CİLALI BAŞ DEVRİ 21. YÜZYILDA İNSANLIK:

Siyasal ekonomi ve kültürel incelemeler çatışması


İletişim kuram ve araştırma dergisi, Sayı 25 Yaz-Güz 2007, s. 267-280


Siyasal ekonomi ve kültürel incelemeler çatışması
İrfan Erdoğan



Siyasal ekonomi
Engels (1843) Özeti yapıtında, siyasal ekonominin çıkışını ticaretin
gelişmesi ve lisanslı sahtekarlık sisteminin (zenginleme biliminin)
gelişmesiyle açıklar. Siyasal ekonomi farklı varsayımlardan hareket eder ve
iki temel şeyi ifade eder:
(a) Birincisi, siyasal ekonomi economics denilen disiplinin 19. Yüzyılın
sonunda çıkmasından önce, ekonomiyi inceleyen disiplindi. İsim değişikliği
bu iki disiplinin odaklanma alanlarını yansıtır. Klasik siyasal ekonomi emeği
ekonomik değerin kaynağı olarak düşünen bir teoriye dayanıyordu. Bu
teorinin yaratıcıları, özellikle Adam Smith, David Ricardo ve Alfred Marshall,
serbestlik doktrini (laissez passer laissez faire) ve ekonomik kâr elde etme ile
ilgili yorumlarında var olan egemen sistemi evrenselleştirdi, doğallaştırdı ve
meşrulaştırdılar. Robertsondan Marxa kadar ve sonraki Marksist düşüncede
olan siyasal ekonomistler kapitalist sistemde üretilen ekonomik değerin
temelinin (kârın orijininin) emeğin sömürüsü olduğunu belirterek egemen
sistemin meşruluğunu, dolayısıyla siyasal ekonominin doğallaştırdığı ve
evrenselleştirdiğini soruşturdular.
Görüldüğü gibi siyasal ekonomi kavramı sadece Marksizme ait değildir.
Dolayısıyla, her siyasal ekonomi incelemesi, eleştirel görünse bile, Marksist
bir analiz karakteri taşımaz.
(b) İkincisi, siyasal ekonominin siyasal yanıdır: Bu yanla, siyasal ekonomi
toplumlardaki kurumlar ve güç ilişkilerini, ve bunların gereksinimlerimizi
tanımlamamızı ve karşılamamızı nasıl etkilediklerini inceler. Bu bağlamda,
kitle iletişim araçlarının ne denli özel bir yere sahip olduğu ortaya çıkar.
Dikkat edilirse, burada siyasal ekonomi incelemesinin altında yatan temel
varsayım ortaya çıkar: Ekonomide olanlar toplumsal güç ilişkilerini yansıtır
ve etkiler. Kapitalist mülkiyet dengesiz sosyal güç yaratan bir kurumdur.
Pazar ve diğer kurumlar dengesiz sosyal güce dayandıkları için siyasaldır.
Dolayısıyla, ekonominin, siyasetin ve toplumun incelenmesi birbirinden
bağımsız olarak ele alınıp ayrılamaz. Bunların ayrı olduğunu ileri sürmek
veya sanmak ekonomide var olan güç ilişkilerini saklar ve ekonomi ile siyasal
ve toplumsal birlikteliği ortadan kaldırır. Bu da ekonomik sömürüyü ve belli
çıkarların belirlediği siyasalı doğallaştırmaya ve meşrulaştırmaya, dolayısıyla
insanlık durumu için sorumlu tutmadan azat etmeye yardım eder. Siyasal
ekonomi, örneğin kitle iletişim sürecinde bu güç ilişkilerini ve kurumları ayırt
etmeyi, onların etkilerini incelemeyi, sonuçlarını açığa çıkarmayı, olası
çözümler ve alternatifler sunmayı sağlar.


Share:

Translate

Çok Okunanlar

YENİLER

Blog Arşivi

Labels Etiketler

Burs ve Kitap

Kitaplar BEDAVA

Kitaplarımın hiçbiri kesinlikle satılık değildir (olası istisnai durum için lütfen okuyun). Gerçi birkaç öğrenciye burs vermek için  bi...