; line-height: 150%;">behaviors. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #222222; line-height: 150%;">How is this promotion done? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #222222; line-height: 150%;">At least two familiar ways of control
processes are used: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #222222; line-height: 150%;">(a) Exlusion: (excluding the unwanted)
and (b) inclusion (including the preferred ones). <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l10 level1 lfo27; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #222222; line-height: 150%;">a.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="color: #222222; line-height: 150%;">Exclusion: In exclusion, i.e,, media professionals pretend as if
it does not exist; pretend as if it is too marginal; pretend as if it has no
worth/value for mentioning; do not include if it is against their ideas and
interests; do not include if it is against the interest of those who first
deprive the media professional from meeting his/her most basic means of survival,
then hire him/her to produce wealth for them and create material and mental
poverty for himself/herself and others.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l10 level1 lfo27; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">b.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="line-height: 150%;">Inclusion:
Two kinds of inclusion are used: The first one is inclusion of dominant ideas
and behaviors. <b>What is the second one?</b>
Great majority of students, including graduate students in Turkey see this kind
of inclusion every single day, but great majority of them are not aware of them,
because of the same reason my students at Queens College in New York did not
know meaning of at least 20 words that I used in the class (I wrote them on
blackboard in order to ask). One of them was “indoctrination.” May I see the hands of those students who
knows the second kind of inclusion? (As I told you before, İ am not testing you
and your knowledge; I am testing something else: Positivist justification that
the audience research provide ample evidence that the communications media meet
the interests, demands and wants of people).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<span style="line-height: 150%;">Let’s think about the
movie titled as “The Good, The Bad and the Ugly” in terms of inclusion that is
not binary. (if you did not see the movie, just reflect
your thinking on the title). <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #222222; font-size: 10.5pt; line-height: 150%;"> </span><span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;">Content
control is not applied only by exclusion but also by inclusion of the unwanted.
This kind of inclusion always exist in almost all media content. It is called
distorted presentation, misrepresentation, partial or outright lying,
demonizing, degrading, mud-throwing and the like. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="line-height: 150%; mso-bidi-font-family: Arial; mso-bidi-font-size: 12.0pt;"> There is an
exemption to the exclusion through de-promoting: It sounds and looks like
de-promoting, but in fact it is a sneaky promotion by, i.e., drawing attention
of the audience: The best example is censoring the cigarette, alcohol and
nudity on tv and movies by blurring, icing or putting a flower picture over it.
The second example is related with promotion of cigarette smoking by writing
“cigarette kills” or “cigarette causes impotence.” It is well known that using
high level/dose of fear creates two reactions: Denial and no change in believers
and users, and intensified opposition in ideas and behaviors among
disapprovers, non-believers and non-users. So, if you have no or little choice,
you use the highest level of fear in order to sustain and promote a product
like cigarette and alcohol or promote a behavior that is rooted in biological
desires, but regarded as sin or original sin. High level of punishment
increases the risk, thus decreases the number of participants; however the risk
becomes dysfunctional, if reward is seen as worth to take the risk. (i.e. if he/she
is highly dedicated, has a high level of conviction, he/she is true believer who
wants to go heaven by taking the risk, he/she is addicted, the bodily cravings
take over the decision making of mental processes. <o:p></o:p></span></div>
<h2 style="background: white; line-height: 19.2pt; margin-bottom: 6.75pt; margin-left: 72.0pt; margin-right: 0cm; margin-top: 6.75pt; mso-list: l26 level1 lfo18; text-indent: -18.0pt; vertical-align: baseline;">
<!--[if !supportLists]-->1.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;"> </span><!--[endif]-->Organizational
Control: Self-regulation <span style="color: #222222; font-family: "arial" , sans-serif; font-size: 10.5pt;"><o:p></o:p></span></h2>
<div class="MsoListParagraph" style="margin-left: 72.0pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">It is application of professional
ideology in their daily practices of production of content.</span></b><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">It is the most hideous control, because
it is presented as if media professionals are the source and actors of freedom; as if what they do is objective and
responsible professionalism. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Only owners, managers and professional
producers can exert control in constructing the content. The rest cannot
construct or change it. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Social media managers may regulate
speech by content and users that are hostile to some groups. Facebook, Twitter
and the like do not allow attacks based on race, ethnicity, national origin,
religious affiliation, sexual orientation, and gender. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #0d0d0d;">Internet, like all
other mass media, are economic and political institutions; to make money.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">economic: They are designed to make
money.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Political: They re designed to
cultivate life style for capitalist industrial system.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">İnternet comprised of four groups: <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l17 level1 lfo25; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-fareast-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">a.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="background: white; color: #0d0d0d;">users who generate content: They can only
self-regulate their product. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l17 level1 lfo25; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-fareast-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">b.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="background: white; color: #0d0d0d;">users who consume content: Their
self-regulation emerge from the selective exposure and selective avoidance. </span><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l17 level1 lfo25; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-fareast-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">c.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="background: white; color: #0d0d0d;"> users who generate commercial speech
(advertising): These users are professionals who put ads in internet. These
users are professionals in multi-billion dollar commerce and advertising
industries. Their intervention and intrusion to the general users’ information
and uses are control free. They are untouchables! </span><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l17 level1 lfo25; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-fareast-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">d.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Internet service providers: provide Internet access to
companies, families, and mobile users:
China Mobile, China Telekom, AT&T<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l17 level1 lfo25; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-fareast-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">e.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><span style="background: white; color: #0d0d0d;">Internet platform managers: mngrs of
facebook, instegram, Sina Weibo and Tencent Weibo, AliBaba. They have the
freedom not to publish or block or dump any account and content. </span><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #0d0d0d;">There is normalized
control exercised over content by the media editors in mass media. journal,
magazine and book publishers have a right to editorial discretion over what to
publish. This editorial control is extended to the internet, Like editors and
publishers, internet platform managers/owners decide on what will appear on
their platform. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #0d0d0d;">They not only block or
remove the content, but also provide ideological and other kinds of control by,
for instance, ranking the content in such a way that your piece is not seen and
not read. </span><span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Facebook does make certain categories
of false speech more difficult to find. <span style="background: white;"><o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-bidi-font-family: Arial; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">They dump some accounts, such as
neo-nazi, leftists and unwanted accounts.<span style="background: white;"><o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #0d0d0d;">Control of mass media
by editors is exercised before publishing. The exercise of content control by
the internet service provider or platform manager generally after it is posted
and it is found to have content that violated a platform’s policy. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #0d0d0d;">Exempting social media
providers from defamation, obscenity, and other responsibilities is basically
based on the reason that they can not be
treated as the publisher because they are only the providers of service.
This is the classic protection of owners and runners from the responsibility.
This protection is presented as if it is to encourage an unregulated
development of free speech on the Internet. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: white; color: #0d0d0d;">Social </span><span style="background: white; color: #171717;">media</span><span style="background: white; color: #0d0d0d;">
are privately owned forums for speech. It means that any intervention is
against the freedom of speech. </span><span style="color: #0d0d0d; font-size: 10.5pt; line-height: 150%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b>The media
professional learn self-regulation:<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b>It is applicaton of professional
ideology in their daily production of content. They perform their job like
this, because: <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal">
(1) İt is how they are, thus they do not have to force
themselves to produce junk, mindless consumerism, hostility towards certain
groups, indifference and the like. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
(2) it is how they became: They have to apply professional
practices according to the interest of the media organizations and interest of
the nation state; otherwise, they suddenly find themselves unemployed or
jailed. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">İn internet, control of the service providers includes (1) control by
focusing on only one specific topic. (2) They can refuse to give you service,
stop your service permanently or for a certain time until you meet their
requirements.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Technology companies dump some content, such as neo-nazi, leftists and
unwanted accounts. It is not mainly because they support freedom of people; it
is because they calculate and are forced to acknowledge that it is beneficial
for them, for instance, not to lose customers. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">There is little legitimate governance of speech on the internet, but there
are justified ones. </span><span style="color: #0d0d0d; font-size: 10.5pt; line-height: 150%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Internet filtering solution can stop email phishing, block access to
dangerous websites. This kind of intervention is justifiable for organizations
concerned about their cybersecurity, about preventing web users from visiting
webpages harboring malware and computer viruses, and unintentionally transferring
them to an organization´s computer system.<o:p></o:p></span></div>
<h2 style="margin-left: 49.65pt; mso-list: l26 level1 lfo18; text-indent: -21.3pt;">
<!--[if !supportLists]-->2.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->Control embedded in inter organizational (business)
relations <o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
This kind of control emerges when media owners and producers
have economic, cultural or political relations with other powerful entities.
The control of content become necessary in case of conflict of interest emerge
because of the content. For instance, media owners and professionals do not put
their beneficial relations with advertising clients in jeopardy by
disseminating a content that bothers the client or “business or politician
friend”. <o:p></o:p></div>
<h2 style="margin-left: 35.45pt; mso-list: l26 level1 lfo18; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->3.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->Content Control by State Organs <o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
Control of state agencies are employed through laws and regulations,
and covert an overt activities that jam a broadcasting, block the access to the
certain providers, blogs, contents, user etc. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
İnternet cannot escape from the state control even if there
is no single law and regulation directly include the internet. The severe
restrictions come from not communications law and regulations, but come from
other ones. Because there are laws, like sedition act, espionage act, national
security concerns and moral codes that can be used to put a person in jail for
long time for his/her thoughts or activity in internet and mass media.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
In the USA,
protecting national security also means preventing foreign powers from
influencing American elections. For instance, İn the USA, in February 2018, 13
Russians were indicted for intervening in the 2016 U.S. election. Trump was
under attach for the same reason. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Double
standards exist in the western politics: They do not want anybody intervene
with their own elections, but they intervene elections of every country in the
world.<span style="background: yellow; font-size: 10.5pt; line-height: 150%;">
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">In any case, there is a need country specific and commonly accepted and
applied internet regulation among the countries. However, governments cannot stifle
the development of the Internet, because the development of the internet is organized
and run by international capital and their guardians. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: 14pt; line-height: 150%;">What
do goverments/states/organizations do in terms of censoring?</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: 14pt; line-height: 150%;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b style="text-indent: -18pt;">1.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></b><b style="text-indent: -18pt;">Withholding information:</b></div>
<div class="MsoNormal">
hide and donot give the information;
punish those journalists and whistle <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
blowers who act contrarily;<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Example:
censored information that comes out of war via embedded journalists The less
people see the war, the more likely they believe it is a good thing.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Example: make
the books inaccessible in libraries by saying that “it is taken by a reader”
(somebody takes them so that no one reads them)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
2. <b>destroying
information:</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
it is done in order to make it impossible
to access the information/knowledge.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Well known
examples: burning books or libraries, destroying historical monuments. (library
burning: Serbian army in 1990s)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
changing the
street names in order to erase a known person’s name from public memory.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Removing the
names of some historical persons from the history books.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
3. <b>Altering
information: </b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
a. presenting it out of context:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
example: “Marx is the enemy of
religion <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
because he said “religion is opium of
people.” <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
b. Erasing a person from a picture<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
c. Replacing a persons/politicians head with
somebody else’s head and put it in wide circulation in media. (especially
during election times, Turkish internet is full of them)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
d. Adding or subtracting frames from the
visual record of an incident (A journalist’s reaction when Trump’s aid who tried to take the mike
from him)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
e. Providing false information in history
books<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
example: Japanese textbooks on the brutal
invasion of China during second world war.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
f. Jamming: altering the broadcasting signal
to make it unintelligible. </div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 0cm;">
<b>4. Nurturing
self-censorship</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
a. Coercive
organizational culture. example: fear of getting fired<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
b. Dominant
professional ideology and dominant professional practices:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
“Monkey sees, monkey does”</div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 0px;">
<span style="text-indent: -18pt;"> c.</span><span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal; text-indent: -18pt;">
</span><span style="text-indent: -18pt;">Personal
character and calculations of self-interest that fit in the practices of
self-censorship</span></div>
<div class="MsoListParagraph" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l10 level1 lfo27; text-indent: -18.0pt;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraph" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l10 level1 lfo27; text-indent: -18.0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 0cm;">
<b>5. Banning and
punishing</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<b>Expressing, disseminating and/or using:</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
. Verbal
expression of ideas<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
. Written
and printed expression<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
.
Expression through drawing, cartoons, comics<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
. Visual
expressions from still picture to movies<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
. Non-verbal
expression <o:p></o:p></div>
<h3>
<b><span style="background: white; font-size: 12pt; line-height: 150%;">Reasons for
state control, banning and punishment: </span></b><b><span style="font-family: "helvetica" , sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 150%;"><o:p></o:p></span></b></h3>
<div class="MsoListParagraph" style="margin-left: 70.9pt; mso-add-space: auto; mso-list: l22 level4 lfo1; text-indent: -21.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: red; mso-bidi-font-family: Arial; mso-fareast-font-family: Arial;">(a)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="color: #333333; font-family: "helvetica" , sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">National security and protecting the national interests.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 49.9pt;">
<span style="color: #333333; font-family: "helvetica" , sans-serif; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";">Examples: Advocacy of overthrow of government; Betrayal of
national secrets; terrorist activities;
immediate danger; instructions on bomb-making, illegal drug production. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 49.9pt;">
<span style="color: #222222; font-family: "georgia" , serif;">Incitement and speech presenting some grave and imminent threat
the government and state are<b> </b>severely
punished only if it is expressed by certain unwanted political groups or
individuals with undesirable ideas. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 49.9pt;">
<span style="color: #222222; font-family: "georgia" , serif;">But politicians (the most recent example is Trump) use
incitement, divisive language, false and potentially harmful and dangerous
language, and nobody puts them in jail.
</span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 49.9pt;">
The term national security
generally refers to safeguarding people, territory, and way of life. It is a
very elusive term that can be used easily. <span style="color: #222222; font-family: "georgia" , serif;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 70.9pt; mso-add-space: auto; mso-list: l22 level4 lfo1; text-indent: -21.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: red; mso-bidi-font-family: Arial; mso-fareast-font-family: Arial;">(b)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><b> Protecting moral values, public good, public interest, public safety</b> <o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 70.9pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 70.9pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
Moral codes: Moral codes: what are right and wrong in
human conduct? <o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 70.9pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<b>example:</b> obscene and indecent materials such as child
pornography<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 70.9pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
Everyting
can be used to punish you by using <b>public good, public interest and public
safety.</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 70.9pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 70.9pt; mso-add-space: auto; mso-list: l22 level4 lfo1; text-indent: -21.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: red; mso-bidi-font-family: Arial; mso-fareast-font-family: Arial;">(c)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><b>Harmful speech </b><b>Examples:</b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 106.35pt; mso-add-space: auto; mso-list: l1 level1 lfo37; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><b> Incitement to immediate violence<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 106.35pt; mso-add-space: auto; mso-list: l1 level1 lfo37; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><b>Degradation
of women<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 106.35pt; mso-add-space: auto; mso-list: l1 level1 lfo37; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><!--[endif]--><b>Racist,
sexist, homophobic “hate speech.”<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 70.9pt; mso-add-space: auto; mso-list: l1 level1 lfo37; text-indent: 14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><b>Advocacy of violence</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 70.9pt; mso-add-space: auto; mso-list: l1 level1 lfo37; text-indent: 14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><b>To teach about communism in California
schools, except denigrate it</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 4.0cm; mso-add-space: auto; mso-list: l1 level1 lfo37; text-indent: -1.0cm;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]-->Fake news and misinformation: Many nations tend
to regulate fake news. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Freedom of speech and commerce/trade: <span style="background: white;">Social
media companies are enterprises engaging in commercial transactions, thus they
are regulated by trade laws. This is the important reason that t</span></span><span style="background: #fcfcfc; color: #0d0d0d; font-size: 13.5pt; line-height: 150%;">he online activities of social media
companies have considerable protection from government regulations especially
in the western countries. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Censorship has always been a political tool in order to punish, coerce and
silence the groups, professionals and individuals who are anti-establishment or
anti-government.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">State censorship is set to protect the system or subsystem by punishing those
who think and act as against the dominant interests. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">If censorship or banning something functions really for the benefit
of general public, rather than for
powerful private interests, then it is justifiable because it is a preventive
measure for the benefit everybody. For instance, law that will eliminate tobacco
related production and distribution is a preventive measure that eliminates an
outcome by eliminating the cause. Another example: Production and distribution
of processed food and beverages that are dangerous for the public health should
not be produced: Nobody has right or freedom to put others’ life in danger for
his/personal wealth and justify it through the freedom of business or freedom trade.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Under the dominant conditions of normalized abnormality, it is normal not
to expect regulations and practices for the benefit of public from the states
that represent and protect the interest of capitalist private enterprises.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Controls of content are mostly cunningly managed ones and mostly functions
to the mind and behavior management. <o:p></o:p></span></div>
<h2 style="margin-left: 72.0pt; mso-list: l26 level1 lfo18; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->4.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->Control by interest/pressure groups <o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
These groups can employ pressure only to the produced
content and uses of them. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Some of these groups are:</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Trade and similar associations, environmentalist groups,
political parties, labor unions, and NGOs.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
All are part of the private and general interest groups that
exert control over media practices and on the nature of content. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
These groups can employ pressure only to the produced
content and uses of them. <o:p></o:p></div>
<h2 style="margin-left: 49.65pt; mso-list: l26 level1 lfo18; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]-->5.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span><!--[endif]-->Audience/user control via induced-preferences. <o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="background: white;">A censor's goal</span></b><span style="background: white;"> is achieved if it is difficult for <i>most </i>users <i>most</i> of
the time to access <i>most</i> of the materials.</span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 72.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo28; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><b>Self-regulation
of users</b>: This refers to user preferences. This self induced control acts
inclusion and exclusion of certain type of media, channels, programs, service
providers, search engines, blogs, topics and content within a topic. <span style="background: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 72.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo28; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><b><span style="background: white;">Censorship at work place:</span></b><span style="background: white;"> O</span>nline playing, chatting, twitting and, shopping
during working hours. It is justified by explaining that the workers time is
hired for working, not for private activities. <span style="background: white;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 72.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo28; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><b><span style="background: white;">Diminishing “access”</span></b><span style="background: white;"> to “products”: It means decreasing freedom to consume every possible
junk produced and put in circulation in television and internet) It is. inescapable if large, medium and countless
small companies dominate the production and the distribution of internet
software and content. </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 72.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l9 level1 lfo28; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><b><span style="background: white;">Punishing the user</span></b><span style="background: white;"> by access type and content production: For instance, </span><span style="background: #fcfcfc; color: #333333; font-family: "georgia" , serif; font-size: 13.5pt; line-height: 150%;">it is crime to view terrorist-related
material online more than 2 times in England, with a penalty of, for instance,
up to 15 years in jail. (How about
organizing, funding and running terrorist organizations, fake news groups or
fake NGO by the CİA, MI5 or MI6 operatives? Who is going to punish them?</span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="background: white;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="background: white;">So, we have access to media. Let’s see kinds of main
accesses we have:<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 41.4pt; mso-add-space: auto; mso-list: l33 level1 lfo5; text-indent: -23.4pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">(a)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="background: white; line-height: 150%;">All kinds of advertising, consumer information on products
and services (e.g. Amazon, wall Mart, AliBaba)
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 41.4pt; mso-add-space: auto; mso-list: l33 level1 lfo5; text-indent: -23.4pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">(b)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="background: white; line-height: 150%;">Leisure time activities ranging from using online/internet
games to animated films.</span><span style="line-height: 150%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 41.4pt; mso-add-space: auto; mso-list: l33 level1 lfo5; text-indent: -23.4pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">(c)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="background: white; line-height: 150%;">Sex related written and visual materials.</span><span style="line-height: 150%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 41.4pt; mso-add-space: auto; mso-list: l33 level1 lfo5; text-indent: -23.4pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">(d)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="background: white; line-height: 150%;">Religious and metaphysical materials.</span><span style="line-height: 150%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 41.4pt; mso-add-space: auto; mso-list: l33 level1 lfo5; text-indent: -23.4pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">(e)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="background: white; line-height: 150%;">Blogs and the like for personal interests and various
gratifications</span><span style="line-height: 150%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 41.4pt; mso-add-space: auto; mso-list: l33 level1 lfo5; text-indent: -23.4pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">(f)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="background: white; line-height: 150%;">All kinds of political, economic and cultural materials put
by politicians, their paid servants, voluntary servants, propagandists,
imposters, deceivers, disinformers, fake experts and internet trolls. </span><span style="line-height: 150%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 41.4pt; mso-add-space: auto; mso-list: l33 level1 lfo5; text-indent: -23.4pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">(g)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="background: white; line-height: 150%;">Professional information and professional materials,
including research articles (some are not free) for disseminating and
sustaining professional ideologies and professional practices. </span><span style="line-height: 150%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 41.4pt; mso-add-space: auto; mso-list: l33 level1 lfo5; text-indent: -23.4pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="line-height: 150%;">(h)<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="background: white; line-height: 150%;">In short, anything functional that you can think of.</span><span style="line-height: 150%;"><o:p></o:p></span></div>
<h2>
Public Policy<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
Public policy sounds
like policy that public puts forward or policy that is set according to the
general interests. Both accounts are false. First one is obvious: Public do not
decide and set policies. The second one is a functional democracy game that
transforms the policies of certain interest that are most of the time against
the public interest into general interests. <span style="background: white; color: #222222;">State organs think and plan and create the policy. This
policy presented as policy for protecting public. In fact, it is rarely for
protecting the public; but mostly for protecting the state and its real owners
from the public demanding various rights and asking for better wages, better
working conditions, job security and the like.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
Main starting points of regulation of technology, remain
same since oldest empires: To control and thus sustain the general system and
subsystems. Public policies are revised and new ones are added according to the
potential and claimed dangers of individual
and organized uses of media products. <span style="background: white; color: #c45911; font-family: "georgia" , serif;"> <o:p></o:p></span></div>
<h2>
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Private vs state/government control dichotomy<o:p></o:p></span></h2>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">The dominant idea is that media professionals/editors and private content
moderators should have the power to regulate speech on media, not the
government bodies. This argument is based on the idea of good private and bad
government. This duality is based on a fake and baseless idea. At least because
the private and state or government work together to advance the private
interests especially since the triumph of privatization policy. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Mass media and internet comprise various kind of speech. Mostly the
specific political speech and speech related with dominant structures and
relations are subject to restrictions and punishment by private and government
forces. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 42.55pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">İn internet, such as neo-nazi, leftist and terrorist groups
and contents are excluded by the largest platforms. Outside them, internet is
full of political hate speech, Fraud, threat, d</span><span style="background: white; color: #0d0d0d; font-family: "georgia" , serif;">efamation, obscenity, pornography and the like. S</span><span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">tate policies are
mostly ineffective. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 42.55pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Similar ineffective policy exist in “hate speech” (offensive
words, about or directed toward a person, a political person or political,
cultural and economic entity). In politics, in many countries, hate speech by
public authorities and their voluntary and paid servants/trolls in internet
became routine part of our daily life.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">Political ones are functional for the divide and rule policy. Others are
functional for personal escape and diversion that are extremely helpful in political
and economic management of people. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 42.55pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<span style="background: white; color: #0d0d0d; font-family: "georgia" , serif;">Acknowledgement of
freedom of speech and right to hear others speech in the constitutions and
public policy statements of nation states does not mean anything. Because any
kind of freedom always requires necessary conditions of using such
freedoms. The west and its satellites
have abstract freedoms for the most of population and concrete freedom for the
small minority.</span><span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.55pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.55pt; mso-add-space: auto; mso-list: l14 level1 lfo31; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #0d0d0d; font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><b><span style="background: white; color: #0d0d0d; font-family: "georgia" , serif;">“Commercial transaction vs freedom of
speech” </span></b><span style="color: #0d0d0d; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.55pt; mso-add-space: auto; mso-list: l14 level1 lfo31; text-indent: 0cm;">
<!--[if !supportLists]--><span style="color: #0d0d0d; font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol; mso-themecolor: text1; mso-themetint: 242;">·<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;">
</span></span><!--[endif]--><span style="background: white; color: #0d0d0d; font-family: "georgia" , serif;">There is
a serious disagreement on the issue concerning <b>“Commercial transaction vs freedom of speech”. </b>Because accepting or
rejecting a trade interaction as freedom of speech has diametrically
different outcomes. if place the
regulation of commercial transaction within the freedom of speech, state cannot
regulate it. If you keep it outside the freedom of speech, then it is subject
to regulations. In fact, the two are separate: A journalist’s or news maker’s
work falls in the scope of freedom of speech. But media owner and administrator
perform commercial transaction, thus, they cannot enjoy the protection of
freedom of speech. Claiming that prohibiting or restricting means prohibiting
and restricting users’ right to free speech looks like drug dealer’s argument. It reminds me “press freedom” as freedom of
owners. “Copy right” of the book writer in Turkey as the right of the publisher,
that eliminates the right of the writer. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.55pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 42.55pt; mso-add-space: auto; text-indent: 0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<table cellpadding="0" cellspacing="0" style="width: 100%px;">
<tbody>
<tr>
<td><!--[endif]-->
<br />
<div>
<div style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; mso-line-break-override: restrictions; punctuation-wrap: simple; vertical-align: baseline;">
<b><span style="font-size: 24.0pt; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-bidi-theme-font: minor-bidi; mso-font-kerning: 12.0pt;">References</span></b><span style="font-size: 24.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
</div>
<!--[if !mso]--></td>
</tr>
</tbody></table>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 15.0pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-pagination: none; tab-stops: -18.0pt 15.0pt 54.0pt 90.0pt 126.0pt 162.0pt 198.0pt 234.0pt 270.0pt 306.0pt 342.0pt 378.0pt 414.0pt 450.0pt 486.0pt; text-indent: -15.0pt;">
<v:rect filled="f" id="Rectangle_x0020_6" o:gfxdata="UEsDBBQABgAIAAAAIQC75UiUBQEAAB4CAAATAAAAW0NvbnRlbnRfVHlwZXNdLnhtbKSRvU7DMBSF
dyTewfKKEqcMCKEmHfgZgaE8wMW+SSwc27JvS/v23KTJgkoXFsu+P+c7Ol5vDoMTe0zZBl/LVVlJ
gV4HY31Xy4/tS3EvRSbwBlzwWMsjZrlprq/W22PELHjb51r2RPFBqax7HCCXIaLnThvSAMTP1KkI
+gs6VLdVdad08ISeCho1ZLN+whZ2jsTzgcsnJwldluLxNDiyagkxOquB2Knae/OLUsyEkjenmdzb
mG/YhlRnCWPnb8C898bRJGtQvEOiVxjYhtLOxs8AySiT4JuDystlVV4WPeM6tK3VaILeDZxIOSsu
ti/jidNGNZ3/J08yC1dNv9v8AAAA//8DAFBLAwQUAAYACAAAACEArTA/8cEAAAAyAQAACwAAAF9y
ZWxzLy5yZWxzhI/NCsIwEITvgu8Q9m7TehCRpr2I4FX0AdZk2wbbJGTj39ubi6AgeJtl2G9m6vYx
jeJGka13CqqiBEFOe2Ndr+B03C3WIDihMzh6RwqexNA281l9oBFTfuLBBhaZ4ljBkFLYSMl6oAm5
8IFcdjofJ0z5jL0MqC/Yk1yW5UrGTwY0X0yxNwri3lQgjs+Qk/+zfddZTVuvrxO59CNCmoj3vCwj
MfaUFOjRhrPHaN4Wv0VV5OYgm1p+LW1eAAAA//8DAFBLAwQUAAYACAAAACEAj1VkkXUCAACfBgAA
HwAAAGNsaXBib2FyZC9kcmF3aW5ncy9kcmF3aW5nMS54bWzcVVFv2jAQfp+0/2D5vU0IAbaooWq3
tS9Vh6D9AYdzIVEdO7JNgP36nZ1Aq27qw7a+TAjh5M6f7/v83XFxuW8k69DYWqucj85jzlAJXdRq
k/PHh5uzT5xZB6oAqRXm/ICWX84/friAbGOgrWrBCEHZDHJeOddmUWRFhQ3Yc92iolipTQOOHs0m
KgzsCLmRURLH06iBWvH5M9RXcMC2pv4DKKnFExZfQHVgCVKK7OWboUYp/h4ZMtXdmnbVLoyvXNx3
C8PqIueknIKGJOLREBjS6DF6tWvzDLAvTePzdVmyfc7TJElmE84OOZ9NxqPZeNLD4d4xQfEknkxH
YzpLUEaajj5P4+G86vvbCKL69jYGFdkXQ4sXBdrWl6e6XxnPjoyXKMgiG4lseiLv04/Mj1vtINq/
4XyqF7LWWHeLumF+kXND9QRfQXdnXV/FMSVcxrEQt18Fdm5/rYuD57mmX7rQHXk754osH3Bse7V1
+qYesPokny6tW7mDxHDlAYoosloVqKiOdDIjn1NHwZ26Nk/BI6VW7kpuqNnWYJGzioSjllhslaAd
8XCcuCqdx7etWDjLOpA+1jOhdyFK/Ac9gxMNHSwJLOeozh5X1LY/yC6pP39Nnc3ZExrf4r4iD41l
STL1+hARcLVi7tBiCYJM/FA3aNk97thSN6A4a0FpS4E4oc80HseTOKVvQquUorUT1Q00tSRbjmhm
iAqMxcAoaIPwjuDCvhs4iUzCer3cfIklGpqOaH1D0/34YJBSFQswsPzdDfx/ehNrPBEOIpDxvSCn
JtpaXLV+KPSG7buMMvwoiV6N5rB1+Cvx8//l8/wnAAAA//8DAFBLAwQUAAYACAAAACEAtjsEIlQG
AAALGgAAGgAAAGNsaXBib2FyZC90aGVtZS90aGVtZTEueG1s7FlLbxs3EL4X6H9Y7L2x3oqNyIGt
R9zGToJISZEjpaV2GXOXC5Kyo1uRHAsUKJoWPTRAbz0UbQMkQC/pr3Gbok2B/IUOuQ+RElU7RgoY
QSzA2J39Zjicmf2G5F65+iCm3hHmgrCk41cvVXwPJxMWkCTs+HdGg48u+56QKAkQZQnu+HMs/Kvb
H35wBW1NKEnHDPFgFOEYe2AoEVuo40dSplsbG2ICYiQusRQn8GzKeIwk3PJwI+DoGAaI6UatUmlt
xIgk/jZYlMpQn8K/RAolmFA+VGawl6AYRr85nZIJ1tjgsKoQYi66lHtHiHZ8sBmw4xF+IH2PIiHh
Qcev6D9/Y/vKBtrKlahco2voDfRfrpcrBIc1PSYPx+WgjUaz0dop7WsAlau4frvf6rdKexqAJhOY
aeaLabO5u7nba+ZYA5RdOmz32r161cIb9usrPu801c/Ca1Bmv7GCHwy6EEULr0EZvrmCbzTatW7D
wmtQhm+t4NuVnV6jbeE1KKIkOVxBV5qtereYbQmZMrrnhG82G4N2LTe+QEE1lNWlhpiyRK6rtRjd
Z3wAAAWkSJLEk/MUT9EEarKLKBlz4u2TMILCS1HCBIgrtcqgUof/6tfQVzoiaAsjQ1v5BZ6IFZHy
xxMTTlLZ8T8Bq74Bef3ip9cvnnknD5+fPPz15NGjk4e/ZIYsrT2UhKbWqx++/OfJZ97fz75/9fhr
N16Y+D9+/vz3375yA2GmixC8/Obpn8+fvvz2i79+fOyA73A0NuEjEmPh3cDH3m0Ww8R0CGzP8Zi/
mcYoQsTU2ElCgRKkRnHY78vIQt+YI4ocuF1sR/AuB4pxAa/N7lsODyM+k8Rh8XoUW8ADxugu484o
XFdjGWEezZLQPTifmbjbCB25xu6ixMpvf5YCtxKXyW6ELTdvUZRIFOIES089Y4cYO2Z3jxArrgdk
wplgU+ndI94uIs6QjMjYqqaF0h6JIS9zl4OQbys2B3e9XUZds+7hIxsJbwWiDudHmFphvIZmEsUu
kyMUUzPg+0hGLieHcz4xcX0hIdMhpszrB1gIl85NDvM1kn4d6MWd9gM6j20kl+TQZXMfMWYie+yw
G6E4dWGHJIlM7MfiEEoUebeYdMEPmP2GqHvIA0rWpvsuwVa6T2eDO8CspkuLAlFPZtyRy2uYWfU7
nNMpwppqgPgtPo9Jciq5L9F68/+ldSDSl989cczqohL6DifON2pvicbX4ZbJu8t4QC4+d/fQLLmF
4XVZbWDvqfs9dfvvPHWve5/fPmEvOBroWy0Vs6W6XrjHa9ftU0LpUM4p3hd66S6gMwUDECo9vT/F
5T4ujeBSvckwgIULOdI6HmfyUyKjYYRSWN9XfWUkFLnpUHgpE7Ds12KnbYWns/iABdl2tVpVW9OM
PASSC3mlWcphqyEzdKu92IKV5rW3od4qFw4o3TdxwhjMdqLucKJdCFWQ9MYcguZwQs/srXix6fDi
sjJfpGrFC3CtzAosnTxYcHX8ZgNUQAl2VIjiQOUpS3WRXZ3Mt5npdcG0KgDWEUUFLDK9qXxdOz01
u6zUzpBpywmj3GwndGR0DxMRCnBenUp6FjfeNNebi5Ra7qlQ6PGgtBZutC//lxfnzTXoLXMDTUym
oIl33PFb9SaUzASlHX8K2364jFOoHaGWvIiGcGA2kTx74c/DLCkXsodElAVck07GBjGRmHuUxB1f
Tb9MA000h2jfqjUghAvr3CbQykVzDpJuJxlPp3gizbQbEhXp7BYYPuMK51Otfn6w0mQzSPcwCo69
MZ3x2whKrNmuqgAGRMDpTzWLZkDgOLMkskX9LTWmnHbN80RdQ5kc0TRCeUcxyTyDayov3dF3ZQyM
u3zOEFAjJHkjHIeqwZpBtbpp2TUyH9Z23dOVVOQM0lz0TItVVNd0s5g1QtEGlmJ5viZveFWEGDjN
7PAZdS9T7mbBdUvrhLJLQMDL+Dm67hkaguHaYjDLNeXxKg0rzs6ldu8oJniKa2dpEgbrtwqzS3Er
e4RzOBCeq/OD3nLVgmharCt1pF2fJg5Q6o3DaseHzwNwPvEAruADgw+ympLVlAyu4KsBtIvsqL/j
5xeFBJ5nkhJTLyT1AtMoJI1C0iwkzULSKiQt39Nn4vAdRh2H+15x5A09LD8iz9cW9veb7X8BAAD/
/wMAUEsDBBQABgAIAAAAIQCcZkZBuwAAACQBAAAqAAAAY2xpcGJvYXJkL2RyYXdpbmdzL19yZWxz
L2RyYXdpbmcxLnhtbC5yZWxzhI/NCsIwEITvgu8Q9m7SehCRJr2I0KvUBwjJNi02PyRR7Nsb6EVB
8LIws+w3s037sjN5YkyTdxxqWgFBp7yenOFw6y+7I5CUpdNy9g45LJigFdtNc8VZ5nKUxikkUigu
cRhzDifGkhrRykR9QFc2g49W5iKjYUGquzTI9lV1YPGTAeKLSTrNIXa6BtIvoST/Z/thmBSevXpY
dPlHBMulFxagjAYzB0pXZ501LV2BiYZ9/SbeAAAA//8DAFBLAQItABQABgAIAAAAIQC75UiUBQEA
AB4CAAATAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAABbQ29udGVudF9UeXBlc10ueG1sUEsBAi0AFAAGAAgAAAAh
AK0wP/HBAAAAMgEAAAsAAAAAAAAAAAAAAAAANgEAAF9yZWxzLy5yZWxzUEsBAi0AFAAGAAgAAAAh
AI9VZJF1AgAAnwYAAB8AAAAAAAAAAAAAAAAAIAIAAGNsaXBib2FyZC9kcmF3aW5ncy9kcmF3aW5n
MS54bWxQSwECLQAUAAYACAAAACEAtjsEIlQGAAALGgAAGgAAAAAAAAAAAAAAAADSBAAAY2xpcGJv
YXJkL3RoZW1lL3RoZW1lMS54bWxQSwECLQAUAAYACAAAACEAnGZGQbsAAAAkAQAAKgAAAAAAAAAA
AAAAAABeCwAAY2xpcGJvYXJkL2RyYXdpbmdzL19yZWxzL2RyYXdpbmcxLnhtbC5yZWxzUEsFBgAA
AAAFAAUAZwEAAGEMAAAAAA==
" o:spid="_x0000_s1026" stroked="f" style="height: 34.6pt; left: 0px; margin-left: -38.75pt; margin-top: -38.3pt; position: absolute; text-indent: 0px; visibility: visible; width: 161.9pt; z-index: 251659264;">
<v:textbox>
<!--[if !mso]-->
<!--[endif]--></v:textbox>
</v:rect><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"> </span></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
<br clear="ALL" /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 15.0pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-pagination: none; tab-stops: -18.0pt 15.0pt 54.0pt 90.0pt 126.0pt 162.0pt 198.0pt 234.0pt 270.0pt 306.0pt 342.0pt 378.0pt 414.0pt 450.0pt 486.0pt; text-indent: -15.0pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Bounegru, L., J. Gray, T. Venturini, and M. Mauri. (2017). A Field Guide to
Fake News. https://fakenews.publicdatalab.org/<o:p></o:p></span></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Erdoğan,
İ. (2014) Medya Teori ve Araştırmaları (Media theory an research). Ankara: Erk.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 15.0pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-pagination: none; tab-stops: -18.0pt 15.0pt 54.0pt 90.0pt 126.0pt 162.0pt 198.0pt 234.0pt 270.0pt 306.0pt 342.0pt 378.0pt 414.0pt 450.0pt 486.0pt; text-indent: -15.0pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Gary, B. (1996) Communication Research, the Rockefeller Foundation, and
Mobilization For the War On Words. <i>Journal
of Communication, </i> 46 (3): 124–147.<o:p></o:p></span></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Gagliardone,
I., and M. Pohjonen. (2016). Engaging in Polarized Society: Social Media and
Political Discourse in Ethiopia. </span><span lang="TR"><a href="https://www.researchgate.net/publication/311579164_Engaging_in_"><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">https://www.researchgate.net/publication/311579164_Engaging_in_</span></a></span><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;"> <o:p></o:p></span></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Glander,
T. (2000) <i>Origins of Mass Communications
Research During the American Cold War: Educational Effects and Contemporary
İmplications</i>. NJ: Erlbaum. <o:p></o:p></span></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Malik,
N. (Sept 7, 2018)The Internet: To Regulate Or Not To Regulate? Forbes. </span><span lang="TR"><a href="https://www.forbes.com/sites/nikitamalik/2018/09/07/the-internet-to-regulate-or-not-to-regulate/#6f24691b1d16"><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">https://www.forbes.com/sites/nikitamalik/2018/09/07/the-internet-to-regulate-or-not-to-regulate/#6f24691b1d16</span></a></span><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="color: #222222; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Messing,
S. and S. J. Westwood (2014) “Selective
Exposure in the Age of Social Media: Endorsements Trump Partisan Source
Affiliation When Selecting News Online,” <em><span style="border: none windowtext 1.0pt; mso-border-alt: none windowtext 0cm; padding: 0cm;">Communication Research</span></em> 41(
8): 1042-1063.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 15.0pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-pagination: none; tab-stops: -18.0pt 15.0pt 54.0pt 90.0pt 126.0pt 162.0pt 198.0pt 234.0pt 270.0pt 306.0pt 342.0pt 378.0pt 414.0pt 450.0pt 486.0pt; text-indent: -15.0pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 15.0pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-pagination: none; tab-stops: -18.0pt 15.0pt 54.0pt 90.0pt 126.0pt 162.0pt 198.0pt 234.0pt 270.0pt 306.0pt 342.0pt 378.0pt 414.0pt 450.0pt 486.0pt; text-indent: -15.0pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; mso-ansi-language: TR; mso-bidi-font-size: 12.0pt; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">Mattelart, A. (2003) The Information Society: An Introduction. London:
Sage. <o:p></o:p></span></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">McChesney,
R. (2007) <i>The Communication Revolution:</i><b> </b>Critical Junctures and the Future of Media. New York: the New
Press.<o:p></o:p></span></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">McChesney,
R.(2004) The Problem of the Media: U.S. Communication Politics İn the 21st
Century. New York: Monthly Review Press.<o:p></o:p></span></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Murdock,
G. ve Golding, P. (2005) Digital Possibilities. Market Realities: the
Contradictions of Communications Convergence. İn: Communicare Si Putere,
Marinescu, V. (Ed), Editura Niculsecu, Bucharest, S. 160-187<o:p></o:p></span></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Mutsvairo,
Bruce, ed. (2016). Participatory Politics and Citizen Journalism in a Networked</span><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"> </span><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Africa: A
Connected Continent. Palgrave Macmillan UK.<o:p></o:p></span></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="background: white; color: #545454; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">N. Y. Times, (Aril 7, 23019) Britain proposed sweeping new
government Powers to </span><em><b><span lang="TR" style="background: white; color: #6a6a6a; font-size: 12.0pt;">regulate</span></b></em><span lang="TR" style="background: white; color: #545454; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;"> the </span><em><b><span lang="TR" style="background: white; color: #6a6a6a; font-size: 12.0pt;">internet</span></b></em><span lang="TR" style="background: white; color: #545454; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;"> to combat the spread of violent and extremist </span><em><b><span lang="TR" style="background: white; color: #6a6a6a; font-size: 12.0pt;">content. </span></b></em><span lang="TR"><a href="https://www.nytimes.com/2019/04/07/business/britain-internet-regulations.html"><b><span style="background: white; font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">https://www.nytimes.com/2019/04/07/business/britain-internet-regulations.html</span></b></a></span><em><b><span lang="TR" style="background: white; color: #6a6a6a; font-size: 12.0pt; font-style: normal;"><o:p></o:p></span></b></em></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Pooley,
J. (2008) <i>The New History of Mass
Communication Research</i>. In:Park and Pooley (eds.).<o:p></o:p></span></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Schiller,
D. (2000) <i>Digital Capitalism</i>.
Ca:Sage. S. 396-406.<o:p></o:p></span></div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Schiller,
H. I. (1989) <i>Culture Inc: Corporate
Takeover of Public Expression</i>. New York: Oxford University Press. <o:p></o:p></span></div>
<div class="separator" style="clear: both;">
</div>
<div align="left" class="referans" style="margin-left: 15pt; text-indent: -15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Wilkie,
R. (2008) Supply-Chain Democracy and the Circuits of Imperialism. <i>The Red Critique.</i> </span><span lang="TR"><a href="http://redcritique.org/Fallwinter2008/Printversions/Supplychaindemocracy%20and%20Thecircuitsofimperialismprint.Htm"><span style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;">Http://Redcritique.Org/Fallwinter2008/Printversions/Supplychaindemocracy
and Thecircuitsofimperialismprint.Htm</span></a></span><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 12.0pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div style="text-align: right;">
<br /></div>
irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-87321099309208296892019-10-28T14:44:00.000-07:002020-11-07T12:49:19.610-08:00Halkla İlişkilerde Alternatif Kuramların Doğası <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAu2taUh1iK-X1DkR1VaPZJLIpFDyGTKWzk-P1rpbxpKwJoe-QB2vYIDNLLPu-ei6ug3uPfwj7gRapsNNl8WwkhpGpok-uFpWit2GKrrQ_5j5YLacQ6l0jfBhnrxwlpx3bUILYaOJKoWXt/s1600/Blue0Feet.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="420" data-original-width="386" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAu2taUh1iK-X1DkR1VaPZJLIpFDyGTKWzk-P1rpbxpKwJoe-QB2vYIDNLLPu-ei6ug3uPfwj7gRapsNNl8WwkhpGpok-uFpWit2GKrrQ_5j5YLacQ6l0jfBhnrxwlpx3bUILYaOJKoWXt/s200/Blue0Feet.jpg" width="183" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: right;">
<span style="color: blue; font-family: "calibri" , sans-serif;"><span style="font-size: 14.6667px;"><b><a href="https://drive.google.com/file/d/14nAgpaRs8bFzccnz291co3grfek1uz3m/view?usp=sharing">Okumak ve indirmek için buraya tıklayın</a></b></span></span></div>
<div style="text-align: right;">
<span style="color: blue; font-family: "calibri" , sans-serif;"><span style="font-size: 14.6667px;"><b><br /></b></span></span></div>
<div style="text-align: left;">
<span style="color: blue; font-family: "calibri" , sans-serif;"><span style="font-size: 14.6667px;"><b><br /></b></span></span></div>
<div style="text-align: left;">
</div>
<div align="right" class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; text-align: right; text-indent: 21.25pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-size: 10.0pt;">İçinde: M. Umut Tuncer (ed.) Halkla
İlişkilerde Teori ve Yaklaşımlar<o:p></o:p></span></b></div>
<div align="right" class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; text-align: right; text-indent: 21.25pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-size: 10.0pt;">Literatürk Academia, 2019, <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 21.3pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><span style="font-size: x-small;">Halkla İlişkilerde Alternatif Kuramların Doğası</span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><span style="font-size: x-small;">Üzerine
bir İrdeleme <o:p></o:p></span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><span style="font-size: x-small;"><br /></span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><span style="font-size: x-small;">İrfan Erdoğan</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 21.3pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif; font-size: 10.0pt;">GİRİŞ<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 4.0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; text-align: justify;">
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: x-small;">En “iyi” halkla ilişkiler aslında reklam
olduğunu hissettirmeden yapılan biliş ve davranış işleme ve kontrolüdür. Bunun
son zamanlardaki en sinsi olanlarından biri, medyada sigara ve içkiyi gösteren
sahneleri karartarak veya buzlandırarak dikkatleri çekip “sigara ve içki içmeyi
hatırlatmadır (“hadi, yak bitane” demektir). Bu tür çözümleri getirenlerin ve
savunanların büyük çoğunluğunun ne yaptıklarının bilincinde olduklarını hiç sanmıyorum,
“Trafik Canavarı olmayın” mesajında da olduğu gibi. </span><span style="font-size: xx-small;"><o:p></o:p></span></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 4.0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla
ilişkiler, ekonomik alanda ve ekonomik bağlamda, şirketlerin pazarlama, satış
ve hizmet yoluyla maddi (parasal) ve maddi olmayan kazançlarını artırma işini
yaparak para kazanan ticari örgütlenmeyi anlatır. Maddi kazanç artırma, halkla
ilişkiler faaliyetlerinden geçerek, örneğin, pazar payını ve kar miktarını bir
önceki durumdan daha iyi bir duruma getirmektir. Maddi olmayan kazanç ise,
maddi kazancın gerçekleştirilmesini ve sürdürülmesini halkla ilişkilerden
geçerek sağlamanın zorunlu koşuludur. Bu
nedenle, halkla ilişkilerin işi, halkla ilişkiler firmasının müşterileri için bilgi,
duygu, inanç, biliş, bilinç, ilgi, tercih ve davranış yönetimi yapmaktır.
Halkla ilişkiler firmasının müşterileri ise, elbette “benim çıkarım için benim
propagandamı yap” diyen ve bu hizmet için de para ödeyen halk değildir;
şirketler ve bazen de kurumlardır. Dolayısıyla, halkla ilişkiler, müşterilerine
hizmet ederek para kazanmak için örgütlenmiş ticari yapılardır. Bu tür bir
yapıdan, müşterisinin çıkarına aykırı düşen ve halkın/genelin çıkarını düşünen
veya müşterisinin çıkarı ile halkın/tüketicinin/izleyicinin/oyverenin çıkarı
arasında denge kurması veya ikisi arasında ortak çıkara dayanan köprüler oluşturması
beklentisi, ilişkisel yapının doğası nedeniyle geçersizdir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla
İlişkiler, sanki ekonomiyle ilişkisi olmayan ve bağımsızmış gibi sunulan
siyasal alanda ve diğer örgütlü bağlamlarda, yukarıda açıklanan aynı işi yapar;
sadece müşteriler farklıdır, ama amaçlar aynıdır: Bu kez de, halkla ilişkiler
şirketleri adı ekonomik olmayan örgütlenmelere (örneğin devlet kurumlarına,
siyasal partilere ve vakıflara) para karşılığı hizmet sunarlar. Güçlü
kurumların içinde oluşturulmuş halkla ilişkiler bölümlerini yönetenler ise,
aldıkları maaş –ve halkla ilişkiler, reklamcılık, araştırma şirketleri ile
kurdukları özel ilişkiler ve oluşturdukları dış hizmet alma gibi yollarla
sağladıkları özel çıkarlar— için, normalleştirilmiş “halkla ilişkiler
faaliyetleriyle” hizmet pazarlaması ve imajlar oluşturulması işini yaparlar.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Elbette,
bir zamanlar adı “(demokratik) baskı grupları” olan ve şimdi “sivil toplum
örgütleri” diye “hoş imaj yapan” isimle isimlendirilen, sanki sivil toplumu
temsil ediyormuş imajı veren, ama genellikle belli ulus içi ve uluslararası
çıkarlara (özellikle istihbarat örgütlerinin çıkarlarına) çalıştıkları söylenen
örgütlü yapılar ve benzerlerinin halkla ilişkiler firmalarında hizmet satın
alması olasılığı çok azdır, çünkü onların halkla ilişkileri kendi isimleriyle kendiliğinden
ve medyada promosyonu yapılan “faydalı ve örnek” faaliyetleriyle geliştirilir
ve sürdürülür.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Şimdi
makalenin başlığındaki ikinci kavrama gelelim: Alternatif. Bir şeyin alternatif
olması, onun asla “alternatif olduğuna taban tabana zıt” olduğu demek değildir.
Tam aksine, alternatif diye sunulan, aynı kuram ve uygulama yapısı içinde “daha
iyi ve faydalı işlev göreceğini iddia eden” olabilir. Dikkat edilirse, bu
bağlamda “alternatif”<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“alternatif
olduğunun yaptığını” daha işlevsel olarak yapacağını iddia edendir: Örneğin halkla
ilişkileri “tek yönlü etkileme” değil, “çift yönlü etkileşim” olarak
tanımlamayla gelen (ve totolojik bir açıklama getirdiğinin farkında bile
olmayan) alternatif açıklama, hem birincisinden çok daha fazla yanlışlığa ve
geçersizliğe sahiptir hem de birincinin dayandığı makro kuramsal yapının
çerçevesi içindedir. Diğer bir deyimle, “alternatif kuram” demek, “alternatif
olduğu kuramın” desteklediği örgütlü ilişkiler tarzına ve yapısına tümüyle ters
düşen bir kuram olabilir de olmayabilir de. Aynı, şey “eleştirel kuram(lar)” denen
için de geçerlidir (ayrıca, “eleştirel kuram” kavramı, “critical school”
yaklaşımındaki “critical” sözcüğünün yanlış tercümesidir. Daha kötüsü eleştirel
kuram asla Marxist kuram değildir). Yani, (1) “alternatif kuram” değil,
“alternatif kuramlar” vardır. (2) Alternatif kuramlar arasında da benzerlikler
ve ciddi farklılıkar vardır; (3) Halkla ilişkiler, belli amaçlarla kurulmuş
ticari ve kurumsal örgütlü alt-yapılar olduğu için, halkla ilişkilerin kendine
özgü alternatif, (örneğin Pozitivist veya Marxist halkla ilişkiler teorisi diye
bir) bağımsız ve makro teori olamaz; sadece Pozitivist or Marxist teorik
çerçevelerden biri içine düşen bir “halkla ilişkiler açıklaması” olabilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Makalede,
yukarıdaki sunumun belirlediği çerçeve içinde önce kuramlar ve alternatif kuramlar
üzerinde duruldu ve elbette bunu yaparken halkla ilişkiler ile bağ kurarak
açıklamalar getirildi. Ardından da, alternatif kuramlar bağlamı içinde, halkla
ilişkileri doğru ve geçerli bir şekilde anlamak ve anlatmak için gerekli öğeler
üzerinde duruldu. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">KURAMLAR HAKKINDA<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Kuramı,
olabilecek en genel tanımıyla ve halkla ilişkiler örneğiyle tanımlayarak
başlayalım: Kuram halkla ilişkilerin doğasını açıklamayı anlatır. Bu açıklama
halkla ilişkilerin “ne ve nasıl” olduğunu, tarihsel oluşumunu ve gelişmesini,
örgütlenmesini, genel toplumsal yapılar içindeki konumunu, örgütlü ilişkiler
yapılarını, ürün üretim, dağıtım ve yaratılan faydaların bölüşümünü (örneğin,
yaratılan maddi zenginliğin paylaşımının doğasını), işlevlerini, amaçlarını,
kimlere neler getirdiğini ve kimlerden neler götürdüğünü içeren kapsamlı bir
karaktere sahip olabileceği gibi, bu saydıklarımdan veya saymadıklarımdan bir
tanesini ele alarak daha ayrıntılı bir açıklamayı, hatta araştırmayla
desteklenen ayrıntılı bir kuram inşasını veya kuram testini içerebilir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">İster<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>makro ve<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>mikro sosyoloji, siyaset bilimi veya ekonomi bağlamında olsun,
isterse<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>psikolojinin ve
sosyal-psikolojinin “düşünsel yapılar, düşünsel ilişkiler ve düşünsel süreçler“
bağlamında olsun, hatta belli geçerlilik ölçüsünde insan faaliyetinin
ürünlerinin (örneğin bir kutsal kitabın veya bir sinema filminin) öznel yorumuyla
gelen ve dış gerçeğin olmadığına ve her şeyin sürekli değiştiğine dayanan yaklaşımlar
bağlamında olsun, kuramlar temel olarak ya “ne olduğunu açıklamaya”<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>çalışırlar ya “ne ve nasıl olması gerektiğine
odaklanırlar ya da ikisini birlikte yaparlar. Halkla ilişkiler (ve sosyal
bilimlerde) ne yazık ki, özellikle Türkiye üniversitelerinde, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“ne olması gerektiği ile ilgili açıklamalar”
(çoğu normatif açıklamalar), halkla ilişkilerin “ne ve nasıl olduğu” üzerine
çökertilmiştir: Yani, Batılı birilerinin halkla ilişkilerle ilgili sunduğu
normatif ve gerçekleşme olasılığı “var olan örgütlü ilişkiler yapılarında”
imkansız olan idealist açıklamaları, sanki halka ilişkiler “öyleymiş” gibi ele
alınıp sunulmaktadır. Kısaca, (halkla ilişkilerde çoğu çekici uyduru olan
normatiflik, etik ilkeler ve örgüt yapılarının gerçeğine aykırı düşen (saçma)
açıklamalar yoluyla “öylemiş” gibi aktarılmaktadır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla
ilişkiler dahil herhangi bir şeyin “nasıl olması gerektiği” ile ilgili geçerli
bir açıklamanın getirebilmesi, “ne olduğunu”<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>yeterince doğru ve geçerli bir şekilde bilmeye, anlamaya, kavrayabilmeye
ve elbette dürüstlüğe bağlıdır. Aksi taktirde, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>örneğin siyaset biliminden alınan ve belli bir
siyasal-ekonomi örgütlenmesini ve bu örgütlenmenin ilişki biçimlerini
meşrulaştırma işlevlerini gören “egemen kategorileri” kullanarak, ne olduğunu
ve nasıl olması gerektiğini açıklayan kuramlar üretilir ve okullarda
öğrencilere ezbere anlatılır. Bu tür üretimler ve “kıraatler”, biliş ve
davranış yönetimi (ideolojik propaganda) işlevleri ötesinde bilimsel bir değere
sahip olamazlar. Ne yazık ki, halkla ilişkiler ve benzeri alanlarda sunulan açıklamaların
büyük çoğunluğu, halkla ilişkiler (veya medya, sosyal medya) denen örgütlü
yapılar ve ilişkilerin meşrulaştırılması ve promosyonu işlevinin ötesine
geçebilecek ve bilimsel bir açıklama olabilecek karakteri taşımamaktadır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Hiçbir
kuram tümüyle yanlış veya tümüyle doğru olamaz. Hiçbir kuram asla tümüyle
birbirinden bağımsız ve tümüyle birbirinden farklı da olamaz. Çünkü her kuram
kendi çerçevesi içinde ve çerçevesi dışında tarihsel olarak birikmiş bilgi
birikiminin üzerine inşa edilmiştir. İnsanı, insan yaşamını, örgütlenmesini ve
ilişkilerini açıklarken, bir başka kuramın açıklamalarının tümüyle tersini
açıklama imkansızdır; daima bazı örtüşmeler olacaktır. Tümüyle karşıtlık üretme
çabasının sonucu, Marxizme karşı sunulanların önemli bir kısmında olduğu gibi,
tutarsız ve geçersiz bir açıklama, propaganda, çarpıtma ve biliş ve davranış
yönetimi olur. Elbette, amaç tutarlılık, geçerlilik ve dürüstlük olmadığında,
onun yerine “gerçeğin yerine geçirilmek istenen sahte imajlar oluşturma”
olduğunda, günümüzde olduğu gibi, sayısız makaleler, kitaplar ve internette
sayısız saçmalıkları, sahte BİZleri ve yanlış düşmanlıkları (kötü ONLARı) içeren
ürünler üretilir ve dolaşıma sokulur.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ALTERNATİF
KURAMLAR</b><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><br /></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Alternatif ve ana akım bağı<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Alternatifin
oluşumunun zorunlu/yeterli koşulu, “alternatife gereksinim hissettiren egemen
örgütlenmelerin, yapış biçimlerinin, ilişkilerinin, kuramları veya yöntemlerin
olmasıdır. Dolayısıyla, alternatife gereksinim “yaygın/egemen olarak var
olanın” ya (1) gerçek anlamıyla alternatifi düşünmeyi gerektirecek ölçüde
sorunlu olması, örneğin demokrasiyi, özgürlüğü, insanca yaşamayı ve çevreyi yok
ederken, aynı zamanda demokrasi, özgürlük, insanlık, insan hakları ve çevre
koruma şampiyonluğu taslaması –ve bu sahtekarlığa yatkın “insanımsılar” ve bu
insanımsılara ve insanımsılığa taraftarlar yaratması--,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ya da (2) örgütlü veya örgütsüz güç ve çıkar
ilişkileri düzeni içinde, sınırlı bir güç çevresine veya çevrelerine faydalar
sağlarken, bazı güçlülerin ve güçsüz kitlelerin yaşamlarını zorlaştırma yönünde
görev yapması gerekir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Bilginin
yerini alan kirliğin, çarpıtmanın, belli amaçlara uygun olarak kendini ve bir
şeyleri farklı olarak sunmanın egemen olduğu dünyamızda, bir kuramın veya
başlığın önüne alternatif, critical, eleştirel, demokrat, özgürlükçü, ilerici,
dindar, muhafazakar, bağımsız veya Marxist eklemek, o kuramın başlıkta
belirtilen türden bir kuram olduğunun göstergesi olamaz. Ne tür bir kuram
olduğunu anlamak için içeriğine dikkatli bir gözle bakmak gerekir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Alternatif
bir kuram, aslında, egemen/yaygın olan kuramın yerine, ondan daha tutarlı,
sistemli ve geçerli açıklamalar getiriyorsa, alternatif olma karakterine sahip
olabilir. Aksi taktirde, alternatif olduğunu iddia ettiğinin varsayımlarından
birini ve bir kaçını değiştirerek, o kuramın en temel yapısına bağlı kalarak,
var olana “düzeltmeler ve değişiklikler getiren” (revision) bir karaktere sahip
olur. Örneğin, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>insan iletişiminin
(örneğin, halkla ilişkilerin, bir konuşmanın) bir anını ele alarak, iletişimi
(veya halkla ilişkileri) açıklamaya dayanan kuramsal yapılar, ister tek yönlü,
ister iki yönlü asimetrik veya iki yönlü simetrik, isterse çok yönlü
etki/etkileşim ile gelsinler çok anlamlı farklılıklar sunmazlar (buna
Habermas’ın iletişimsel eylem açıklaması dahildir), çünkü: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">(1)
hiçbir insan ilişkisinin bir anlık kesiti ele alınarak ve
gönderen-mesaj-alıcı-geri besleme çizgisel (veya çembersel) yapı içine indirgenerek
iletişim veya insan yaşamı geçerli olarak açıklanamaz; ama belli amaçlara işlevsel
olan biliş yönetimi yapılabilir; halkla ilişkilerde en popüler bir kuramda,
müşterinin çıkarına işlevsel olan biliş yönetimine örnek olarak “iki yönlü
simetrik ilişki uydurusunu verebiliriz: İki yönlü simetrik ilişki ancak iki
“iyi-arkadaş” arasında vardır (birinin sürekli “özveride bulunduğu”, diğerinin
sürekli “aldığı” türden bir arkadaşlıkta bile simetrik ilişki ortadan
kaldırılmıştır, yoktur). Dengesiz olanaklara sahipliğin ve güç ilişkilerinin
olduğu her koşulda, iletişimsel ilişki dahil hiçbir ilişki “simetrik” olamaz;
daha kötüsü,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>müşterisi için profesyonel
halkla ilişki kampanyası uygulayan bir dengesiz güç yapısında, zaten simetrik
bir ilişki olmadığı açıkça (ve sahtekarca) gülümsemektedir. “Mükemmel halkla
ilişkiler” programı veya kuramı altında sunulan anlatıların, “simetriklik,
katılımcılık, organik örgütsel yapı, müşterinin/çalışanın güçlendirilmesi
(empowerment), simetrik sistem ve örgüt içi iletişimde simetrik sistem gibi
açıklamaları, asla halkla ilişkiler ve şirket yapıları ve ilişkileri gerçeğini
yansıtmaz; dolayısıyla, beyin yıkama işi yapan “insana şahane gelen geçersiz uydurulardır”.
Bu uydurular normatif açıklamalar olsa bile, var olan üretim tarzı ve
ilişkilerinde böyle bir “mükemmel halkla ilişkiler” ve “şirket yapısı”
olasılığı da yoktur. Şu basit gerçek bile “hasır altı” edilmektedir: İş
bölümünün belli güç ve çıkara göre biçimlendirildiği hiçbir örgütlenmede
demokratik ve simetrik ilişki söz konusu olamaz. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">(2)
Örgütlü veya örgütsüz, her insan faaliyetini doğru ve geçerli bir şekilde
anlama, o faaliyetin geçmiş ve şimdi bağlamlarını bilmeyi ve açıklamaya katmayı
gerektirir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">(3)
Önde gelen iletişim (ve halkla ilişkiler) kuramlarını/açıklamalarını geçersiz
yapan temel faktör, gerekli bağlamlardan kopuk olmaları yanında,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“iletişim”<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>ile “iletişimsel eylem” farkını bilmeme ve iletişimi iletişimsel eyleme
indirgemedir. Halkla ilişkileri ve iletişimi, örgütlü ve amaçlı çıkar ve
ilişkiler yapısından koparıp, ilişkinin bir anındaki “söyleyen, söz, dinleyen
ve yanıta (bu çerçevedeki etkileşime)”<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>indirgediğimizde, artık biz iletişimi veya halkla ilişkileri
açıklamıyoruz; onun yerine iletişimsel eylemin bir anını açıklamaya
çalışıyoruz. İletişimsel eylem ve iletişimsel eylemler toplamı, iletişim (ve
halkla ilişkiler) değildir; iletişimin ve halkla ilişkilerin gerçekleşmesi için
zorunlu öğelerden birileridir. Yani, iletişimsel eylem, iletişim için gerekli
olan faaliyetleri içerir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Bir
önceki paragrafta sunulan açıklama, aynı zamanda bizi, alternatif kuramları
işlevsel olarak ayırt etmemiz ve doğalarına göre gruplandırmamız gerektiğine
götürür. Fakat ilk yapılması gerekenin yapılması gerekir. O da şudur: Bu makalenin
başlığı bir “üst kuramsal kategori biriminin” olduğunu ve bu birimin alt
kategorilerinden birinin “alternatif kuramlar”<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>olduğuna işaret etmektedir. O zaman “bu üst birim ne tür bir tanımlamaya
göre oluşturuldu?” sorusuna yanıt verilmesi gerekir. Ardından da, bu
üst-birimin tanımlamasına bağlı olarak, bu birimi oluşturan alt-kategorileri belirlemek
gerekir. Alt-kategorilerden birini biliyoruz: Alternatif Kuramlar. Bu alt
kategori, bize üst-kategorik birimin ne olduğu ve diğer alt-kategoriler hakkında
ipucu verir. Bu ipucu da bizi, üst-birim altındaki ilk-seviyedeki alt-kategori
olarak, örneğin, yaşanan gerçekten hareket ederek,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“ana akım kuramlar” veya “egemen kuramlar”
gibi kategori oluşturmaya götürür (zaten bu önceden yapılmış). Dolayısıyla elimizde,
en geniş bağlamda, ana akım kuramlar ve alternatif kuramlar var (Bu ikiliye
üçüncü veya daha fazlasını ekleyebiliriz; her birini alt-kategorilere
ayırabiliriz).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla
ilişkiler kuramlarının önemli bir kısmı iletişim ve işletme alanına bağlı
egemen açıklamalara dayanır. Egemen (ana akım ve benzeri) açıklamalar
bağlamında “kuram enflasyonu” vardır. Bu enflasyon nedeniyle, egemen kuramları ikinci,
üçüncü ve hatta daha fazla seviyelerde alt ve alt-alt kategoriler oluşturarak
yerleştirebiliriz. Elbette, bu egemen açıklamalar arasında, gördükleri
işlevlere bakıldığında çok ciddi farklılıklar ortaya çıkar: E. Bernays, W.
Lippman ve H. Lasswel’in zamanındaki kuramların hareket noktası Hitler ve
Mussolini gibilerin kitleleri harekete getirdiği ve Sovyet Devriminin olduğu ve
devam ettiği bir koşulda, elbette propagandaya ve kamu oyunu yönlendirmeye
dayalı kuramların “ciddi etki ve yönlendirmeyi” vurgulayan teorik açıklamalar
ve modeller getirmesi kaçınılmazdır, çünkü koşullar o tür kuramsal açıklamaları
işlevsel kılmaktadır. Bu koşullar, şirketler dünyasını sorumluluktan kurtarma
çabasına doğru değişmeye başladığında,<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>“etki” yöneliminin egemenliğinin yerini, ana akımın “kullanımlar
doyumlar” ve “aktif izleyici” tezi gibi yaklaşımlar aldı. “Etki,” ana akım
kuramlarda şiddete dayanan ve şiddet yoluyla gelişen kapitalist üretim tarzı ve
ilişkileri içinde, bireysel şiddet öne çıkarıldı, kadına karşı erkek şiddetine
ve bireysel cinayetlere odaklanıldı. Ahlaksızlık iki bacak arasına indirgenip yine
bireysel ilişkilere ve hayat kadınlarına indirgendi. Soygun ve sömürü de asıl
örgütlü yerlerinden alınarak “duygu sömürüsüyle insanları kandıran” dilenciler,
sokaktaki tinerciler, hırsızlar ve dolandırıcılar dünyasına taşındı. Hepsi
birlikte “etik,” “ahlak” ve “şiddet” gibi temel başlıklar altında milyonlarca
araştırmalar, kitaplar, toplantılar ve medya içerikleriyle (filmlerle, dizilerle,
haberlerle) insanlara sunuldu. Okullar, eğitmenler ve aydınlar yaptıklarıyla
(ve yapmadıklarıyla) bu kapsamlı bilgi, duygu, ilgi, tercih ve elbette
düşmanlıklar işleme ve yönlendirme faaliyetlerinin işlevsel parçaları oldu. Bu
parçalarda, elbette ana akım kuramlar ve kuramcılar da “fayda sağlayıcı” yerlerini
almaktadır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Şimdi,
alternatif kuramlara geçelim: Alternatif kuramları, hareket noktaları ve
bunlara bağlı gelen işlevleri bağlamında, genel olarak üçe ayırabiliriz: (1)
Kontrollü alternatif kuramlar (gündelik argo dilde, “çakma” alternatifler), (2)
karşıt olduğuna İşlevsel Alternatif kuramlar, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>(2) Karşıt olduğunun üretim tarzına ve
ilişkilerine aykırı düşen Gerçek Alternatif kuramlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Kontrollü ve İşlevsel Alternatifler<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Egemen
yapılara ve ilişkilere karşı olan görüşleri ve insanları yok etme çabaları on
binlerce yıldır süregelmektedir. Yok edilemez, çünkü bunlar, süregetirilen
yapıların ve ilişkilerin “istenmeyen yan-ürünleri” olarak o yapılar ve
ilişkiler tarafından ortaya çıkarılmaktadır: Sömürünün olmadığı yapılar ve
ilişkilerde, sömürüye karşıtlık söz konusu olamaz. Onun yerine, “sömürü yapmak
isteyenlerin” karşıtlığı olur. Karşıtlık yok edilemediği için, kaçınılmaz
olarak “şiddet” çözüm olarak sürekli kullanılmaya devam edilmektedir. Bir
taraftan meşrulaştırılmış ve gayri-meşru şiddete devam ederken, aynı zamanda, hem
karşıtlığı egemen yapılara işlevsel bir karşıtlık haline dönüştürme işine girilmiş
hem de işlevsel alternatifler ortaya çıktığında, onlar desteklenmiş ve yaygın
bir şekilde dolaşıma sokulmuştur. Bu kontrollü alternatifler yaratma işinde, temel
olarak birkaç yöntem kullanılmaya devam edilmektedir: Bunların başında: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">(1)
“Karşıtmış gibi görünen ve Alternatiflik kılıfında sunulan örgütlü yapılar”
oluşturmak; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">(2)
Var olan karşıt örgütlerin yönetimini ele geçirerek, kontrol etmek; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">(3)
Karşıt örgütlenmeleri birbirine düşürmek, bunları desteklemek ve böylece ilgiyi
ve çabayı yanlış yöne sevk ederek, hem güçsüzleştirmek hem de hedef olmaktan
kurtulmak; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">(4)
Düşünsel çıkmaza ve çelişkiye sokmak, böylece pasifleştirmek ve <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">(5)
Gerçek alternatifler olarak düşünülen, ama aslında karşıt-olduğuna işlevsel
olan alternatif kuramsal açıklamaları ve araştırmaları yaygın bir şekilde
dolaşıma sokmak, böylece egemen durumla hoşnut olmayanların işlevsel-alternatife
bağlanmasını sağlamak gelir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Karşıtlığı
kontrol etme ve kendine işlevsel karşıtlıklar yaratma işinde, aydınların ve
akademisyenlerin oynadığı roller arasında (bazılarında) “kuram oluşturma” veya (büyük
çoğunluğunda) “oluşturulmuş kuramları yayma” vardır. Bu kontrol ve yayma işi
hem ulusların içinde hem de uluslararasında kurnazca (ve elbette doğru
yaptığını sananlar için yanlış-bilinçle) yapılır. Bu yapılırken, örneğin,
gerçek alternatif yapıtlar dolaşıma sokulmaz; dolaşımdaysa,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yaygın dolaşım olasılıkları ve olanakları
ortadan kaldırılır. Öte yandan, kontrollü alternatif yaklaşımları içeren
yapıtlar arasından seçilenler yaygın bir şekilde dolaşıma sokulur.
Uluslararasında ise, bu iş sistemli bir şekilde engellemeler ve
yaygınlaştırmalar ile yapılır. Örneğin, İletişimde “Basının Dört Kuramı” denen
ve CİA destekli bir şekilde, 1950lerde komünizme karşı mücadelenin bir parçası
olarak tüm dünyada dolaşıma sokulmuştur. Sonradan bu bariz propaganda kitabının
yerine, sözde “demokratik alternatif” olarak sunulan ve yine tüm dünyada yaygın
olarak dolaşıma sokulan Denis MCQuail’in kitabı getirildi ve hala dünyanın
birçok yerinde yaygın bir şekilde okutulmaktadır. Ekonomi alanında Rostow’un
anti komünist propagandaya büyük katkısı olan kitabı ve “modernleşme/kalkınma
teoirileri” yıllarca tüm dünyada okutuldu. Benzer Şekilde Samuelson’un kitabı
da Amerika dahil çeşitli ülkelerde uzun zaman kullanıldı. Amerika’da 1980lerde
Samuelson’un kitabına “alternatif” arayışı, aslında, Keynesci kapitalist
ekonomik politikalar ve uygulamaları terk eden ve yeni-liberalizm adıyla Adam
Smithçi “serbest rekabet” denen, aslında küçük sayıda uluslararası dev
şirketlerin ve onlardan geçinen diğer şirketler ve devlet yöneticilerinin
“serbest sömürü düzenini” meşrulaştıran bir kitap arayışıydı. Bu arayış sadece
ekonomi alanda değil tüm sosyal bilimler, edebiyat ve sanat alanlarında da
ortaya çıkmıştı. Bu arayışa yanıtı liberal-çoğulculuk ve katılımcı demokrasi
gibi sloganlarla gelen ekonomistler, siyaset bilimcileri ve diğer alandakiler
verdi. Bu alternatifler, kapitalizme alternatif değildi, Keynesci<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“Kapitalist Refah Devleti” (welfare state)
politikalarını çöpe atan ve yaygın bir şekilde tüm dünyada özelleştirme işini
yapan kapitalist liberal politikaları meşrulaştırma ve bilişlerde
yaygınlaştırmaydı. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Onlara
alternatif olan kitaplar marjinalleştirme süreçleri kullanılarak dolaşımda
görünmez yapıldı. Bu süreçte, gerektiğinde kitaplar yasaklandı; toplatılıp
alanlarda yakıldı; yazanlar ve okuyanlar cezalandırıldı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Kontrollü
alternatifler aktif bir şekilde kontrol altında tutulan ve yönetilen
alternatiflerdir. Kuram bağlamında böyle bir alternatif kuram aklıma gelmiyor.
Belki McLuhan’ı buraya koyabiliriz. Fakat örgüt, internette blog kurma gibi
faaliyetlere bol örnekler verebiliriz.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">İşlevsel
alternatifler, “egemen yapılara işlevsel olan alternatifleri yaratarak
alternatif yönelimleri kontrol etmeyi amaçlayan kontrollü alternatiflerden”
farklı olarak, kuramın kendisi alternatif kuram olarak/diye inşa edilmiştir; alternatif
faaliyetler ve görüşler içerir; ama bu alternatiflik temel doğası nedeniyle
alternatif olduğunu söylediği yapılara ve ilişkilere işlevsel (faydalı)
karakterler taşır. Buna Foucaultçu yapısalcıları, post-yapısalcıları, post-modernistleri,
post-pozitivistleri, post-marxistleri, post-sosyalist/komünist halkla ilişkiler
kuramlarını, toplumsal üretim tarzını ve ilişkilerini merkezden ederek merkeze
cinsiyeti veya düşünceyi ve düşünsel ürünü (metni) yerleştiren tüm alternatif
ve feminist teorileri, ve iletişimde popülerleştirilmiş MCLuhan ve Habermas’ı
örnek olarak verebiliriz. Bu tür işlevsel alternatifler, ilerici ve hatta
devrimci olarak nitelenen alternatiflerdir. Aslında bu işlevsel alternatifler,
idealist felsefenin temel hareket noktası olan “idea’yı” (düşünceyi, düşünsel
süreçleri) merkeze koydukları için, ancak kapitalist dünya yapısı içinde
ilerici olabilirler ve devrimci karakterlere sahip olamazlar.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Bu
tür alternatifler, karşı olduklarını belirttikleri güç yapılarına ve
ilişkilerine işlevsel (=faydalı) olan yaklaşımlardır. Kontrollü ve işlevsel
alternatifler, İkinci Dünya Savaşı sonrası koşullarında önem kazanmaya
başlayan,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>(1) Marksizmi de içine alan
“çatışma teorileri” ve (2) 1960 sonlarında dünyada yaygınlaşan kapitalist
sömürü karşıtlığının artmasına çözüm olarak düşünülenlerin arasına katılan
(göstergebilim, teolojik ve laik hermeneutics, sanat ve edebiyatta yorumlama,
psikolojik inşacılık ve benzeri teorileri harmanlayan) yapısalcılık ve
özellikle post-yapısalcılık kuramlarıyla birlikte geliştirildi. Önce
teknolojiyle aracılanmış iletişim alanı bu kontrollü alternatiflerin kolayca at
oynattığı bir yer haline getirildi. Buna özellikle 2000lerde reklamcılık ve
halkla ilişkiler eklemlendi. Bu Türkiye gibi ülkelerde çok kolay oldu, çünkü
iletişim fakülteleri (ve çeşitli fakültelerin altındaki halkla ilişkiler ve
reklamcılık bölümleri)<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>zaten iletişimin ne
olduğu hakkında bir bilgiye sahip olmayan ve iletişimin ne olduğunu bilme gibi
bir çabayı “kişisel gelişim kitapları” seviyesindeki (çoğu şarlatanlık olan)
kaynaklar ötesine götürmeyen veya götürebilme seviyesinde entelektüel kapasiteye
sahip olmayanlar tarafından işgal edildi. Günümüzde, Türkiye’de iletişim ve
halkla ilişkiler eğitimi veren okullardaki akademik personelin büyük
çoğunluğunu iletişim dışından gelenler oluşturmaktadır: İletişim Fakülteleri
iletişimin en temel doğasını bilmeyenler (örneğin, iletişimin olması için iki
kişinin olası gerektiğini söyleyenler, reklamın etkisi olduğunu söyleyen adayı
mülakat odasından kovanlar, Halkla İlişkiler alanında akademik üç dergi ismini
bile bilmeyenler) tarafından işgal edildiği için, büyük olasılıkla son 25 yılda
iletişim fakültelerinden mezun olanlar, “kontrollü ve işlevsel alternatifler
yoluyla yaratılan bilgiçlik-taslayan cehaletin” bir parçası olmadan büyük
olasılıkla kaçamamışlardır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kaçabilenler
de, ancak kendi çabalarıyla kendini geliştirenler ve tesadüfen iletişim
akademisyeni olan küçük bir azınlığın öğrencileri olanlar olmuştur. Bu bilgiçlik-taslayan-cehaletin
egemenliği durumu, elbette, McQuail’i bile okutmayı bırakmayı da beraberinde
getirir, çünkü MCQual’in yazdıklarını (ve propagandasını) anlama da, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>gerekli ilgi, çaba ve çay kahve sohbeti ve
çalışanların kuyusunu kazma ve şantaj işinin ötesinde çalışabilen bir beyin ve
dürüstlük ister. En fecisi de, halkla ilişkiler alanında anlamlı ana akım
kuramlarını, liberal-çoğulcuları ve alternatifleri okuyup anlama seviyesinin
çok altında kalındığı için, onlar okutulsa bile, okutan anlamadığı için
okuyanın da anlama olasılığı “kıraat etme” (ezberleyip okuma veya sınıfta
ekrana yansıtma veya öğrencilere hazırlatıp sundurma) ötesine çok az geçer. Bu
durum bize bir şeyi daha gösterir: Kısa yoldan köşeyi dönme ve kumpaslar kurma
becerilerini geliştirme gibi çerçeveler içinde dumura uğratılmış düşünsel bir
ortamda, duygusal doyum veren şahane sözlerle, kolay ezberlenen klişelerle ve
10 maddelik etik ilkeleriyle süslenen kontrollü alternatiflerin yaygınlaşması ve
anlamlı alternatiflerin “eleştirel ve olumsuz” gibi diğer klişelerle dışlanması
olağandır, normaldir, beklenendir ve çok kolaydır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Ama
günümüzün kontrollü alternatiflerini halkla ilişkiler dahil tüm sosyal
bilimlerde (özellikle 1980lerden beri) hızla yaygınlaştıranlar “post” önekiyle
gelen alternatif kuramları hazırlayan az sayıdaki “beyin ve davranış”
yöneticileri <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ve bu kuramların ezberci
akademisyenler ve aydınımsılardır.<span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">İşlevsel
alternatifler dünyasında, “önce yazar öldü” denildi, bu söz uzun süre tutmadı;
çünkü bu sözün söylendiği zamanlarda “yazarlar”, yani üretimin nerede ve nasıl
yapılacağına karar verenler ve üretenler (=iletişimin tarzını ve ilişkilerinin
doğasını – örneğin konuyu, içeriği, üretimini ve dağıtımını--)<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda
kitleleri söylemle harekete geçiriyorlardı; kitleleri “otur!” dediğinde
oturtuyor, “kalk” dediğinde kaldırıyor, “vur, öldür” dediğinde de öldürtme
işini yaptırıyordu (80 yıldan fazla zaman geçti, ama bu durum Türkiye ve
benzeri ülkelerde günümüzde de pek fazla değişmedi, çünkü “yazarın” bu tür
egemenliği, “okurun” “vur de vuralım’ öl de öldürelim” haykırışlarıyla
desteklenmesi açıkça ve korkutucu bir şekilde sürdürülmektedir). <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">“Yazarın
öldüğü” savıyla gelen kuramsal açıklamalar, örneğin Amerikan ana akımın “aktif
izleyici” tezine alternatif bir kuramsal yaklaşımı anlatmaz; tam aksine,
eleştirellik kılığına bürünmüş olan bir sahte-alternatif görüşü anlatır. Bu
sahtenin en kötü yanı da, ana akım teorilerin aktif izleyicilik ve “kodlama ve
kod çözme” gibi kavramlarını alıp, yazarın (örneğin kapitalist pazarın)
egemenliğinin öldüğünü iddia etmesi, “okurun” (örneğin tüketicinin) egemen olduğunu
söyleyen aktif izleyici anlayışını farklı söylemle anlatmasıdır. Bu anlatıyı
yaparken, ana akımın “kodlama” (encoding) kavramı yerine “inşa” (constructing)
kavramını ve “kod çözme” (decoding) yerine “inşa yıkma” (deconstructing)
kavramını kullanma, alternatif bir kuramsal çerçeve sunmaz; psikolojiden
aşırılan ve gösterge bilime adapte edilen kavramlarla alternatiflik taslayan
sahte-alternatifliği getirir. O kadar çok örnek var ki: Post-yapısalcılık ve
benzerlerinin kullandıkları kavramların hemen hepsi psikoloji, sosyal
psikoloji, sosyoloji ve diğer sosyal bilimlerden “aşırılmış ve
yeniden-isimlendirilerek uydurularla dolu açıklamalar getirilmiştir. Bizim
dışımızda gerçeğin varlığını reddedip, aynı zamanda kendi öznelliklerini gerçek
gibi sunduklarında ve bu sunumların bağlamlardan yoksunluğu belirtilince, çözüm
olarak, insan ilişkilerindeki “karşılıklı bağımlılık” ve “tarihsellik”
anlayışını da aşırmış ve metinlerarasılık (intertextuality) gibi kavramlarla “ölü
açıklamalarını” “diğer ölü açıklamalar arası” bağlam kurmayla tekrar
öldürmüşlerdir (Hatırlatayım: Bu kuramların sunduklarının hepsinin yanlış olma
olasılığı yoktur). <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Yapısalcılık
ve post yapısalcılığın sunduğu <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“inşa
yıkımı yapan ve kendine göre yeniden inşa eden özgür/bağımsız izleyici/okuyucu”
ile birlikte “yazar öldürülüp tabuta kondu (Yani, örneğin yazar olan Hollywood,
dizi yapımcıları, haberlerde kudurmuşça kin ve nefret kusan siyasal partililer,
şimdi tabutta!). Ana akım kuramcılar çok doğrudan ve apaçık bir şekilde özel
sermayenin siyasal ve ekonomik sistemindeki ilişkiler yapılarını ve sonuçlarını
savunurken, işlevsel alternatif görevini yapanlar da aynı şeyi sanki karşıtlık
sergiliyormuş gibi/sanarak sinsi bir şekilde yapmaktadırlar. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Yazarın
ölmesi ve okurun özgürlüğü ile ilgili en geçerli kuramsal açıklamayı Karl Marx
yapmıştır (eminim daha önce birileri bunu ifade etmiştir, ama bilmiyoruz):
İnsan kendi tarihini kendisi yapar (yani, bizim konumuz bağlamında, aktif
izleyicidir); ama bunu kendisini içinde bulduğu koşullarda yapar (yani, aktif
izleyicinin aktifliği yaşam koşullarına bağlı olarak oluşmuş/oluşturulmuş bir
aktifliktir; ne “yazar” ne de “okur”<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>birbirinden
bağımsız iki özgür birim olamazlar; birbiriyle örgütlü yapıların doğası içinde
bağlıdırlar; bu bağlılıkta, iletişimi üretme ve dağıtma araçlarına sahip
olanlar, kaçınılmaz olarak, olmayanlar üzerinde kurdukları maddi egemenliği,
düşünsel egemenlikle perçinleyeceklerdir. Bunun anlamlarından biri de, kervan
yürürken, “kervan için havlayan yazar ve okur, kuramcı, araştırmacı” “kervana
karşı havlayan yazar ve okurdan, kuramcıdan, araştırmacıdan” çok daha avantajlı
konumda ve durumda olacaktır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Bu
durumda, işlevsel alternatiflerle ilgili olarak bir diğer gerçek ortaya
çıkmaktadır: Teoriyi inşa edenler teoriyi, aktif bir dış müdahale olmaksızın,
kendileri oto-kontrol kullanarak üretmektedirler. İşlevsel alternatifleri üretenler
aslında “güç yapılarını ve çıkar ilişkilerini aktif olarak “okuyan imtiyazlı okuyuculardır
(taklitçileri ve müritleri imtiyazlı okuma kategorisi içine dahil değildir).”
Bu imtiyazlı “okuyucular” okuduklarından hareket ederek kurdukları kuramsal
inşalarla gerçeği çoğu kez çarpıtılmış ve abartılmış bir biçimde kurgularlar;
ama sunumlarını okuyan benim gibi “okuyucular için gerçekten de “ölü yazarlardır.”
Ama bu ölü yazarların alternatifliği egemen güç sistemi içinde desteklenerek ve
“ilerici ve devrimci”<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>gibi sloganlarla/imajlarla
yaygın dolaşıma sokularak, bilgiçlik taslayan yaygın cehaletin ana-akımdan
farklı bir biçimde, ama aynı güç yapılarına hizmet ederek karşıt olduklarını
belirttiklerinin yaygınlaşmasına ve sürdürülmesine katkıda bulunurlar. Bu tür
alternatif yaklaşımların hedef olarak aldığı ve geçersiz (düşman) olarak ilan ettikleri,
çoğu kez geçerli ve anlamlı olan alternatiflerdir, ne yazık ki.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Alternatif
yaklaşımları birbirine düşürme politikasının en yoğun ve ateşli örneklerini
1968’lerden hemen sonra 1970lerde hem Türkiye’de hem de benzeri ülkelerde
gördük: Hizipleşme.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Hizipleşme en yoğun
bir şekilde hem ilgilerin odaklanmasında,<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>hem ilişkilerde hem de kuramsal açıklamalarda ve teorik saldırılarda
yaygın bir şekilde yaşandı. Hala da devam etmektedir: örneğin Stalinistlerin, asıl
üzerinde durulması gereken kapitalist üretim tarzı ve ilişkilerinin doğası ve
sonuçları ve çözüm arayışları yerine,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ilgilerini
Troçkiciler üzerine toplaması ve her yerde ve herşeyde Troçkicilerin parmağının
olduğuna kadar giden karşıtlık sergilemesi böyledir. Gezi Parkında çeşitli
alternatiflerin yan yana ama birbirinden kopuk bir şekilde durması da öyle. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Elbette,
alternatif yaklaşımların birbirine düşürülerek ilgi yönetimi ve marjinalleştirilmesi
halkla ilişkiler kuramlarında yer almaz. Yer alması da beklenemez, çünkü ancak
yoğun bir siyasal ortamda “siyasal halkla ilişkilerin konularından biri
olabilir; ama şirket çıkarlarına hizmet biçiminde örgütlenmiş bir halkla
ilişkilerde, egemen halkla ilişkilerin yapısal ve ilişkisel doğasına eğilen
alternatif halkla ilişkiler kuramları için bile konu olamaz; olabilmesi için halkla
ilişkiler şirketlerinin (medyanın farkında olmadan veya sinsice yaptığı siyasal
halkla ilişkiler sunumlarını bir kenara bırakırsak) bu amaçla kiralanması
gerekir ki, yapılıyorsa, bu gizli olarak yapılıyordur. Fakat yine de, Edward
Bernays’ın asıl halkla ilişkiler olarak nitelediği örgütlü ve etkili halkla
ilişkileri medya yapmaktadır ve bu halkla ilişkileri anlamlı bir şekilde
açıklayan ve inceleyen kimsenin Türkiye’de olduğunu sanmıyorum. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Gerçek Alternatif Yaklaşımlar<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Halkla ilişkilerde kontrollü alternatif
işlevi görmeyen ayrıntılı açıklamalara en çarpıcı örmek olarak Stuart Ewen’in
yapıtları, özellikle Halka İlişkiler (PR) verilebilir. Stuart Ewen’in PR
yapıtıyla ilgili sorun şudur: Asıl kuramsal açıklamalarının yapıldığı cümleleri
anlamak için hem çok iyi İngilizce bilmek, hem de kullandığı kavramların
anlamlarını bilen kuramsal bilgiye sahip olmak gerekir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Kuram
ve teori bağı sorunu ile başlayıp devam edelim: Cehaletin bilgiçlik tasladığı
ortamlarda “çok teori, hiç pratik yok; teorik kalıyor; pratikle alakası yok;
teoriyi bırak pratiğe bak” gibi bir sürü saçmalıklar büyük ve anlamlı sözler
gibi caka satarak dolaşımda tutulmaktadır. Teori ve pratik birbirinden ayrı iki
şey değildir. Teori pratiğin açıklanmasıdır, anlatılmasıdır, bilinmesidir.
Pratik de, bu anlamayı ve bilmeyi kullanarak, örneğin bir halkla ilişkiler
kampanyası hazırlamaktır. Usta-çırak ilişkilerinin egemen olduğu üretim
yapılarında, çırak “pratikle ilgili bilgiyi” “yaparak” öğrenir. Bu “bilmeyi”
kullanarak hem pratiği yapar hem de bilme ve pratik üzerinde düşünerek
pratiğin, dolayısıyla kuramın gelişmesini ve hatta dönüştürülmesini sağlama
olasılığını elde eder. Bu olasılığı da herkes kullanmaz; kullansaydı, örneğin Anadolu
insanı binlerce yıldır kullandığı kağnıyı ve kağnı tekerini geliştirir ve
ardından da araba yapmaya başlardı. Dolayısıyla üzerinde düşünmek zorunludur,
ama yeterli değildir; üzerinde düşünme ötesine geçip çözüm ve geliştirme için
harekete geçmek gerekir. Bu nedenle ki, düşünüp çözüm üretenler, düşünüp bir
şey yapmayanlar üzerinde kaçınılmaz olarak egemenlik kurarlar. Daha kötüsü,
koşullar üzerinde düşünüp, ardından emperyalizm, sömürü ve benzeri “şikayetlerle
kendini tatmin etme” ötesine geçerek çözümler üretmeyenler de koşullarını değiştirme
bağlamında bir adım bile ilerleyemezler. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Sözlü
kültürden yazılı kültüre geçiş le birlikte, artan bir şekilde, bir pratiğin
açıklanması (örneğin halkla ilişkilerin öğretilmesi) okullarda öğretilmeye
başlandı. Ardından da dijital görüntü kültürüne geçişle hızlandırılan,
“görüntüyü gerçek yaparak geri zekalılaştırmayı geliştirenlerin”
egemenliğindeki ortamda, usta-çırak döneminin “alaylılarının” son kalanları da
ölüp giderken, onların yerini medya pratiği hakkındaki bilgileri okulda öğrenen
“mektepliler” almaya başladı. Halkla ilişkilerde ise, Türkiye’de mekteplilerden
oluşan profesyonelleşme pratiği henüz daha başlangıç aşamasında. Pratiği
yapmayanlar pratiği açıklama (kuram üretme) işine girdiler, ki bu aslında
bilimsel bilginin üretiminin halkla ilişkiler şirketinde değil, üniversitelerde
–daha doğrusu üniversite endüstri işbirliğiyle oluşturulan mekanlarda-- üretildiği
gerçeği nedeniyle normalleştirilmiştir. İster pratiği yaparak, isterse pratiğin
dışında olsun, bir pratik hakkındaki bilginin (veya kuramsal açıklamanın)
geçerliliği, o pratiği, pratiğin amaçlarını ve sonuçlarını açıklamasının
pratiğin doğasıyla ne kadar örtüştüğüne bağlıdır. Pratiğin gerçek doğasıyla
örtüşmeyen bir kuramsal açıklama geçersizdir, dolayısıyla o kuram da
geçersizdir. Fakat biz sosyal bilim yapıyoruz, yani halkla ilişkiler gibi bir
ticari ve kurumsal örgütlenmeyi yüzde yüz örtüşecek biçimde açıklama olasılığı
yoktur, olamaz, çünkü halkla ilişkilerde aktif olarak kendi çıkarını çeşitli
yollarla ve gerektiğinde değiştirdiği ilişkilerle yürüten aktif insanlar var. Sosyal
bilimlerde ancak halkla ilişkilerin egemen ve ortak doğasıyla ilgili yeterince
geçerli açıklamalar getirebiliriz. Bu da öncelikle dürüstlük, vicdan ve elbette
kendini bile soruşturan bilişe ve biçimlenmişliğe sahip beyin ister. Bunlar da
yeterli değildir: Tarih boyu gaddarlığın ve sömürünün egemen olduğu
insanımsılığın, hem insanlığı ortadan kaldırıp hem de insanlık tasladığı en
yüksek seviyedeki sahtekarlık koşullarında, risk almayı ve en azından bazı
maddi ödüllerden yoksun bırakılmayı ve dışlanmayı göze almak gerekir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Dolayısıyla,
halkla ilişkiler dahil tüm örgütlü çıkar yapılarının ve ilişkilerinin
açıklanmasının yanlış olması demek, açıkladığını doğru olarak açıklamadığı
demektir. Ama bu yanlış açıklamalar doğrunun yerine ikame edilerek (veya
doğrunun üzerine oturtularak) geçerli yapıldığında, artık sorun bilimin güç
yapılarının çıkarlarına göre biçimlendirildiği, bilimsel girişimlerin belli güç
yapılarının çıkarlarına hizmet etme yönünde örgütlendiği ve kullanıldığı
gerçeği ile gelen çok daha ciddi bir sorun biçiminde karşımıza çıkar. Bu
nedenle, günümüzün en temel sorunlarından birkaçı: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">(a)
kuramsal yapılardan araştırma ve geliştirme araştırmalarına kadar bilimsel örgütlenmelerin
ve faaliyetlerin şirketlerin kendi içinde oluşturulması ve yürütülmesi,<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">(b)
devlet, ordu ve şirketler işbirliğinde bilimin insanlığın şimdisi ve geleceği
için pek de faydalı olmayan bir şekilde belli çıkarlar için kullanılması, <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">(c)
çoğu üniversite akademik personelinin para kazanmak için şirketlere ve
kurumlara projeler yapma peşinde koşması ve <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">(d)
üniversitelerin işlevsel cehaleti üreten merkezlere dönüştürülmesidir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Özlüce,
öncelikle bilinmesi gerekenlerin başında, kuram ile pratiğin birbirinden ayrı
iki şey olmadığı ve bu ayırımı bilimsel girişimde soyutlama (=öğelerini
belirleyerek ve bu öğeleri anlamak için birbirinden ayırarak ele alma) yoluyla
“anlamak” (bilmek) için<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>olduğu gelir.
Bir o kadar önemli olan, halkla ilişkiler kuramlarının üretilmesinin örgütlü ve
bireysel çıkar yapıları ve güç ilişkileri içinde yapıldığıdır. Bunun anlamı da,
yukarıda özetlediğim gibi, oldukça açıktır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Halkla ilişkilerle ilgili bir konu üzerinde
düşünüldüğünde ve bu düşünce araştırma olarak biçimlendirildiğinde, biz
“herhangi bir kuram kullanmıyoruz” desek veya herhangi bir kuramsal açıklama
getirmesek bile, yazdıklarımız tutarlıysa belli bir kuramsal çerçeve içine
düşecektir; tutarsızsa, büyük olasılıkla birbirini destekleyen ve bazen de
birbiriyle çelişkili kuramları içerecektir. Yani, kuramdan kaçış yoktur, kuramı
bilmesek bile. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla
ilişkileri anlama ve anlatma girişimi kuramsal bir faaliyettir. Bu faaliyeti
kuramsal varsayımları test eden bir araştırmayla yaptığımızda, bu girişim çok
daha anlamlı olur.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Kuramsal
açıklamalar ne üzerine odaklanır? Bu kuramsal açıklamanın üzerinde
odaklandığının kapsamına bağlıdır. Fakat, konu halkla ilişkiler olduğunda, makro
seviyede bir kuramsal açıklama sunma gibi bir iddia geçersizdir, çünkü halkla
ilişkiler bir toplumsal yapı içinde alt seviyelerde yer alan örgütlenmeleri ve
örgütlü faaliyetleri içerir. Bu nedenle, halkla ilişkileri açıklama, ancak
herhangi bir makro seviyedeki kuramsal inşanın bir parçası olabilir. Ya da,
makro seviyede açıklama getiren toplumsal evrim, yapısal işlevsecilik, Marsizm
veya çatışma teorilerinden birini kullanarak halkla ilişkileri ele alıp, o
kuram çerçevesi içinde açıklamalar sunulabilir.<span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bunun bir diğer anlamı da şudur:
Halkla ilişkilerle ilgili olarak mikro kuram (küçük çaplı kuram) inşa
edilebilir. Fakat ekonomik, kültürel ve siyasal yapılar ve ilişkilerle, güç ve
güç ilişkileriyle bağ kurulmaksızın yapılan halkla ilişkileri açıklama, çok
fakir ve yoksul bir kuramsal girişimi anlatır. Sadece faaliyetin görünen
kendisine indirgenerek yapılan bu yoksul anlama ve anlatma işi ya bilinçli
olarak yapılır ya da, çoğu kez yöntem bilimsel ve kuramsal bilgi yetersizliği
nedeniyle bildiğini sanarak bilmeden yapılır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Peki,
halkla ilişkilerle ilgili kuramsal açıklamaya nereden başlamak gerekir? Bu
soruya yanıt şudur: Merak edilen (bilmek istenilen) neyse onunla başlanır. Eğer
bir araştırma yapılacaksa, zaten kuramsal açıklamanın kapsamı, araştırmanın
konusuyla sınırlanmıştır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Eğer
araştırma “halkla ilişkiler kampanyası nasıl yapılır? veya belediyeler halkla
ilişkilerini nasıl yürütmektedir” gibi bir faaliyetin mekaniğinin (yapılış
süreçlerinin) ne olduğunu belirleme ise, zaten böyle bir keşfedici girişimde
herhangi bir kuramın yeri yoktur; ama ille ki bir kuram seçilecekse, bu tür bir
bilme gereksiniminin anlamlılığı ve önemi, o kuramsal çerçeve içinde açıklanabilirse,
herhangi bir kuram seçilebilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Eğer
bilmek istenilen “halkla ilişkilerin halkı nasıl aydınlattığı ve
bilgilendirerek halka kendisi için doğru ve faydalı tercihler sağladığı” gibi (çoğunlukla
geçersiz) bir şey ise, sadece ve sadece halkla ilişkilerin insanlara getirdiği
faydalar varsayımlarıyla gelen kuramsal yaklaşımlardan birini seçmek gerekir. Alternatif
kuramlar, kontrollü/işlevsel alternatif kuram olsa bile, seçilemez, çünkü bu
kuramlar halkla ilişkilerin gördüğü işlevleri “halka sağladıkları faydalar
olduğu” gibi varsayımlardan hareket ederek inşa etmezler.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Eğer
bilmek istenilen halkla ilişkileri “spin” denen ve gerçeği belli çıkarlara
işlevsel olacak biçimde döndürme, bükme ve bu dönüştürmenin neden ve nasıl
yapıldığı ise, artık ana akım kuramları kullanılamaz, çünkü bu kuramların
varsayımları halkla ilişkilerin<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“spin”
yaptıkları görüşünü dışarıda bırakırlar; yani “spin” onların kuramsal
öykülerinin çerçevesi dışındadır. Ama “spin” kavramını ve görüşünü de “spin”
edebilirler (ki, etmektedirler).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Eğer
bilmek istenilen halkla ilişkileri olası en kapsamlı bir şekilde açıklayan bir
kuramsal inşa ise; o zaman, her türdeki kuramlar arasından kendi dünya görüşüne
en uygun olan seçilir veya en uygun olan inşa edilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Kuramsal
açıklamalar hangi tür açıklama olursa olsun, hepsi de hemen hemen aynı konuları
ele alırlar. Farklılık, konuları işlemede ortaya çıkar. Bu dediğim “ortak
konular olması” içine düşmeyen kuramsal açıklamalar, örneğin, her koşulda
“metin” olarak el aldıkları halkla ilişkiler ürünlerini gösterge bilimsel
açıklamasını veya post-yapısal yorumlamasını yapanlardır. Onlar için “yapı”
metindeki inşadır. Onların dışındaki kuramların büyük çoğunluğu için “yapı,” örneğin,
halkla ilişkilerin örgütlenmesini anlatır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla
ilişkilerin anlamlı bir açıklamasını yapan kapsamlı alternatif kuramsal girişim
öncelikle halkla ilişkileri toplumsal üretim ve üretim ilişkileri içine
yerleştirmekle başlar: Bu yerleştirme, bizim halkla ilişkileri aşağıdaki
bağlamlarda doğru olarak kavramamıza, anlamamıza ve anlamlandırmamıza yardımcı
olur:<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; mso-line-height-rule: exactly; text-indent: 21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 39.3pt; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level1 lfo2; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">1.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;"> </span></span></span></b><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Örgütlenme ve örgütlü ilişkilerin
biçimlendirilmesi, amaçları ve ekonomik, siyasal, kültürel sonuçları<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 39.3pt; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level1 lfo2; text-indent: -18.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">a.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkilerin örgütlenmesinin
başlangıcı ve gelişmesi, bu gelişme sırasında halkla ilişkilerin yerel, ulusal
ve uluslararası bağlamlarda örgütsel yapıları ve bu yapıların ve yapılar arası
ilişkilerin kalan, değişen ve eklenen özellikleri;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">b.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkiler pazarı ve bu pazarda
halkla ilişkiler firmalarının kalıcılığı ve sürdürülebilirliği; kalıcılığı
sağlamak için (iflas edip gitmemek için) Türkiye’de halkla ilişkiler yapanların
(ve yaptığını resmi kağıt üzerinde yazanların) sürdürülebilirliklerini nasıl
sağladıkları;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">c.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkiler şirketlerinin müşteri
bulabilme koşulları; bu bağlamda önlerindeki fırsatlar ve engeller; bu
fırsatları ve engelleri kontrol edenler; fırsatlar ve engellerle baş etmede kullanılan
yollar; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">d.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkilerin örgütlü ticari yapı
olarak oluşmasının nedenlerinin halka veya demokrasiye hizmet etmeyle alakalı
olmadığı; güç sahiplerinin kitleleri, oy verenleri, tüketicileri ve
izleyicileri kontrol etme ve yönlendirme gereksinimlerine yanıt olarak
oluşturulup geliştirildiği; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">e.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halka ilişkilerin <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“müşterilerine” hizmet için nasıl örgütlendiği
ve örgüt yapılarının nasıl çeşitlendiği ve geliştirildiği; basit bir acenta
yapısından reklamcılıkla birlikte kapitalist iç ve uluslararası pazarda dev
firmalara dönüşmesi; Türkiye gibi ülkelerde ise, örgütlenme ve varlığını
sürdürme sorunlarıyla cebelleşmesi ve bu sorunlarla birlikte gelen sonuçlar; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">f.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkiler örgütlerinde ürün üretimi
için iş bölümünün oluşturulması ve geliştirmesi; iş ilişkileri, ücret
politikaları ve şirketlerde çalışma koşulları;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">g.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halka ilişkiler şirketlerinin diğer
örgütlü yapılarla olan ilişkileri ve çıkar bağları;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">h.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkilerde “halka ilişkiler ürünü”
veya hizmeti üretmede, emeğin kullanımı yanında, maddi üretim kaynaklarını ve
doğayı kullanımının karakteri ve bunun getirdiği sonuçlar;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">i.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Kurumlarda “halkla ilişkiler bölümü”
olarak örgütlenmesinin koşulları ve bu örgütlenmeni gelişmesi; bu bağlamda Türkiye’deki
durum;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">j.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Uluslararası reklam ve halkla ilişkiler
şirketlerinin Türkiye gibi ülkelere geldiklerinde kurdukları örgütlü
ilişkilerin karakteri ve bunun Türkiye’deki halka ilişkilere getirdikleri ve
götürdükleri;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">k.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Ulus içi ve uluslararası halkla ilişkiler
ile bağıntılı olarak kurulan cemiyetler ve benzeri kuruluşların “nasıl halkla
ilişkilerin halkla ilişkilerini” yaptığı ve bu yapış sürecinde kullanılan
meşrulaştırma ve promosyon politikaları, araçları ve faaliyetleri;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">l.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Halkla
ilişkilerde faaliyetlerden geçerek hem şirketin kendisi için, hem hizmet ettiği
müşterileri için hem de hedef müşteriler, tüketiciler, kullanıcılar, taraftarlar,
taraftar olmayanlar ve oy verenler için yaratılan faydaların bölüşümünün (maddi
kazançların; zenginliğin ve yoksulluğun yaratılmasına katkısının) karakteri ve bu
tür fayda/zarar bölüşümünün doğasının beraberinde getirdiği sonuçlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l1 level1 lfo1; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">m.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Yukarıda halkla ilişkiler şirketleri için
sunduklarım, çeşitli şirketlerin ve kurumların içinde oluşturulan “halkla
ilişkiler departmanları/bölümleri” için de geçerlidir. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Elbette, şirketler ve kurumlar içinde halkla
ilişkiler bölümlerinin kurulması koşulları kendilerine özgü nedenlere göre
oluşacak ve geliştiği için yukarda sunulanlara eklemeler veya çıkarmalar
yapılması gerekebilir. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 39.3pt; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level1 lfo2; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">2.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;"> </span></span></span></b><!--[endif]--><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkilerin maddi ve
manevi/düşünsel olarak neleri, neden ve nasıl ürettiği; bu üretilenlerin
kimlere neler getirdiği ve kimlerden neler götürdüğü<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 39.3pt; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">a.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkiler kampanyalarında
kullanılan faaliyetlerin topluma ve kimlere ne tür sonuçlar (faydalar ve
zararlar) getirdiği;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">b.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkiler ürünlerinin üretimi ve
özellikle içeriğinin ne tür çıkarları nasıl gerçekleştirileceği düşünülerek
biçimlendirildiği (üretim öncesinde üretimin amaçları ve aranan sonuçlar
üzerinde nasıl düşünüldüğü) <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">c.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">“b” şıkkında düşünülenin nasıl halkla
ilişkiler ürünü olarak biçimlendirildiği (ürün üretimi süreçleri ve ilişkileri);<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">d.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkilerde ürün üretimi
düşünüldüğünde ve bu düşünce iletişim ürünü olarak şekillendirilip, medya dahil
çeşitli yollardan geçerek dolaşıma sokulduğunda ve bunun sonucunda, halkla
ilişkilerin başka neler ürettiği (veya üretilmesine katkıda bulunduğu); halkla
ilişkilerin belli düşünce, duygu, ilgi, sevgi, düşmanlık, tercih, beklenti,
ilişki biçimi ve davranış çerçeveleri ve kalıpları içine hapsedilmiş insanlık
koşulunu yaratma ve sürdürmedeki katkıları (varsa, tam aksi yöndeki katkıları);
belli düşünsel ve davranışsal çerçeveler kalıplar içine yerleştirerek sadık izleyicilerin,
tüketicilerin, oy verenlerin ve müşterilerin üretilmesi ve bunun olası
anlamlarının insan ve insanlık için neler olduğu; yaratılan bilişsel ve
vicdansal yoksulluğun geliştirilmesine halkla ilişkiler ne tür katkılar yaptığı;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">e.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Neden benim sıraladığım bu konuları ve
ilgileri okuduğunda çoğu akademisyenin, öğrencinin ve insanın kendini rahatsız
hissettiği ve bu rahatsızlığını bu yazılana ve bunu yazana karşı olumsuz tepki
verdiği; örneğin kendine ekmek verene (onu asgari ücrete mahkum edip sömürene) her
koşulda kulluk duyarlılığıyla doldurulmuş insan, “halkla ilişkiler ve halkla
ilişkilerle ilgili kuruluşlar hakkında bu tür sözleri söyleyeceksen, halkla
ilişkiler alanında ne işin var” gibi tepkilerle,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Amerikalıların deyimiyle “yanlış ağaca
havlaması” (barking up the wrong tree); bu havlamanın nasıl bir havlatma olduğu
(doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovdurtma gibi – dokuz köyden kovma işini, işçi/köylü
sınıfının kiralanmış kısmı ve kiralanmak için can atanları yapması--; aynı
sınıftaki insanları birbirine düşürme gibi); bu havlamanın iş yerlerinde ona
yapılanlara karşı sessiz kalmasıyla ve işten atıldığında kuyruğunu bacağının
arasına sıkıştırıp kös kös ayrılıp gitmesiyle sergilemesi ve “asıl havlaması
gereken ağaca havlamaması”; havlama duygusunu hissetmemesi; hissetse bile
sesini kesip, evdeki karısına, çocuğuna veya kedisine havlaması; en kötüsü de
yaşam boyu içine doldurulan kin ve nefreti “yakın o evi, neden yakmadınız daha”
diye, yanlış ağaca saldırarak ve saldırtarak kusması; bilişsel yoksulluğun
yanında somut olarak karşısında sırıtarak ve çevreye zehir saçarak iş
görenlerin karşısında güçsüzlüğün acizliğin yaratılması; bu acizlerin birbirini
yiyerek ve güçsüzlüğünde birbirine giydikleri, yedikleri, içtikleri,
kullandıkları ve manevi ve benzeri değerler ile caka satarak “bilgiçlik
taslayan cehaletin hunharlığını” birbirine karşı sergilemesi; bu tür koşulların
ve insanlık durumunun yaratılmasında halkla ilişkilerin rolünün neler olduğu;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">f.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkiler faaliyetlerindeki
iletişimsel ve ilişkisel iletişim ürünlerinden geçerek nelerin nasıl temsil
edildiği ve bu temsilin anlamları;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">g.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Tutucu, klasik liberal, liberal çoğulcu ve
benzeri anlatılarda halkla ilişkilerin karakterleriyle ilgili olarak öne
sürülenlerin geçerliliği ve geçersizliği (yukarıda belirtilen kuramların ve
benzerlerinin sunduklarını irdeleme ve böylece hem sunulanların geçerliliğini
hem de sunanların amaçları ve olası çıkar arayışları hakkında çıkarımlarda
bulunma);<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">h.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkilerde etik ve sosyal
sorumluluk gibi iddiaların geçerliliği ve işlevleri; Halkla ilişkiler
faaliyetlerine ve bu faaliyetlerin amaçlarına ve sonuçlarına bakıldığında, halkla
ilişkilerde sorumluluğun ve etiğin neye göre ve nasıl biçimlendiği; etiği ve
sorumluluğu neyin belirlediği ve bu sorumluluk ve etiğin ne tür karakterlere
sahip olduğu; <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">i.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">“Gerçeği değiştiremezsin ama gerçek
hakkındaki imajları değiştirebilirsin”<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>sözünün halkla ilişkilerdeki, halkla ilişkiler faaliyetlerindeki, halkla
ilişkilerde etik ve sosyal sorumluluk ve de etkileşim ve ortak fayda gibi
hepimiz için değerli olan şeylerdeki yerinin ve anlamlarının neler olduğu;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">j.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Medya ile ilgili olarak öne sürülen “halka
hizmet, topluma hizmet, yansızlık/nesnellik, halkın gözü, kulağı ve sesi olma,
özgürlük” gibi şahane anlatıların halkla ilişkilerle ilişkilendirilip
ilişkilendirilmemesi, ilişkilendirmenin/ilişkilendirmemenin nasıl ve neden
yapıldığı/yapılmadığı;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">k.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkilerde profesyonel pratikler
ve bu pratiklerin ideolojik (düşünsel) karakterleri ve bu karakterlerin nasıl
biçimlendiği (biçimlendirildiği) ve bu şekilde/şekillerde oluşmasının hem
örgütsel hem de genel yapısal ve ilişkisel faktörleri;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">l.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkilerde iletişim özgürlüğünün
ne tür şekillendirildiği ve bunun anlamları; halkla ilişkilerde, konu seçme,
kaynak kullanma ve içerik oluşturmada profesyonel özgürlüğün çerçevesi nelere
göre belirlenir ve bunun hem profesyonel hem de genel özgürlük bağlamlarında
getirdiği sonuçlar ve bu sonuçların anlamları;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-left: 2.0cm; mso-add-space: auto; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-list: Ignore;">m.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Siyaset çok kullanılan “demokratik
çoğulculuk” gibi kavramların halkla ilişkilerin örgütlenmesinde, örgüt içi ve
örgüt dışı ilişkilerinde ve faaliyet ve ürün biçimlendirilmesinde yeri
varsa/yoksa, bunun nedenleri ve sonuçları.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 2.0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-add-space: auto; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; mso-list: l0 level2 lfo2; text-autospace: none; text-indent: -14.15pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: Arial-BoldMT;"><span style="mso-list: Ignore;">n.<span style="font-family: "times new roman"; font-stretch: normal; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; line-height: normal;">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Halkla ilişkilerde “içerik kontrolü”
süreçlerinin hangi aşamada başladığı ve hangi aşamalardan geçerek hangi aşamada
bittiği; bu kontrol işini yapanlar; devlet kurumlarının kontrolü ve bu kontrolün
kapsamı ve anlamı; oto-denetim (kendi kendini denetleme) ve bunun anlam ve
sonuçları… </span><span style="font-family: Arial-BoldMT;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 2.0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-add-space: auto; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 2.0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-add-space: auto; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: 1.0cm;">
<b><span style="font-family: Arial-BoldMT;">SONUÇ<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: 1.0cm;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: 1.0cm;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Kuram ele alınan konuda
sistemli ve tutarlı düşünmeyi ve sorgulamayı gerektirir. Halkla ilişkilerde
kuram halkla ilişkilerin çıkıp örgütlenmesini ve gelişmesini belirleyen
koşulları anlamaktan başlayarak, bu örgütlenmenin amaçlarını. ilişkilerini, var
oluş ve gelişme koşullarını nasıl sağladığını, halkla ilişkiler faaliyetinin
neden ve nasıl planlayıp yürütüldüğü, bu plan ve uygulamadaki amaçları ve
sonuçlarını, halkla ilişkilerin topluma ve insana ne amaçlarla neler yaptığını,
“yaşanan koşullar ve ilişkiler gerçeğine ve bu gerçeğin kimler için
şekillendirildiğine bakarak” açıklamaya kadar çeşitlenen inşalarla gelir. Alternatif
kuram inşası ve anlatısının hareket noktası “halkla ilişkiler hakkında kimlerin
ne düşündüğü veya kimlerin ne dediği ve hatta kendimizin ne düşündüğü ve ne
dediği” değildir. Kuramsal anlatının hareket noktası ve anlatının içeriğinin
oluşturulması, halkla ilişkiler denen örgütlenmenin, örgütlü faaliyetlerin,
ürettiği ürünlerin, amaçların, aradıkları sonuçların kendilerine bakarak
çıkartılır. Gerçekler bir örgütün kendisi hakkında söylediklerinde veya örgüt
hakkında söylenende değil; örgütün kendini, ilişkilerini, çıkarlarını,
ürünlerini nasıl ve ne amaçlarla ve sonuçlarla ürettiğinde yatar. Bu nedenle
gerçeği anlamaya çalışan herhangi bir kuramın geçerli anlatı sunup sunmadığını
anlama da, “var olan halkla ilişkiler örgütlenmesi ve faaliyetlerinin
doğasıyla” ne ölçüde örtüşüp örtüşmediğine bakarak anlaşılabilir. Bu bakmanın (kuramsal
açıklamanın) geçerliliği de tutarlı, sistemli ve geçerli bir araştırma tasarımı
inşa edilmesi, uygulanması ve analizi ve değerlendirmelerden geçerek sonuçlar
çıkarmasıyla olabilir. Elbette bir kuramın varsayımlarının (sunduğu
anlatıların) geçerliğinin testi için tek bir araştırma yeterli değildir. Araştırmalarla
ortaya çıkan bilgi birikimi gerektirir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: 1.0cm;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Eğer araştırmalar sonucunda
kuramın bir veya birden fazla varsayımı/anlatısı geçersiz ise, o varsayımlar ve
o varsayımları oluşturan gerekçeler gözden geçirilip düzeltilir ve böylece
kuramsal açıklamalar ile açıklananın doğası arasında örtüşe sağlanır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: 1.0cm;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Eğer araştırmalar sonucunda
kuramın en temel varsayımlarının geçersiz olduğu ortaya çıkarsa, ya o temel
varsayımlar ve gerekçeleri yeniden yazılarak, düzeltme yapılabilecek bir durum
varsa, kapsamlı değişiklikler ile kuram yeniden düzenlenir. Fakat kapsamlı
değişiklikler bile o kuramı kurtaramayacaksa, o kuram terk edilir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: 1.0cm;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Yukarıdaki iki paragrafta
anlattıklarım, kuramla ve yöntem bilimle ilgili olan normal gerçeklerdir. Fakat
belli ailelerin, klanların veya sınıfların egemenliğinin ifadesi olan cemaat,
kavim veya devlet denen yapılarda, işler böyle yürümez ve yürütülmez. Kral
çıplaktır (kral yanlıştır), ama kralın çıplak olduğunu ancak ve ancak örgütlü
yapılardaki ilişkilerin nasıl yürütüldüğünü henüz öğrenmemiş olan bir çocuk
görebilir ve söyleme cesaretini gösterebilir (veya riskleri alan insanlar). O
çocuk söylediğinde de herkes, “aaa, kral çıplakmış” demez; onun yerine o çocuk
azarlanır ve susturulur. O çocuk gerçeği söylememe ile ilgili ilk dersi böylece
almış olur. Çocuk o zaman ve büyüdüğünde susmazsa ne olur? Örneğin “cadı” diye
yakılır, hapse atılır, “yakın evi” diyenler tarafından yakılır. “Yakın o evi”
diyenleri kınayanların, büyük olasılıkla çoğunluğu da fırsat bulduklarında
“yakın o evi diyenleri” “yakma işini” ve “teşvikini” yaparlar. Geçersiz
kuramsal açıklamalar bağlamında ise, kuram kralın ve güçlülerin çıkarına hizmet
ediyorsa, geçerli ilan edilerek yaygın dolaşıma sokulur. Böylece bir de
bakarsınız ki iletişimde ve halkla ilişkilerde bir sürü geçersiz kuramlar ve
geçersiz araştırmalar ve anlatılar etrafta at oynatıyor. Elbette at oynatanlar
maddi ödüllerini alırken, atlar ve at oynatanların taraftarları da manevi
ödülleri kemire kemire (gerektiğinde birbiri yiyerek) rahatlar ve dişlerini
bilerler. (Bir sürü kitap ve araştırma ve de akademisyen yanlış, ama bir İrfan
Erdoğan ve benzeri birkaç kişi doğru mu oluyor yani? Geçersiz, yanlış ve zararlı
olsaydı, üretmezlerdi, anlatmazlardı, söylemezlerdi, dolaşıma sokmazlardı!
Onlar da insan! İblis değil ya!) Şöyle söyleyim: Benim anlattıklarım benim
uydurduğum şeyler değil, positivist bilimin (yani, kapitalizmin biliminin) bile
kurallarının ve yöntemlerinin akademisyenimsi ortamlarda çiğnendiği ve kuşa
döndürüldüğü koşulların bize anlattığı gerçekler.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: 1.0cm;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Akademisyenimsilerin egemen olduğu
ortamlarda, etik, sosyal sorumluluk, dürüstlük, topluma hizmet gibi şeyler olmadığı
için, aynı akademisyenimsiler tarafından en çok konuşulan ve kendilerine mal ettikleri
erdemlerdir. Bu nedenle, akademisyenimsilerin değişme olasılıkları, özellikle
kafası basmayanlar ve çeşitli ilişkiler yoluyla dümenini tıkırında yürütenler
için, sıfırdır. Ancak farklı bir güç yapısı egemen olursa ve onların kalıcılığı
imajı yaygınlaşırsa, o zaman değişirler (hiç alakası yok; aynı dümenlerini aynı
ve benzer şekillerde yeni güç yapılarına yamanarak devam ettirirler; İşte bu
çok başarılı bir halkla ilişkileri anlatır!). Özlüce, akademisyenimsiler ve
halkla ilişkiler işini yapanlar şimdi nasılsalar ondan farklı olamazlar;
olabilselerdi, zaten olurlardı.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: 1.0cm;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Anlamlı sonuçlar için
alternatif yaklaşımların hem kuramsal olarak hem<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>araştırmalar hem de çözümler bağlamında alınması
gereken riskleri alıp ve bazı ödüllerden vazgeçip, ürünler vermesi gerekir. Türkiye’deki
süregetirilen utanç verici koşullarda, bırakın alternatifleri, ana-akım
kuramlar ve araştırmalar bile, Türkiye’de çoğunlukla geçersiz bir şekilde
öğretiliyor ve dolaşıma sokuluyor. Öznel çıkarların tembeller ve çıkarcılar
arası işbirliği ve dayanışma ile gerçekleştirildiği çarpık egemenlik altında, anlamlı
alternatiflerin gelişme olasılıkları kaçınılmaz olarak çeşitli yollar
kullanılarak boğulur. Bu boğma ve boğulmayla bu tür alternatifler bilgiçlik taslayan
akademisyenimsiler tarafından düşman ve geçersiz ilan edilir; bu bağlamda tez
yapmak isteyen öğrencilere, haber veya film yapmak isteyenlere “hak ettikleri
ders” verilir ve böylece başkaları “bu yanlış, kötü, olumsuz, propagandacı,
bölücü” yolu seçme gibi bir gaflete düşmezler. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: 1.0cm;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Beyninin içine yerleştirilmişlerden hareket ederek
değil, gerçek yaşamdan ve yaşamın örgütlenmesinden ve örgütlenmiş yaşamdaki
ilişkilerden hareket ederek düşünen ve soruşturan insan, gerçek anlamıyla
“insan olma” ve “insanca yaşayıp insanca yaşatma” amacına ve hayaline sahip
olabilir. Düşüncesini kendi ve başkalarının düşüncelerine yansıtma yerine,
işlenmiş düşünsel kalıplardan hareket ederek ve bunu kendi öznel çıkarlarıyla
birleştirerek yaşayan insan, daima hem kendinin hem de kendinden olanın düşmanı
olmuştur: Düşmanını ve dostunu bildiğini sanan tarih boyu işlenen cehaletin
bilgiçlik ve insanlık taslaması. Bu iyilik, doğruluk, ahlaklılık ve insanlık
taslayan insanımsılıkta kelle alma, yakma ve yıkma, güçlüye kulluk etme,
güçlüye öykünme, görüntüden ve teşhirden geçerek “kendini bulduğunu” sanıp
maymunlaşma ve benzeri birçok şeyle “normalleştirilmiş halk” arasındaki ve
halka dost ve düşman ÖTEKİLER arasındaki günlük olağan halkla ilişkilerdir. Bu
halkla ilişkiler, örgütlü halkla ilişkilerin de parçası olan yaygın bir “tarih
boyu sürdürülen insanımsıların egemenliklerini yaratıp sürdürdüğü yaşam biçimi
ve yaşam ilişkilerini” anlatır. Dolayısıyla örgütlü halkla ilişkiler ve bu
halkla ilişkilere işlevsel olan kuramlar, bu yaşam biçimi ve yaşam
ilişkilerinin “halkla ilişkileri işini yaparak” para, imtiyaz ve güç gibi
ödüller kazanırlar. Elbette, günümüzdeki egemenlik ve sömürü ilişkilerinde,
yaşamak için para kazanmamız gerekir. Ama para ve güç kazanmak için yaşayan bir
akademisyen, insanımsılığı üreten ve sürekli yeniden üretip geliştiren örgütlü
egemenliğin kırıntıları için satış yapan bir şey olur.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;"><o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: 1.0cm;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Ben bu yazımla sadece alternatif
görüşte olanlar için değil, özellikle dürüstlüğe ve doğruya önem veren farklı
görüşteki herkes için halkla ilişkilerde kuram, kuramsal anlatı ve araştırma
ile ilgili konularda anlamlı gördüğüm bazı düşünsel ve ilişkisel “üretim ipuçları”
vermeye çalıştım. Umarım faydalı olmuşumdur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none;">
<b><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Kaynakça<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;">Cheney, G. & Christensen, L. (2001).
“Organizational identity linkages between internal and external communication”,
In Jablin, F.M. and Putnam, L.L. (eds), The New Handbook of Organizational
Communication, Thousand Oaks, CA: Sage.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span style="font-family: "times new roman" , serif;">Cheney, G. et al (2011) organizational
Communication in an Age fo Globalization. Long grove, Ill: Waveland Press.</span><span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Erdoğan, İ. (2005) Kitle İletişiminde Pozitivist Ampirik Geleneğin
Kuruluşu: Lazarsfeld ve Yönetimsel Araştırmalar. Gazi Üniversitesi İletişim
Dergisi, 20(2): 1-48<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Erdoğan, İ. (2008) Teori ve Pratikte Halkla İlişkiler. Ankara: Erk.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Erdoğan, İ. (2014) Medya teori ve araştırmaları. Ankara: Erk.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Erdoğan, İ. (2018) Diktatörlüğün medyası. Ankara: Pozitif<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Ewen, S. (1996) PR! - A Social History of Spin. N.Y.: Basic Books.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Ewen, S. (2007). Public Relations: Corporate Spin and Propaganda. (An
interview with Stuart Ewen). https://web.archive.org/web/20070502223132/http://www.zmag.org/zmag/articles/barsamianewenmay2000.htm<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Grunig, L.A., Grunig, J.A, and Dozier, D.M. (2002). Excellent Public Relations
and Effective Organizations. New York: Routledge.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Habermas, J. (1979) Communication and Evolution of Society. Boston:
Beacon.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Holtzhausen, D. (2002). “A postmodern critique of public relations theory
and practice”. <i style="mso-bidi-font-style: normal;">South African Journal for Communication
Theory and Research</i> , 28(1):29-38. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Ihlen, Ø., B. van Ruler & M. Fredriksson (2009). Public Relations and
Social Theory: Key figures and concepts, (eds.). New York: Routledge.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Kenny, J. (2016) Excellence Theory and its Critics: A literature review
critiquing Grunig’s strategic management of public relations paradigm. <i style="mso-bidi-font-style: normal;">Asia Pacific Public Relations Journal</i>,
17(2):78-91.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Kumar, D. (2006) Media, Culture, and Society: the Relevance of Marx’s
Dialectical Method. Marksizm and Communication Studies: the Point Is To Change
It. İn: Lee Artz, Steve Macek, and Dana L. Cloud. NY: Peter Lang, 2006. 71-86.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">L’Etang, J. & Pieczka, M. (2006). Public Relations: Critical Debates
and Contemporary Practice. Mahwah, NJ: Lawrence Erlbaum.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Lawniczak, R. (2016) A Post-socialist/communist Perspective: From
Foreign-imposed to Home-grown Transitional Public Relations. In: Jacquie
L'Etang, J., D. McKie, N. Snow, and J. Xifra (eds) “The Routledge Handbook of
Critical Public Relations”, pp. 213-225. N.Y.: Routledge.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">McNamara, J. (2016) Socially Integrating PR and Operationalising an Alternative
Approach. In: Jacquie L'Etang, J., D. McKie, N. Snow, and J. Xifra (eds) “The
Routledge Handbook of Critical Public Relations”, pp. 335-348. N.Y.:Routledge.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">McQuail, D. (1983) Mass Communication Theory. Ca: Sage.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Mosco, V. (2014) To the Cloud: Big Data in a Turbulent World. Boulder,
CO: Paradigm Books.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Schiller, D. (2000) Digital Capitalism. Ca:Sage. S. 396-406.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; margin-left: 21.3pt; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none; text-indent: -21.3pt;">
<span lang="TR" style="font-family: "times new roman" , serif;">Sokal, A. (2008) Beyond the Hoax: Science, Philosophy and Culture. Oxford:
Oxford University Press.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14.0pt; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; mso-line-height-rule: exactly; text-autospace: none;">
<br /></div>
<span style="color: blue; font-family: "calibri" , sans-serif;"><span style="font-size: 14.6667px;"><b></b></span></span>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-78134052049066454052019-10-28T14:19:00.003-07:002020-11-07T12:50:20.096-08:00Kültür Emperyalizmi: Maddi soygunun düşünsel yoksunlukla desteklenişi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4jgJ18foBw1mltHrD-yhH1bWAwGcHKDsSQyadFp0ucrbY7upNG9Rn3_LsftVgsftPtlq5-1qIVysaKZH7g6Kk2iBIdqfQu3ntnC871BRDxDwSd1a1zCAdz2VIC4Zx8TjkeglDz03zcsui/s1600/Uncle%252520Sam%252520Dangling%252520Carrot.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="212" data-original-width="320" height="132" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4jgJ18foBw1mltHrD-yhH1bWAwGcHKDsSQyadFp0ucrbY7upNG9Rn3_LsftVgsftPtlq5-1qIVysaKZH7g6Kk2iBIdqfQu3ntnC871BRDxDwSd1a1zCAdz2VIC4Zx8TjkeglDz03zcsui/s200/Uncle%252520Sam%252520Dangling%252520Carrot.jpg" width="200" /></a></div>
<div style="text-align: right;">
<span style="color: blue; font-size: xx-small;"><a href="https://drive.google.com/file/d/151u_gx-RU4pDdy1gdiUjXTvU2vG8TALC/view?usp=sharing">Okumak ve ind<span id="goog_870132791"></span><span id="goog_870132792"></span>irmek için buraya tıklayın</a></span><br />
<br />
<div style="text-align: left;">
</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültür Emperyalizm: <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Verdana;">Maddi Egemenliğin Düşünsel ile desteklenişi <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Verdana;">İrfan Erdoğan<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="font-size: xx-small;">Teori Dergisi, Eylül 2019, s. 20-27 </span><span style="font-size: 14pt;"><o:p></o:p></span></span></i></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Bildiklerimizin
Geçerliliği Üzerine<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültür emperyalizmi gibi bir konuyu
gereği gibi anlayabilmeyi engelleyen en temel koşullardan biri de (aslında her
şeyde olduğu gibi) bildiğimizi soruşturmayı asla akla getirmemektir. Hatta en
kötüsü de soruşturmayı gereksiz görmek, günah saymak, suçlu hissetmek gibi
“içimizde taşıdığımız temelsiz düşünceler, duygular ve inançlardır”. Kendini,
ilişkilerini ve dışını soruşturmanın bittiği yerde, insan olma da hızla ortadan
kalkar. Elbette çok daha önce ortadan kalkmadıysa ve kendini insan sayan (he de
diğer insanlardan daha insan sayan) insanımsılardan biri değilsek. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Elbette insanla, örgütlü yapılar ve
ilişkilerle bildiklerimizin (bilincimizde yerleşmiş olanların) hepsinin doğru
ve hepsinin yanlış olma olasılığı yoktur. Doğruyu ve yanlışı belirleyen gerçek
belirleyici ana birim bildiklerimizin tekabül ettiği her neyse onun doğasıyla
örtüşmesidir: Açıkladığı/anlamlandırdığı neyse onu ne ölçüde geçerli olarak
açıkladığıdır. Bunun anlamı da şudur: Açıkladığının doğasıyla ne ölçüde
örtüştüğü düşüncemizin ve açıkladığımızın geçerliliğini gösterir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 42.55pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültür,
emperyalizm ve kültürel emperyalizm<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Konumuz “kültür” “emperyalizmi”
olduğu için, soruşturmayı bu bağlamda yaparak işe başlayalım: Bize öğretilen “kültür
anlayışı” gerçekten de kültürü mü açıklıyor yoksa çarpık egemenliklerin çarpık
davranış biliş ve davranış yönetimini mi anlatıyor? “Maganda kültürü ve
kültürsüz gibi kavramlarla gelen ve insanları/grupları kötüleme ve aşağılama
gibi değer yargılarına sahip bir kültür anlayışı geçersizdir. Aynı zamanda
insan ilişkilerinde sömürüyü, emperyalizmi, “böl, birbirine düşür ve yönet”
biçimindeki kimlik politikalarını destekleyen bir karaktere sahiptir. Kültür en
yalın şekliyle, örgütlü yaşamda (toplumda) insanların kendilerini
gerçekleştirme tarzlarını anlatır. Biraz daha açıklayayım: Kültür insanın
düşünsel, duygusal, vicdansal, inançsal ve maddesel olarak neden ve nasıl
ürettiğini anlatır. İnsanın kendini neden ve nasıl ürettiğinin elbette
sonuçları olacaktır. Bu sonuçlar maddi ürünler ve maddi olmayan ama hem maddi
olanı hem de maddi olmayanı anlamlandıran düşünsel ve duygusal ürünlerdir. Dikkat
edersek, maddi olmayana “ideoloji” demiyorum, çünkü “ideoloji” kavramı hem
sadece düşünceye indirgenmiştir hem de egemen pratikler yoluyla ciddi şekilde
çarpıtılmıştır. Onun yerine “maddi olmayan” diyorum ve böylece içine
düşünceleri, duyguları, inançları, vicdanı, beklentileri, sevileri, tercihleri
ve akla gelen diğer beyne işlenen her şeyi (dolayısıyla, tüm bunların egemen
güçler ve onlara hizmet edenler tarafından işlenmesini) içerecek biçimde kullanıyorum.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültür farklılığı kendini maddi ve
maddi olmayan biçimlerde üretim farklılığıdır. Bu üretim farklılığı, ekonomik,
siyasal ve diğer tüm ilişkilerde egemenliklerin ve mücadelelerin dinamik
doğasını belirler. Kendi koşulları üzerinde düşünüp o koşulları değiştirme
çabası sergilemeyenler (ve sergilemesi engellenenler), kaçınılmaz olarak bu
çabaya giren ve üretimi kontrol edenlerin egemenliği altına gireceklerdir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Gelelim emperyalizme; Emperyalizm
imparatorluklar (devletlerarası) makro-ekonomik ilişkilerin belli koşullardaki
karakterini anlatır. Bu kavrama “kültür” kavramı eklendiğinde, makro seviyede
“kültürel emperyalizm” demek, eski doğrudan sömürgecilik koşullarında,
sömürgedeki yönetici/üst kademedeki güçlerin (işbirlikçi yöneten sınıfın) sömüren
gücün yönetim, düşünce ve ilişki tarzını benimsemesi ve yaşamında uygulaması
demektir. Yeni-sömürgecilikte ise, bu benimsemeye, bir taraftan Amerika
karşıtlığı ve milliyetçilik taslarken, aynı zamanda “meclis start aldı” gibi
melez bir dil ve duyarlılık taşıyan (savunduğu kimlik ile pazarladığı kimlik
arasında ciddi çelişki olan) siyasetçiler ve aydınlar katılır. Bu da yeterli
değildir: kendini sömüren ve ezene öykünerek yaşayan ve kendi değerini “göğsünde
İngilizce sloganlar sergileyen” giysilerde bulan nesiller de buna eklenir.
Böylece, günümüz kültürel emperyalizmi, “küresel sermayenin mal ve
hizmetleriyle “kafa bulan” ve “kendini gerçekleştiren” kitleleri de içeren bir
karaktere sahip olur.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültür Emperyalizmi ve Maddi Sömürü Düzeni Bağı<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültür emperyalizmi maddi ilişkiler
ve meşrulaştırılmış soygun yapılarının bütünleşik bir parçasıdır. Eski
sömürgecilerin günümüzdeki gibi geniş çaplı bir biliş ve davranış yönetimine
gereksinimleri yoktu. Günümüz emperyalizminde sermayenin diktatörlüğü birbirini
tamamlayan iki ana bağdan geçerek gerçekleştirilir: (1) özel mülkiyet
ilişkileriyle meşrulaştırılmış gasp, soygun, vurgun ve terörizm yoluyla
kitleleri kendilerinin en temel ihtiyaçlarını bile üretme koşullarından mahrum
edilmesi; (2) Maddi yaşamını üretme koşullarından mahrum edilerek “çalışıyorsa
ücretli köle” ve “çalışmıyorsa işsiz serbest köle” durumuna düşürülmüş kitlelere,
belli amaçlara hizmet eden kültürün işlenmesi. Bu işleme ile hem maddi
ilişkiler düzeni meşrulaştırılır ve desteklenir hem de bu egemen düzenin
düşünsel ve duygusal dünyası kendini yeniden üretir. Bu işlenen yaşam ve ilişki
kültürü yoluyla, bu kitlelerin bireyinin “ücretli köle veya serbest köle”
kavramını kullananlara düşman kesilmesini ve sömürü ve vurgun düzeni ile özgürlük,
demokrasi, insan hakları, fırsat eşitliği gibi insanların özlediği her şey
arasında olumlu bağ kurması sağlanır. Elbette, güçlüysen çalabilirsin” ve “kısa
yoldan köşeyi dönme” gibi haksız kazanç elde etme de genel geçer yapılır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Dikkat edersek, kültür emperyalizmi
yoluyla hem maddi düzen hem de düşünsel düzen desteklenir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Şunu da unutmayalım: Maddi düzeni destekleyen
kültürel çıktıların üretilmesi gerekir. Bu da karşımıza Hollywood’dan “team
park” ve cepte internet denen, kitlelerin eline kuru ekmeği verip gece gündüz
nerede olurlarsa olsunlar cep telefonu kullanarak sirke gönderme işinde,
kapitalizmin “imtiyazlı ücretli köleleri” kapitalist soygunda ve talanda
Romalıları yaya bırakacak gelişmeler sağladı. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültür Emperyalizminde Politika Oluşturma <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültür
emperyalizminin politikaları tek merkezli oluşturulan politikalar değildir. Çok
merkezlidir. Bu politikaları planlı bir şekilde oluşturanların başında, bu işi
ciddi şekilde ele alan ve devletlerden ve özel kuruluşlardan dudak uçuklatacak
miktarda paralar alan “düşünme biçimlendirme örgütleri” (örneğin think tanks)
gelir. Onların dışından devlet kurumları iletişim politikaları, medya
politikaları ve eğitim politikalarıyla bu işi planlı olarak düzenler ve
desteklerler. Bu güçlerden sonar gelenler, oluşturmadan çok, ürettikleri
ürünler ve ilişkiler yoluyla bu politikaların dolaşımda tutulması, yayılması ve
benimsetilmesi işini görürler. Örneğin, “Üniversite Radyosu” biçiminde
oluşturulmuş ve sürekli yabancı müzik yayınlayan ve üniversitedeki eğitime katkıda
bulunma gibi hiçbir faaliyeti olmayan radyolar böyledir. Dinleyicilerin hemen
hepsinin sabit gelirli çalışanlar, emekliler veya işsizlerin olduğu radyoların
bazılarının spikerlerinin “bol kazançlar” dileğiyle programlarını kapatması,
düşünsel ve vicdansal dumura uğratılmış bireysel seviyenin örgütlü yayından
geçerek “kendinin ve geçerli<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>sandığı bir
çok işlevsel ahmaklıklardan birini yayması da böyledir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültürel
emperyalist politikalar hep bizim için değerli olanları kendine mal ederek iş
görür: Demokrasi, özgürlük insan haklarını sürekli çiğnedikleri ve dünyada her
yerde terör estirdikleri halde tüm bu özlenen ve aranan şeyleri gasp ederler.
Siz hiç iş bulamama terörü, işini kaybetme terörü, aç kalma terörü, sokağa
düşme terörü yaşadınız mı? Kötü olan ve tehlikeli olan her şey de, tesadüf
olmalı, hep Amerika ve Batı Avrupa dünyasının düşman ilan ettikleri oluyor.
İşte bu tür politikalardan biri de kimlik politikalarıdır. Kimlik politikaları
emperyalizmin böl, güçsüzleştir, birbirine düşür ve kolayca yönet
politikalarının en gözde olanlarından biridir günümüzde. Feminist Burjuva
feminizmi ile kadın erkeğe düşman edilir, erkek dışlanır, aşağılanır. İnanca
dayanan kimlik politikalarıyla örgütlü dinler ve tarikatlar arası çatışma
işlenir ve bu işleme de çoğu kez “dinler arası diyalog”<span style="mso-tab-count: 1;"> </span> gibi söylemler ile yapılır. “Savulun Lan Gavur Batı, biz
geliyoruz, Müslümanlığı dünyaya hakim kılacağız” diyen düşünsel ve duygusal sefiller
beslenir ki hıristiyanlarda da aynı duygular yoğunlaştırılsın ve kendi dilini
konuşan birine “bu ülkede bizim dilimizi konuşun” diye saldırtılsın. Sporla
ilgili kimlik politikalarında tanrı tutar gibi spor kulübü tutma ve seyirci
kitleler arasında kavga ve düşmanlık işleme işi, örneğin, seyirciler stadyumda
düşman gruplar olarak yerleştirilerek ve medyada sürekli olarak “futbol
holiganları” gibi haberler verilerek desteklenir. Alt-kimlikler ve
üst-kimlikler diye ayırımlar yaparak ve insanlardan belli davranışlar
işleyerek, mümkün olduğu kadar çok düşman veya rakip kimlikler oluşturulur. Bu,
müzik alanı da dahil yaşamın her alanında yapılır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; mso-bidi-font-family: Verdana;">Bu politikalarla
ekonomi alanında, biliş ve bilinçlerde var olanlara yoğunlaştırıcı vurgu yapılır;
var olan ama işlevsel olmayan her şeyi marjinalleştirilir, kötü ve istenmeyen
yapılır; var olan değersizleştirilir ve yerine “belli çıkarlara işlevsel olan
yenileri” yaratılıp dolaşıma sokulur; şirketler ve şirketlerin devleti için
bireye kadar inen bir sürü sahte değerler yaratılır; böylece şirketler
dünyasının insanı ve dünyayı paçavra haline getiren ve kullanıp atan iğrenç ve
hastalıklı beyninin ve vicdanının kopyaları kitlelerin beyinlerine ve
vicdanlarına işlenir. Öyle ki, kendini özgür sanan bireyler, çalışıyorsa
ücretli köleliğinde veya çalışmıyorsa serbest-mutlak köleliğinde birbirine
karşı özgürlük taslarlar. Aralarından birileri özgürlükleri yok eden ve insanın
karnını doyurma olanaklarını bile elinden alan ve doğayı mahveden
insanımsıların yaptıklarına ve yapmadıklarına karşı çıktığında, insanımsıların
insanımsılığını korumak için bu özgürlük vesaire taslayan sefiller
"özgürlük ve diğer bazı soyut şeyler adına" karşı çıkanları ezme,
gazlama, kurşunlama, hasetme ve asma işini zevkle ve çoşkuyla yaparlar. Aferin
bile almazlar, eğer bu sırada ölmezlerse. Bu özgürlük vesaire taslayan
sefillerin en yüksek seviyede alçalmışları olan eğitim ve medya
profesyonellerinin asla söylemediği gerçeği, örneğin, bu insanımsılığı ekonomik
alanda sürdürenlerden bazıları bazen söylerler: Her yıl on binleri geçen
grevler ve başkaldırılar karşısında, insan mı yoksa insanımsı mı olduğunu
bilmediğim bir gazeteci, Amerikan demiryolu kralı Jay Gould'da basit bir soru
soruyor: Bu durum hakkında ne düşünüyorsun?. Gould, bize filozof ve bilim adamı
diye kakalanan Avrupalıların ve onların Türkiye gibi ülkelerdeki
ezberci-maymunlarının düşünemediği (günümüzde de yoğun bir şekilde sürdürülen)
tarihsel gerçeği çok yalın ve açık bir şekilde açıklıyor: "Gerekirse, işçi
sınıfının yarısını, diğer yarısını öldürtmek için kiralarım". Bu işi zaten
Tarih boyu ordusuyla, polisiyle ve diğer "güvenlik" örgütleriyle
yapıyorlardı; Gould zamanında da yaptılar ve günümüzde de yapmaya devam
etmektedirler. Katil kapitalistlerden biri olan Gould'u, bu sözü nedeniyle
"komünist misin lan? Bölücü müsün sen?" diye kimse hapse atmadı,
dövmedi, katletmedi, suçlamadı. Ama bu sözü o gazeteci söyleseydi, o
gazetecinin başına gelebilecekleri herhalde tahmin edebilirsiniz. Burada,
emperyalizmin ve kapitalizmin (adı ne olursa olsun fark etmez, şimdiye kadar
kurulmuş her soyguncu egemenliğin) biliş ve davranış yönetimiyle gelen bir
gerçeği daha sırıtır: Güçsüzleştirilmişler güçlülere karşı olumsuz bir sözel
veya başka türlü davranışta bulunursa, kiralanmış ve kiralanmamış diğer
güçsüzler tarafından, dövülmez, linç edilmez veya katledilmezlerse,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>en azından "doğruyu söyleyeni dokuz
köyden kovarlar" sözüyle tanımlanacak karşıtlıkla yüz yüze gelirler. Bu
“öykündüklerine ve efendilerine dil uzatana haddini bildirme” işinde, güçlü
suçlular orada değildir; onlar insan hakları ve çevre koruma gibi iki-yüzlülüklerini
kanıtlayan toplantılarda, yemeklerde ve seyahatlerdedir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<b style="text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 14pt; line-height: 107%;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<b style="text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 14pt; line-height: 107%;">Emperyalist Kültürü Üretenler, </span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: .0001pt; margin-bottom: 0cm; mso-layout-grid-align: none; tab-stops: 16.0pt; text-align: justify; text-autospace: none; text-indent: 42.55pt;">
<b style="text-indent: 42.55pt;"><span lang="TR" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 14pt; line-height: 107%;">Yayanlar ve Yaygınlaştıranlar</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Yukarıda anlatıdan da kolayca
çıkarabileceğimiz gibi, kültürel emperyalizm günün 24 saati üretilen ve yeniden-üretileni
anlatır: Üretilenler temel olarak somutu destekleyen soyut olan her şeydir:
Elbette tarihsel olarak, egemenliğin sürekliliğini sağlamaya yardım işinde
“somut için soyutu üretenlerin” başında örgütlü din, örgütlü siyaset, örgütlü
ticaret (endüstriyel yapılar), örgütlü kültür ve örgütlü eğlence gelir. Tüm bu
örgütlü soygun ve gerektiğinde de katliam (doğanın katliamı dahil) işini
yapanların en gözde araçları da iletişim araçlarıdır. Bu araçların günümüzde
başında da medya denenler gelir. Bu medya denenlerin önde gelenleri ise, bildiğimiz
gibi, internet ortamı, televizyon, radyo ve özellikle gençlerin gözde aracı cep
telefonu gelir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Sinema, televizyon, radyo, gazete, dergi, reklamcılık ve halkla
ilişkiler endüstrileri hem kendilerinin öznel çıkarları için hem de kendilerini
ortaya çıkaran ve destekleyen genel sistem için yaygın biliş, düşünce, duygu,
inanç, beklenti, tercih ve davranış yönetimi (kültürel sömürünün ve kültürel
emperyalizmin düşünsel üretimi ve dolaşıma sokulması) işini yaparlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültürel emperyalizmi destekleyen
düşünce, duygu ve davranış biçimlerinin örgütlü üretimi ve çeşitli medya
yoluyla dolaşıma sokulması “insan biçimlendirme” sürecinin başlangıcıdır. Bu
sürecin dolaşımda kişiler arası ilişkilerden geçerek çoğaltılması ve yaygınlaştırılması
gerekir. Bu işi de bizler giydiklerimiz, yediklerimiz, içtiklerimiz,
sevdiklerimiz, sevmediklerimiz, tercihlerimiz ile gündelik hayatta
sergilediğimiz her şeyle yaparız: Biz bu sergilediklerimizle, kültürel
emperyalizmin hem tüketen taşıyıcıları hem de bireysel ilişkilerden geçerek
yaygınlaşmasını sağlayan “iletenleriyiz”, “iki ayaklı yürüyen reklam
tahtalarıyız”; en yakınımızı bile etkilemek için çeşitli baskılar kullanan “kapitalizmin
yayıcı-ajanlarıyız”; “yaydıklarımız ve tercihlerimiz ve yaşam biçimimizle
endüstriyel yapıların sadık maymunlarıyız: “Herkesin kendi düşüncesi kendine aittir”
veya “herkes düşünce ve ifade özgürlüğüne sahiptir” diye bilgiçlik taslayan (ne
dediğini bildiğini sanan) maymun. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Elbette bu “biz” dediklerime ben ve sen
asla dahil değiliz! <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">İstesek de istemesek de değişen
ölçüde dahil olmak zorundayız, çünkü, yaşamak için yemek, içmek, giyinmek ve
çalışmak zorundayız. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Neyin, nerede, hangi koşullarda ve
nasıl üretileceğine karar veremeyen biz kitleler, o ürünlerin üretimini yapan
emeğiz. Dolayısıyla üretilenin doğasına karar veremesek bile, toplumsal maddi
ve maddi olmayan üretimi emeğimizle gerçekleştirdiğimiz için (kapitalist düzen
bizsiz üretim yapamaz, otomasyon gelişse bile), sevelim veya sevmeyelim, o üretilenler,
maddi faydasının büyük kısmı ürettirenler tarafından gasp-edilmesine rağmen,
hala toplumsal ürünlerdir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Dolayısıyla, çözüm ancak egemen
üretimin tarzlarının insana ve doğaya zarar vermeyecek biçimde, insanı insanlıktan
çıkaran ve yoksun ve yoksul bırakan sonuçları getirmemesi biçiminde
değiştirilmesi üzerinde değiştirilmesi için mücadele vermeyi gerektirir. Böyle
bir amaca ve isteğe “hayır” demek ve “karşı çıkmak” ancak iki ayaklı insanımsı
olmayı gerektirir; ne yazık ki bu iki ayaklı insanımsıların egemenliğinde, insanlık
tarihi kötülüklerin, sefilleştirmenin, yoksul ve yoksun bırakmanın tarihi
olmuştur ve olmaya devam etmektedir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Dikkat edersek, kültürel emperyalizm
veya kültürel sömürü belli düşünsel, duygusal, inançsal, vicdansal ve ilişkisel
dünya inşa eder. Bu inşa o denli güçlüdür ki ilk okuldan başlayarak durmadan
tarih kitaplarında “savaşlar, nedenleri ve anlaşmalar” okur ve ezberleriz.
Aklımıza hiç bir zaman “savaşla kimler ne kazanıyor, ne kaybediyor, bunu savaşa
katılarak ölenler ve öldürenler ve geri kalanları için anlamı ve sonuçları ne”
gibi sorular gelmez. Temel nedeni, biliş, düşünce ve duygu yönetimiyle oluşan
“bilinç çerçevelenmesi (beynin biçimlenmesi) ile ilgilidir. Bunu bireyin, aynı
ortamda ve ilişkiler yapısında kırabilmesi düşünülemez, çünkü kırabilmesi için,
örneğin, inandığı doğruyu ve herhangi bir ilişkiyi, “kendini-haklı çıkaran
sahte soruşturma ötesine geçip, soruşturması gerekir ya da bir şekilde onu
meşrulaştırma yapamayacağı soruşturmaya iten bir şeylerin olması gerekir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültürel Emperyalizmin Dili <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültür emperyalizminin dili bir şeyin
iyi ve faydalı olduğunu dinleyene işleyen, medya profesyoneli, reklamcı,
akademisyen, meşhur ve güvenilir kılığındaki iki yüzlü dolandırıcının dilidir.
Bu dil, bize sanki bizimmiş gibi, bizim içinmiş gibi ve iyiyi, doğruyu ve
haklıyı sunuyormuş gibi görünür. Bu sahtekar dillilerin çoğu kez yüzü güleçtir,
sözleri olumludur, vaatleri bizi heyecanlandırır. Bizi notla, işsizlikle, işten
atmakla korkutan terörlerini, ölçme ve değerlendirme olarak sunarlar.
Bazılarının yüzleri ve dilleri ancak “düşman” hakkında konuşurken hırçınlaşır.
Bize “sen sensin, senden daha değerlisi ve iyisi yoktur” denir önce. Hemen ardından
da “ama değerini korumak veya kendini daha değerli yapmak için, şunları almalı,
şunları sürmeli, giymeli, takınmalı, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>şunları
şuralarda yemeli ve içmelisin” denir. Bu “deme” bazen en yakın arkadaşımız
yolşyula söylenir.. Bu satın alma, kullanma ve benimsemeyle biz sürekli
tekrarlanan bir doyumsuzluk ve yetersizlik döngüsü içine sokuluruz: Dönme
dolaptayız, dolap döndürülüyor, inmeyi bile düşünemeyiz; düşünenlerin de vay
haline.” Özel teşebbüs sisteminin kirli işlerini yönetmek için birbiriyle
yarışa girenlerin bizi yalanlarla doldurduğu seçim sistemi, demokrasi ve
özgürlük olarak yutturulur. “Sen her şeysin, sen tüketen kralsın, sen
izlemezsen biz olamayız, biz senin isteklerini yerine getiren ve sana hizmet
vereniz; sana daha iyi hizmet vermek için, (seni daha iyi soymak için), esnek
üretimi getirdik; senin tercihlerin için ürün farklılaşmalarını getirdik;
çoğulcu demokrasiyi oluşturduk; (ne kadar yer üstü ve yer altı zenginlikler
varsa onları yabancı sermayeye ve işbirlikçilerine, elbette kendi avantamızı da
alarak peşkeş çekerek) özelleştirmeler yoluyla devlet denen baskıcı güçten seni
kurtardık; (Parantez içinde laf sokan bölücülere, teröristlere, birlik ve
dirliğimizi bozanlara sakın kulak asma; onları biz ceplerinden vurarak hallederiz);
bak, daha dün 50 kuruş olan domatesi şimdi 6.99 liraya yiyorsun; bu, kişi
başına düşen gelirin arttığını ve refah seviyemizin ciddi şekilde yükseldiğini
gösterir. Kısaca, bu sahtekar, düzenbaz, dolandırıcı, iki yüzlü ve çatal dilli
egemenliği sürdürme diline binlerce örnekler verebiliriz.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültürel emperyalizmin dili
gerçekleri çarpıtır. Gerçeğin yerine sahte gerçekmiş gibi poz atarak dolaşır.
Doğrunun yerini yalan alır. İyinin yerine iyilik taslayan kötü yerleştirilir.
İlişkisel gerçekler yozlaştırılır ve uydurular ilişkisel gerçekleri temsil
etmeye başlar. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kültürel emperyalizmin dili kendine
işlevsel olmayan kavramları, yok sayabilirse ve gizleyebilirse, dolaşımdan
kaldırır. Dolaşımdan kaldıramıyorsa, olumsuz anlamlar yükleyerek
yeniden-dolaşıma sokar. Ben New York’ta bir derste tahtaya 20 kelime yazdım
(örneğin indoctrination) ve öğrencilere bunları bilip bilmediklerini, duyup
duymadıklarını sordum. Yanıt bilmiyorlar ve hiç duymamışlar.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Microsoft Word programında boyunsunma,
sefilleştirme ve insanımsı gibi kavramları yazın ve bakın bakalım dilbilgisinde
(veya eş anlamlılarda) bu tür kavramlar var mı? New York kütüphanelerinde,
Marks ve Marksizmle ilgili kitaplar bilgisayarda var görünür, ama rafta yoktur;
sorduğunuzda “bir okuyucunun aldığı” söylenir. Aslında o kitaplar birileri
tarafından bir şekilde dolaşımdan fiilen kaldırılmıştır. Türkiye’de? <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Birkaç örnekle devam edelim:
Emperyalizmin bittiği onun yerine “herkesin birlikte karşılıklı bağımlılık içinde
yaşadığı küresel bir dünyanın aldığı” işlenir. Ama bu işlemede küresel dünyanın
emperyalist güçlerin ve onların işbirlikçilerinin dünyası olduğu söylenmez. Bu
ve, örneğin, kültürler arası diyalog gibi saçmalıklar biliş ve davranış
yönetiminden geçerek egemenlikleri pekiştirme yollarıdır. Zaten insanlar tarih
boyu savaş dahil çeşitli biçimlerde birbiriyle ilişkide bulunmuştur. Bunun bir
anlamı da kültürler arası ilişkinin kaçınılmazlığıdır. “Kültürler/medeniyetler
arası diyalog” gibi şeylerden bahsetmek, diplomatik ve siyasal biliş işleme
dilidir. Aslında, “diyalog“(karşılıklı) konuşma” veya “birbirini anlama”
değildir. Diyalogun olması için tarafların hepsinin de ilişkiyi/iletişimi
başlatabilme, sürdürebilme, durdurabilme, içeriğini, konusunu ve amacını
değiştirebilme olanaklarına ve haklarına sahip olması ve bunlara kullanabilmesi
gerekir. Aksi taktirde, o konuşma veya ilişki egemenlik ve mücadele
ilişkisidir, dostça veya düşmanca olsa bile. Amerikan yöneticileri ve
uluslararası şirketler ile Türkiye yöneticileri ve şirketleri arasında
“kültürel diyalog” yoktur ve “farklılıklarla bir arada yaşama” diyaloğu değil,
kültürel sömürüyü, kültürel egemenliği, kültürel emperyalizmi anlatır.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Soyut Saçmalıklarla Desteklenen Egemenlik <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Dolayısıyla, “kültür insanın kendini
maddi ve maddi olmayan biçimlerde nasıl yeniden-ürettiğini hecelediği için,
“kültürsüzlük” (veya iletişimsizlik), “kültürel farklılıklar” ve “medeniyetler
arası diyalog” gibi kavramlar basit saçmalıklardır. Bu saçmalıkların merkezine
yerleştirilmiş olan ve insanımsılığı heceleyen bir kaç örnek verelim:
“kapitalizmin köleliğe son vermesi”; istilacıların Demokrasi ve özgürlük
sevdalısı olması; bir sınıfın diktatörlüğünü temsi eden) hukuk devleti; oyla
seçilen temsilcilerin, (bir yandan “biz çevremizde bu katil şirketleri
istemiyoruz” diye iradelerini açıkça dile getiren halkı gazlatırken, yüksek
basınçlı suyla yıkatırken, kurşunlatırken ve hapse attırırken, uluslararası
şirketlerin ve yerel şirketlerin soygunundan avantalarını alırken, öte yandan
da), halkın iradesini temsil etmesi (Tarihin hiçbir döneminde, çok ender birkaç
istisna dışında, yöneten güçler halk için yönetmemişlerdir; kendileri ve
kendilerini var eden sistemin sahipleri için yönetmişlerdir); “ben devletim” düşüncesine
sahip potansiyel katillerin beslenmesi; Batı’nın demokrasinin beşiği olması”,
Amerika’nın dünya’da “demokrasi ve özgürlük getirmesi (bunu pek yutan yok
artık); bir zamanlar Nikaragua’yı kurtarmak için savaşan özgürlük savaşçısı
Johny’ler ve şimdi de Suriye’ye özgürlük getirmek için savaşan “özgürlük
savaşçıları”; endüstriyel yapıların ürettikleri, özellikle “mevsimlik
sürüleştirme” işi yapan moda endüstrilerinin ürettikleri içinden seçtikleriyle
“bireysel özgürlük, bireysel ifade ve kendi modasını kendisi yaratan (ve
endüstrilerin maymunu olduğunun farkında bile olmayan) “çoğulcu demokrasinin
özgür bireyi; 4 veya beş yılda oy vermeye indirgenen “demokrasi”; internette
laf söylemeyle oluşan “katılımcı demokrasi”; tüketimdeki nicel çokluğu “çoğulcu
demokrasi” ve “fırsat çokluğu” ve de fırsat eşitliği varlığı (iddiası); aynı
vurguların ritmik farklılığıyla yenilik ve değişim iddia eden popüler kültür ve
birçok diğer şahane, çekici, özlenen, öykünülen, peşinden gidilen, deli gibi
korunan düşünsel saçmalıklar. Bu düşünsel saçmalıklar, maddi sömürü düzeninin
egemenliğini ve sürekliliğini sağlamasının tarih boyu garantisi olmuşlardır. Bu
garantileme de, maddi olarak yoksun ve yoksul bırakmayla desteklenmiştir: Maddi
hiçbir değere ve zenginliğe sahip olmayanlar manevi soyut zenginlikler,
değerler ve hayal olan hayaller ile doldururlar. Bu nedenle ki, eskiden Tom
Miks, Texas, Zagor ve Süpermen ve de kılıcını bir sallayışta ve bir haykırışta
binlerce kafiri telef eden Hz Ali ve benzeri hikayelerle beslenenlerin, şimdi
bu meşgalelerden çok daha güçlü ve yaygın olan cep telefonu ve internet ile
gelen meşgalelerle zaman harcayanların (aslında hayatını harcayanların) bana ve
benim gibi açıklamalarla gelenlere düşman olması ve düşman edilmesi
kaçınılmazdır: Avunmaları için onlara bahşedilen ve sömürenlere hizmet eden
hayaller/soyutlar onların hayatlarına anlam verdikleri şeyler. Tek sahip
oldukları, aslında onların olmayan değerler ve inançlar soyutları, “kötü,
zararlı, sömürgenlerin sömürü araçları” gibi sözlerle eleştiremezsin.
Vazgeçebilmeleri için, düşünsel alışkanlıklarını ve tarzlarını değiştirmelerini
sağlayan bir şeylerin olması ve “bir zamanlar hayal olan şeyleri düşlüyordum,
şimdi gerçekleri düşlemeye başladık” diyebilecek değişim beklentilerinin
oluşması gerek.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Asla unutmayalım, dünya bu tür saçmalıkların
yaygın egemenliğiyle desteklenen maddi soyguncular tarafından yönetilmektedir:
Tarih boyu köle, yarı köle, özgür ve halk gibi isimlerle adlandırılan
insanlara, “egemen bir azınlığın somut çıkarlarını destekleyen soyut ve çoğu
kez ulvi duygularla beslenen insanımsı değerler” işlenmiştir; bu değerlerin de
yardımıyla insanlar kolayca yönetilmiş, birbirine düşürülmüş, birbirini yemiş
ve yemeye de devam etmektedir: Suriye’de ve başka yerlerde soyut bir şeyler
adına katliam yapan Dünyayı sömürenlerin ve onların işbirlikçisi güçlerin demokrasi
savaşçısı, özgürlük savaşçısı, terörist gibi isimlerle isimlendirilen yoksul ve
sefil katil sürüleri buna en somut örnektir: Soyutu haykırarak ve bu sırada ona
ödül olarak verilen anlık talan, katliam ve soygun ile gelen güç duygusunu da
tadarak, kendi gibi diğer sefilleştirilmişleri de öldürme ve onlar tarafından
öldürülme ötesine asla geçemezler; çünkü asıl somutu alanlar ve paylaşanlar
orada savaş alanında değildir; onlar ekonomik savaş alanında zenginliklerini ve
güçlerini pekiştirme ve yaygınlaştırma yarışı içindedirler: Piyonlar onlar için
ölür, ama devlet kursalar bile, örgütlü yapılarda yerleştirildikleri çeşitli
seviyelerde birbirine yiyen piyonluklarına devam ederler: Pastayı paylaşan
egemen güç düzenindeki ilişkiler yapısı buna izin vermez. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Son Sözler<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">İlginç bir ülkede yaşıyoruz (olumsuz
anlamda ilginç): Egemen bilinç yönetiminin ve kültür emperyalizminin kendine kolayca
yayılma ve benimsenme ortamı bulduğu bir ülke. Yayma ortamların başında da
medya ve üniversiteler gelmektedir. Bu ortamların profesyonelleri (ve onların
yaydığını daha da yayan halk denen “izleyiciler”), örneğin kapitalizmin ne
olduğunu bilmeden, kapitalizme düşman olur ve kapitalizmi yererler. Marksizmin
ne olduğunu bilmeden, Marks ve marksizmi kötülerler. Elbette medya biliş
yönetimi ve kültürel emperyalizmin birinci seviyedeki üreticilerinin ve
dağıtıcılarının küçük bir azınlığı ne yaptığının çok iyi bilincindedirler.
Fakat bu birincil seviyedekilerin geri kalanları ya öznel çıkarı nedeniyle
“güçlünün borazanını çalarak” dümenlerini yürütürler, ya “gerçek inananlardır”.
<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Benim Türkiye’deki düşünsel ve
ilişkisel ortamda insanlardan “öğrendiklerim” (ben herkesten çok şey öğrendim)
büyük çoğunlukla insanlığın geleceği için pek de umut verici şeyler değil.
Bunun temel nedeni, tembellik ve öznel çıkarları için her şeyi yapan tembeller
arası işbirliğinden geçerek oluşturulmuş egemen bir üniversite ortamıdır. Bu ve
benzeri ortamlarda, kültürel emperyalizm gibi şeyler sadece hoş veya karşıt
olunan söylemler olarak kalır. Ne karşıt olanların önemli bir kısmı ne de
destekleyenler için söylemsel ifade ötesinde bir anlam taşımaz: Kervanın itleri
ve kervana karşı olan birkaç birbirine havlar ve gerektiğinde birbirini yer: Kervan
yürür ve yürüyor da. Fakat farkındaysak, tarih boyu kervanlar aynı şekilde
yürümüyor ve yürütülemiyor. Bunun en önde gelen nedeni de, tarihin ve değişimin
itici güçleri olan “mücadele veren” insanlardır. İyi ki vardınız, varsınız ve
var olacaksınız. Yoksa, sekiz saat çalışma, bayram tatili, asgari ücret, fazla
mesai ve çalışanların günümüzde sahip olduğu hakların hiçbiri olmazdı. Bu ve
diğer dergiler basılamaz ve bu tür yazı yazılamazdı: Bu tür ve diğer mücadeleci
yayınları okuma da kolay olmazdı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kendi varlığının kanıtını “düşünüyorum,
o halde varım” diye düşünceye indirgeyen, hatta “tüketiyorum o halde varım”
diye “gösteriş ve fiziksel-psikolojik doyuma sarılarak yanıtlayan bir egemenlik
altında yaşıyoruz. şahane ve büyülü saçmalıkların yaygın dolaşıma sokulduğu ve
aynı zamanda kendi varlığının kanıtının ve anlamının “somut varlığın kendisinde
ve ilişkileriyle yaşanan somut koşullarda olduğu” düşüncesinin neden
“istenmeyen kötü ve tehlikeli düşünce” olarak ilan edildiği konuları, kültürel
emperyalizm konusunda da olduğu gibi, egemenliği sürdürme ve yaygınlaştırma ve
buna karşı mücadele ile ilgilidir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;">Kaynakça<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR" style="color: black; font-family: "Verdana",sans-serif; font-size: 14.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Verdana;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 42.55pt;">
<span lang="TR">Benim web sayfamda oldukça çok kaynaklara ulaşabilirsiniz:
erdoganirfan.blogspot.com<o:p></o:p></span></div>
<br /></div>
irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-45020182286539498332019-10-28T09:45:00.002-07:002019-10-29T05:11:10.137-07:00Savaş Ekonomisi ve Katliam Pazarının Doğası<br />
<br />
<div align="center" class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: center; text-indent: 18.0pt;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAgRxl2OlxW53h4EkZPn7Ewav1wWUaDPxzdgUBAUFQUDUf3v_I5gQDmwS0qrSCT1GnNpZUw1kcVVCo8HnR9bUr6FFw3rx1d4AD1P6Raz0V09KItHcXDHuBqfKz_hSAfK65ue45ovdFk3tt/s1600/40086amzilzsib4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-indent: 18pt;"><img border="0" data-original-height="250" data-original-width="400" height="125" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAgRxl2OlxW53h4EkZPn7Ewav1wWUaDPxzdgUBAUFQUDUf3v_I5gQDmwS0qrSCT1GnNpZUw1kcVVCo8HnR9bUr6FFw3rx1d4AD1P6Raz0V09KItHcXDHuBqfKz_hSAfK65ue45ovdFk3tt/s200/40086amzilzsib4.jpg" width="200" /></a><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><br /></span></b>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR">Savaş
Ekonomisi ve Katliam Pazarının Doğası<o:p></o:p></span></b><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><br /></span></b></div>
<div align="center" class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: center; text-indent: 18.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR">İrfan
Erdoğan</span></b></div>
<div align="center" class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-align: center; text-indent: 18.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<div style="text-align: right;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><o:p><span style="color: #cc0000;"><a href="https://drive.google.com/file/d/1DO7vZmcfVHr34rG-TLKzcGnljdl_sZRw/view?usp=sharing"> <span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: xx-small;">Rahat okumak ve indirmek için buraya tıklayın</span></a></span></o:p></span></b></div>
</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><br /></span></b>
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR">Savaş ekonomisinin Anlamı<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span><span style="text-indent: 18pt;">Kendi varlığını sürdürmeyi silahlı işgale
ve bu işgalle gelen çeşitli biçimlerdeki haraçla, yağmacılıkla ve sömürüyle
sağlayan örgütlü yapıların ekonomisi savaşa dayanır. Bu ekonomi mevsimlik
olarak yağma biçiminden zaman içine yayılan istilalara (fetihlere) kadar
yayılır. Fakat örgütlü yapıda savaş ekonomisi yanında maddi üretimde
farklılaşma arttıkça, örneğin Yunan sömürgeciliğinden kapitalist sömürgeciliğe
ve yeni-sömürgeciliğe gelindiğinde, savaş ekonomisi genel ekonomik yapı içinde
çok özel bir yeri olan endüstriyel sektöre dönüşür. Özel olması, yaptıkları ve
yapmadıklarıyla, sadece kendi varlığını ve sürekliliğini yeniden-üretmesinden
değil, aynı zamanda tüm diğer sektörlerin varlıklarının ve
sürdürülebilirliklerinin koruyucusu işlevini görmesinden dolayıdır. Bu nedenle,
savaş ekonomisi dediğimizde, baskı ve katliam bilgileri, araçları ve ilişkileri
üreten bütünleşik bir örgütlü ekonomik, siyasal ve kültürel yapılar kümelerinden
bahsediyoruz. Bu kümelerin temel işi savaş teknolojisinden, ölüm tacirliğinden,
savaş ve katliam kültüründen, savaş çığırtkanlığından/kışkırtmasından ve kan ve
gözyaşı üzerinden zenginlik ve güç elde etmek ve sürdürmektir. </span><span style="text-indent: 18pt;"> </span><span style="text-indent: 18pt;"> </span><span style="text-indent: 18pt;"> </span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Savaş ekonomisi, en tutucusundan en karşıtına
kadar her yaklaşımın varlığını kabul ettiği örgütlü bir yapıyı anlatır. Savaş
ekonomisinin “ne olduğu ve amacı” betimlemelerine gelindiğinde, anlatılar çok
ciddi biçimde farklılaşır. Bu anlatıları üç genel küme içinde toplayabiliriz.
Birinci kümeyi, savaş ekonomisini “vatanın/ülkenin güvenliğinin zorunlu koşulu
olarak” sunanlar oluşturur. Bu küme içindeki azgın grupların bazıları ”Tanrının
sözünü kılıçla yaymak için savaş ekonomisinin geliştirilmesini” ve “saldırganlığı
ve sömürüyü” desteklerler.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bazıları
“medeniyet, demokrasi ve özgürlük” yayma gibi kılıflar altında sömürgeciliği ve
emperyalizmi meşrulaştırırlar. İkinci kümedekiler ise, savaş endüstrisini ve
ilgili endüstrileri ekonomik, kültürel ve siyasal emperyalizm olarak
nitelerler. Bu küme içindeki görüşler, silahlanmanın tümüyle ortadan
kaldırılmasını ve örneğin Gandi türü pasif savunmayı savunmadan,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>emperyalizmle mücadelenin ancak
emperyalistleri kendi silahlarıyla vurmayla mümkün olduğunu (dolayısıyla silahlı
mücadeleyi) savunmaya kadar çeşitlenir. Üçüncü gruptakileri ise yaşamı ve savaş
denen katliam, soygun ve talanı “s<span style="mso-bidi-font-weight: bold;">imulacra</span> and
simulation” gibi düşünsel yapılara/birimlere ve söylemlere, bu yapıları ve
söylemleri büyüleyici ifadelerle süslenmiş anlaşılmaz mistisizme, güzel ve
çarpıcı edebi anlatılar içine çökertenler oluşturur (idealist felsefenin
çağdaşlık ve ilericilik taslayanları). <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Savaş
ekonomisini çeşitli gerekçelerle savunan birinci kümedekiler tarihsel olarak
süregetirilen hasta ruhlu ve<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>kendileri
için çok duyarlı insanımsılığın temsilcileri, kudurmuşluğa kadar giden
savunucuları ve taraftarlarıdır. Üçüncü kümedekiler ise, günümüzde, kendini kendi
tutarsızlığında ve geçersizliğinde çağdaş alternatif olarak sunan, fakat
aslında emperyalizmin, kötülüğün, sömürünün, çarpıtılmış hakların, çarpıtılmış
ilgilerin ve çarpıtılmış yönelimlerin <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>en
sinsi savunucularıdır. Bunların post-Marksizm gibi isimlerle gelenleri bile,
kapitalist üretim tarzı ve ilişkilerine işlevsel olan “kontrollü alternatif” karakterini
taşırlar, çünkü bunlar, dünyanın her yerinde, özellikle üniversitelerde,
entelektüel çevrelerde ve medyada yaygın dolaşıma sokularak, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ikinci grupta olan çeşitli seviyedeki anlamlı
alternatiflerin yerine geçirilen sahte/çakma alternatiflerdir. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span><br />
<span lang="TR"><span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Savaş Ekonomisinin Temel Gelişmesi<o:p></o:p></span></b><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Savaş
ekonomisinin ve savaş teknolojilerinin gelişmesi, örgütlü talanın başlatıldığı
insanımsılık tarihinden beri üstünlüğü sağlama, koruma ve sürdürme amaçlarına
uygun olarak oluşturulur ve sağlanır. Bu oluşturma ve geliştirme çeşitli
kılıflarla meşrulaştırılır ve haklı çıkarılır. Aslında, bu tür oluşturmalar ve
geliştirmeler doğrudan ve dolaylı baskı ve terörü anlatır ve ekonomik ve
siyasal çıkarların maddi ve ilişkisel ifadeleridir; bu nedenle bize aileden
okula ve medya çevresine kadar yaşamın her anında işlenenler ve öğretilenler,
gerçeğin yerine sahteleri ve insanlığın yerine insanımsı duyguları, duyarlılıkları,
inançları, düşünceleri, ilgileri, tercihleri, sevileri ve düşmanlıkları yerleştirme
ötesine çok az gider. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Savaş
teknolojilerinin geliştirilmesiyle birlikte devlet, özel teşebbüs veya her
ikisinin işbirliğiyle yürütülen, nicelik ve nitelik bakımdan oldukça kapsamlı
ve zengin ana ve yan/ilgili sektörler yaratılmıştır. Gelişmeyi hem maddi hem de
beyin yönetimi bağlamında gerçekleştiren ana ve yan sektörlerin başında
iletişim teknolojileri ve yapıları gelir. Telgraf, radyo, telefon ve şimdi de
bilgisayar, uydu ve internet teknolojileri savaş ekonomisinin en bütünleşik
parçasıdır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Bu tür teknolojileri,
araçlarını ve yazılımlarını üreten firmalar (örneğin, İntel, IBM, Microsoft,
Siemens, NEC) gelirlerinin ya önemli ya da çok büyük bir kısmını savaş ekonomisi
çerçevesi içinde kazanırlar. Dolayısıyla, savaş ekonomisi ve bu ekonominin
teknolojik üretimleri kapitalist ekonomik ve siyasal sistemin en önde gelen
ayrılmaz ve vazgeçilemez parçasıdır. Öyle ki, bir zamanlar, ABD’nin emperyalizmin
(veya küresel şirketlerin kurduğu küresel dünya sisteminin) polislik görevini
yapacağı düşünülürdü. Bunun olabilmesi için, ileride ABD’nin tümüyle savaş
ekonomisine dayanması ve aynı zamanda diğerlerini de ortadan kaldırması
gerekir. Büyük olasılıkla, dev bir uluslararası şirket, yerel ve bölgesel
kuruluşlarıyla, bu işi yapacaktır, çünkü küresel bir sistem dediğimizde, artık,
ABD dahil, ulus devletlerin ekonomiyi kontrol etmediği uluslararası şirketlerin
egemenliği ve kontrolündeki bir egemen yapıdan bahsediyoruz. <o:p></o:p></span><br />
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR">Kontrol ve Baskının Doğası<o:p></o:p></span></b><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Kapitalizmle
birlikte kitlelerin yönetimi ve başkaldırısı sorunlarını çözmek ve emperyalist/sömürgen
pazarlardaki egemen çıkarları korumak için savaş teknolojisi, bilgisayar ve
iletişim teknolojisiyle el ele, her ülke içinde ve dünya üzerinde hem etken bir
kontrol hem de pazar ağları oluşturmuş ve geliştirmiştir ve buna da devam etmektedir:
Örgütlü yapıların doğası, bu tür üretim, dolaşım, zenginlikleri bölüşüm ve
yoksullukları yaratma, savaş ve çevre katliamını beraberinde getirir. Başka
türlü olamaz, çünkü olabilseydi, tüm geçerli karşıtlıkları ve yarattıkları günümüzdeki
insanlık ve çevre<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>durumuyla ilgili
apaçık gerçekleri gördükleri halde, olurdu. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Kontrol
öncelikle siyasal yapıları koruma ve güç yapılarının çıkarlarına uygun biçimde değiştirme
(veya değişiklik imajı, algısı, inancı, duygusu verme) yolunda olmaktadır. Bu
da savaş araçları (çoğunlukla iç-savaş ve yerel-ayaklanma ve kalabalık kontrolü
araçları) satışları, bağışlar, borçlanmalar, silahlı ve polis güçlerinin
eğitimi, danışmanlar yollarıyla yapılmaktadır. Bunda da emperyalist/sömürgen
güçler iç ve dış ekonomik, siyasal ve kültürel pazarlarda/ortamlarda birbiriyle
gerektiğinde işbirliğinde ve gerektiğinde de rekabet içindedirler. Bu tür
dinamiklik, demokrasi ve özgürlüğü değil, güçler arası çıkara göre ilişki
sürdürmeyi ve güçsüzler üzerinde de “gerçeklerle ilgili çarpık ve hastalıklı
hayaller ve hayallenmeler” yaratılmasını anlatır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Pazar
kontrolü ham madde akışı, bilgi üretimi, savaş araçlarının üretimi ve dolaşımı
ve de fiyat savaşıyla sınırlanmamıştır: İçte küçüğün (bireylerin ve küçük
sermayenin) sürekli olarak ezilmesini ve iflasını ve çözüm olarak küçükte ve
büyüyemeyenlerde “güçlü devlet” gibi, güçlünün çok daha yaygın sömürüsünü
sağlayan, faşist çözümlerin yaygınlaştırılır (günümüzün Amerika, Avrupa ve
onlara bağlı ülkelerdeki durum).<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Uluslararası ilişkilerde ise, kontrol siyasal ve ekonomik borçlandırma
ve bağımlılık yaratarak geliştirilir ve böylece ülkenin rakip-pazara ve rakip
kapitalist firmayı\devleti seçmesi olanakları anlaşmalarla ve
ekonomik-bağımlılığın getirdiği şantajlarla kısıtlanır. Bu da bir ülkenin savaş
teknolojisi ürünlerini çoğunlukla tek bir ülkeden almasıyla sonuçlanır. Bu
arada elbette silah tüccarları, ordu mensuplarının en-üst kademesini ve siyasal
gücün belirli kesimlerini de meşrulaştırılmış ve diğer yollarla "satın
alırlar." Medya profesyonelleri ve aydınların hemen hepsi bu ilişkisel
yapının bütünleşik yapısının destekleyici çığırtkanlığını yaparlar, çünkü savaş
olunca, (1) diğer her şey teferruat yapılır, (2) “savaşın olumsuzlukları
gibi<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>teferruata girme” cesaretini
gösteren olursa, Trump’ın CNN muhabirini “halk düşmanı” ilan etmesi seviyesinin
ötesine geçilerek “hak ettiği ders” devlet güçleri tarafından verilmesi yavaş
olursa, “halktan birileri” gerekli cezayı bizzat<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>verirler. Savaş endüstrilerinin ve onların
desteklediği, özellikle uluslararası petrol şirketlerinin çıkar savaşları “halk
savaşı, halkın savaşı, hakkın savaşı ve ülkenin savaşı yapılır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span><br />
<span lang="TR"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR">Engellemeyle Kontrol<o:p></o:p></span></b><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Pazar
kontrolü, üretim ve tüketimin biçimlendirilmesi ve bu biçimin belli ellerde
toplanmasını garanti etme yarışını da heceler. Bu yarışta, egemen savaş
sektörleri, üretim biçimlerinin kendi çıkarları yönünde devamını sağlamak için
teknolojik araştırma, test ve gelişme girişimlerini kendi ülkelerinde kontrol
ederler ve diğer ülkelerde de ikili veya çok yanlı anlaşmalar, baskı, şantaj, iç
işlerine karışarak ve hatta savaşla önlemeye çalışırlar. Bunun en son örnekleri
nükleer enerji üretimine geçmeye çalışan Kuzey Kore, Iran ve Irak gibi ülkelere
yapılan baskılar ve saldırılarda gördük. Nükleer güce sahip olan Hindistan gibi
ülkeler insanlığın, demokrasinin ve özgürlüğün savunucu oldukları için mi
“sahip olma” hakkını taşıyorlar? İran’ı İran şahının çocukları yönetseydi, onların
nükleer reaktörlere ve güce sahip olmasına Batı devletleri ses çıkarır mıydı?
Düşünün ve sonra şu soruya yanıt verin: Hakkı, haklıyı, doğruyu, iyiyi ve
kötüyü kimler, neden ve nasıl belirliyorlar? Savaş teknolojileri üzerinde
egemenliklerini kuranlar, “istemedikleri başkalarının” aynı teknolojileri
geliştirmesini önleyerek rekabeti ortadan kaldırırlar veya rakip olma
olanaklarını büyük ölçüde sınırlarlar. <o:p></o:p></span><br />
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR">Radyoaktif ve Kimyasal Silah
Üretiminde Kontrol<o:p></o:p></span></b><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Ben
çeşitli anlaşmalarla yapılan kontroller üzerinde durmuyorum, çünkü anlaşmalar
gücün ve güçler arası yarışın dinamik ifadeleridir. Bu ifadeler hem bir
şeylerin varlığının kanıtıdır hem de güç yapılarının çıkarlarına uygun<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>meşrulaştırılmış kontrol mekanizmaları
sunarlar.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Nükleer
reaktörlerde uranyumu "zenginleştirme” sürecinin yan bir ürünü olan <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>kullanılmış uranyum her tonunda 1 curie
(radyasyon ölçüsü) radyasyon verir ve 4.5 milyon yıl radyasyonlu olarak kalır.
Kullanılmış uranyum boldur ve oldukça da ucuzdur. Tahmine göre dünyada bir
milyon ton kadar vardır ve her yıl ortalama 50,000 ton buna eklenmektedir. Geleneksel
kurşundan 1,000 metre daha uzağa etken olarak gider. Sesten beş kat daha hızla
gider. Çelik duvarlar ve çelik tankları deler. Kullanılmış uranyum taşıyıcılar
(uranyum mermiler, uranyum bombalar) ilk kez ırak savaşında kullanıldı. Hedefe
isabet ettiklerinde hedefi patlatıp parçalara ayırıyorlar ve aleve boğuyorlar. Irak
hedeflerinin, özellikle tanklarının paramparça oluşu silahın çok etken olduğunu
ispatladı. Böylece, Amerikan'ın Irak savaşında denediği ve başarıyla kullandığı
radyoaktif-savaş teknolojisi kimyasal savaş sanayisine eklendi. (Bunu sanki
kötü gibi anlatıyorum: Silah tacirleri alıcılarına bu etkileri gösterirken, her
iki taraf için etkinin gücü ne kadar fazlaysa o kadar iyidir. Savaş ve öldürme
becerisine ve psikolojisine daha küçük yaşlarda internetteki oyunlarla
alıştırılan/alışan çocuklar ve gençler için, düşmanı ve araçlarını parçalama ve
yayılan kanlar, attıkları zafer çığlığıdır; oyunu kaybettiklerinde ise moral
bozukluğudur. Bu biriken moral bozukluğu gerçek savaşa katılma motivasyonunu
artırır ve gerçek savaşta öldürme ve talan ve iğfal işiyle ganimetlere konmayla
moral bozukluğu, gelecek sefere kadar, giderilir. Hele bir de düşmanın
uzuvlarını kesip suvenir olarak tutuyorsa ve başkalarına gösterip övünüyorsa,
doyum çok daha fazladır (ama o savaşta petrol baronlarının sağladığı doyumlar
onun aklına gelmez). Böyle bir egemenliğin olduğu ortamlarda, insanlık, vicdan
ve hak askıya alınmıştır: Hak sadece (hakka tapan veya tapmayan) BİZİM için
vardır (Lütfen Mark Twain’in “Savaş Duasını” okuyun; ama önce tarihsel
bağlamını okuyarak).<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Savaş
ürünlerinin üretimindeki kontrolü, radyoaktif ve kimyasal silahların üretiminde
de görürüz. Her teknolojide olduğu gibi kimyasal silahlarda da en az iki yol
izlenir: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">(1)
Araştırma ve geliştirme faaliyetlerini kontratlarla ve kendi bünyesindeki
araştırma ve geliştirme laboratuvarlarıyla yürütmek. Bu da çoğunlukla gizli
araştırmalar ve bulguların sonuçlarının çıkar hesaplarına göre saklanması veya
üretime geçerek kurulu-üretim düzenine zarar getirmeyecek biçimde “kontrollü-yeni
üretime geçme” biçiminde olur. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">(2)
Kimyasal silahların üretim ve özellikle kullanımını yasaklama: BİZ üretiriz,
çünkü biz sorumluluk sahibiyiz; ONLAR üretemez, çünkü onlar komşuları ve dünya
barışı için tehlikelidir. Dolayısıyla, üretim küresel seviyede yasaklansa bile,
BİZ iyi olduğumuz için, ürettiğimizi depolarız ve gizli araştırma ve üretime ve
saha uygulamasına geçeriz. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Kullanımı
yasaklamak pazar çıkarları bakımından çok daha verimlidir: Uluslararası
anlaşmalara göre, kimyasal silahların kullanımı yasaklanır. Tabi uluslararası
kontrol (uluslararası mahkemeler) ve baskı gücü (uluslararası ordu) hem güçsüz
hem de belli güçlerin kontrolü altında olduğu için çoğu kez belli çıkarları
gerçekleştirme ötesinde çalışmaz durumdadır. Netice kimyasal silahların
kullanımını yasaklamak hem yüksek fiyat hem de karaborsada kimyasal silah
satımı demektir. Buda pazara, gelir yüksekliği bakımından canlılık kazandırır.
Egemen ilişkiler düzeni gerçeğinde, “kullanmama yasağı” uymak için değil,
çiğnemek için yapılmıştır. Bunun açık örneklerini de kimyasal silahların
çıkışından beri olan her savaşta (özellikle Vietnam ve Vietnam sonraki
savaşlarda) görmekteyiz.<o:p></o:p></span><br />
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR">Savaş Ekonomisi: Güçsüzün Üretirken
Bile Tüketici Olması<o:p></o:p></span></b><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Savaş
teknolojilerinin ürettiği araçları Tüketici durumundaki ülkelerin bazılarının
"üretime geçişi" çoğunlukla ya eskimiş teknolojilerin atılan
kalıplarını satın alarak ya da bağımlılığı sürdüren montaj sanayiciliği işine
girerek yapılmaktadır. Bu da “yerli üretim” teraneleriyle başka pazarlarda
üretilmiş parçaları-birleştirerek pazara katılma biçimindedir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ayrıca, uluslararası savaş teknoloji ürünleri
de çok az ülkeye satılmaktadır. Satılan savaş teknoloji ürünleri gösteri
bastırmada, iç savaş ve yakın mesafeli vuruşmada kullanılabilecek karaktere
sahiptir. Nükleer savaş ürünlerinin satılması ciddi şekilde sınırlıdır.
Dolayısıyla, teknoloji, üretim ve tüketim biçimleri serbest pazar ilkelerine
göre değil, emperyalist dünya pazarının egemen çıkarları çerçevesi içinde
belirlenmekte ve yürütülmektedir. <o:p></o:p></span><br />
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR">Savaş Ekonomisi ve Maddi
Hasarlar<o:p></o:p></span></b><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Kaldırımı
döşet, sonra tekrar döşet gibi imar işleri için kılıf hazırlamak ve sunmak
gerekir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ama savaş ekonomisi yaygın
yıkım getirdiği için, ardından imar işleri de “doğal olarak” gelir. Savaş
ekonomisi (ve ona bağlı olan inşaat ve alt-yapı sektörleri) savaşla ilgili
teknolojik araç üretimini ve yaygın olarak dolaşıma sokulmasını, pazar
yaratmasını ve pazar koşullarını savaş koşulları yaratarak geliştirmesini
gerektirir. Bu<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>iş için, kapitalist
sektörlere de faydalı olan araç üretimlerinin yapılması gerekir. 1950lerde, atom
bombasından sonra “kapitalistin taşınamaz mallarına” zarar vermeyecek hidrojen
bombası düşünülmüştü. Fakat hidrojen bombası, diğer bombalarla yaratılan
fiziksel tahribatı “yeniden yapılanma, yeniden kurma, yeniden inşa” ile gelen
trilyonluk kar olasılığını ortadan kaldırdığı için “faydasızdır.” Kimyasal
silahlar da, bir taraftan bu nedenle faydasızdır, öte yandan savaş olmadığı
ortamlarda gizli kullanılarak ve savaş sırasındaki uygulamalarla çok yaygın hastalıklar
ve ölümler yarattığı için hem tıp ve ilaç sektörlerine hem de işsizler
kitlesinin sayısını azaltarak sistemi koruma için işlevsel olan nüfus
planlamasına faydalıdır. Aynı zamanda, hem kimyasal silah üretip satarak,
ardından da “kimyasal silah kullandı” diye yerel veya bölgesel savaş gerekçesi
üretmede de faydalı görev görmektedir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Bugün
emperyalist pazar dünyanın her yerinde menkul ve gayrimenkul yatırımlara
sahiptir. Kimyasal maddelerin en rasyonel kullanım yerleri bu yatırımların
korunması gerektiği alanlardır. Tabi, şimdi savaş alanında deneyler için
kullanılıyor. ileride, savaşlar kendi ve içteki-ortaklarının gayri menkullerini
koruyacak ve düşmanların ve rakiplerin malları tahrip edilecek biçimde düzenlenecektir.<o:p></o:p></span><br />
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR">Savaş araçlarının kullanımı, testi,
etkileri ve etki belirlenmesi<o:p></o:p></span></b><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Geleneksel
silahların kullanımı işini polisler ve çoğunlukla ordu yapar. Bunların testi de
çoğu kez yapay ve doğal laboratuvarlarda<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>gerçekleştirilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Giderek
artan radyoaktif ve kimyasal silah kullanımı ve testi<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ise, büyük çoğunlukla gizlilik içinde
yapılır. Örneğin, Amerika’nın Irak'a saldırısı sırasında 42 gün içinde Amerikan
askerleri Irak hedefi üzerine, özellikle tanklara 300 tona yakın radyoaktif
kurşun gülle/top attılar (Bunlar özellikle kanser yapar) . Son savaşlarda, ne
kadar kimyasal/biyolojik silah kullanıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Bu
tür silahların denenmesi New York’taki metrolardan, California’daki bazı toplu
mekanlara ve elbette en önemli olarak savaş alanlarına kadar çeşitlenir
(Türkiye gibi ülkelerdeki büyük kentlerde kim bilir ne tür testler
yapılmaktadır). Deneme işi,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>belirlenmiş
alanlarda kullanma, kullanımla oluşan sonuçların araştırılması ve bulgulara
göre ilgili geliştirme ve kullanım kararların alınmasını içerir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Aynı
zamanda, daha önce de belirttiğim gibi,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>kullanan
ve üzerinde kullanılanda olan etkilerin nasıl ortadan kaldırılacağını
(çoğunlukla ilaçla tedavi) araştırmak için hem kullananlara hem de üzerinde
kullanılanlara ilaçlar verilir ve bunların etkileri araştırılır. Dolayısıyla,
savaşta anında öldürme, sakat bırakma ve kimyasal/biyolojik silahlarla sadece
bir nesli değil gelecek nesilleri de ciddi hastalıklara maruz bırakma<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yanında,<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>savaşta tarafların kullandıkları kimyasal, biyolojik <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ve radyoaktif silahların etkilerini ve tedavi
yollarını test etmek <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>için etkilenenlere
ve etkilenmeye karşı askerlere verilen “deney ilaçları” da önceden
öngörülemeyen çok ciddi olumsuz etkiler de yaratmaktadır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Afganistan’daki,
Ortadoğu’daki ve Afrika’daki iç savaşlar ve yerel savaşlar sırasında, kimyasal
ve radyoaktif silahların kullanılması, bu silahları üretip satan ülkeler için
“silahları doğal ortamda deneme” ve “sonuçlarını araştırmalarla<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>izleme” görevini görmektedir. Elbette bu “doğal
ortamda etki” araştırmaları sadece “üzerinde kullanılanlar arasında değil, aynı
zamanda “kullanan ve orada bulunan askerler” arasında da yapılmaktadır.
Milyonlarca dolar harcanarak yapılan bu araştırma sonuçları gizlidir. Özellikle
bu gizlilik, savaşta orada bulunan Amerikan ve Batılı Askerlerin ülkelerine
döndükten sonra çeşitli ölümcül hastalıklarla mücadele etmelerinde, devletleri
ve üreten şirketleri sorumluktan kurtarma işine de yarar. Eğer araştırmalar
askerlere ölümcül etkileri olmadığını bulsaydı, o zaman gizlemeye gerek ve
neden kalmazdı. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 18.0pt;">
<span lang="TR">Kimyasal/biyolojik
savaşta, üretilen ve kullanılan virüslerin bir kısmı hepimizin bildiği kızamık
ve tifo ateşi gibi hastalıkların laboratuvarda silah olarak oluşturulur.
Diğerleri ise, örneğin <span style="mso-bidi-font-weight: bold;">kan kanseri,
Cutaneous Leishmaniasis (deriyi/vücudun etini yiyen hastalık) ve Hepatitis A
gibi çeşitli hastalıkları yapan ajanlar kullanılarak üretilir veya üretilen
silahlar bunları taşır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Savaşta </span>radyoaktif
tehlikeden çok daha yaygın ve öldürücü olan ağır-metallere benzer özelikler
taşıyan zehirli maddelerdir. Bunlardan en çok etkileneler elbette savaşın
olduğu yerde ve yakınında yaşayan herkestir. Aynı zamanda, savaşlarda (örneğin
Suriye, Irak, Afganistan’da ne kadar İngiliz, Amerikan ve diğer ülke
askerlerinin <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>askerinin etkilendiği
bilinmemektedir. Fakat savaşa katılmış olan askerlerin sivil hayata döndükten
sonra hastalanarak ölmeleriyle hem sayı hem de yeni hastalık türleri "desert
fever" (çöl ateşi) ve "gulf War Syndrome" (Körfez savaşı sendromu)
ortaya çıkmaktadır. Basit gözle yapılan gözlemlerde bile, bu hastalıkların semptomları
radyasyon ve ağır metalin neden olduğu hastalıklara benzemektedir: kafada saç
kaybı, lösemi, yorgunluk, ciğer veya böbrek tahribi ve sakat çocuk doğumları.<o:p></o:p></span><br />
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR">Sonuç: Savaş Ekonomisiyle Üretilenler<o:p></o:p></span></b><br />
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span lang="TR"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%; text-indent: 22.5pt;">
<span lang="TR">Savaş
ekonomisi ile araç, ilişki ve düşünce üretimleri yapılır ve dolaşıma sokulur.
Bu üretimler ve sürekli yeniden-üretimler yoluyla “üretilenlerin ve yeniden
üretilenlerin” başta gelenlerini şöyle sıralayabiliriz: <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Savaş ekonomisi ve bu ekonominin
bağlı olduğu tüm yapıların varlığı ve sürdürülebilirliği yeniden üretilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Savaş ekonomisi ve bu ekonominin çıkarlarına
ters düşen ilişkisel yapılar yok edilir veya marjinal duruma düşürülür.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Her tür emperyalist/sömürgen
yapılar ve bu yapılar arası çıkar koruma ve “biraz daha fazla pay alma” (ve
mümkünse çeşitli yollarla pazara girmeye çalışan küçük güçleri yok etme)<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yarışı sürdürülür ve yeniden-üretilir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Tüm bunları gerçekleştirebilmek
için, baskı ve katliam araçları (savaş teknolojileriyle üretilen araçlar)
üretilir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Üretim öncesi, sırasından ve
sonrasında testler ve araştırmalar yapılarak, geliştirme işi bilimsel verilerle
ve bilgilerle desteklenir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Üretilen araçların pazarlanması
için oluşturulmuş siyasal ve ekonomik pazarlarda hem savaş bilinci hem de
güvenlik adı altında savaş ilişkileri biçimlendirilir, sürdürülür ve
geliştirilir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Zaten tarih boyu yaratılmış
“bilgiçlik taslayan cehaletle ve çarpık duyarlılıklarla” birbirini yemede
kullanılan kitlelere, tarih boyu yapılan savaş bilişi, düşüncesi, duygusu,
duyarlılığı, düşmanlıklar, kinler ve nefretler<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>işlenmeye devam edilir ve elbette, modern örgütlü biliş yönetimi
yapılarıyla (özellikle medya ve okullar yoluyla) bu “işleme” işi çok daha ince
ve kapsamlı bir şekilde her gün 24 saat yapılır. Bu işe her birimiz
yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla, çeşitli ölçüde ve biçimlerde, canla başla
katılırız. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Bu araçların pazarda dolaşımı ve
satın alınması sonucunda savaş endüstrisine yatırım yapan kapitalistlerin maddi
zenginliği artırılırken, çalışan kitlelerin çok büyük çoğunluğunun da maddi
yoksulluğu ve bu yoksulluğu yaratan maddi ilişkiler yapılarını destekleyen
maddi olmayan yoksunluklar zenginleştirilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Ulus içi ve uluslararası sömürü
yarışında güç-şantajıyla ve silahlı güç kullanımıyla ulus içi ve uluslararası
çıkarlar gerçekleştirilir, sürdürülür ve geliştirilir. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Adalet ve güvenlik sistemi adı
verilen yapıların sürdürülmesi ve geliştirilmesi sağlanır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Sürekliliğin sağlanması için ulus
içi baskı güçlerinin silah ve donanımlarını kullanmalarını sağlayacak iç
karışıklıklar yaratılır, tutulur, desteklenir, gerektiğinde de
yaygınlaştırılır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Sürekliliğin sağlanması yerel ve
bölgesel savaşları gerektirdiği için, dünyanın uygun yerlerinde savaşlar
çıkartılır ve sürdürülür.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">İç ve dış baskılarda ve sömürüde
sürdürülebilirliği ve gelir kar artışını sağlamak için polis ve ordu için
ulusal gelirlerin önemli bir kısmı ayrılır. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Emperyalist güçler dünyanın her
yerinde donanmalarıyla ve saldırı üsleriyle hem savaş endüstrilerinin hem de
diğer güç yapılarının çıkarlarını garantiye alırlar. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Emperyalist güçler, Mafya
babası<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Al Capone’un ağzını şaşkınlıktan
aptalca açık bırakacak yöntemlerle (strateji ve taktiklerle), diğer ülkeleri
(Al Capon’un iş yerlerini Al Capon’un kendisinden korumak için haraca
bağlamasını basit bir haraç alma seviyesine düşüren karmaşıklaştırılmış örgütlü
ilişkilerle) meşrulaştırılmış-haraca bağlarlar.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Bu haraca bağlama işinde, örneğin,
bol bol baskı, işkence ve savaş araçları satarlar ve eğitimleri verirler.
Demokrasi, özgürlük, insan hakları teraneleriyle gelen Haramiler, “harami var,
seni yiyecek, yok edecek” diyerek diğer<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>ülkelerin ekonomik, siyasal ve kültürel yönetici güçlerini kandırırlar
mı? Bunu söylemek, “Biz Rus ve Amerikalı yöneticilere PKK’nın terör örgütü
olduğunu anlatmamız gerekir” demek gibi saçmalamaktır. Ruslar ve Amerikalılar
kimin ne ve nasıl olduğunu senden çok daha iyi bilirler. Yani, emperyalist
güçler<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>kendileri gibi olan ve hatta
kendilerinden çok daha hunharca sömürü ve baskı uygulayan ülkelerdeki yönetici
güçlerle işbirliğinde işlerini yürütürler. Peki, yürütmek istemezlerse? Tarih,
özellikle 1950lerden beri Afrika’da, Latin Amerika’da ve Asya’da “yürütmek
istemediklerini düşünen liderleri nasıl yok ettikleri örnekleriyle doludur.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Yerel ve bölgesel savaşlarla hemen
hepsi yoksul olan insanlar (askerler ve siviller)<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>öldürülür. Sanki askerlerin öldürülmesi
“meşruymuş, doğruymuş” gibi, bir de “sivilleri öldürüyorlar” çığırtkanlığı
yaparak dünyayı kana bulayan katiller insanlık taslarlar.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="line-height: 150%; margin-left: 54.0pt; mso-add-space: auto; mso-list: l0 level1 lfo1; text-indent: -18.0pt;">
<!--[if !supportLists]--><span lang="TR" style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]--><span lang="TR">Yoğun bombardımanlar nedeniyle
doğada katledilen ağaç ve bitki <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>örtüsü,
böcekler ve hayvanlar hakkında bilgiye, örneğin medyada hiç rastladınız mı?
Haberlerde, “dün yapılan bombardımanlarda, şu kadar ağaç, bitki örtüsü, böcek
ve hayvan öldürüldü” diye bir şey (vatan hainliği) duydunuz mu? Kapitalistler
ve özellikle onların tüm işlerini yapan yönetici ekonomik, siyasal ve kültürel
güçler için daima doğa ve insan dahil tüm canlılar gerektiğinde harcanacak
malzemelerdir. Peki, hangi ülkede çevrecilerin ve özellikle “bir birey bir
hayvana eziyet etti” diye yaygarayı koparan hayvan severlerin ve derneklerin,
örgütlü bir şekilde doğanın ve hayvanların kitleler halinde öldürülmesine ses
çıkardığını (medyadan) duydunuz mu?<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ses
çıkaran olsa bile, medyada duyurulur mu? Ben hiç duymadım.<o:p></o:p></span><br />
<span lang="TR"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span lang="TR">Savaş ekonomisinin
getirdikleri ve götürdükleri, ürettikleri ve yeniden ürettikleri bağlamında
yukarıdakilere elbette eklenecekler vardır.<span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span lang="TR">İrfan Erdogan<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 150%;">
<span lang="TR">Ankara, 2018<o:p></o:p></span></div>
<br />irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-88132249064909381912018-11-07T02:14:00.001-08:002019-04-17T14:23:05.974-07:00Ataturk<span style="background-color: cyan;"><br /></span>
<span style="color: yellow; font-family: "georgia" , "times new roman" , serif; font-size: x-large;"><i style="background-color: red;">About Ataturk: Facts and Fiction</i></span><br />
<ul>
<li><span style="color: blue; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><a href="https://www.theguardian.com/news/2015/apr/20/ataturks-johnnies-and-mehmets-words-about-the-anzacs-are-shrouded-in-doubt" style="background-color: yellow;">The heartfelt speech attributed to Ataturk</a></span></li>
</ul>
<ul>
<li><span style="color: #20124d; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><a href="https://www.esiweb.org/index.php?lang=en&id=281&story_ID=15&slide_ID=4" style="background-color: yellow;">Ataturk on women</a></span></li>
</ul>
<ul>
<li><a href="http://www.ataturksociety.org/"><span style="background-color: yellow; color: #073763; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;">Ataturk Society of America</span></a></li>
</ul>
<ul>
<li><span style="background-color: yellow; color: #444444; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><a href="http://www.oxfordislamicstudies.com/print/opr/t236/e0083">Oxford İslamik Studies on Ataturk</a> </span></li>
</ul>
<ul>
<li><a href="https://pure.uva.nl/ws/files/2750946/178973_06_Summary.pdf"><span style="background-color: yellow; color: black; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;">Ataturk on Cinema</span></a></li>
</ul>
<ul>
<li><a href="https://jewishcurrents.org/editor/ataturk-and-the-third-reich/"><span style="background-color: yellow; color: black; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;">Turkish revolution and Nazies</span></a></li>
</ul>
<ul>
<li><a href="https://blog.nationalgeographic.org/2012/05/22/einsteins-letter-to-ataturks-turkey/"><span style="background-color: yellow; color: #20124d; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;">Albert Einstein's letter to Ataturk</span></a></li>
</ul>
<ul>
<li><span style="color: #660000; font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif; font-size: large;"><a href="http://www.badassoftheweek.com/ataturk.html" style="background-color: yellow;">Badass of the week: on M. K. Ataturk</a></span></li>
</ul>
<div>
<br /></div>
irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-49766343783958501202018-11-05T13:39:00.003-08:002018-11-05T20:50:03.945-08:00Çalıştay konuşmam<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbVUJGUbH0vS6pEHLTaZyWP-4DY_WZVTC_31lMeBVvsaok-AhILNS7RXaPPwzBLDOL_d4NRbHxnxZLVLhziUspU_Qz5ViEq8oYcctjz3yBWFfZJ-IVDMS0Thk-yQo210f6TkmIF7FxORvt/s1600/Photographer201.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="160" data-original-width="146" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbVUJGUbH0vS6pEHLTaZyWP-4DY_WZVTC_31lMeBVvsaok-AhILNS7RXaPPwzBLDOL_d4NRbHxnxZLVLhziUspU_Qz5ViEq8oYcctjz3yBWFfZJ-IVDMS0Thk-yQo210f6TkmIF7FxORvt/s1600/Photographer201.jpg" /></a><br />
<br />
<div class="MsoNormal">
<h2>
<b>Çocuk İstismarında Toplumun Bilinçlendirilmesi Bağlamında Medya</b></h2>
</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoQuote" style="margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 99.0pt; margin-right: -.3pt; margin-top: 6.0pt;">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"><i><span style="font-family: "arial" , "helvetica" , sans-serif;">Hiç bir şey okumayan
bir insan, gazeteden başka bir şey okumayandan daha iyi eğitimlidir: Hiçbir şey
bilmeyen birisi beyni sahtelerle ve yanlışlarla dolu olandan gerçeğe daha çok
yakındır.</span></i><span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"><o:p></o:p></span></span></div>
<div align="right" class="MsoQuote" style="margin-bottom: 6.0pt; margin-left: 63.0pt; margin-right: -.3pt; margin-top: 6.0pt; text-align: right;">
<span style="font-family: "times" , "times new roman" , serif;"> Thomas Jefferson (1807)</span><span style="font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://drive.google.com/file/d/1kPR3WEnbYP5Oww7r1ed-vjPKBGO3gwVU/view?usp=sharing">Sunumu indirmek için tıklayın</a><br />
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: left;">
<b><span lang="EN-US">GİRİŞ</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: left;">
<span style="text-align: justify; text-indent: -13.5pt;"><span style="text-align: left; text-indent: 0px;"><br /></span></span>
<span style="text-align: justify; text-indent: -13.5pt;"><span style="text-align: left; text-indent: 0px;">Dürüstlüğün bitirildiği yerde, siyaset ve ticaret başlar ve yaygınlaştırma da örgütlü iletişim yoluyla yapılır. Elbette, mücadele de.</span></span><br />
<span style="text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">Televizyondan sinemasına ve internetine kadar
tüm medya içerik temsili nedeniyle, var olduklarından beri artan bir şekilde
eleştirilmiştir ve eleştirilmektedir. Bu eleştiriler</span><span style="text-align: justify; text-indent: -13.5pt;"> </span><span style="text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">medya mensuplarından, politikacılardan,
akademisyenlerden, aydınlardan ve</span><span style="text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
</span><span style="text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">halktan gelmektedir. Bu eleştirileri madde madde özlüce özetleyelim ve
lütfen her maddede aklınızda şu soru olsun: Haber, film, program, dizi ve her
tür üretimleriyle medya profesyonelleri cinsel istismar bağlamında neleri nasıl
yapıyor ve yapmıyor? (yapmıyor için her maddede sunulanın tersini/aksini
düşünün):</span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 3.0pt; margin-left: .5in; margin-right: 0in; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">Medya profesyonellerinin <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>siyasal, ekonomik ve kültürel konularda taraflı
olması; tarafsızlık iddialarının kendisinin taraflılığı anlatması; birbirine
aykırı düşen taraflılıklarına rağmen, konu “devlet” olduğunda (hükümet veya bir
siyasal parti değil), bu farklılıkların ortadan kalkması. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 3.0pt; margin-left: .5in; margin-right: 0in; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">Konu “ahlak” olduğunda, medya
profesyonellerinin hepsinin de “ahlak koruma meleği” kesilmesi, fakat nedenler
ve çözümler bağlamında “mankafalık, manyaklık ve nefretle ve öfkeyle
kudurmuşluğun yaygın olması; insanca duyarlılığa sahip çözümlerin çok ender
olarak sunulması: Örgütlü siyasal iğrençliğin beslediği örgütlü medya ile bize
işlenen düşünce ve duygulara göre, en iyi suçlu ya ölü suçludur (idam edin,
hadım edin, ömür boyu hapse atın, linç edin)<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>ya da hem hapiste tecrit edilmiş hem de hapisten sonra ötekileştirilen
ve dışlanan (iş vermeyin, mahalleye sokmayın, çevreye gelirse hemen çevrede
olduğunu herkese duyurun) suçludur. Hangisi daha kötü: İdam ve linç ederek
öldürmek mi yoksa hapisten sonraki yaşamında uygulanan dışlamalar ve
ötekileştirmeler yoluyla her gün hayatını zehretme, hayatını yeniden-kurma
olanaklarını ve olasılıklarını ortadan kaldırma, sonunda sokakta yaşamaya,
intihara veya yeniden suç işleyerek hapisle yeniden tecrite geri dönmesini
sağlama gibi “suçludan korunma gibi gerekçeler altında yaşam boyu intikam alma”
mı? Yanıt: İkisi de birbirinden beter! Nasıl ki taraflı/yandaş medya ile yandaş
medyaya yüklenerek ve siyasal karşıtlığı (ya da siyasetle ilgilenmeyen
içerikler sunmayı) yansızlık sanarak tarafsızlık taslayan medyanın birbirinden
beter olduğu gibi.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 3.0pt; margin-left: .5in; margin-right: 0in; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">İçeriğin kalitesinin düşük olması (dikkat:
idam ve hadım edin veya semtinize sokmayın ile gelen içeriğin kaliteli olması,
kaliteli bir sunumla insanlıkdışılığı savunma demektir)<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 3.0pt; margin-left: .5in; margin-right: 0in; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">Şiddet içeriğinin çok olması (dikkat: Şiddet
içeriğinin az olması, şiddet üzerine kurulu kapitalist üretim tarzı ve
ilişkilerine işlevseldir (Neron Roma’yı yakarken, herkesin arenada gladyatörleri/maç
seyretmesi, seyredenleri de çok geçmeden yakacaktır! Olsun, biz onbinlerce
yıldır, yanmaya/baskıya/öldürülmeye ve yakmaya/baskı kurmaya ve birbirimizi
kitleler halinde öldürmeye alıştık. Yarımız diğer yarımızı öldürürken
ölebiliriz; olsun,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>……… ve ………<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>sağolsun!)<span style="mso-spacerun: yes;">
</span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 3.0pt; margin-left: .5in; margin-right: 0in; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">Çocuk ve gençlere kötü örnek oluşturan
temsillerle dolu olması (dikkat: ticari özgürlük var, biz zehri üretiriz, siz
içme, yeme ve düşünmede veya içmeme, yememe ve düşünmemede özgürsünüz. Bak, ne
iyi, hem siz hem de biz özgürüz. Yaşasın demokrasi! (şey affedersin ama, senin
ticari özgürlüğünün başladığı ve bittiği yerde, bana özgürlük kalmıyor
ki!)<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 3.0pt; margin-left: .5in; margin-right: 0in; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">Kültür ve ahlaka aykırı içerikle dolu olması
(dikkat: hangi kültüre ve hangi ahlaka?) <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 3.0pt; margin-left: .5in; margin-right: 0in; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">Tüketim kültürünü, özellikle ahmakça tüketimi
teşvik etmesi<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 3.0pt; margin-left: .5in; margin-right: 0in; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">Anlamlı içerikten yoksun olması<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 3.0pt; margin-left: .5in; margin-right: 0in; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">Ele aldığı konuların içeriğinin
bireyselleştirilmesi, aksiyona/eyleme indirgenmesi ve bireysel eylemler içine
hapsedip sudanlaştırılması<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 3.0pt; margin-left: .5in; margin-right: 0in; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">Sosyal sorumluluk yerine, medyanın ve medya
profesyonelinin çıkarına hizmet etmesi<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 3.0pt; margin-left: .5in; margin-right: 0in; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">İnsanları sosyal ilişkiden koparıp “vekaleten
ilişkiye” ve hayali ilişkilere sokması (dikkat: Benim medya seyrederek,
izleyerek ve okuyarak sürdürdüğüm düşlerimi de elimden alırsan, hiçbir şeyim
kalmaz ki. Birileri maddi olarak beni yoksun bırakmış, sen de düşlerimi elimden
almak istiyorsun. Paralarım seni! Hayır, ben sadece başkalarının olan ve düş
olan düşleri değil, gerçeği düşlemeni arzuluyorum. Arzulama! dikte ederek
özgürlüğümü yok etme! Kimse beni dizilerimden, AVMlerimden, vatanımdan,
dinimden ve imanımdan<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>edemez!)<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 3.0pt; margin-left: .5in; margin-right: 0in; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><!--[endif]--><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">Klasik sirk ve ekmek politikalarını desteklemesi:
İnsanları avutmak ve deşarj etmek için Romalıların yoğun kullandığı bir
yönlendirme ve uyutma politikasıdır: Eline kuru ekmeği ver ve arenaya gönder.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 10.0pt; margin-left: .5in; margin-right: -.05pt; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">“Truva’nın modern atı” olması (televizyonu,
interneti ve cep telefonunu düşünün; Truvanın atı çoğaldı: En etkin olan şimdi
cep telefonuyla ve internetle gelen Truva atları).<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 10.0pt; margin-left: .5in; margin-right: -.05pt; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">Şiddeti, öç almaya dayanan cezalandırmayı,
linç psikolojisini, duygusal yoğunluğu (kini, nefreti, düşmanlığı)
işlemesi<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 10.0pt; margin-left: .5in; margin-right: -.05pt; margin-top: 3.0pt; mso-hyphenate: none; mso-list: l1 level1 lfo1; tab-stops: .25in; text-align: justify; text-indent: -13.5pt;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-bidi-font-weight: bold; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span><span style="mso-bidi-font-weight: bold;">Çoğu kez, seksizme karşıtlık adına et
pazarlaması ve seksizmi teşvik etmesi (özellikle kadın hakları ve feminizm
konusunda); ırkçılığa karşıtlık adına ırkçılık, düşmanlığa karşıtlık adına düşmanlık,
bağnazlığa karşıtlık adına bağnazlık, bilgi adına bilgisizlik, duyarlılık adına
duyarsızlık ve iyilik adına kötülük ekmesi ve yayması. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Peki, cinsel taciz ve tecavüz
konusunda medya endüstrilerinin profesyonelleri sundukları içerikleri nasıl
duldururlar/biçimlendirirler?<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kendi
çıkarlarını gerçekleştirmek için hizmet ettikleri güçlerin çıkarlarına en uygun
bir şekilde içerik inşa ederek yaparlar: Sorunu ve çözümü bireysel seviyeye
indirgerler ve böylece biliş çerçeveleme ve belli faaliyetler içine
sıkıştırılmış davranış yönetimi işini yaparlar. Bu davranış yönetimi işi
Amerika’nın “orta sınıf ideolojisi” adıyla gelen faşist çözüm tarzıdır. Bunun
en etkili başlangıcını kızının intikamını almak için öldürme işine giren “Death
Wish” filmindeki Charles Bronson ve kadınları kötü yola düşüren ahlaksızlıkla
mücadeleyi “kötüleri öldürerek” çözmeye çalışan “Taxi Driver”<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>filmindeki Robert De Niro yapmıştır. Onların
ardından benzeri birçok sinema ve televizyon filmleri yapılmıştır. Bu,
“mekaniksel materialist” çözüm tarzının promosyonu örnekleri<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Türkiye’de de verilmektedir:<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“Taciz var” diye bağırınca suçsuz birini linç
etmeye kalkışma ve siyasal ve medya alanlarında “teröristlerin kökünü öldürerek
kazıma” ile yaygınlaştırılan<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>hastalık. <o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Bu hastalığa katılmayan ve kınayan
çevrelerde ise, egemen yapılara tarih boyu oldukça işlevsel olan birkaç “başka
çözüm önerileri” ve faaliyetleri yaygınlaştırılır. Medya bu bağlamda,
haberlerde ve diğer ilgili programlarda uzman ve akademisyenlerin görüşlerine
başvurarak insanları “bilgilendirirler”. Bu bilgilendirmelerin hemen hepsi “normatif çözüm” ve “eğitim” üzerine inşa
edilir. Normatif çözümü şöyle özetleyeyim: Medya şunu yapmalı, şunu yapmamalı,
medya şöyle programlar, filmler, diziler yapmalı gibi “meli ve malılar”
çerçevesi içine sıkıştırılmış çözümlerdir. Ne yazık ki, egemen güçlerin
kervanlarını yürüten şeyler “meli malılar”
değildir, dolayısıyla, çözümler de kervan için havlayanların veya kervana karşı
havlayanların meli ve malılarıyla gelmez, gelemez. İşte bu egemen medya pratiklerinin
ve promosyonu yapılan kontrollü alternatiflerin ve mücadelelerin karakteri
nedeniyle “it ürür, kervan yürür”.</div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">SORUN: Herkes için mi? <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><br /></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Ele aldığımız sorun, egemen istismar,
sömürü, taciz, tecavüz, biliş ve davranışları iğfal kültürünün bir parçası olan
çocukların cinsel istismarıdır. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Bu sorun herkes için “sorun”
mudur? Hayır. Tam aksine bu sorun bazı güç çevreleri için oldukça işlevseldir,
dolayısıyla o çevrelerin varlığını sürdürebilme koşullarının bütünleşik bir
parçasıdır. Bu birinci gerçek.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
İkincisi: Bu güç çevrelerine işlevsel
olan yaygın anlatıya göre sorun nedir? Ahlaksız bazı bireylerin çocuk istismarı
yapmalarıdır. (bireyler, örgütlü yapılar ve çıkarlarla yürütülen ilişkilerde
görülen çocuk cinsel istismarı değil)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Üçüncüsü: Bireyler üzerine
odaklanma yoluyla asıl sorun hem merkezinden edilir hem de çocuk istismarı
tüccarlarının –örneğin turizm endüstrisi ve çocuk seks tüccarlarının— işlerini
rahatça yapmalarına yardım eder.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ASIL SORUN VE DİĞERLERİ <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><br /></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Asıl sorun: Çocuk istismarı (ve
bu istismarın medyada temsilinin doğası).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Medyada yaygın biliş yönetimiyle
işlenen sorun ve beraberinde gelenler:<br />
<span style="text-indent: -0.25in;"><span style="mso-list: Ignore;">1.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: normal;"> </span></span></span><span style="text-indent: -0.25in;">Ahlaksız
bazı bireylerin çocuk istismarı yapmaları </span><br />
<span style="text-indent: -0.25in;"><span style="mso-list: Ignore;">2.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: normal;"> </span></span></span><span style="text-indent: -0.25in;">Böylece,
sorunu bireye indirgeme ve sunumu da </span><span style="text-indent: -0.25in;"> </span><span style="text-indent: -0.25in;">teşhircilik biçiminde yapma </span><br />
<span style="text-indent: -0.25in;"><span style="mso-list: Ignore;">3.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: normal;"> </span></span></span><span style="text-indent: -0.25in;">Bunları
yaparken, bireysel seviyede öfke, saldırganlık, kin, nefret işleme </span><br />
<span style="text-indent: -0.25in;"><span style="mso-list: Ignore;">4.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: normal;"> </span></span></span><span style="text-indent: -0.25in;">Asıl
sorunla uğraşma yerine “arazla” uğraşma: Asıl sorunu, tarihsel, kültürel ve
yapısal koşulundan kopartıp, zincirin son halkasına indirgeme işine odaklanma;
medyada bu “eylem” ve “eyleme karşı eylemler” biçiminde sunulur: Aksiyon
filminden koparılmış bir aksiyon sahnesi gibi. </span><br />
<span style="text-indent: -0.25in;"><span style="mso-list: Ignore;">5.<span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: normal;"> </span></span></span><span style="text-indent: -0.25in;">Makro
seviyede ise, asıl sorun: Bireye indirgemeyle gelen süreçlerin, açıklamaların,
sunumların tarih boyu geliştirilen siyasal, ekonomik ve kültürel politikaların kurnazca
kullanılan bir parçası olması.</span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="mso-list: l2 level1 lfo2; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">SON HALKADAKİLER <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><br /></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Son halka, nedensellik bağları
silsilesi ve kümesinin ortaya çıkardığı düşünsel veya davranışsal durumu
anlatır: Çocuk istismarı yapma dediğimizde, bu konuda eylemle ortaya çıkan
sonuçtan bahsediyoruz. Bu eylem, kültür ekmeyle sosyalleşme sonucunda ortaya
çıkan yaygın insan bilinci ve davranışının çeşitli biçimlerdeki ifadelerinden
biridir. Bu eyleme karşı linç psikolojisi ve cezalandırma ise tepki
ifadeleridir. Bu biliş ve davranış ortamı, günümüzdeki egemen maddi ve maddi
olmayan üretim tarzını ve günlük yeniden-üretimini destekleme görevi
yapar.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Elbette, son halkaya eğilme,
insan biliş ve davranışlarını son halka içine hapsetmeyle gelen ilişkisel ve
iletişimsel yapı hem egemenliğin hem de bu egemenliğe karşı mücadelenin yeniden
üretimini sağlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Elbette son halkada istismara
uğrayanın sağlığı ve yaşamına devam etmesi için ailesinin ve çevresinin ve
devlet kurumlarının faaliyetleri önemlidir. Ama benim özetle söyleyeceğim şu: Kurumsal
ve özel örgütlü çıkar yapılarının ne kadar faydalı oldukları ve ne denli zarar
verdiklerinin belirlenmesi gerekir. Benim yaşam boyu öğrendiklerime göre,
örgütlü yapılar ne kadar az gölge ederse, o kadar iyidir (elbette istisnalar
vardır).<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Aşağıda sunulan son halkadakilere
örnekler, onları besleyen ve onların beslediği kültürel pratikleri anlatır:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="margin-left: 42.6pt; mso-add-space: auto; mso-list: l3 level1 lfo4; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>“Kuyruğunu sallamasaydı olmazdı” ile gelen tepki.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.6pt; mso-add-space: auto; mso-list: l3 level1 lfo4; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>Dikkatleri yapan üzerinden alıp mağdur üzerine
(yanlış yöne) çekme:<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Küçücük çocuğu
igfal edene odaklanma yerine,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>küçücük
çocuğu köyde/kasabada “göt veren” olarak niteleme.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.6pt; mso-add-space: auto; mso-list: l3 level1 lfo4; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>Çocuk istismarı konusundaki çözüm çabalarında
sadece<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>mağdur olan üzerine odaklanma ve
eylemi yapan çeşitli betimlemelerle kötüleme, cezalandırma<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ve dışlama ötesine geçmeme<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.6pt; mso-add-space: auto; mso-list: l3 level1 lfo4; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>Erkek çocuğa tecavüz edeni “kullanpara” olarak,
bir çeşit ödüllendirme.<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.6pt; mso-add-space: auto; mso-list: l3 level1 lfo4; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>Özellikle Turizm endüstrisinde çocukları “seks
turizmi için turist çekme” oltası olarak kullanma<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.6pt; mso-add-space: auto; mso-list: l3 level1 lfo4; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>Özel olarak konuşmalarda en çok konuşulan seks
ilişkileri olurken, kamusal/toplumsal alana gelince, bütün pisliklerin üstünü
kapatan ahlaklılık taslayan suskunluğun sarmalının<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>işletilmesi<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.6pt; mso-add-space: auto; mso-list: l3 level1 lfo4; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>Seksüel deneyimin kızlar arası ilişkilerde
farkında bile olunmayan eşcinsellikle, kendi eliyle kendini tatminle ve küçük
erkek çocukları seviyormuş gibi yaparak sağlanması (ileride seviyormuş gibi
yapmayı da hukukçular suç ve ceza konusu yapmazsa, çok çok şaşırırım)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.6pt; mso-add-space: auto; mso-list: l3 level1 lfo4; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>Erkekler arasında da ise hayvanların (örneğin Türkiye’de
eşşeklerin ve köpeklerin, Amerika’da ineklerin) kullanılması; çocukların
(özellikle ve büyük çoğunlukla erkek çocukların kullanılması, kızların değil),
dikizcilik, kendi elini kullanma seks kültürünün son halkasındaki faaliyetler
arasındadır. Anadolu erkeği seksi eşşekle öğrenirdi. Askerlere nizamiyenin
dışında 25 kuruşa eşşek tedarik eden iş alanı olduğunu duydum, senelerce önce. Türkiye’de
eşşek nüfusu yok denecek kadar azaldı: Bunun getirdiği sonuçlardan biri ne
olabilir dersiniz?<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.6pt; mso-add-space: auto; mso-list: l3 level1 lfo4; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>Keraneler vardı erkeklerin gerginliklerini alarak
hizmet veren. Çok ahlaklılık taslayan ve orospu dediklerinin kırkımımız bir
araya gelsek öyle bir o. ç. Doğuramayız dedikleri çok ahlaksız-ahlaklılar keraneleri
kapatarak ülkeye ahlak getirdiler. Keraneler kapanınca, bu işi yapan özel evler
de yaygınlaştı.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.6pt; mso-add-space: auto; mso-list: l3 level1 lfo4; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>Erkekler kullanan ve kadınlar da kullanılan
olarak görüldüğü için, “hangi koşulda?” sorusu sorulmaz.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="margin-left: 42.6pt; mso-add-space: auto; mso-list: l3 level1 lfo4; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> "</span></span></span><!--[endif]-->Vatan haini" birisi çıkıp “Osmanlı padişahlarının
hiçbiri Orhan’dan sonra<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Türk kadınıyla
evlenmedi, dolayısıyla sonrakiler melezdi, daha sonrakiler de Türk sayılamaz”
gibi şeyler söylediğinde, bizim öğrenilmiş yanıtımız hazırdı: önemli olan
tohum, tarla değil.” Kadının “tarla” diyerek önemsiz bir taşıyıcıya
indirgenmesiyle, gerçeğin amaca göre bu tür yeniden inşası yapılır. Bu tür
inşanın aynadaki karşıt yansıması, örneğin, her şeyi “erkek egemenliği” diye
cinsiyetçiliğe indirgeyen burjuva feminizminde düşmanca sırıtır. Bu tür son
halkalar, sadece kadın ve erkeğin birbirinden uzaklaşıp yabancılaşmasını
beslemez, aynı zamanda öfkeyi, düşmanlığı, eşcinselliği, çocuk istismarını, böl
ve yönet politikalarını da beslemeye katkıda bulunur.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="margin-left: 42.6pt; mso-add-space: auto; mso-list: l3 level1 lfo4; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>Bu sunumda benim kullandığım bazı kavramların
egemen ahlaksızlığın ne kadar etkin olduğunu gösteren duyarlılıklar nedeniyle
“ayıp söz” sayılarak kullanımından çekinilmesi ve kullananın da rağbet
görmemesi de kültürel pratiğin doğasıyla gelen “üstüne örtü çekme işinin”
bütünleşik bir parçasıdır. <b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;">
</span><o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">SON HALKADAN ÖNCEKİ İLİŞKİSEL HALKALAR<o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>Resmi ve resmi olmayan, örgütlü ve örgütlü
olmayan<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>yaşam boyu sosyalleştirme ve
kültürel ekme yollarıyla “seks ve seks ilişkileri” konusunun erkekler ve
kadınlar arası ayrımcılık, yabancılaştırma ve ötekileştirme gibi süreçlerden
geçerek yaratılan olumsuz sonuçlar getiren kültür ekme ve sürdürme halkaları: Bu
olumsuz sonuçlar doğuran ekme ve sürdürme işini yapanların başında medya,
örgütlü din, devlet kurumları ve resmi okullar gelir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="font-size: 7pt; font-stretch: normal; font-variant-east-asian: normal; font-variant-numeric: normal; line-height: normal; text-indent: -0.25in;"> </span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[endif]--> Üretim, dağıtım, tüketim süreçlerinde ve hizmet
sektöründe kapitalistlerin ve kapitalistimsilerin çocukların hem emeğini hem de
vücudunu seks objesi ve aracı olarak kullanmaları: Örneklerin başında seks
işçisi, seks kölesi, en düşük ücretli köle olarak kullanma gelir.</div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="text-indent: -0.25in;"><br /></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="text-indent: -0.25in;"> </span><span style="font-family: "symbol"; text-indent: -0.25in;"><span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><span style="text-indent: -0.25in;">Aile ve çevresinin kullanımı: Egemen kültürel
pratiklere yeni nesli alıştırma işini en başta, bizi kendi duyguları,
düşünceleri, inançları, duyarlılıkları, ilgileri, davranışlarıyla biçimlendiren
annemiz yapar. Kısa zamanda, annemiz ve ailemiz kontrolü kaybeder ve kontrol
biliş ve davranış endüstrilerinin eline geçer. Bunların da başında medya,
reklam, moda, yeme içme, oyuncak, eğlence, oyun ve savaş</span><span style="text-indent: -0.25in;"> </span><span style="text-indent: -0.25in;">endüstrileri gelir.</span><span style="text-indent: -0.25in;"> </span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="font-family: "symbol"; text-indent: -0.25in;"><span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="font-family: "symbol"; text-indent: -0.25in;"><span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><span style="text-indent: -0.25in;">Siyasal biliş, bilinç ve davranış yönetimi
halkaları: Gündem değiştirme, ilgi yönetme ve içeriği doldurma yollarıyla
sadece öncelikli sorunlar üzerinde durmayarak gündem dışı tutma değil, aynı
zamanda üzerinde durulan konuyu işleme biçimiyle sorunu ve</span><span style="text-indent: -0.25in;"> </span><span style="text-indent: -0.25in;">çözümü çarpıtma.</span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="text-indent: -0.25in;"><br /></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="text-indent: -0.25in;"> Ahlakı iki bacak arasına indirgeyen örgütlü
inanç tüccarlığının ve siyasal egemenliğin toplumsal kültürel yapıda yarattığı
ve sürdürdüğü koşullarla gelen sonuçlar. (Büyük olasılıkla, en etken nedenler
bu bağlamlar içindedir)</span><span style="font-size: xx-small; text-indent: -0.25in;"> </span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="text-indent: -0.25in;"> Ahlakı iki bacak arasına indirgeyen egemen
güçlerin kız ve erkekleri toplumsal ortamlarda birbirinden tecrit etmesi.</span><span style="text-indent: -0.25in;"> </span><span style="text-indent: -0.25in;">Ahlakı koruma adına kız ve erkeklerin
birbirinden tecrit edenlerin tecrit yapılmayan ortamlarda ahlaksızlığın yaygın
olduğu yalanının yayması.</span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="font-family: "symbol"; text-indent: -0.25in;"><span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="font-family: "symbol"; text-indent: -0.25in;"><span style="font-family: "times new roman"; font-size: 7pt; font-stretch: normal; line-height: normal;"> </span></span><span style="text-indent: -0.25in;">Egemene boyun sunma ve güçsüzü hor görme ve
suçlama kültürünün yaygınlığı: “O da kuyruğunu sallamasaydı”; “Kızını dövmeyen
dizini döver”.</span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
</div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
T<span style="text-indent: -0.25in;">urizmle kalkınmada, erkek ve kız çocuklarını da
kullanan </span><span style="text-indent: -0.25in;"> </span><span style="text-indent: -0.25in;">seks ticaretinin turizmin “çekici”
bir biçimi yapılması.</span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]-->“Hak” anlayışıyla ilgili kültürel yapının ve
pratiklerin çocuk konusuna gelindiğinde, büyük çoğunlukla ortadan kalkması ki
bu durum, güçsüzün sürekli ezildiği ve her türlü haklarını gasp edildiği
siyasal/ekonomik/kültürel ortamlarda doğallaştırılmıştır, normalleştirilmiştir
ve olağanlaştırılmıştır. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]-->Siyasal kültürü düşünün: Ya benim sevdiğim gibi
sev, ya terk et” Bu tür kültür güçlünün her tür iğfalini haklı çıkarır,
meşrulaştırır. Dolayısıyla güçlü “düzendir” ve güçsüz de “düzülen.” Düzen için
düzenin tarihi yazılır (veya çocuk istismarında olduğu gibi, düzen güçlüyse, bir
şekilde düzmesi ya hasır altı edilir ya da “kuyruğunu sallamasaydı, açık seçik
giyinmeseydi, tahrik etmeseydi, cilve yapmasaydı” gibi çarpıtma mekanizmaları
işe koşulur. Düzülen hem düzülür hem de düzüldüğü için sorumlu tutulmakla
kalmaz, aynı zamanda “orospu, götlek, göt veren, ibne, halka” gibi birçok
aşağılayıcı nitelemelerle ikinci kez çevresi tarafından iğfal edilir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]-->Güldürü, şaka, fıkra ve mizah kültürünün
doğasıyla yapılan yeniden-üretimler:<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>Örneğin, “peşin veren kızın saçını başını yolduran terkedilmişliği/yalnızlığı
ve gösterip vermeyen kızın susmak bilmeyen telefonları” gibi karikatür
anlatılarının yeniden ürettikleri düşünsel ve duygusal dünyanın nasıl bir dünya
olabileceğini düşünün.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]-->Kültürel geleneğin iki yüzlülüğü ve yatkınlığı:
Bir kadın-olmuş-erkek şarkıcı “ablan kurban olsun size” dediğinde, koca alanı
dolduran erkekler kükrediler<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ve ben
şaşırıp kalmıştım. Aklıma şöyle bir şey gelmemişti: İşte bu kültürde erkek <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>hem “kullanparadır” kendi ve insanların
gözünde, hem de kendi sürekli sömürüldüğü ve bazen de iğfal edildiği için,
kendinden güçsüz olanı ezme ve iğfal etme işine de çok yatkındır. “İbne” diye
birini dolmuştan atar; ibne dediğini kullanır ve kullandıktan sonra, adamın
vücuduna jilet atar ve hunharca döver adamı (ona seks hizmeti dahil birçok
hizmet veren eşeğini öfkelendiğinde dövdüğü gibi). <o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]-->Ahlak deyince akla hemen seks ilişkisini
getirten bir toplumsal kültürel ilişkisel ortamın olması ve sürdürülmesi<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]-->Örgütlü dinlerin günahtan başlayarak başını keserek
öldürmeye kadar<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>giden seks kültürü, aynı
zamanda gayri-meşruluğu meşrulaştıran çeşitli mekanizmalar üreterek genç ve
çocukların yetişkinler tarafından da cinsel kullanımının yaygınlaşmasına
katkıda bulunurlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]-->Kız ve erkek çocukları seks bağlamında da kullanan
din adı altında çeşitli<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>tarikatların olması<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]-->Tanrı tutar gibi futbol takımı ve siyasal parti
tutan, bir siyasal parti konuşmacısı miting meydanında “oturun” dediğinde
“otur” kalk dediğinde kalkan, “canımız feda olsun sana”, “vur de vuralım” “öl de
ölelim” diye haykıran bir kulluk, itaat kültüründe, güçsüzün psikolojisi ve
dünyası güce boyunsunma üzerine inşa edilmiştir: “Doğruyu söyleyeni dokuz
köyden kovanlar” ağalar, paşalar değildir; ağalar ve paşalar için kovma işini
dokuz köyün insanları yapar.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]-->Büyük olasılıkla hayvanların ve çocukların
yetişkinler tarafından kullanılmasının (ve hemcinsten ve yarı cinsten
birbirlerini kullanmalarının) en önde gelen nedeni iki cinsin gündelik yaşamda
birbiriyle olan sosyal ilişkilerinin ciddi oranda sınırlanması, birbirinden
gündelik ilişkiler bağlamında koparılmasıdır. Türkülerimiz ve şarkılarımız hep
bu yabancılaştırmanı getirdiği duygusal sonuçların ifadeleriyle doludur.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]-->Çocuk istismarında da yasal sistemin önleme
(prevention) yerine hapis yoluyla toplumdan tecrit etme cezalandırmaya
dayanması. Hapisle cezalandırma süreci sırasında “ıslah yoluyla topluma yeniden
kazandırma” gibi amaçların sadece sözde kalması, dolayısıyla<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>tecrit ötesine geçmemesi. Dolayısıyla, suçun
azaltılması yerine, suçun artmasına katkıda bulunulması.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<br /></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";">
</span></span></span><!--[endif]-->Hapis sonucunda kişiye “sabıkalı etiketinin
yapıştırılması”, iş bulmasının engellenmesi; toplumsal çevreye bütünleşebilme
ve yaşayabilme olasılıklarından ve olanaklarından mahrum bırakılması.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<!--[if !supportLists]--><span style="font-family: "symbol"; mso-bidi-font-family: Symbol; mso-fareast-font-family: Symbol;"><span style="mso-list: Ignore;">·<span style="font: 7.0pt "Times New Roman";"> </span></span></span>Hukuk sisteminin maddi ve maddi olmayan gücünü
sürdürmesi ve geliştirmesi için yaptıkları (ve yapmadıkları) da durumu
kötüleştirmeye katkıda bulunmaktadır. Örneğin yeni suçların eklenmesi ve var
olan suç tanımlarının kapsamlarının geliştirilmesi gibi yeni düzenlemelerle,
(özellikle Amerika’dan transfer edilen güncel yasal biçimlendirmelerle),
kapitalist hukuk sisteminin egemenliğindeki toplum ciddi şekilde birbirine
düşman, birbirinden korkan, birbirinden koparılmış bir toplum olma yolunda
ilerlemektedir. Öyle ki yakında ”beni beş saniyeden fazla süzdü” diye sevmediği
veya herhangi bir nedenle intikam almak istediği birini mahkemeye verecek,
hapse attıracak ve tazminat alacak. Televizyon ve internet haberlerinde bunları
da izleyeceğiz. Hatta “15-20 sene önce bana tacizde bulundu” diye, aynı şeyi
yapabilecek: Bunun getirdiği sonuçlardan biri de erkek ve kadın arasında
güvensizliğin ve düşmanlığın ve de homoseksüelliğin ve çocukları gizlice ve
örgütlü seks hizmeti verenler yoluyla kullanmanın teşvikidir. Dahası var: İki
çocuk arasındaki seks oyunu (örneğin doktorculuk oyunu) taraflardan birinin hapse
atılmasıyla sonuçlanacak. İşte bu ve benzeri günlük yaşamdaki ilişkisel
yapıların doğasını kullanarak geçerli ve geçersiz “suç icat eden” hukuk
sisteminin kendi varlığını ve gücünü yeniden üretme ve geliştirme mekanizmaları
toplumda ciddi olumsuzluklar yaratma işlevine sahiptir.</div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="text-indent: -0.25in;"> </span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<span style="text-indent: -0.25in;"> Her olumsuz şeyi “devlete ve devletin
sorumluluğuna” havale eden bir kültürel ortam da yukarıda belirttiklerime
katıldığında, çocuklar için pek de “hayırlı olmayan” bir ortamda yaşandığı
ortaya çıkar.</span></div>
<div class="MsoListParagraphCxSpLast" style="mso-list: l0 level1 lfo3; text-align: justify; text-indent: -.25in;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">SONUÇLAR VE ÇÖZÜM OLMAYAN ÇÖZÜMLER <o:p></o:p></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Sorunu bireysel seviyeye
indirgersek, eh. çözüm de beraberinde gelir: Taciz vaaar, saldırın! Bir de
bakarsın ki, borcunu ödemek istemeyen bir adam, borcu olanı çarşıya çağırır
“görüşelim” diye; karşılaştıklarında borcu olan “tacizci vaaar” diye bağırır ve
millet suçsuz adamı insafsızca döğmeye başlar: Korkakların sürü içinde kahraman
kesilmesiyle gelen linç kültürü. Bir sürücü kırmızı ışıkta geçerek bir kişiye
çarpıp komaya sokar; ama orada kırmızı ışıkta duran ve olayı gören (bir kişi
dışında)<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>hiç kimse şahit olmaz: Bireysel
koşulda sürü saldırganlarının korkaklık kültürü.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Sonuçlar sadece bireysel faşizmin
desteklenmesiyle sınırlı değildir. Toplumsal yapıyı oluşturan birçok örgütlü
çıkar yapılarına işlevsel sonuçlar yaşatılır ve sürdürülür.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Son halkayla uğraşma, aspirin (veya bir ağrı
kesici) içerek<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>baş ağrısıyla uğraşma
gibidir: Sorunun nedenleri üzerine gitmediği için, baş ağrısı yine gelir. Yine
aspirin, yine baş ağrısı.. Bazı güçler bundan çok memnun: Niye baş ağrısının
nedenlerini ortadan kaldırmaya çalışsın ki? Baş ağrısını oluşturan nedenler her
yönüyle çok işlevseldir! <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Böl, dayanışmayı ortadan kaldır;
güvensizlik, tedirginlik ve korku aşıla; yalnızlaştır, birbirine düşür ve yönet
politikaları günümüzde oldukça geliştirildi. Medya profesyonelleri her konuda
olduğu gibi çocuğun cinsel istismarında da<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>bu tür biliş, duygu ve davranış işlemelerini yapmaya başarıyla devam
etmektedir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Sorunu bireye indirgeyince, “bizim
için” diye, güçlüler arasında ve güç ilişkilerinde hem egemen çıkarların hem de
kendi çıkarlarının gerçekleşmesi işini varoluşlarından beri yapan hukukçular da
bu indirgemeye uygun yasalar yaparlar ve cezalar uygularlar. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Çözüm ürettiğini sanan bazıları medyada
idam cezası! kökünden kazı! As!, bak bakalım bir daha yapmaya cesaret ederler
mi?” diye böğürürken ve<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>dışarıda kitlelerin
“kudurmuşça, öldür! öldür! As, kes, vur”<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>sesleri teşvik edilirken,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>adalet
sistemi de “suçlu bireyi” hapsederek çözüm arar. Adalet sisteminin, “rehabilitasyon”
işi gördüğünü hiç gören ve duyan var mı? Bu sistem, öncelikle korku verme ve
tecrit işi yapar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Sağlıklı çözüm<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>sunduklarını sanan bazıları da, hapisten
çıkanı çeşitli mekanizmalardan geçerek gündelik yaşam içinde cezalandırmaya
devam etme işini gerçekleştirirler. Hapisle ve çeşitli dışlamalar yoluyla, bu
tür suçun azalmasına asla <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>katkıda
bulunulamaz. Bu tür tedbirler, çözüm olmayan çözümdür ve bir sabıkalıyı günlük
yaşamında hayat boyu mahkum etmedir.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Çözümü hukuk sisteminde aramak da
büyük ölçüde geçersizdir, çünkü hukuk sistemi egemen yapının bütünleşik
parçasıdır. Daha kötüsü hukuk sisteminin varlığı, sürdürülebilirliği ve
gelişmesi suçun nicel olarak artmasına, nicel olarak çeşitlenmesine ve bilinçli
olarak suç yaratmaya bağlıdır. Ayrıca yasalar güç ve çıkar ilişkilerinin
ifadeleridir. Böyle bir yapıdan, o yapıda mücadele veren küçük bir azınlığın
katkıları dışında, toplumun geneli için anlamlı bir şeyi “herkes seyahat
özgürlüğüne sahiptir” gibi soyut saçmalıklar (ama egemen yapılar ve ilişkiler
için çok işlevsel saçmalıklar) ötesinde çok az bulabilirsin. Dikkat edersek, bu
durum, “yasalar gereği gibi uygulanırsa, sorunlar çözülür” düşüncesini de büyük
ölçüde geçersiz yapar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Hapisle “tecrit” etmeye ve hapis
korkusuyla “caydırmaya” dayanan bir hukuk sistemi, ıslah edemez, tam aksine
daha kötüleşmeye katkıda bulunur. Islah eden bir hukuk sistemi, araz/sorun
yarat, arazı/sorunu gidermek (örneğin ıslah) için örgütlü çıkar yapıları kur ve
harekete geçir, bu örgütlü faaliyetlerle (ıslah faaliyetleriyle) yeni arazlar
oluşsun ve bu arazlarla uğraşmak için yeni örgütlü faaliyetler örgütle sarmalı
düzenine dayalı kapitalist üretim tarzı ve ilişkilerinin doğasına aykırıdır.
Kapitalist üretim tarzının bütünleşik parçası olan hukuk sisteminin ıslah işini
yapabilmesi, ancak uygun bir üretim tarzı ve ilişkilerinin varlığına
bağlıdır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Çoğu kez başvurduğumuz “…meli” ve “…malı” ile
gelen normatif çözümler tarih boyu büyük çoğunlukla “küvette kürek sallayarak”
kendini ve başkalarını oyalama ve kandırma işlevi görürler. Medya (veya devlet,
hukuk sistemi) “şunları yapmalı veya yapmamalı” tartışması kaçınılmazdır; ama
sadece var olan ilişkisel güç yapısını meşrulaştırma ötesine çok az gider.
Çünkü medya profesyonellerinin ürettikleri onların ne ve nasıl olduklarını
gösterir. Başka türlü olamazlar, çünkü olsalardı, zaten bunu ürettiklerinde
yansıtırlardı. Meli ve malıyla gelen normatif çözümler beddua (veya dua)
gibidir: Beddualar kabul edilseydi, dünya milyonlarca kez batmıştı.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Sorunun hem medyanın biliş
yönetimiyle ilgili gelen sorunların hem de çocuk istismarı sorununun <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>cahillik ile çok az ilgisi vardır.
Dolayısıyla, “eğitim” “eğitim” diye her konuda öne sürülen “eğitme” denen
işlevsel saçmalığa da kurtarıcı olarak sarılmamak gerekir. Elbette, çocukların
korunması ile ilgili olarak medyada, okullarda ve ilgili yapılarda eğitim
içeren içerikler sunulması faydalıdır; ama bunlar ancak “korunma” bağlamında
işlevseldir; bireysel olan ve örgütlü yürütülen çocuk istismarlarını “nedenleri
üzerine eğilerek yayılmasını önleme ve azaltılmasını sağlama bağlamlarında
önleyici” değildir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
(1) Sorunun “eğitimsiz olmayla”
hiçbir anlamlı bağı yoktur. Temel bağ, ilişkisel kültürün çocuk istismarı
bağlamındaki kötü-işlevselliğiyle ve çocuk istismarı üzerinden para kazanmayla ilişkilidir.
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
(2) Cinsel istismar, sosyalleşme
dediğimiz yaşam boyu eğitimin tarihsel<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>doğasının arzu edilmeyen ama var olan parçalarından biridir.. Uyduruk
birkaç eğitim programıyla veya yüksek cezalarla dönüştürülebilecek ve
çözümlenebilecek bir şey değildir. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
(3) Cinsel istismar örgütlü çıkar
yapılarının (örneğin seks turizmi gibi) bilinçli olarak sürdürdüğü çıkar
faaliyetleridir; dolayısıyla bu bilinçli tüccarları eğitme düşüncesi gülünçtür,
saçmalıktır.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>New York’tan İstanbul’a
ayakkabı boyacısı çocukları veya kendilerine sunulan çocukları iğfal etmek için
gelen, örneğin mühendisler ve bazı turizm endüstrisi yöneticileri eğitimsizliği
veya cahilliği temsil etmezler, bireysel seks için çocuk kullanmayı ve örgütlü
yapıların ekonomik çıkarları için çocukları pazarlamayı/tedarik etmeyi temsil
ederler. Bu “eğitilmişlerin” sürdürdüğü çocuk kullanımı ve ticareti kendisini
ve<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>ahlakını meşrulaştırarak işini
yapmaya devam eder. Bu örgütlü seks ticaretini konu alma yerine, bireyleri konu
alan medya profesyonelleri ise, bu ticaretin suç ortağı durumuna düşerler.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
(4) Sorunun ve çözümün bilme,
bilinç veya farkındalık ile bağı, dindar gençlerin kendilerini kendi elleriyle
tatmin ettikten sonra, günah işlediği için suçluluk hissetmesi, “Affet beni
Allahım” diye yalvarması ve bu günahı ve tövbe etmeyi sürekli tekrarlamasına
benzer. Bilme, bilinç ve farkındalık,<span style="mso-spacerun: yes;">
</span>bedensel istek ve ihtirasın tekrarlanan kurbanı olur. Medya
profesyonelleri bağlamında ise, bilme, bilinç ve farkındalık, bireysel
çıkarlarla birleşen örgütlü çıkarların karşısında erir gider. Direnenler ise,
hapse atılmaz ve öldürülmezlerse,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>egemen
üretim ortamının dışına itilerek güçsüzleştirilir, marjinalleştirilir ve
cebinden vurularak cezalandırılır. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Tüm bunları ve benzerlerini bizde
alkışlarız.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Çözümü devlet kurumlarına havale
etmek de gülünçtür, çünkü var olan durumun var oluşunun nedenleri arasında
devlet kurumlarının yaptıkları ve yapmadıkları yer alır. Devlet kurumları
demek, oralarda süregelen örgüt kültürü ve bu kültüre uygun günlük pratiklerle
çalışan insanlar demektir. Dolayısıyla değişim, egemen örgüt kültürünün yerine
farklı kültürel pratikleri getiren örgütlü insan pratiğinin değişmesinde yatar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="text-align: justify;">
Uzun zaman alan siyasal, ekonomik
ve kültürel örgütlü ve örgütlü olmayan ilişkisel politikaların uygulanması ve
yaygınlaştırılmasıyla sorun ancak azaltılabilir. Elbette, çocukların istismarı
olasılığını azaltacak bireysel tedbirlerin de daima belli ölçüde yararı olur.
Peki, çocuk istismarını kökünden kaldıracak çözüm var mı? medya bu çözüme
olumlu katkıda bulunur mu?<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Böyle bir
saçmalığa ancak siyasetçiler ”evet” der. Sorun sayısız belirleyici faktörlere
sahip olduğu için, “kökünden kazıma” ve medyanın bu işe insanları
bilinçlendirerek katkı sağlaması olasılığı yoktur. Medya, profesyonellerin
kendileri ve kendilerini besleyenlerin çıkarları<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>için bilinç, duygu, duyarlılık, ilgi, inanç,
tercih ve davranış yönetimi yapan örgütlü şebekeler ağlarını içerir. Toplum
yararına olan kamu spotlarına “zorunlu yayın” adını verenlerden ve “bir elimde
ayna, şair beni kıskanır” gibi şairin ne dediğini anlama kapasitesinden
yoksunların veya anladığı halde şairin dediğinde olduğu gibi işine gelmeyenleri
çarpıtanların egemen olduğu medya dünyasında, toplum yararına olan bir şeyler elbette
vardır. O şeyler, kitleleri yönetmede çok işlevsel olan sayısız medya dışkıları
arasında, ne yazık ki, yutulur ve görünmez yapılırlar, eğer sen bilinçli olarak
onları aramıyorsan. <o:p></o:p><br />
<br />
İrfan Erdoğan,<br />
Kasım 2, 2018<br />
Türkiş Toplantı Salonu, Ankara<br />
<br /></div>
irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-456370492972697942018-10-29T03:11:00.002-07:002021-10-12T13:18:56.532-07:00Bursformu<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgis3KisfpdrlO4ME044sPt802E8JP3dKzwUp6ntSrYI47K6tty4D6KZ8to1qtuiAPsq4GC6is-8B9ykJGzxJOPyJ-cd3fiI3St2PBd-_QQE1qWW5VJAi3nmZqo1ZS0vGJo-W_KeCZ4pSgL/s1600/basvuruform.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="158" data-original-width="174" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgis3KisfpdrlO4ME044sPt802E8JP3dKzwUp6ntSrYI47K6tty4D6KZ8to1qtuiAPsq4GC6is-8B9ykJGzxJOPyJ-cd3fiI3St2PBd-_QQE1qWW5VJAi3nmZqo1ZS0vGJo-W_KeCZ4pSgL/s1600/basvuruform.jpg" /></a></div>
Başvurmak için formu indirip doldurduktan sonra eposta ile göndermek yeterlidir.<br />
<br />
<b><span style="color: red;">Burs formunu okumak ve indirmek için buraya tıklayın <a href="https://drive.google.com/file/d/13OS5LTC0gtUWUGp_j2pZcYpeD_QJcoSB/view?usp=sharing">Bursformu</a></span></b>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-12333531643007114562018-10-29T02:20:00.009-07:002021-10-12T13:27:35.073-07:00Öğrencilere Burs<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4VpvVKE5IyODC5TFO1NsxBY3LNBo74mc1hY2fsGENwM-pujyTRam7G2cFT_N3AwXBgLBVXstmQdccs-76aVoao3TMXMkxowdez050lM8PiitBAzGA2L9BneZNLgy4AaS6aM7TvT1g91nP/s1600/dinliyorum.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="149" data-original-width="126" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj4VpvVKE5IyODC5TFO1NsxBY3LNBo74mc1hY2fsGENwM-pujyTRam7G2cFT_N3AwXBgLBVXstmQdccs-76aVoao3TMXMkxowdez050lM8PiitBAzGA2L9BneZNLgy4AaS6aM7TvT1g91nP/s1600/dinliyorum.jpg" /></a><br />
<h1>
</h1>
<span style="font-size: large;"><b>
Burs hakkında</b></span><br />
<h3>
<o:p> </o:p>Bu burs, ihtiyacı olan üniversite öğrencilerine günlük yaşamını
kolaylaştırmaya katkıda bulunmak amacını taşıyan bir burstur.</h3>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Burs İletişim alanındaki öğrenciler için düşünülmüştür.
Fakat başka alanlardan öğrenciler de başvurabilir.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p><br />
<span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></div>
<span face=""arial" , "helvetica" , sans-serif" style="font-size: medium;"><b>
Burs miktarı (ve bağış bilgileri)</b></span><br />
<h2>
<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
Ayda 500 tl’dir. Bu miktar koşula göre az veya
çok olabilir. <br />
<br />
<div align="center" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0cm; text-align: center;"><br /></div>
<br /></div>
<span face=""arial" , "helvetica" , sans-serif" style="font-size: medium;"><b>
Burs süresi</b></span><br />
<h2>
<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 22.5pt; text-indent: -4.5pt;">
Burs Eylül ayı ortasında başlar ve Haziran ayı ortasında biter.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="margin-left: 0.25in;">
Burs süresi biten öğrenci bursa
her yıl yeniden başvurabilir. Önceki yıl burs almış olması sonraki yıl için
alacağının ölçütü veya garantisi değildir.<br />
<br /><br /></div>
<span face=""arial" , "helvetica" , sans-serif" style="font-size: medium;"><b>
Burs nasıl ödenir</b></span><br />
<h2>
<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
Burs ödemesi, öğrencinin herhangi bir bankada açacağı hesaba
EFT ile her ayın ikinci haftası içinde otomatik olarak ödenir. <o:p></o:p><br />
<br /></div>
<span face=""arial" , "helvetica" , sans-serif" style="font-size: small;"><b>
Nereden bilgi ve başvuru formu alabilirim</b></span><br />
<h2>
<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">İnternette
erdoganirfan.blogspot.com</span> adresini yazdığınızda benim web sayfam
gelir. Orada “Öğrenci Bursu” seçeneğini seçiniz. Bilgi ve başvuru formunu
bilgisayarınıza indirebilirsiniz. <o:p></o:p><br />
<b><br /></b></div>
<span face=""arial" , "helvetica" , sans-serif" style="font-size: medium;"><b>Bursa başvuru tarihi</b></span><br />
<h2>
<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
Ekim ayı başına kadar her zaman olabilir. Ekim aynın ilk
haftasında başvuru sonucu başvuranlara bildirilir. <span style="mso-spacerun: yes;"> Burs ödeme ekim, ayının ikinci haftası başında başlar.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p><br />
<span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></div>
<span face=""arial" , "helvetica" , sans-serif" style="font-size: medium;"><b>
Nasıl başvurulur</b></span><br />
<h2>
<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
Burs başvuruları ve ilgili sorular benim <span style="background: yellow; mso-highlight: yellow;">e-postama
erdogan.irfan@gmail.com</span> adresine gönderilmelidir. <o:p></o:p></div><div class="MsoNormal"><br /></div><div class="MsoNormal"><b><span style="color: red;">Burs başvuru formunu indirmek için buraya tıklayın <a href="https://drive.google.com/file/d/13OS5LTC0gtUWUGp_j2pZcYpeD_QJcoSB/view?usp=sharing">Bursformu</a></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: red; mso-spacerun: yes;"><b> </b></span><br />
<span style="mso-spacerun: yes;"><br /></span></div>
<span face=""arial" , "helvetica" , sans-serif" style="font-size: medium;"><b>
Bursa kim başvuramaz</b></span><br />
<h2>
<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
Herhangi bir vakıftan, üniversiteden, kamu kuruluşundan veya
diğer herhangi bir kaynaktan burs alanlar. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
Ailesinin geliri, zor durumda kalmadan okula devam
etmesine yeterli olanlar.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">Üniversite öğrencisi olmayanlar.</div><div class="MsoNormal"><o:p></o:p><br /></div>
<span face=""arial" , "helvetica" , sans-serif" style="font-size: medium;"><b>
Değerlendirme kriteri</b></span><br />
<h2>
<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
Değerlendirme başvuran öğrencilerin doldurduğu başvuru
formundaki göstergelere göre yapılacaktır. Bu göstergelere dayanarak
oluşturulan indekse göre karar verilse bile, bu karar kaçınılmaz olarak öznel
olacaktır, dolayısıyla bu ölçütler, kararın yanlışlığı, doğruluğu ve yanlılığı
sorgulama<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>konusu yapılamaz.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal"><br /></div>
<b><span face=""arial" , "helvetica" , sans-serif" style="font-size: medium;">
İlgili başka sorular için </span></b><br />
<h2>
<o:p></o:p></h2>
<div class="MsoNormal">
Aklınıza gelen herhangi bir soruyu bana <span class="MsoHyperlink"><a href="mailto:erdogan.irfan@gmail.com">erdogan.irfan@gmail.com</a></span>
adresine yazarak sorabilirsiniz.<o:p></o:p><br />
<br />
<a href="https://drive.google.com/file/d/1wknd3xqe2aiOhv2fFHr8HFPyeReW2wOh/view?usp=sharing"><b><span face=""arial" , "helvetica" , sans-serif" style="color: red; font-size: medium;">Bu bilgileri bilgisayarına indirmek için tıklayın</span></b></a></div>
<br />irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-57564823565079825702018-10-16T10:51:00.005-07:002021-10-12T13:34:48.323-07:00Kitaplar BEDAVA<div class="MsoNormal">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXEiBEMjJHMPmeu1_fDe8rS9aJiX0aBnVw8uG9Zix6ldrEFefeaqKSf3ywEv2MIQ4HnA70UcQWpZAWAt7dtZnTxDjBifJ-6AFm7FBGkMRamQKeFQHAkylN7Ig2bB02jqL7Uw8QY9PGRrzc/s1600/Protester.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="295" data-original-width="320" height="184" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXEiBEMjJHMPmeu1_fDe8rS9aJiX0aBnVw8uG9Zix6ldrEFefeaqKSf3ywEv2MIQ4HnA70UcQWpZAWAt7dtZnTxDjBifJ-6AFm7FBGkMRamQKeFQHAkylN7Ig2bB02jqL7Uw8QY9PGRrzc/w200-h184/Protester.jpg" width="200" /></a></div>
<b>Kitaplarımın hiçbiri kesinlikle satılık değildir
(olası istisnai durum için lütfen okuyun).</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Gerçi birkaç öğrenciye burs vermek için bir
banka hesabında yeterince para ayırdım. Fakat daha fazla sayıda öğrenciye burs
vermeme katkıda bulunmak için eft ile (alıcı: irfan erdoğan, açıklama: burs hesabına öğrencilere burs vermeye katkı, </b><br />
<b><span face=""arial" , "helvetica" , sans-serif" style="background-color: yellow;">İban no: TR16 0013 4000 0066 4697 7000 01</span></b><br />
<b>para gönderenlere, istedikleri kitabımı/kitaplarımı teşekkür için bedava göndereceğim.</b><br />
<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal"><b><br /></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b>Burs vermeme katkıda bulunacak durumda değilseniz, bana adresinizi yazarsanız, size istediğiniz kitabı bedava gönderirim. </b><o:p></o:p><br />
<b><br /></b>
<span style="color: red;"><b><br /></b></span>
<span style="color: red;"><b>ÖNCE EFT GÖNDERİN. </b></span><b style="color: red;">SONRA EPOSTAMA İSTEDİĞİNİZ KİTABIN ADINI ve adresinizi yazın. </b><b style="color: red;">epostam: erdogan.irfan@gmail.com (isterseniz telefon edebilirsiniz: 536 957 2447)</b><br />
<b><br /></b>
<b><br /></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><br /></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b></b></div>
<a name='more'></a><b>ŞU AN ELİMDE OLAN KİTAPLAR:</b><br />
<div class="MsoNormal">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
1. Diktatörlüğün
Medyası (2018; yeni basıldı)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
2. Televizyon haberleri:
Kirletilmiş ruhun günlük gıdası (2018 yeni basıldı)<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
3. Pozitivist Metodoloji ve
Ötesi<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
4. İletişimi Anlamak<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
5. Teori ve Pratikte
Halkla İlişkiler<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
6. Kapitalizm, Kalkınma, Post
Modernizm ve İletişim<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
7. Sinema ve Müzik<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
8. Ampirik Araştırmalarda
sorunlar<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
9. Media and Ethics<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
10. Çevre Sorunları<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
11. Ekoturizm<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b>NEDEN ve NASIL?</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
Başlangıç olarak birkaç üniversite
öğrencisine burs vermek istedim. Bunun için irfan Erdoğan Öğrenci Yardım Vakfı
adıyla bir vakıf kurma girişimine başladım. Epey karmaşık bir süreç, ama inatla
her aşamada önüme çıkan sürprizlerle gelen sorunları çözmeye başladım: Bu
sürprizlerin önemlilerini sıralayayım:<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
1. Yardım
vakfı kurmak için en az 60 000 (altmış bin) lira bankaya Vakıf için yatırmak
gerekiyormuş. Onu yaptım.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
2. Vakıf
senedi hazırlanıp noterde tasdik ettiriliyormuş. Eh, birkaç yüz liraya falan
olur düşüncesiyle gittim noterlere. En az 1200-1500 lira olur dediler. Ona da
tamam dedim.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
3. Ben vakıf kurunca vergi
verilmez sanıyordum. Evet öyle, ama vakfın vergiden muafiyeti için en az 550
bin lirası olması gerektiğini ve bazı diğer koşullar olduğunu öğrendim. İlgili
birileriyle konuştuktan sonra, güçsüzsen ve vakıf kuracaksan vergi ödersin,
güçlüysen (ve vergi kaçırmak ve de diğer bazı kirli işler yapmak istiyorsan)
vergi falan ödemezsin hem de mali destekler de alırsın.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
4. Vergi
vereceğimi öğrendikten sonra, bana defter falan tutulması gerektiğini ve bu işi
muhasebecinin yapmasının gerektiği söylendi. Tahmini ne kadar dedim: Ayda 400
lira kadar dediler. Dört yüz liraya ayda bir öğrenciye bur veririm dedim.
Yanıt, "muhasebeciler de kazansın" oldu. Muhasebeci zaten kazanıyor!<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
5. İlgili yerlerden benden
yeni noter işleri (imza yetkisi gibi şeyler) eklediler. Noter ve devlet
“mahallenin köşebaşına yola taş dizerek gelip geçenden taşın üzerinde atladı
parası alan yeniçeriyi kıskandıracak yollarla harçlar, vergiler, düzenleme
ücretleri ve bir sürü ücretler aldığı için kafam iyice bozuldu: Onlara niye
para vereyim ki, onlara vereceğimi bir öğrenciye veririm. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
6. Tüm kitaplarımın tüm gelirlerini,
kitapları bastırmak için harcadığım para dahil, vakfa bağışlayacağımı ve
böylece vakfa gelir sağlayacağımı ve daha çok sayıda öğrenciye burs vereceğimi
düşündüm. İlgili yerlerden benden yeni noter işleri (imza yetkisi gibi şeyler)
eklediler. Noter ve devlet “mahallenin köşebaşına yola taş dizerek gelip
geçenden taşın üzerinde atladı parası alan yeniçeriyi kıskandıracak yollarla
harçlar, vergiler, düzenleme ücretleri ve bir sürü ücretler aldığı için kafam
iyice bozuldu: Olur da bu kadar olmaz. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
7. Kitaplarımın satılması ve vergiden muaf
olması ile ilgili olarak, “eser” olduklarını belirten bir yazıyı Kültür
bakanlığından alıp vergi dairesine vermem gerektiği söylendi. Bakanlığa gittim.
“Kaç kitap var” diye sordu memur. 13 kadar dedim. Eser olduğu yazısı için “her
biri için 143 küsür lira ödemem gerektiğini söyledi. Yani, en son iki kitabın
biner tane basımına 15 bin lira verdim. Şimdi her biri için % 14.3 “eser
olduğu” yazısı almak için vereceğim. Zaten vergisi % 17 lira.
"eserdir" yazısını alıp vergi dairesine gittiğimde, dilekçe için de
para isteyeceklerdir. Yani, her adımda bir şekilde soyulduğumu hissetmeye
başladım, ben “hayır işi yaparsan” meşrulaştırılmış-soygun/haraç çok az olur
sanıyordum. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
8. Sonunda,
parayı defter tutma, muhasebeci gibi şeylere ayda 400-500 lira verme ve her
adımda meşrulaştırılmış haraç alanlara verme yerine, öğrencilere veririm
diyerek vakıf kurmaktan vazgeçtim.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
9. Onun yerine, bankaya ayırdığım 60
bin lira ile başlangıçta üç öğrenciye, her birine ayda 500 lira
tutarında bursu kendim doğrudan vermeye karar verdim.<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
10. Kitaplarımı da dağıtıcıya verip
satma işine girişmiştim. geçmişte, Kaynak, Ümit ve İmge kitabevi dışında
kitaplarımı bastırdığım kitapçılardan telif kontratı imzaladığım halde
hiçbir para alamadım. Bu nedenle kardeşim kişisel bir kitap basım şirketi kurdu
ve dağıtıcılara verdi. Ama “iş adamı olma” bilgi, yetenek ve beceri
yokluğu nedeniyle, kitaplar satıldı, ama zarar edildi. Kardeşim işi
bıraktı. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
11. Öğrencilere burs verme kararından sonra, bursa
katkı için kitaplarımı satmayı düşündüm. Ayrıca iki tane de yeni kitap
bastırdım. Dağıtım işinde sürekli “dürüstçe ve gereği gibi işler yapılmadığı
için, güvenilir yol aradım. Güvenilir olanlar da büyük dağıtıcılar. Büyük dağıtıcılarla ilgili topladığım bilgi beni şaşırttı: Büyükler bireysel olarak kitap bastıranlar ve küçüklerin kitaplarını dağıtmak istemiyorlar. “Sanki mal ellerinde kalacakmış ve çürüyecekmiş veya imajları sarsılacakmış --bu olabilir-- gibi, küçük sayıdaki şeyleri satmaya da tenezzül etmiyorlar. “Neden?” diye sorduğumda, “büyük dağıtıcılar uğraşmak istemiyor” gibi yanıtlar verildi. Buna benzer bir yanıtı da “özel üniversitede bölümü büyütmek istemeyen” bir bölüm başkanından aldığımda ağzım açık kalmıştı. ” “Uğraşmak istememek de ne demek? Belki de, kolayca para/maaş kazanılıyor; terleyerek kazanmak gibi bir niyet yok. Yahut ta, para “başka destekler” yoluyla kazanılıyor. Bir kapitalist ülkede böyle bir şey düşünen yöneticiyi, kapitalist hemen işten atar. Ama kapitalistimsi yapılarda kapitalisti de yöneticisi de aynı ortamın "benzer malı" olduğu için, kendilerince "işler tıkırındadır". Basmayı ve satmayı kabul eden küçük yerler de, genellikle zor durumda oldukları için, “ne vururlarsa kar” diyerek “hocam cumartesi gel telifi/parayı vereyim” diye "hiç gelmeyen o cumartesi" işiyle işlerini yürütüyorlar. Bundan elbette, arada bir dürüst olan çıkarsa, onlar zarar görüyor.<br />
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
12. Zaten dağıtım şirketleri %35 ile % 50
kadarının kendilerine ayırıyorlar. (Telif haklarının, yazar haklarının ve yazarak geçinme gibi şeylerin ne tür "gasplar" olduğunu anladım böylece).<br />
</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
<b>TÜM
YUKARIDAKİLERİ BİR ARAYA GETİRİNCE, KİTAPLARIMI SATTIRMAKTAN DA VAZGEÇTİM.</b><o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
<b>ONUN YERİNE, DAHA FAZLA SAYIDA
ÖĞRENCİYE BURS VEREBİLMEME YARDIM ETMEK İÇİN BURS HESABINA PARA YARDIMI
GÖNDERENLERE TEŞEKKÜR İÇİN İSTEDİKLERİ KİTABI
BEDAVA GÖNDERECEĞİM.<o:p></o:p></b><br />
<b><br /></b>
<b>AYRICA, "BENİM KİTAP ALACAK DURUMUM YOK" DİYENLERE BEDAVA GÖNDERECEĞİM. </b>(Ankara Üniversitesi İletişim
Fakültesinde, böyle yapıyordum. Birinde üç öğrenci geldi ve bedavadan üç ayrı
kitap aldılar (9 kitap) ve çıktılar. Hatırlamadığım bir nedenle, ben de
arkalarından çıktım. Biraz ileride merdivenlerde inerken, aralarında
"benim ne kadar enayi olduğumdan" bahsediyorlardı, çünkü ödeyecek
durumumuz yok diye beni kandırmışlardı. Dolayısıyla, kandırılmaya ve enayi
olmaya açığım! Gerekirse, posta/kargo parasını da öderim. FAKAT ELİMDE SINIRLI SAYIDAKİ KİTABIN GERÇEK İHTİYACI OLANA GİTMESİNİ İSTERİM. BU NEDENLE, DURUMUM KÖTÜ DİYENLERİN BANA ŞU BİLGİLERİ VERMESİ GEREKİR: Adı ve soyadı, Cep telefonu, Eposta, Devam ettiği okul, fakülte ve bölümü, sınıfı ve ekonomik koşulunu açıklayan bir epostayı bana göndermesi gerekir (<span face=""arial" , sans-serif" style="font-size: 12pt;">Okula gittiği yerde İkamet durumu, yaptığı herhangi bir iş,
yaz aylarında ne yaptığı, sigara içiyorsa, bırakmayı hiç düşünüp
düşünmediği, nasıl geçindiği, ailenin ortalama aylık geliri, baba veya
annenin adı ve telefon numarası gibi bilgiler</span>).</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: "Times New Roman"; font-size: medium; font-style: normal; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; font-weight: 400; letter-spacing: normal; line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; orphans: 2; text-align: justify; text-decoration-color: initial; text-decoration-style: initial; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
</div>
<br />
<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: "Times New Roman"; font-size: medium; font-style: normal; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; font-weight: 400; letter-spacing: normal; line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; orphans: 2; text-align: justify; text-decoration-color: initial; text-decoration-style: initial; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<div style="margin: 0px;">
<b>"KİMSE BİR ŞEY GÖNDERMEZ" DİYORLAR. UMURUMDA DEĞİL. BEN YİNE KENDİ ÇABAMLA VE İMKANLARIMLA AMACIMI GERÇEKLEŞTİRİRİM.</b></div>
</div>
</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
<b>KİMLERİN YARDIM YAPTIĞI
İSİMLERİYLE BU WEB SİTEMDE SÜREKLİ YAYINLANACAKTIR. </b></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
Umarım mahallenin köşesinde bizim
güvenliğimizi koruyan hançerli yeniçeriler “kitap için bağış gönderiyorlar,
bağış vergisi vermen gerek demez. Kitap gönderiyorsun, onun için de damga pulu
ve harç ve de a, b, c, d vergileri ödemen de gerekir demezler. Yani, yola taş
dizen ve "taşın üstünden atlama ve benim güvenliğimi koruma parası"
alan yeniçerilerin yolumu elli kez kesmeden mahalleme ve evime gitmeye
çalışıyorum. Ama başarısızım, çünkü başarı koşullarının ve olanaklarının
hiçbirini ben kontrol edemiyorum. Herhalde bireylerin bursa yardım için
gönderdiği birkaç kuruş için yeniçeriler beni daha fazla
"korumazlar"!. 2018 yılındaki değişikliklere göre, her seferinde
eşine, dostuna, arkadaşına, çocuğuna veya birilerine verdiğin
paranın/bağışların dört bin küsüre kadarı için vergi yok. Dolayısıyla bu
bağlamda yeniçerilerden kurtulduk. (eğer baban veya birisi sana bir
seferinde beş bin lira verirse "intikal" oluyor ve dört bin küsürün
üstündeki miktar için vergi --meşrulaştırılmış haraç da diyebilirsin--
ödüyorsun. Bin bir tür vergi kesildikten sonra elinde kalan paraya bile göz
dikiyorlar ve her fırsatta bir parçasını elinden alıyorlar. Alanların bir kısmı
da bir kısmını bunu devlete vermesi gerekirken, vermiyor bile). </div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
<o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: 14pt; margin-bottom: 12pt; mso-line-height-rule: exactly; text-align: justify;">
<span face=""arial" , sans-serif" style="font-size: 12pt;">DENEYİMİNİ
PAYLAŞMAK VEYA YOL GÖSTERMEK İSTEYEN OLURSA, BANA TELEFON EDEBİLİR: 536 957
2447</span></div>
irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8823265094234832927.post-31324154565709083722018-10-07T10:28:00.002-07:002020-11-07T12:51:46.034-08:00Kimlik politikaları<br />
<div style="text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxMN21KyqcG-Gq7-k36AjYr2LCLReg-LnEQ7G3qi_3x7ExnXtQieOLY04N0rwmNxYYkHFICNAZuJ3ixtyTBncRo70aEEj1NDq_4E9O2v1I3hQ_ZSEfrc6inSlTYBkeoTf2iZjOlKtU07rJ/s1600/kimlik.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="150" data-original-width="165" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxMN21KyqcG-Gq7-k36AjYr2LCLReg-LnEQ7G3qi_3x7ExnXtQieOLY04N0rwmNxYYkHFICNAZuJ3ixtyTBncRo70aEEj1NDq_4E9O2v1I3hQ_ZSEfrc6inSlTYBkeoTf2iZjOlKtU07rJ/s1600/kimlik.jpg" /></a><span style="font-size: large;"><b>İdeolojik egemenliğin ve kitleleri yönetmenin gözde yolu: </b></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><br /></span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><b>Kimlik politikaları</b></span><br />
<span style="font-size: large;">İrfan Erdoğan</span></div>
<br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">“Kimlik politikalarına karşı nasıl mücadele edilir?” sorusuna yanıt vermek için, okuyucuya</span><br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">önerim şudur: Bu yazıyı, bu tür soruları aklınızda tutarak, yeniden okuyun lütfen. Güç ve</span><br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">çıkar yapıları içinde kendi bilincinde ve sınıf bilincinde olmayan insanlar, kendi bilincinde</span><br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">ve sınıf bilincinde olanların egemen pratikleri altında köleliklerini kendilerine bahşedilmiş</span><br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">özgürlük olarak korumaya ve onlara işlenmiş insanımsı düşünceleri, değerleri, duyguları,</span><br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">duyarlılıkları taşımaya, başkaları için kendileri gibi olanları bastırmaya ve öldürmeye</span><br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;">devam edeceklerdir.</span><br />
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><b><a href="https://drive.google.com/file/d/1tD4bSCew6ipTnBs2g4hP_c6JZcovNQK-/view?usp=sharing">Makaleyi okumak için buraya tıklayın</a></b></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "helvetica neue" , "arial" , "helvetica" , sans-serif;"><br /></span>irfan erdoganhttp://www.blogger.com/profile/00785738790446888594noreply@blogger.com