Türkiye "asrın depremi"diye "bize vuran bir piyango" gibi sunulan bir deprem yaşandı 2023 yılında.
Deprem "felaket" olarak nitelendi. Deprem nasıl oluyor da bizde felaket oluyor, ama Japonya'da binaların çökmediği ve kimsenin ölmediği olagan, rutin bir doğal olay oluyor?
Yanıt oldukça açık: Tedbir almayanlar ve gereğini yapmayanlar için felaket olur. Dolayısıyla "deprem felaketi" diye depremi suçlamak, sorumlu yapmak geçersizdir.
Deprem oldu. Büyük olasılıkla 100 binden fazla kişi öldü. Depremde göçük altında kalanlar feryatlar ederek öldüler, çünkü yardım zamanında gitmedi, yardım araçları ve imkanları orada yakında olsa bile kullanılmadı, hatta cep telefonları bile çalışmadı. Siyasal muhalefet ve medyada sürekli "yönetimin beceriksiz, bilgisiz, tedbirlerden haberi olmayan lar olarak niteledi ve eleştirdi. Sorun beceriksizlik, hazır olmama, bilgisizlik ve buna benzer şerler mi? Hyır değil. Asıl neden "krizleri fırsata çevirme" temeline dayalı bir çıkar ve düşünce ortamının belli çevrelerde egemen olmasıdır. Kısaca, bu tür ortamlarda, "para gelmeyecek, çıkar sağlanmayacak ve hatta çıkar olasılıklarını azaltacak birşeyler yapmak, "bu ortamların normal çıkar, çözüm, düşünce ve davranış kalıplarına aykırı düşer. Örneğin, dev seyahat gemileri olan bir zenginin gemisini kullanılmasını istemesinin yaıtsız kalması ve gemisinin depremzedeleri barındırmak ve yiyip içirmek için kullanılmaması "beceriksizlik veya bilgisizlik değildir: Kurnazca uygulanan rekabetçi çıkar politikasıdır. o adamın gemisinin kullanımı birilerine para kazandırmadığı için (rüşvet dahil), o gemiye izin verileceği düşünülemez. Bana "İrfan, eğer ben yardım içinde olsaydım, o zaman senin "işçiler fedakarca çalışıyor, saat ücretlerini 25 cent artırarak ödüllendir" dediğinden çok daha fazla para verirdim; ama ben para kazanma işindeyim" diyen amerikalı iş adamı için öncelik, bu ülkeyi soyan siyasetçilerin ve kapitalistlerin yaptığını yapmaktır: Bunu da deprem sırasında çok başarılı bir şekilde yaptılar. Cep telefon sinyallerini kestirenler, zamanında müdahale etmeyenler, müdahalede "tercihli yardım" yapan ve yavaş olanlar, çok hızlı bir şekilde "felaketi fırsata çevirme işinde" (özellikle binalar yaparak milyarlar vurma işinde) çok hızlı davrandılar; aspest denen öldürücü maddeyi içeren enkaz yığınlarını her zaman yapyıklarını yaparak sorumsuzca etrafa yığdılar.
Kısaca, sorun beceriksizlik değil, becerikli bir şekilde çıkar gerçekleştirme sorunudur: Aslında deprem sadece kitleler için sorundur; krizi fırsata çevirenler çıkar yapıları için, ekonomik çıkarlar sağlayan "Allahın onlara lütuflarından" biridir.
Türkiyede deprem olduğunda daha önceki depremde (veya madendeki işçilerin zehirlenerek, yangında veya göçük altında kalarak öldürülmesinde) olduğu gibi daha önce aşaıda yazdıklarımda belirttiğim "tarih kasıtlı ve bilinçli olarak tekerrür ettirilir":
Türkiye!de yine deprem oldu. Medyada yine aynı haklı şikayetler ve yakınmalar.
Bu binalara izin verenlere, denetleme yapanlara, binayı yapanlardan avanta alanlara, binayı tasarlayan ve inşa edenlere ve sahiplerine Türkiye'de ne olmaktadır?
Bunun yanıtını insan olan herkes bilir ve insanımsılar da bahaneler uydurur. Aşağıda dört bin yıl kadar önce, bina herhangi bir nedenle yıkılırsa, binayı yapana uygulanan cezalar yazılıyor.
Buna benzer veya bundan esinlenen bir yasa Türkiye'de olsa ne olur? Zaten var olanlara ne oluyorsa o olur: Yasa iki şekilde uygulanır: (1) Bina yapanlardan meşrulaştırılmış ve gayri-meşru (rüşvet, hediye) para almak için kullanılır; (2) Bina yapanlar en ucuza mal etmek için her türlü düzenbazlığa başvurur (örneğin malzemeden çalar; kötü malzeme kullanır).
Bina çöker ve insanlar ölürse ne olur? Ölürler ve hak ettiklerini bulurlar: Onlar da sağlam ev satın alsınlar veya sağlam evde kirada otursunlar. Bu tür lafları söyleyenlere, o ölenlerin yakınları falan "başmızdan Allah eksik etmesin" diye sürekli oy verirler.
Peli bina çöktü, bu binayı bu şekide yapanlara ne olur? Uzun senelerdir ne oluyorsa, o olur: Hiç bir şey olmaz; hatta millet vekili bile olurlar.