Ankara: Erk yayınları, 2003
SORUN AMAÇ VE YÖNTEM
İnsanlar günlük yaşamlarında kendilerini ve toplumlarını üretmek için birbirine bağlı sayısız örgütlü etkinliklerde bulunurlar. Bu insan etkinlikleri sonucunda, doğal çevrede çeşitli değişimler ortaya çıkmaktadır. Hava, su ve toprağın doğal kimyasal kompozisyonu değişmekte ve ekosistemde yaşam koşulları ciddi sorunlarla karşı karşıya gelmektedir. Yaşam ortamlarının değişmesi ve kaynakların aşırı kullanılmasıyla birlikte bitki ve hayvan topluluklarının yok olmaya yüz tutması, insanın ortak kültür mirasının bir parçası olan tarihi çevreyi oluşturan öğelerin günlük ekonomik çıkarlara feda edilmesi, çevreyi gözeten ve koruyan değerlerin yitirilmesinin göstergesi olmakta, dolayısıyla çevre sorunları konusunu daima gündemde tutmaktadır. Modern teknolojilerle yapılan üretimden, dağıtım ve tüketime kadar bütün sosyal süreçler sırasında ve sonrasında oluşan, insanı ve doğayı etkileyen çevresel sorunların ele alınması ve incelenmesi gerekmektedir. Elbette incelemeyle gelen amaç, sorunların çözümüyle ilgili kararlara, kurulan önleme mekanizmalarına ve uygulamalara yardımcı olmaktır. Bu bağlamda ele alınması gereken konulardan biri de çevre ve turizm konusudur.
Yukarıdaki gerekçeden hareket ederek seçilen çevre ve turizm konusunu ele alan bu çalışmanın birinci bölümünde genel bir çevre durum değerlendirmesi yapıldı. Bu amaçla, ekosistemi ve insanı tehdit eden başlıca çevre sorunları sunuldu: Hava kirliliği ve hava kirliliğinden kaynaklanan küresel ısınma, asit yağmurları ve ozon tabakasının delinmesi; orman ekosistemlerinin durumu; su ve toprak kirliliği; biyolojik çeşitliliğin durumu; katı ve radyoaktif atıkların çevre üzerindeki etkileri üzerinde duruldu. Bu sorunlarla ilgili olarak Dünyadan ve Türkiye’den örnekler verildi. Bunlar sunulurken sorunların nedenleri de doğrudan ve dolaylı olarak ortaya konuldu ve akış içerisinde çeşitli önerilere de yer verildi.
Turizm, dünya ekonomilerinde gittikçe büyüyen bir sektör olmaya devam etmektedir. Turizmin ekonomik önemi büyümeye devam ederken sosyal ve çevresel etkileri de büyümektedir. Geçmişte turizm yatırımcıları, turizmi sadece ekonomik fayda olarak görmüşlerdir. Bugün ise ekonomik faktörlerin ötesinde turizmin çevresel ve sosyokültürel sonuçlarına da bakılmaktadır. Son araştırmalar, turizm ile gelişmenin olabilmesi için çevre korumanın gerekliliğini vurgulamaktadır. Dolayısıyla, turizm ve çevre bağlamında ortaya çıkan çevre sorunlarının incelenmesi önem kazanmaktadır. Bu amaçla, ikinci bölüm turizm olgusu ve çevresel etkilerine ayrıldı. Önce turizmin kısa bir etimolojik açıklaması yapıldı. Turizmdeki gelişmeler ve endüstriyel büyüme, farklılaşma ve bütünleşme incelendi. Genel olarak turizm gelişimi sonucunda doğal, kültürel ve sosyal yapılarda ortaya çıkan sorunlara değinildi.
Turizm faaliyetlerinin doğal ve kültürel kaynaklar üzerindeki olumsuz etkileri ve bu etkilerin turizmin kendi geleceğini tehlikeye attığının anlaşılmaya başlanması ve bunun sonucunda daha uzun vadeli kullanıma dayanan sürdürülebilir turizm, alternatif turizm, ekoturizm, sorumlu turizm, yeşil turizm, yumuşak turizm, özel ilgi turizmi ve doğa turizmi gibi içerikleri hemen hemen aynı olan fakat farklı zamanlarda farklı isimlerle adlandırılan turizm türlerini gündeme getirmiştir. Bu bağlamda, üçüncü bölüm, sürdürülebilir kalkınmanın turizme yansıması olan sürdürülebilir turizm ve alternatif turizm konusunun açıklanmasına ayrıldı. Özellikle turizm türlerinin tanımlanması ile uygulama arasındaki farklılıklar üzerinde duruldu. Koruma kullanma dengesi söylemi dahil, çevre koruma dikkate alınmadan yapılan turizm planlamasının adı ne olursa olsun çevrenin geleceği için bir tehdit oluşturacağı görüşü sunuldu. Sosyal ve ekonomik gelişme çerçevesi içinde sunulan ekonomik çıkar yapıları ile çevre korumanın birbirinden ayrı düşünülmesinin hem sürdürülebilir turizm hem de sürdürülebilir yaşam için bir engel olacağı görüşü vurgulandı.
Dördüncü bölüm, doğa temelli turizm endüstrisinin hızla büyüyen bir bölümü olan, yerel toplumun bütünlüğüne saygı gösterirken ekosistemin korunmasına katkıda bulunan, aydınlatıcı doğa seyahati olarak tanımlanan ekoturizm konusuna ayrıldı. Ekoturizmin tanım, amaçları, çıkış ve gelişme nedenleri, ilkeleri, türleri, çevresel, ekonomik ve sosyal etkileri üzerinde duruldu.
Beşinci bölümde, sürdürülebilir ekoturizm için politikalarla, planlama ve uygulamayla gelen çözüm olasılıkları üzerinde duruldu. Türkiye’de çevre sorunlarının genel yapısı incelendi ve çevreyle ilgili yasal boyut üzerinde duruldu. Çevre Kanunu, Kıyı Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Turizmi Teşvik Kanunu ve Beş Yıllık Kalkınma Planları’nda çevrenin ele alınışı ve bunların çevre korumadaki etkileri irdelendi. Ağırlık daha çok turizmle bağlantılı yasal düzenlemelere verildi.
Altıncı bölümde, çevre koruma girişimleri ve turizm konusu ele alındı. Bu amaçla önce uluslararası bağlamda girişimler, anlaşmalar ve bunların içerikleri sunuldu. Bunun ardından başarı olasılıkları tartışıldı. Ardından bölgesel örgütlenmelerdeki girişimler, sivil toplum kuruluşları ve turizm sektöründeki çevre korumaya yönelik değişimler incelendi.
Turizm ve diğer amaçlarla doğanın planlı ve plansız kullanımı, kaçınılmaz olarak doğayı etkileyecek ve insana olumsuz olarak geri yansıyacaktır. Bu nedenle çevrenin ve turizmin geleceğe yönelik olarak sürdürülebilirliğini sağlayabilmesi için turizmin çevreyi ve çevredeki insanı merkeze alan planlı bir şekilde gelişim yönü çizmesi gerekmektedir. Turizmin varlığı bozulmamış bir çevreye bağlıdır. Bu bağlamda korunan alanlar konusunun incelenmesi önem kazanmaktadır. Özellikle son yıllarda sürdürülebilir turizm anlayışının bir devamı olan ekoturizm etkinlikleri için daha çok korunan alanlara doğru yönelim olmaktadır. Bu amaçla yedinci bölümde, korunan alanlar sistemi ve bu alanların turizm amaçlı olarak kullanımı incelendi. Amaç sadece betimlemeyle sınırlanmadı, özellikle de ekoturizm ilkeleri ile uygulama arasındaki bazı uyumsuzluklar dikkate alındığında korunan alanlar üzerinde oluşturacağı gerçek ve potansiyel tehditlere dikkat çekilerek öneriler sunuldu.
Turizm, çevre ve korumayla ilgili kuramsal yaklaşımlar endüstriyel yapıların soruşturmasız propagandasını yapmaktan fanatik bir karşıtlığa kadar değişmektedir. Bu kitapta, herhangi bir kuramsal tartışma yapılmadı ve kuramsal çerçeveler sunulmadı. Onun yerine, kuramsal yaklaşımlar, turizm ve çevreyi değerlendirmede yaygın olan görüşler ve karşıt alternatif görüşler olarak iki grup içine yerleştirildi; kitapta yansızlığı koruma amacıyla gerektiğinde her iki görüşün değerlendirilmeleri de sunuldu. Fakat ağırlık daha çok yaygın olan görüşlerin anlatımları ve anlaşılmasına verildi. Yaygın olarak nitelenen görüşler turizm endüstrisine ve faaliyetlerine doğrudan veya dolaylı destek veren ve aynı zamanda ideal normatif sunumlarla çevrenin korunması üzerinde duran görüşler olarak tanımlandı. Alternatif görüşler grubu ise çevre, doğa ve insanın sağlığını turizm ve ona bağlı endüstriyel yapıların çıkarlarının önünde olduğunu, akıllı kullanım ve denge kurma görüşlerinin aslında çevre bozulması ve insanın yaşam koşullarının kötüleşmesini yaratan bir iş yapış biçiminin sürdürülmesi için hazırlanan bilinç yönetimi olduğunu öne süren eleştirel yaklaşımlar olarak tanımlandı. Bu kitabın kuramsal yaklaşımına göre, turizmle, çevreyle ve insanla ilgili söylenenler gerçekleri sadece tanımlayan düşünsel anlatımlardır. İnsanla ve çevreyle ilgili gerçekler, insanın beynindekiler değil, dünyada ve ilişkilerde somut olarak var olanlardır. Gerçeklerin farklı görünmesi, kişinin nerede, neden, nasıl durduğundan ve amacının ne olduğundan dolayıdır, gerçeklerin farklı olduğundan dolayı değildir. Endüstrinin ve akademik yaşamın gerçeklerinin örtüşmesi veya çatışması da aynı bu şekildedir.
Bu çalışma, daha önce basılmış araştırmaları, istatistikleri ve değerlendirmeleri kaynak olarak kullanarak tasarlanmış niteliksel bir incelemedir. Dolayısıyla niteliksel metodolojiye karşı yöneltilen her eleştiriye açıktır.